Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Ticaret Bakanlığı b) Helal Akreditasyon Kurumu c) Rekabet Kurumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 12 .11.2024 |
MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle, bütçenin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
Ticaret Bakanlığının bütçesi 2025 yılı için 56,2 milyar lira olarak öngörülmüş, 2024 yılı için bu rakam 38,5 milyardı. Ticaret Bakanlığı gibi ülkemizin büyümesinde önemli etkileri olan, esnafından KOBİ'lere desteğe, ihracatın artırılmasından genel ekonomik istikrara kadar önemli görevleri olan ve beklentileri barındıran bu Bakanlığın bütçesinin düşük olduğunu paylaşmak istiyorum. Bu bütçede bakanlıklara ayrılan payın hangi kriterlere göre yapıldığını da gerçekten hem ben hem de halk merak ediyor. Sanayi Bakanlığı bütçesinde de gördük, diğer bakanlıklara da bakıyoruz, anlamakta da gerçekten zorlanıyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığının 2025 bütçesi 130,1 milyar TL, Başkanı bu yıl 42 ülke gezmiş değerli arkadaşlar. Vatandaş, esnaf, üretici, sanayici ülkede binbir zorlukla uğraşırken Diyanet İşleri Başkanlığının bu gezileri ülkeye ne gibi bir fayda sağlamış doğrusu merak ediyorum.
Değerli arkadaşlar, Bakanımız geçtiğimiz günlerde açıkladı. İhracat, 2024 yılının ilk on ayında yüzde 3,2 oranında artışla 216,4 milyar dolara yükseldi. İthalat, 2024 yılının ilk on ayında yüzde 7,2 oranında azalışla 282 milyar dolara geriledi. Dış ticaret açığı, 2024 yılının ilk on ayında yüzde 30,4 oranında azalışla 65,6 milyar dolara geriledi. Dış ticaret açığının azalması, tabii, bizi ülkemiz adına mutlu ediyor ama bakıyoruz, sanayi üretiminde daralma var. Sanayi Üretim Endeksi ağustos ayında yüzde 5,3 gerilemiş. Nisan ayından bu yana sanayide üretim artışından değil, azalışından bahsediyoruz. Haziran, temmuz, ağustos aylarında Sanayi Üretim Endeksi sırasıyla yüzde 5, yüzde 4 ve yüzde 5,3 düşüş göstermiş. Sanayide daralma önümüzdeki dönemde ülke genelinde diğer sektörler için de bir tehdit olduğu gibi ihracatımız açısından da ciddi bir sorun yaratacaktır.
İhracatımız artmış, ihracattaki artışın 27 sektör içinde yayılması lazım ama bakıyoruz, bu sektörlerin yarısı problemli. Özellikle emek yoğun sektörlerde daralma var. Türkiye rekabet edemez duruma geliyor, maliyetleri yüksek, biz pahalı ülke durumuna geldik. Sanayi Bakanlığı görüşmelerinde de söyledim, mesela hazır giyimde Mısır'a, Fas'a doğru bir yönelim var. Tekstilde 300 bin istihdam kaybı var, 2 bin şirket kapanmış veya küçülmüş. Son dönemde Türkiye'den tekstil üreticileri, yüksek kur ve Mısır'daki diğer maliyetlerin düşüklüğünden dolayı yatırımlarını Mısır'a taşıyor. Peki, sanayi üretimi daralırken karşı tarafta ne görüyoruz? Tüketim malı ithalatında ve yurt içi perakende satışlarında büyük bir sıçrama var. Evet, sanayimiz daralırken vatandaşlarımızın ithal üretim mallarına olan talebi hâlâ çok yüksek ve ekonomik gidişattaki tüm şikâyetlere rağmen vatandaşlarımız perakende tüketimini azaltmadığı gibi artırmaya devam ediyor. Önce ithalata bakalım: Toplam ithalatımızda bir süredir gerileme var ancak bu gerileme ara malı ve yatırım mallarından geliyor. Tüketim malı ithalatımızda ise düşüş değil, maalesef artış var. Eylül ayında tüketim malı ithalatı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12,8 artmış, ekim ayıyla birlikte son on iki ayda yapılan tüketim malı ithalatı 52,2 milyar dolara çıkmış ve rekor kırmış.
Sayın Bakanım, sıkı para politikası enflasyonla mücadele için gerekli ancak yeterli mi? Maalesef değil. Maliye politikasının buna vergi reformu ve kamu harcamalarında tasarruf yoluyla destek olması gerekiyor. Yurt içindeki pahalılık ithal tüketim malı talebini teşvik ediyor ve bu da yerli üretimi daha aşağı çekiyor.
Geçtiğimiz haftalarda yılın ikinci çeyreğine ait büyüme verileri açıklandı, Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 2,5 büyüdü; bu, son dört yılda gördüğümüz en düşük büyüme hızı. Siz tüketimdeki yavaşlamayı enflasyon ve cari denge için olumlu bulabilirsiniz ancak yatırımlardaki sert yavaşlama sanayi sektörü açısından olumsuz bir gelişmedir. Amaç, enflasyonu düşürmek için tüketimi yavaşlatmak; sonuç ise sanayi sektörünün daralması olmamalı. İç piyasayı daraltmak çok sayıda firmanın kapanmasına neden olabilir. Öte yandan, içeride iflas ve konkordato başvuruları artmaya devam etmektedir.
Sayın Bakan, KOBİ’lere destek vermeniz, finansmana erişimde yaşanan sıkıntıların hafifletilmesine destek olmanız gerekmekte. Zaten kredi faizleri son derece yüksekken bir de bunun üzerine bankaların KOBİ’lere verdiği kredilere sınırlama koymamamız gerekiyor.
Bir de burada şunu tekrar hatırlatmak istiyorum: Bu ülkenin büyümesi, ekonominin düzelmesi için hukukun üstünlüğünün sağlanması, yargıda güvenin sağlanması ve istikrarlı bir maliye politikasının hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ekonomide yabancı yatırımcının güvenini kazanmak için yargıya güven en önemli konudur. Sizin mahkemeleriniz talimatla görev verirse, adalete olan güven sarsılırsa yabancı gelip bu ülkede maalesef yatırım yapmaz. Türkiye’deki en son hukuksuz kayyumlarınızı tüm dünya izledi, irade gasbını tüm dünya ayıpladı. Bu ülkeye bu kötülükleri yapmaktan vazgeçin ve siyasal varlığınızı devam ettirmek için insanların emeklerini boşa harcamayın. Bir de kayıt dışılıkla mücadele yerine korku iklimi yaratarak “vergiye uyum” adı altında kayıtsız vergi toplama alışkanlığından da artık vazgeçin Sayın Bakanım.
Değerli arkadaşlar, şimdi, İsrail’le ticaret konusu var. Ticaret Bakanımız “Hükûmetimiz, İsrail’le ilgili ihracat ve ithalat işlemlerini 2 Mayıs 2024 tarihinden itibaren tüm ürünleri kapsayacak şekilde tamamen durdurmuştur.” dedi. Oysa yine henüz birkaç gün önce İsrail Merkezî İstatistik Bürosu bu yılın ilk dokuz ayında ülkemizden toplam ithalat miktarının 1 milyar 809 milyon dolara ulaştığını açıkladı; işte, bu söylemler yüzünden de devletin dünyadaki itibarı maalesef zedeleniyor. AKP iktidarının bir taraftan İsrail’i lanetlerken bu ülkeyle ticareti başından beri kesmediği anlaşılıyor. İsrail, bırakın sivil kullanıma yönelik malları, dikenli tel, balistik malzeme, çelik, çimento, silah aksamı, petrol ve akaryakıt gibi savaşı sürdürmek için gereken hayati ham madde ve mamulleri Türkiye’den almaya bir yolla devam ediyor.
İsrail ordusu, çok ünlü bir Türk şirketinin ortağı olduğu, yine İsrail merkezli enerji şirketi Dorad Enerjiyle elektrik temin sözleşmesini de uzattığını söylüyor. Örneğin, İsrailli bir generalin “Askerî üslerimizin elektriğinin neredeyse tamamını Türkiye’den temin ediyoruz.” sözleri tüm dünya basınında yer aldı; belgeler ortada değerli arkadaşlarım. Ticaret hâlâ el altından, başka ülkeler üzerinden veya aracılara komisyon ödenerek güya Filistin’e gidiyormuş gibi devam ediyor. İktidara yakın nice şirketler İsrail eliyle ceplerini doldururken onların sağladığı malzemelerle her gün Filistinliler katlediliyor. Filistin’e yapıldığı iddia edilen ihracatta makyaj malzemesini Filistin halkı ne yapabilir değerli arkadaşlar? Savaşın altında aç yaşayan insanlar makyaj malzemesi ithalatını ne yapabilir?
Yine, Sayın Bakanım, İhracatçı Birlikleri müşterek hesabından ayrılan payların -Sayıştay raporundan alıntı yapıyorum- kamu mali yönetimi sistemine dâhil edilmediği tespit edilmiş, söz konusu tespit 2015’ten 2023 yılına kadar Sayıştay denetim raporlarında ele alınmış ancak konuyla ilgili olarak herhangi bir düzenleme yapılmamış.
Yine, iç ticaret hizmetlerini gerçekleştirmek amacıyla odalar, borsalar ve TOBB bütçelerinden her yıl yüzde 1’i geçmemek üzere pay ayrılmakta, ayrılan paylar TOBB adına açılan bir banka hesabında tutulmakta. Yapılan incelemede 2023 yılı içerisinde anılan pay hesabından harcanan paraların yüzde 10,3’e tekabül ettiği görülmüştür; söz konusu tespit yine 2015’ten başlayarak her yıl Sayıştay denetim raporunda da ele alınmış ancak konuyla ilgili olarak herhangi bir düzeltme burada da sağlanmamıştır yani Sayın Bakanım, bu Sayıştay raporları niye yapılıyor? Sayıştay bu millet adına sizi denetliyor, bu raporların gereğini yerine getirin diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.