KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET KAMAÇ (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Doğrusu Sayın Bakan burada konuşurken ülkenin sadece bir cennet olduğunu ya da ticari alanda cenneti yaşadığını biz bir anda gözümüzün önünde canlandırdık. Fakat Sayın Bakan şunu görmenizi isteriz: Bu ülke aslında bir faiz cenneti ve bir vergi cehennemine dönmüş durumda. Bu denklem içerisinde özellikle sizin hiç görmediğiniz, belki de hiç hesaba katmadığınız küçük esnafın yaşadığı sorunların çok büyük olduğunu burada size hatırlatmakta fayda var. Rakamlar verdiniz fakat ortaya koyduğunuz politikaların ya da küçük esnafı korumak adına ortaya koyduğunuz politikaların küçük esnafı korumadığını, tam tersine, küçük esnafın her gün iflaslarla karşı karşıya kaldığını ve küçük esnafın dolayısıyla her sene neredeyse sayıları yüz binlere varan kepenk kapatmaları yaşadığını, bunların üzerinden daha da biraz büyütürsek aslında bu ülkede ticaretin dönmediğini söylemekte fayda var Sayın Bakan. Ticaret bu ülkede neden dönmüyor? Şimdi birkaç rakam söyleyelim size: Artan kira, enerji, döviz kuru dalgalanmaları ve girdi maliyetleri esnafları darboğaza sürüklerken yapılan yapılandırmalar ve düşük faizli kredi olanakları borç yükünü azaltmak yerine daha da ağırlaştırmaktadır. Yani siz de takdir edersiniz ki ülkede politika faizi yüzde 50 iken yapılandırma her gün küçük esnafın üzerine ağır faiz yükleri getirmektedir. Bu yapılandırma şekilleri sonuçta bu vatandaşı, bu esnafı korumuyor, daha çok borç yükünün altına koyuyor ve her gün iflaslar yaşanıyor, her gün kepenkler kapatılıyor ve insanlar artık neredeyse açlıkla karşı karşıya kalıyor. Yani 7440 sayılı Yapılandırma Kanunu, Türkiye'de kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması amacıyla Mart 2023'te yürürlüğe girdi. Kanun kapsamında vergi, SGK primleri, trafik cezaları gibi çeşitli kamu alacaklarının faizleri ve gecikme cezalarında indirim sağlanarak borçlulara taksit ve peşin ödeme seçeneklerinde kolaylık sunuldu. Deprem bölgelerinde ise kanun, ödemeleri erteleme ve belirli yardımlardan vergi muafiyeti gibi özel destekleri içermekteydi. 7440 sayılı Yapılandırma Kanunu'ndan faydalanan borçlulara yönelik olarak her ay ortalama 8 milyar TL tahsilat yapıldığı belirtilirken, toplamda yaklaşık 388 milyar TL'lik tahsilat gerçekleşti. Ancak bir yapılandırmaya rağmen devletin tahsil edemediği vergi borcu 1,1 trilyon liraya ulaşmış durumda. Bu veriler Yapılandırma Kanunu'nun borçları azaltmakta yetersiz kaldığını ve daha da sürdürülebilir, uzun vadeli ekonomik çözümlere ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır. 7440 sayılı Yapılandırma Kanunu, kısa vadeli bir rahatlama sunsa da borç yükünü kalıcı olarak azaltmakta yetersiz kaldığı için eleştiriliyor ve bu eleştiriyi de aslında hak ediyor. Yüksek enflasyon ve artan maliyetler altında birçok esnaf yapılandırma taksitlerini ödemekte zorlanmaktadır. Deprem bölgelerinde esnaf ve tüccarlara SGK ve vergi kolaylığı sağlayan mücbir sebep hâli Adıyaman, Hatay, Maraş, Malatya ve Antep'in İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde 30 Kasıma kadar uzatılmıştı. Bitmesine bir ay kaldı ancak depremzede esnaf hâlen konteynerlerde ve mağduriyetleri hâlen devam ediyor. Deprem bölgelerinde esnaflar en azından imar çalışmaları bitene kadar bu mücbir sebep hâlinin uzatılmasını talep etmektedir Sayın Bakan.

Esnafların borçlarını sürdürülebilir bir şekilde ödeyebilmesi ve finansal rahatlama sağlayabilmesi için vergi, SGK primleri ve trafik borçları gibi kamu borçlarının düşük faizli ve uzun vadeli yapılandırmalarla düzenlenmesi önemlidir. Mevcut borçlar nedeniyle hesaplara konan blokelerin kaldırılması, borçların belirli bir ödeme takvimine bağlanması esnafın nakit akışını düzenleyerek borçlarını rahat ödemesini sağlayabilir. Ayrıca, esnafa özel olarak sağlanacak düşük faizli ve uzun vadeli kredi destekleri, artan kira, enerji ve işletme maliyetlerinde geçici indirimler yapılması, esnafın krediye ulaşmasında kolaylıklar sağlanması esnafın maliyetlerini hafifletebilir.

Şimdi, Sayın Bakan, bütün bu veriler eşliğinde bu ülkede artık iflas eden ve icralık olan esnaf sorunu büyük bir sorun teşkil ediyor. Yani burada belki dile getirmek çok doğru olmayabilir ama artık insanlar ya intihar ediyor ya da neredeyse intihar etmekle yüz yüze kalıyor. 2023 yılında Türkiye genelinde 111.576 esnafın kepenk kapatması ekonomik politikalardaki yetersiz desteklerin acı bir göstergesidir.

Bakın, özellikle şurada size bir gibi bir rakam vermek istiyorum: Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) verilerine göre yedi ayda 15 bin şirket kapanmış, 51 bin esnaf kepenk indirilmiş; bu 2024 verileridir. Karşılıksız çeklerde patlama yaşanmış, ağustos ayında 6.530 esnaf faaliyetlerini durdurmuş. Şimdi, yine UYAP'ın verilerine göre, günlük olarak bu ülkede 21 bin icra ve iflas dosyası dairelerde işlem görüyor. Türkiye'deki konkordato talepleri de gözlemlenmeye değer bir artış sergiliyor. 2024'ün ilk dokuz ayında geçici mühlet kararı verilen konkordato sayısı 1.187'ye çıkarken geçen yıl bu rakam 519'du. 2023'te görülen konkordato ilanı sayısı önceki yılın tamamında görülen sayıyı 2 katına çıkardı. Yılın ilk dokuz ayında icra dairelerine açılan icra iflas dosyalarının sayısı 23 milyona dayandı. Bu ülkede yaşayan her üç insandan birinin icra dosyası var icra dairelerinde. Şimdi, böylesi bir tablo orta yerde dururken sizin sunumunuzda sanki ülkede hiçbir sorun yokmuş gibi, ticaret çok rayında devam ediyormuş gibi bir tablo çizmeniz doğrusu söylemlerinizin samimiyetten uzak olduğunun en açık göstergesi. Keşke bu ülkedeki olumsuzlukları da saysaydınız, keşke bu ülkede yaşanan bu tür olumsuzlukları dile getirseydiniz.

Ben başta konuşmama başlarken bu ülke faiz cennetine, vergi cehennemine dönmüş dedim. Neden bunu söylüyoruz? Sayın Bakan, bir ülkede eğer faiz yüzde 50 ise, politika faizi yüzde 50 ise ve bu ülkede en ağır vergi politikası işlemde ise insanlardan ticaret yapmasını beklemeyin. Yüzde 50 faizin olduğu bir ülkede hiçbir insan sermayesini ticarete yatırmaz çünkü hiç kimse faizden kazandığı parayı başka hiçbir ticari işlemde kazanamıyor. Dahası, bu ülkede esnaflar aslında kepengini hiç açmasa daha kârlı olur çünkü esnaf enflasyon ve gelen zamlar farkından, sattığının yerine yenisini, aynısını alamıyor zaten. Örnek olarak söylüyorum: Yani üç sene önce bu ülkede demir satan bir vatandaş dükkânda bulunan 100 ton demiri hiç satmasaydı, kepengini indirseydi daha kârlı olacaktı. Zira, şu an -o günkü parayla ya da varlığı itibarıyla söylüyoruz- o gün dükkânında 100 ton demir bulunan bir esnaf, şu anda dükkânında sadece 50 ton ya da 40 ton demir bulundurabiliyor. Düşünün, bir inşaat firması ev üretiyor fakat bu evi satamıyor çünkü bu evi sattığında yerine yenisini ancak yüzde 40-50 fazla maliyetle koyabiliyor. Şimdi, tüketici açısından olaya baktığınızda, konut kredileri... Yani bu ülkede en ücra yerlerde bile bir daire fiyatının 5-6 milyonu bulduğu bir yerde, konut kredisi oranının 300-400 bin lirayla sınırlandırıldığı bir ülkede sizce bir inşaat firması üretim yapabilir mi? Haydi üretimini yaptı, sizce satabilir mi? Tüketici 300-400 bin lira krediyle hangi evi alabilir? Haydi diyelim ki bu krediyi de kullandı, yüzde 50'nin üzerinde kredi maliyeti, faiz maliyeti olan bir vatandaş sizce kredi kullanabilir mi? Dolayısıyla bu ülkede şunu esastan vurgulamakta fayda var Sayın Bakan: Bu ülkede ticaret çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum, toparlayın lütfen.

MEHMET KAMAÇ (Diyarbakır) - Bu ülkede sizin söylediğiniz veriler gibi, doğrusu bu ülkede ticaret sizin dediğiniz gibi böyle tozpembe tablolarla ya da rakamlarla dönmüyor. Size önerimiz, sokağa inin, vatandaşlarla bir yüz yüze gelin. Acaba bu ülkede esnaf, bu ülkede üretici var mı, yok mu? Siz hiç çiftçi sorunlarına değinmediniz Sayın Bakan. Yani bu ülkede çiftçi kan ağlıyor, ürettiğini tarlasından hasat edemiyor çünkü girdi maliyetleri satış maliyetiyle kıyaslandığında çiftçiyi aslında ciddi bir borç yükünün altında bırakıyor. Bu konulara hiç değinmediniz. Bizce, bir gün tebdili kıyafetle çıkın, sokakta esnaflarla, çiftçilerle, çalışanlarla, emekçilerle bir araya gelin, bu ülkede gerçek sorunların ne olduğunu bir görün. Buna göre belki yeni bir ticaret mantığı oluşturursunuz.

Teşekkür ediyorum.