KOMİSYON KONUŞMASI

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Bakanlığınızla ilgili çokça öneri, eleştiri geldi. Ben bunlardan sadece emeklilerin yaşam koşulları talepleri konusunda kısaca bazı değerlendirmeler yapacağım. Aslında hepimiz biliyoruz, emekliler şu anda açlıkla boğuşuyor. "Yoksulluk" demeyeceğim çünkü yoksulluk ve açlık sınırını artık bütün Türkiye ezberledi ve hepimiz bu ülkede yaşıyoruz. Bir manava gittiğimizde, kasaba -gidebiliyorsak- gittiğimizde ya da markete gittiğimizde ne kadarla o filelerin ya da o çantanın dolduğunu hepimiz, siz de dâhil, gayet iyi bilebilir durumdasınız. Maalesef, emekliler, şu anda insanca bir yaşam koşuluna sahip değiller. 16 milyon emekli ne çocuklarına ne torunlarına ne eşlerine yeteri kadar zaman ayıramıyor çünkü çalışmak zorundalar. Ben çok sık karşılaşıyorum taksi kullandığımda, diyelim, bir yerden bir yere gittiğimde ya da başka bir mekânda, emekli olduklarını ifade ediyorlar ve sürekli bir isyan hâlindeler. En son artık iş kazalarında 72 yaşında, 74 yaşında emeklilerin yaşamlarını yitirdiklerini ve iş kazalarında öldüklerini de maalesef duyar olduk. İSİG meclisinin bu konuda her gün verileri paylaşılıyor. Sizin de dikkatinize sunmak isterim.

Şimdi, geçen yıl, Cumhurbaşkanı 2024 yılı Ocak ayı başında "Bu yıl emekliler yılı olacak." dedi, böyle bir ilanda bulundu yani açıklaması uzun, içeriği de gayet güzel aslında, hoş. Ne diyor? Emekliler baş tacıymış. Ben özetini söylüyorum. Yine "Önceliklerimiz arasında insanca yaşam koşulları." diyor ve neymiş projenin adı? "Pek çok yeni projeyi hayata geçiriyoruz." "Türkiye Yüzyılı'nın Emektarları Projesi" adıyla söylüyor, şükran borcunun bir nişanesi olarak tanımlıyor ve 2024 yılını emekliler yılı olarak ilan etti.

Peki ne yaşıyoruz? Hakikaten bu bir şaka değildi herhâlde yani şakaysa hiç komik değil, gerçekse de çok acı. Emekliler yılı böyle mi olacak? 12.500 lira... Elektrik, su, doğal gaz, çocukların masrafı, torunların masrafı yani bunu hepimiz tabii ki değerlendirebiliriz. Üstelik bu yıl emekli yurttaşlar çok daha fazla isyan eden, direnen, sorunlarını anlatan bir pozisyonda. Bu direnişlerini de selamladığımı ifade etmek istiyorum.

Peki, merkezî bütçeden gerçekten emeklilere pay aktarılamaz mı? Yani asıl Bütçe Komisyonundayız. Merkezî iktidar, bütçe dengesindeki bozulmalar için emekçi ve emekli maaş ücret ve aylıklarını gerekçe gösteriyor. Bu külliyen gerçek dışı, bu mesnetsiz, böyle bir şey yok. Yani sermayeye bu kadar ayrıcalık tanınırken, patronlar bu kadar korunurken, vergide adaletsizlik bu kadar yüksekken yani az kazanandan daha çok vergi alınan, çok kazanandan az vergi alınan bir sistemde yaşıyoruz. Bu nedenle bunun bir realitesi, bir reel karşılığı kesinlikle söz konusu değil. Bunla ilgili garanti ödemeleri kapsamında şirketlere ne kadar pay ayrıldığını sizler de gayet iyi biliyorsunuz. Zaman kısıtlılığı sebebiyle bunu açamıyorum.

Emekliler baş tacı olmak istemiyorlar, emekliler alın terlerinin karşılığını almak istiyorlar. Yani çalışan ve iş arayan emekli sayısı bugün milyonlarla ifade ediliyor ve düşük bir ücretle geçiniyorlar. Üstelik "ilaç ve muayene katkı payı" adı altında yüklü maaş kesintileri de yapılıyor; bunun özellikle altını çizmek istiyorum. Mesela, ilaç katkı payları alınmamalı; sağlık koşulları, tedavi edilmeleri çok önemli, hele hele belirli bir yaştan sonra. Maaşları tabii ki yükseltilmeli ve temel ihtiyaç maddelerine zam yapılmaması da gündemimizde olmalıdır.

Yani şunu düşünelim: Bir emekli ne ister ya? Belirli bir yaştan sonra çocuklarıyla, torunlarıyla zaman geçirmek, geleceğe güvenle bakmak, sağlık sıkıntılarını rahatlıkla tedavi edilebileceği koşullar ister fakat şu anda sefalet içinde yaşıyorlar hakikaten. Yani bilmiyorum hiç emeklilerle konuştunuz mu ya da temas ettiniz mi? Etmediyseniz lütfen edin, lütfen buradan çıkınca birkaç emekliyi dinleyin Sayın Bakan çünkü ben çok dinliyorum ve hakikaten bu meseleye çözüm bulmamız lazım. 16 milyon yurttaştan söz ediyoruz hayatlarının en güzel yıllarını bu ülkeye çalışarak geçirmiş.

Teşekkür ediyorum.