Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı b) Mesleki Yeterlilik Kurumu c) Sosyal Güvenlik Kurumu ç) Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 13 .11.2024 |
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Sayın Başkanım, Değerli Bakanım, Bakan Yardımcılarımız, Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli milletvekilleri, Bakanlığımızın değerli bürokratları, değerli basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2025 yılı bütçesi ile 2023 yılı kesin hesaplarını görüşüyoruz. Öncelikle bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.
Çalışma hayatını düzenleyen, takip eden ve buna bağlı olarak sosyal güvenlik alanında gerekeni yapmak ve hayata geçirmek gibi hem riskli hem de insan hayatını ilgilendiren, emeğin takdirini ve karşılığının ödenmesini sağlamakla görevli bu Bakanlığın görevinin kutsallığını ifade etmek durumundayız. 85 milyon nüfusa sahip olan ülkemizin genç bir nüfus potansiyeline sahip olduğunu söylerken ve bununla iftihar ederken bu alana odaklanarak bu potansiyeli mutlu ve memnun edecek tüm çalışma organizasyonları Bakanlığınızca gerçekleştirildiği veya gerçekleştirileceği için yükünüzün ağır olduğunu söylemek durumundayız.
Bugün burada bütçe görüşmesi yapılırken bahsedilen ve gündeme taşınan her konunun kendi içinde bir önemi vardır. Konuşulanların ve söylenenlerin dikkate alınarak değerlendirilmesi ve istifade edilecek birer katkı olarak değerlendirilmesi ve kayda alınması gereklidir diye düşünüyorum. Bugün itibarıyla 33 milyona yaklaşan bir istihdamı yöneten ve yönlendiren Bakanlığın önceliği istihdamın artırılmasının yanında istihdamın kalıcı ve verimli hâlde devam ettirilmesi hususudur. Çalışma hayatını düzenlemek ve denetlemek, iş gücü piyasasının yapısal sorunlarını çözmek suretiyle büyümenin istihdama katkısını, istihdam ve iş gücüne katılım oranını artırmak, nitelikli insan kaynağı oluşturmak, sosyal güvenliği yaygınlaştıracak tedbirler almak, iş sağlığı ve güvenliği kültürünü geliştirerek tüm çalışanlara sağlıklı ve güvenlikli çalışma ortamı oluşturmak misyonu bugün 2025 bütçesini görüşürken önümüze koyacağımız yol haritasının belirleyicisi olmalıdır. Aynı zamanda kesin hesabını görüştüğümüz 2023 yılına ait performansın bu çizgilerin neresinde kaldığını da gözlemlemiş ve değerlendirmiş olacağız. Sayın Bakanımız, sunumunda detay ve teferruatlı bilgilendirmeleriyle Komisyonumuzu aydınlatmış oldum. Necm suresinde “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığını da görecektir.” denilmektedir. Çalışan-işveren-devlet üçlüsünün hayatın her alanında ve kademesinde kuracağı dengeyle hayatı ve yaşamı güzelleştireceği gerçeğinden hareketle Bakanlığın yapacağı her işte bu dengeyi korumak ve kollamak amaçlı hareket etmesini beklemek işin doğasındandır. Peygamber’imizin “Allahutaala bir kimsenin yaptığı işi en güzel şekilde yapmasından memnun kalır.” ifadesiyle şahsa, kurumlara ve herkese yaptıkları işin en iyisini yapmaları gerektiğini tarif etmiş oluyor. Bakanlığın bilgilendirmelerinde, tablolarda müspet ve güzel olan yanlarıyla mutlu olduğumuz gibi, eksik kalan ve aksayan yanları gördüğümüzde elbette üzülüyor ve bu eksikliklerin giderilmesi için telafi ve rehabilitesi adına Bakanlığın açık olduğunu, tereddütsüz üzerine gidileceğini hissettirmiş olması ayrıca önemlidir. Bugün burada Bakanlığın elini çabuk tutması ve acele etmesi yönünde teşvik edici uyarıları dikkate alacağı yönünde endişemiz bulunmamaktadır. Özellikle herkesin ısrarla bahsettiği ve öne çıkardığı iş güvenliği ve iş kazalarıyla ilgili söylenenleri eksik arama olarak telakki etmeyip toplumun toplam paydasına katkı sağlayacak yaklaşım olarak görülmelidir ki öyle görüldüğü de anlaşılmaktadır. Çalışma hayatının iyileştirilmesine yönelik öne çıkacak tavsiyelerin devreye alınmasıyla ilgili olarak Bakanlığın hızlı adımlar atacağına inanıyoruz. Nitekim, Bakanımızın yaklaşımının bu minvalde olduğunu görmek sevindiricidir.
Evrensel ve sürekli barışın sosyal adaletle sağlanabileceğini savunan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) kuruluşunun 100’üncü yılında, 187 üye ülkesi bulunan ve kurulduğu tarihten bugüne uluslararası çalışma standartlarını düzenleyen, 189 sözleşme ve 205 tavsiye kararıyla ulusal ve uluslararası kuruluşların programlarına ve politik gündemlerine yön vermekte olan önemli bir kuruluştur. Türkiye 1932 yılından itibaren çalışma mevzuatını ve uygulamalarını ILO normlarına uygun şekilde düzenlemektedir. Çalışan sağlığını, güvenliğini ve refahını esas alarak çalışma barışını, düzenini ve etkin bir sosyal güvenlik sistemini sağlamak, tam istihdamı destekleyici ulusal ve uluslararası etkin iş gücü piyasası oluşturmak ve denetlemek, yabancı ülkelerdeki Türk toplumunun çalışma ve sosyal güvenlik alanlarındaki hak ve menfaatlerini korumak, çalışma yaşamına ilişkin veriye dayalı politikaları geliştirmek ve uygulamak misyonu çerçeve olarak ILO sözleşmesiyle uyumlu ve başarılabilir bir hedef ortaya koymaktadır.
Artan dünya ve ülke nüfuslarının çalışma ve iş ortamlarını alabildiğince çeşitli ve farklılaştırılmış, her bir ülkenin kendi iç dinamikleri hem iş gücü piyasasında hem de iş ortamıyla yapması gerekenleri, ele alması gereken tedbirleri de farklı tutum ve davranış modellerini hayata geçirmek zorunluluğunu doğurmuştur. Teknolojinin ve iletişim imkânlarının alabildiğince hızlı geliştiği ve değiştiği bir zaman diliminde Bakanlık performansının buradan ayrı değerlendirilmesi mümkün değildir. Yapılan eleştiriler ve doğru boyutlu değerlendirmeler, dünyanın içinden geçtiği Rusya-Ukrayna savaşı, terörist İsrail'in Orta Doğu'da giriştiği katliamlar, komşu ülke problemlerinin enflasyonu dizginleme adına atılacak adımları etkileyebileceği gözden kaçırılmamalıdır. Bütün bunlara rağmen yaşanan göç hareketliliğinin, güneyimizde oldubittiye getirilmeye çalışılan terörizm kuşatmasının etkisi inkâr edilemeyecek süreçlere muhatap olduğumuz, olacağımız bilinen bir gerçektir. Bu yılın ilk sekiz ayında ciddi bir istihdam artışı olmuş, 600 binin üzerinde kişinin istihdamı sağlanmış oldu. Özellikle emek yoğun iş kollarında yaşanan ara eleman sıkıntısının giderilmesi adına Bakanlık çalışma, gayret ve desteklerinin her zaman yanında olmaya devam edeceğiz. Çalışanın, üretenin, ihracat yapanın Bakanlık olarak hem yanında olma hem de önlerini açma adına çalışmalarınızı da yakından takip ediyoruz.
Hedef ve amaç olarak işsizliğin azaltılması, istihdamın artırılması, özellikle kayıt dışılığın önlenmesiyle ilgili daha sıkı, yoğun, planlı yapısal değişim ve dönüşümlerin devreye alınması, geciktirilmemesi gereken en önemli adımlardır. Bütün bu çalışmaları gerçekleştirirken enflasyonla mücadelenin önemine dikkat çekmek istiyorum. İş güvenliğinin, emeğin, alın terinin ve birikimin en büyük düşmanı olan enflasyonun hedeflenen yere çekilebilmesi bu açıdan çok önemli bir zorunluluktur. Hepimizin iyi bildiği ve her zeminde dile getirdiği gibi üretim ve istihdamın yanında adil bir paylaşım, mutlu ve huzurlu bir çalışma ortamı, nitelikli iş gücünün artırılmasının önemli olduğu hususudur. Bakanlığın bu husustaki iyi niyetli gayretini son derece önemli buluyoruz. Sayın Bakanımızın anlatım ve tanıtımlarında da gördüğümüz gibi çalışma hayatını iyileştirme adına ve günün şartlarına bağlı olarak Bakanlık çok sayıda reform hayata geçirmiş bulunmaktadır. Elbette daha çok çalışmak, daha fazla üretmek ve bunun sonucu olarak refahı daha geniş kitlelere yaymak hedef olarak önümüzde durmaktadır. Sözlerimi bitirirken iki konuda bilgilendirirseniz çok makbule geçer. 2024 yılında emekli olacaklar ile 2025 yılında emekli olacaklar arasında oluşacak bir maaş farklılığından çok ciddi şekilde piyasada bahsediliyor. Bu durum doğru mudur? Doğruysa bu farklılığın kaynağı, sebebi nereden ortaya çıkmaktadır? Kamuoyunun aydınlatılması açısından bilgi verilirse son derece önemli olacaktır.
Ayrıca, genel sağlık sigortasıyla ilgili son durumumuz nedir? Bununla ilgili olarak da bilgilendirir misiniz? Bu da çok önemli bir konu.
İnşallah, 2025 yılı bütçesi bu hedeflere sağlayacağı katkıyla daha müreffeh ülkenin, istihdamın daha çok ve kalıcı olduğu ve iş kazalarının hiç olmadığı bir yılın bütçesi olur.
Bu duygu ve düşüncelerle 2025 yılı bütçesinin hayırlı olması temennisiyle hazırunu saygıyla selamlıyorum.