MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım.

Değerli milletvekilleri, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla hürmetle selamlıyorum.

Şimdi, her seçim demokrasinin varlığını göstermez. Seçimin adil olması lazım, şeffaf olması lazım, katılımcılık esaslarının olması lazım ve bu konuda bu şekilde bağımsız kurumların otoriteleri dünyada sadece Türkiye'de mi var? Yok, diğer ülkelerde de var. Bugüne kadar... Bu kanunun yapıldığı zaman, o dönemde Sayın Sezgin Bey vekildi burada, yine Tekin Abi de o dönem vekildi, Nurhayat Hanım da vekildi, burada AK PARTİ Grubunda olan arkadaşlarım, üstadımız vardı -üstat herhâlde o dönem Eşitlik Kurumundaydı- burada her gruptan arkadaşlarımız vardı. Şimdi, orada biz şunu ileri sürdük, dedik ki: Dünya bunu nasıl çözmüş? Diyor ki: "Bu tür otoritelerin, bu tür kurumların başkanlarının ve üyelerinin seçimi ancak Paris İlkeleri doğrultusunda yapılabilir; bu da Paris İlkeleri'nin doğrultusunda derken, katılımcılık esas alınarak ve şeffaflık göz önüne alınarak, hoşgörü ve tüm yelpazenin içerisinde her görüşün kendisini ifade edebileceği bir yer olmalı ki hukuk devleti olabilsin. Çünkü, zaten bunun, bu kurumun amacı insan haklarını ve hukuk devletini egemen kılmak. Ben bir Meclis konuşmamda şunu söylemiştim: Bu Kamu Denetçiliği Kurumunun asıl amacı, otoriter rejimden uzaklaşmak. Hukuk devletini egemen kılmak için biz ülkemize getirdik; güzide bir kurum, iyi bir kurum, olması gereken bir kurum, gecikmiş de bir kurumdu aslında ama görebildiğimiz kadarıyla biz bu kurumun nimetlerinden ülke olarak faydalanmıyoruz. Ne yapıyoruz? "Güç bende, kuvvet bende, hepsini ben seçerim." Bu yaklaşım doğru değil arkadaşlar, demokrasi açısından doğru değil, Paris İlkeleri açısından doğru değil. Biz Paris İlkeleri'ni de ülke olarak kabul etmişiz aynı zamanda ve demokrasinin unsurlarından bir tanesi olan katılımcılık açısından doğru değil. Ben de Sezgin Bey'in dediği bu konuları Sayın Karma Komisyonumuzun nazara alarak bu konuda bir değerlendirme yapmasını istirham ediyorum.

Son sözlerim şu Değerli Başkanım: İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun listesi burada -yani ayrıntılı baktığımız zaman Değerli Başkanım- bu da Dilekçe Komisyonumuzun listesi ve iki komisyon burada birleşmiş, Karma Komisyonumuz biz. Benim sizden istirhamım, burada İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu yıllarca bu listelerini yaparken siyasi partilerin amblemlerini koymadı ama Dilekçe Komisyonu ısrarla amblemlerini koyuyor. Komisyon Başkanı olarak sizden istirhamım, bu şekildeki uygulamaya son vermeniz. Gittiğim, katıldığım diğer komisyonlarda böyle bir şey yok, böyle bir parti amblemi yok. Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi; netice itibarıyla, burada biz görev yaparken partilerimizin o amblemlerinden bağımsız olarak kendi vicdanımıza göre hareket etmemiz gerekir. Benim söyleyeceklerim bu.

Teşekkür ediyorum.