KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Sayın Komisyon, Sayın Bakan ve bürokratları, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakan, siz sabah bütçe sunumunuzu yaparken Ahmet Arif'in bir şiirini hatırladım:

"Haberin var mı taş duvar?

Demir kapı, kör pencere,

Yastığım, ranzam, zincirim,

Uğruna ölümlere gidip geldiğim,

Zulamdaki mahzun resim,

Haberin var mı?

Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,

Karanfil kokuyor cıgaram

Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..."

Şimdi, Sayın Bakanım, siz konuştunuz, ben de dedim ki: Sayın Bakanım, haberiniz var mı memleketimiz kan gölü hâline döndü? Kadınlarımız öldürülüyor, çocuklarımız öldürülüyor, insanlar artık sokakta öldürülüyor, intihar ediyorlar, geçim sıkıntısı almış başını gidiyor, ölümler arttı, ölümler arttı ama siz bize öyle bir sunum hazırladınız ve gösterdiniz ki âdeta bir başka ülkede yaşıyoruz hissine kapılıyoruz; keşke öyle olsa, keşke yaşasak.

Sayın Bakanım, özellikle rakamlar üzerinde oynanması gerçek rakamların açıklanmasının önünde bir engel teşkil ediyor. Bunu bürokratlarınız bilerek mi yapıyor bilemiyorum ama eğer bilerek yapıyorlarsa lütfen yanınızda bulunan bürokratlarınızı uzaklaştırın çünkü bu şekilde bir çözüme varmamız mümkün değil. Ben gerçekten sıkıldım, daha iki gün önce bu ülkede 5 çocuk öldü.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Hem de yanarak.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Başkasının çocuğu olunca çok güzel yani üzülüyoruz ne güzel, hepimiz üzüldük, "Üzüldük." diyoruz. 5 çocuk ve tespit edilmiş bir aile içerisinde 5 çocuğu biz kurtaramadık ve öldüler, öldürüldüler. Öldüren kim? Oradaki gözaltına alınan anne değil herhâlde. Biraz oturup hep birlikte düşünmemiz gerekiyor. Bürokratlar da siyasi olarak bizler de. Ne yapıyoruz? Ne güzel, güzellemeler yapalım; kadın istihdamını artırmışız, erkeklerde istihdam oranları şöyle olmuş, böyle olmuş. Ben de aslında bir sürü bir şey hazırladım; zaten biliyorsunuz, gerçeği de biliyorsunuz, gösterdiğinizi de biliyorsunuz.

Şimdi, Sayın Bakanım, bu gerçek veriler üzerinden gidelim de bir sonuca varalım artık. Yani gerçekten, az önce bir milletvekili arkadaşım dedi, bence de 5 çocuğun ölümü üzerine bazı bakanların istifa etmesi gerekiyor. Tabii, affınızı istemeniz gerekiyor ama ülkemizde böyle bir teamül de ortadan kalkmış durumda.

Şimdi, MESEM denetimlerinde 94.301 işletmeden 8.406 iş yerinin işçi sağlığı ve güvenliği şartlarına uymadığını söylüyorsunuz; ne güzel! Ne yaptınız, ne oldu? Ceza mı kesildi? Ne düzeldi? Bunun tespitini yapabiliyor muyuz? Bunun tespitini yaptıysak bu verdiğiniz bilginin bir anlamı var, onun dışında hiçbir şey yok.

5 çocuk öldü, 18 kere gitmişler o eve. Niye öldü? Tespit edilmiş diyorum, bilemediklerimiz değil. O babanın defalarca defalarca suç işlediği tespitli, bunu da topluma kazandıramamışız. Annenin birtakım psikolojik, sosyal ya da işte adli anlamda problemleri var deniliyor; o da düzeltilememiş. Peki, çocuklara ne yapmışız? Çocukları da oradan alıp bu olayın gerçekleşmemesi için bir adım atamamışız.

Şimdi, yine aynı şekilde diyorsunuz ki: "MESEM'lerde 3/10/2024 tarihine kadar 5'i ölümlü 31 iş kazası yaşanmıştır." Bu da ne kadar kolay, 5 kişi, küçük gelebilir ama başına gelene aile için çok önemli bir veridir.

Sayın Bakanım, gerçekten staj ve çırak mağdurlarının haklı talepleri, prim gün sayılarının emeklilik hesaplarına katılması taleplerini dikkate almıyorsunuz. Acaba buna uygun bir düzenleme yapılmasını düşünüyor musunuz?

Siz "Bazı ilaçları, özellikle kanser ilaçlarını ödeme kapsamı içine aldık." dediniz, 40 civarında galiba. Merak ediyorum, bunun kaç tanesini dava sonucunda kazanılmış hak nedeniyle yaptınız. Bu konuda kaç tane açık dava var? Kaç kişi bu şekilde müracaat edip sağlık hakkına ulaşmak için...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Pardon, bitiriyorum Sayın Başkanım, selamlıyorum.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Suiçmez, teşekkür ederim.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Selamlıyorum.

Bu bilgileri de bize verirseniz çok sevinirim.

Hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.