RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Başkan, bakın, Plan ve Bütçe Komisyonunda gruplar var ve karşılıklı olarak gruplar fikirlerini söyler: Bunun için bunları konuşuyoruz yani buradaki hikâye şu değil: Biz elbette bir usul üzerinde konuşacağız çünkü her gün burada bütçeyi konuşuyoruz; sabah başlıyoruz, akşama kadar en az on iki saat konuşuyoruz ve bunun tabii ki usulü olacak, bizim usule itirazımız yok ama bunun içinde belli esneklikler olur yani Genel Kurulda bile -Genel Kurulda süreler son derece katıdır, bellidir- Meclis Başkanı ya da Meclis Başkan Vekilleri süreyi uzatır gerektiği zaman, bir dakika daha verir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Yani bakın, burada yarım dakika, bir dakika süre vermemek için on dakikadır bir tartışma başlatıyorsunuz; olur mu ya! Yani sizin oturduğunuz koltuk... Elbette Komisyon Başkanı olarak tabii ki birtakım yetkileriniz var ama bunu böyle keyfî olarak kullanamazsınız. Burada grup sözcüleri var, bizim de fikirlerimiz var, bir şey olduğu zaman birlikte konuşuyoruz; yani ben burada bizim grubumuz adına konuşan hatibin sözünü tamamlamasını ki bir de kendisine söz atılınca sürede de epey kayıp oldu; onu söyleyin, onu verin diyorum, diğer gruplara da verin ve hiçbir arkadaşımızın... Sorun bakalım kimin itirazı olacak bunu tamamlamasına. Yani böyle bir keyfîlik içinde olmayın ve burada eğer konuşacaksak sağlıklı konuşalım, birlikte konuşalım; herkes, bütün gruplar gerektiği zaman bu hakkı kullansın. Yani illa laf atıp karşılıklı konuşmamız mı gerekiyor? Yani grubumuz adına... Yani bu kadar gayriciddi; ben anlamış değilim, böyle bir usul...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ayrıca, şunu söylüyoruz, tabii ki süreler veriliyor. Ben ilk baştaki sizin müdahalenizde "Bir dakika, iki dakika..." deyince...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Türeli, buyurun, devam edin.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Başkan, biz bu sene ilk defa bütçe görüşmüyoruz, biz geçen sene de bütçe yaptık ve daha önce, 24'üncü Dönemde ben de milletvekiliydim, siz de milletvekiliydiniz, o dönemde de yaptık. Yani bütün bu şeylerin içinde oluşmuş usuller var, bunu söylüyoruz, böyle keyfîlik yapmayalım.

Sözcümüz, bizim grubumuz adına konuşuyor, değerli bir milletvekilimiz, konusunun da uzmanı; herkes de dinliyor ve Sayın Bakan da en sonunda cevaplarını verecek, verecek zaten, doğal olarak ona da süre vereceksiniz. Bizim söylediğimiz oturup da "Yeniden bir süre; beş dakika, on dakika verin." demiyoruz ama bırakın, sözünü tamamlasın. Yani bundan daha şey...

CAVİT ARI (Antalya) - Selamlama konuşması...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Selamlamaları için bile... Yani böyle olmaz, bu şekilde sağlıklı konuşamayız; o yüzden talebimi tekrarlıyorum.