MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, kurumlarımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, konu ticaret olunca -iç ticaret, dış ticaret ve bunun yan unsurları- tartışmalar da bitmiyor, bitmesi de mümkün değil. Dolayısıyla bize de verilen beş dakikada çok fazla etraflıca bir değerlendirme yapmak pek mümkün olmuyor.

Sayın Bakanım, sunuş konuşmanızı burada dinleyemedim ama sonrasında konuşmanızın aşağı yukarı tüm sayfalarını çevirerek mesajları gördüm. Öncelikle çok teşekkür ediyorum, Milliyetçi Hareket Partisi olarak son seçim beyannamemizde yer alan birçok konu ve hususta tedbirler ve planlamalar yapıldığını görmek, işin doğrusu, bizi ziyadesiyle memnun etti. İhracattaki artışlar da gerçekten, inşallah, bundan sonra daha da artarak devam edecek; ithalata yönelik tedbirler alınıp özellikle yerli üretimle karşılanması konusundaki genel politikalar da tutacak. Türkiye Yüzyılı hepimizin olacak diye umuyorum.

Yine özellikle lisanslı depoculuk konusunda yaptığınız teşvikler ve bundan sonraki programlarınıza almanız, planlamalarınız gerçekten önemli; tarım ürünlerinin ticareti açısından son derece katkı sunan bir yapılanma. Benim de bürokrat olduğum dönemde bu konu üzerinde çok ciddi çalışmalar yapmıştık.

Yine aynı şekilde kooperatifçilik konusundaki yaklaşımlarınız da -buradaki ifadelerinizle söylüyorum- gerçekten yerinde. Biz Türkiye olarak kooperatifçilikten yeterince faydalanamıyoruz maalesef. KOBİ'ler konusunda, özellikle KOBİ'lerin kapasite maliyetlerinin düşürülmesinde -bunun dünyada da örnekleri var- çok ciddi araçlar olarak kooperatiflerden yararlanabiliriz. Bizim üretim ve sermaye yapımızda, özellikle şirketleşmelerde -biraz da Türk milletinin hani o bağımsız olma- ortaklık kültürünü maalesef sevmiyor, daha bağımsız hareket etmeye çalışıyor; bu da kapasite maliyetleri açısından önemli bir dezavantaj. Bunları belki bu yapıya uygun olarak kooperatifleşmelerle, bu tür modellerle aşabiliriz diye düşünüyorum.

Tabii ki bu anlamda biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak da KOBİ'leri yerli ve millî ekonominin bir tezahürü olarak görüyoruz ve bu anlamda da ekonomik bağımsızlıkta önemli rollerinin olduğunu, araçlar olduğunu da ifade etmek istiyorum. Ekonomik büyüme ve istihdam üzerindeki etkileri özellikle de sosyal dayanışmayı güçlendirme potansiyeliyle birleştiğinde bu işletmelerin önemi daha da artmaktadır. KOBİ'lerimizin esnek yapılarıyla, yenilikçi ve rekabetçi oluşumlarıyla, piyasa koşullarına daha hızlı uyum sağlama kapasiteleriyle ve tedarik zinciri için oluşturacakları ağlarla Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşmada ekonomimizin ana lokomotifi olacağı açıktır. Bunun için doğru ve etkin stratejilere elbette ihtiyacımız var. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu husustaki önerilerimiz: KOBİ çalışanlarına dijital beceriler, yabancı dil ve sektör bilgisi konularında eğitimler verilmesi; KOBİ'lerin dijital dönüşümlere teşvik edilmesi ve bu süreçlere finansal destekler sağlanması; inovasyon kültürünün teşvik edilmesi; hedef pazarlar hakkında detaylı bilgiyi sağlayacak araştırmaların yapılması ve uluslararası fuarlara katılımlarının sağlanması. Marka güçlendirme, evet, hep konuşuyoruz, önemli bir husus ve bu konuda da desteklerinizin devam etmesinin çok ciddi katkılar sunacağına inanıyoruz. Dijital pazarlama teknikleri konusu da bunun içerisinde. KOBİ'lerin finansal kaynaklara erişimini kolaylaştırmak hep konuşuluyor ama en önemli sorunlardan bir tanesi. Bir de benim son yıllarda gördüğüm özellikle bürokratik engeller KOBİ'leri hakikaten bezdirmekte. Bu konudaki tedbirlerin bir an önce alınması ki konuşmanızda bunların bir kısmı da var.

Çok teşekkür ediyorum.