Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | İstanbul Milletvekili Nurettin Alan, Karaman Milletvekili Selman Oğuzhan Eser ve 39 Milletvekilinin Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2616) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 23 .10.2024 |
İNAN AKGÜN ALP (Kars) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. İyi çalışmalar diliyorum öncelikle Komisyonumuza, değerli bürokratlara da tekrardan hoş geldiniz diyorum. Görüşülmekte olan kanun teklifinin çerçeve 14’üncü maddesi üzerine partimizin görüşlerini arz edeceğim. Sayın Başkan, sayın üyeler; biz 14’üncü maddenin kanun teklifinden çekilmesini talep ediyoruz çünkü madde son derece tartışmalı bir maddedir. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bölge adliye mahkemesi cumhuriyet başsavcılıklarına bundan sonra, eğer kanun bu şekilde yasalaşırsa başsavcı vekilleri atayabilecektir. Başsavcı vekilliklerine kıdem esası yerine Hâkimler ve Savcılar Kurulunun birinci sınıf hâkim ve savcılar içerisinden ataması söz konusu olabilecektir. Bölge adliye mahkemesinin en kıdemli cumhuriyet savcısı artık o mahkemenin cumhuriyet başsavcı vekili olarak görev yapamayacaktır ve başsavcı vekili, o mahkemenin cumhuriyet savcıları arasından kıdem esasına göre değil, Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından birinci derece hâkim ve savcılar arasından atamayla belirlenecektir. Biz bu kanun teklifini aslında, resmen ve hukuken Türkiye’de liyakat sistemine son veren bir kanun teklifi olarak değerlendiriyoruz. Eğer bu kanun teklifini kabul ederseniz yargının en üst organlarından başlamak suretiyle Türkiye’de liyakati kaldıracaksınız, onun yerine çok daha uslu, daha çok söz dinleyen kişileri göreve başlatacaksınız. Birkaç örnek üzerinden ben bu iddiamızı delillendirmeye çalışacağım. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı yakın bir geçmişte Hakimler ve Savcılar Kuruluna bir mektup yazdı, bu mektubunda yargıdaki çürüme iddialarını dile getirdi. Yargı mensuplarının bir kısmının FETÖ’yle yaptıkları mücadele sonrasında kendilerinde artık her türlü işi yapmaya hak gördüklerini bizzat söyledi. Bu mektup Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine geldi, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun gündemine geldi. Henüz bu mektup üzerine nasıl bir işlem yapıldığı konusunda kamuoyunun çok yeterli bilgisi yok ama bir fotoğraf çekildi ve yargının en üst düzey mensupları tarafından açıkça toplumun huzurunda dile getirildi. Böyle bir yargısal ortam içerisinde, yargıdaki liyakati ortadan kaldıracak, tecrübeli insanların yerine liyakat esasıyla değil de sadakat esasıyla atama yapmaya yol açacak bu düzenlemeden hepinizi geri dönmeye çağırıyoruz. İstanbul’a yeni bir Başsavcı atadınız, adı Akın Gürlek. Daha önce Ağır Ceza Mahkemesi Başkanıyken verdiği kararları biliyoruz, bugün Türkiye’nin gündeminde tartışılan çok önemli kararlara imza attı; Canan Kaftancıoğlu kararına imza attı, Selahattin Demirtaş kararına imza attı ve daha tartışılan birçok karara imza attı. Önce getirdiniz Adalet Bakanlığına Bakan Yardımcısı yaptınız, şimdi İstanbul’a geri gönderdiniz ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı yaptınız. Yaptığı ilk iş İstanbul Belediyesine müzekkereler yazarak onlarca ihaleye ilişkin dosyaları celbetmek oldu. Ne görevle orada olduğunu aslında daha ilk günden kendisi de ispat etti. Böyle bir durumda başsavcılıklara, başsavcı vekilliklerine siyasi kararlarla atama yapmak için bir kanun teklifi getiriyorsunuz. Bazı savcılarınız var, yeni sevgilisinin eski 5 sevgilisini Emniyete çektiren savcılar. Liyakat esası kalktıktan sonra bu savcıların yeni görev yerleri nere olacaktır? Bazı savcılarınız var… Yenidoğan çetesi gündemde değil mi? O savcıları tehdit etmek için yanına giden vatandaşı hatırlıyorsunuz, değil mi? Herkesle fotoğrafı var; MİT Başkanıyla fotoğrafı var, Cumhurbaşkanıyla fotoğrafı var, bakanlarla fotoğrafı var, herkesle fotoğrafı var. Savcının yanına gidiyor, diyor ki: “Benimle bir fotoğraf çektir, bundan sonra hiç kimse sana dokunamaz.” Eğer yargı bu hâldeyse, bu insanlarla fotoğraf çektirenlere kimse dokunamaz bir hâle geldiyse, pervasızlıkla Türkiye’nin gündemine bu geldiyse siz nasıl olur da liyakati kaldırırsınız da onun yerine atama usulünü getirirsiniz? Kıdem esasını niye kaldırıyorsunuz? Kim söz dinlemiyor? BAM savcıları tecrübesiz mi, BAM savcıları öngörüsüz mü, liyakatsiz mi; siz neye göre bu düzenlemeyi yapıyorsunuz? Bizim Komisyonumuzun önüne getirdiğiniz gerekçeye göre, bazı hâkim ve savcıların ileri yaşa geldiği için emeklilik nedeniyle sık sık değiştiğini, bunun da sakınca doğurduğunu söylüyorsunuz. Tecrübeli hâkimler ne zamandan beri hukuk sistemine bir sakıncadır? Tecrübesiyle oraya gelmiş insanları nasıl ve hangi amacınıza sakınca olarak görüyorsunuz? Bu kanun teklifi baştan aşağı sakattır, sorunludur. Bu kanun maddesinin derhâl geri çekilmesini talep ediyoruz. Bunu da ekleyeyim: Suça karışan savcılarınız var, cezaevleri ağzına kadar hâkim ve savcı dolu; hepsi terör suçundan yatıyor, hepsi sizin iktidarınızda oldu, sizin iktidarınızda atandı. Cezaevleri ağzına kadar hâkim, savcılarla, liyakatsiz hâkim, savcılarla doluyken siz liyakat esasını kaldırmayı hangi kamu vicdanına sığdıracaksınız ve bunu topluma nasıl savunacaksınız? Böyle bir ortamda bu kanun teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul görmeyeceğini düşünüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu kanun teklifinin geri çekilmesini talep ediyoruz. Saygılar sunuyorum efendim.