Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı b)Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü c)Meteoroloji Genel Müdürlüğü ç)İklim Değişikliği Başkanlığı d)Kentsel Dönüşüm Başkanlığı e)Türkiye Çevre Ajansı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 08 .11.2024 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Teşekkür ederim.
Sayın Bakan, değerli bürokratlar; öncelikle bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.
İzmir tartışması vardı, o konuyla ilgili düşüncelerimi ifade etmek istiyorum. Maalesef, milletvekili, bakanı, valisi, bilumum bürokratı ve herkes belediyeyi karalıyor ve İzmir Körfezi'nden siyasi rant elde etmeye çalışıyor. Biri denize cansız manken atıp yüzdürüyor, diğeri elinde kavanozla Meclis Meclis geziyor. Hakikaten, başta siz olmak üzere, aklınız bir kavanoza sığacak kadar küçülmüş durumda, içindeki su kadarda bulanık. Şimdi, Allah aşkına, bu İzmir Körfezi altmış yıldır kirlilikle mücadele ederken yirmi iki yıldır iktidarda olan partiniz, Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanı işi gücü bırakıp belediyeyle uğraşıyor. Aslında iş birliği yapması lazım, sonuçta İzmir başka bir ülkenin ili mi ya da İzmir Körfezi Yunanistan körfezi mi? Körfezle ilgili bir çaba göstermiyorsunuz, belediyeyle iş birliği yapmıyorsunuz yani -biraz önce Gökan Zeybek söyledi- Kocaeli'deki körfeze Çevre ve Şehircilik Bakanlığı para ayırıyor, maalesef İzmir'le ilgili ayrılan para yok. Lütfen... Bir iş birliği yapılması lazım. Belediyemiz bu konuda çalışıyor, çalışmaya devam ediyor. Özellikle size tavsiyem, İzmir Milletvekilleri, seçildiğiniz ile düşmanlık yapmayın, size oy vermediler diye, seçmediler diye lütfen seçildiğiniz ile, İzmir'e düşmanlık yapmayın.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İzmir'e düşmanlık yapanlar İzmir Körfezi'ni kirletenlerdir.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bunu söylemek istiyorum. Belediyemiz de çalışmaya devam ediyor.
Şimdi, gelelim deprem konusuna. Sayın Bakan, Malatyalılar geçtiğimiz hafta sizi fahri hemşehri yaptılar. İnşallah, hayırlı olur. Tabii, sizi sevdiklerinden, sizin de Bakan olduktan sonra Malatya'ya sık sık gidip gelmenizden, ilginizden dolayı hemşehri yaptılar ama bizde bazı örnekler var, hemşehriliği hak etmeyince de Malatyalılar çabuk unutuyor, onu da söyleyeyim, uyarayım sizi, sonra mahcup olmayalım birbirimize yani inşallah olmayız çünkü daha önce Malatyalılar, bizim meşhur, belediyenin karşısında büyük bir Abdullah Gül Parkı vardı, koca tabelayı astılar -Sümerbank olması lazım- biz sesimizi çıkarmadık, o zaman İl Başkanıydım sanırım ben, şimdi, Abdullah Gül Parkı'nın ismini söktüler. Yine, bir meşhur hemşehrimiz daha vardı fahri hemşehri beratı verdiğimiz, Sayın Ethem Sancak. Ethem Sancak, AK PARTİ'den istifa edip sizin diğer ortağınız, 4'üncü ortağınız -MHP var, Büyük Birlik var, bir de Vatan Partisi var- Vatan Partisine geçince onun da hemşehriliği iptal edildi. Ben bu konuda size dostane bir uyarıda bulunmak isterim. İnşallah, hemşehriliğiniz Malatya'ya iyi gelir.
Değerli arkadaşlar, Elâzığ Milletvekili arkadaşımız Gürsel Erol burada, diğer Elâzığ Milletvekilinin ismini anmıyorum yaptığı hakaretlerden dolayı, onu da ifade edeyim. Şimdi, 2020 depremini hep beraber Türkiye yaşadı ve bütün siyasi partilerin, Hükûmetin, herkesin olağanüstü ilgisi oldu 2020 depreminde ama maalesef... Şimdi, değerli arkadaşlar, 2020 depremini Elâzığ ve Malatya olmak üzere iki ilimiz yoğun olarak yaşadı. Sayın Gürsel Erol şahittir, biz bütün çabalarımıza rağmen, maalesef 2020 depreminden Malatya olarak ders almadık. Eğer ders almış olsaydık, bugün, Malatya, o büyük depremde yıkılan, en çok hasar gören 4 ilden biri olmazdı. Sayın Bakan, siz Malatya'yı biliyorsunuz; bu, Elâzığ Caddesi dediğimiz, eski Vali Konağı Caddesi dediğimiz güzergâhta Hakimbey Apartmanı var, Hakimbey Apartmanı'na 2020 Ocak depreminde "ağır hasarlı" veriliyor, daha sonra "hafif hasar"a çevriliyor ve bir savcının kız kardeşi gidiyor, adliyede bağırıyor çağırıyor; maalesef, bu insanın söyledikleri duyulmuyor ve o bina yıkılıyor, 84 insanımız ölüyor. Yine, Bayrak Sitesi gibi yerler var, aynı şekilde. Maalesef, yerel yönetimler de bunlardan ders almadığı için ve maalesef, iktidar bu konuya el atmadığı için biz o 2020 depremindeki uyarıyı ciddiye almadık. Eğer o uyarı ciddiye alınmış olsaydı, Malatya belediyeleri eğer ciddi şekilde araştırmış olsalardı 2023 depremini Elâzığ gibi yaşardık ama maalesef 1.237 civarında insanımız hayatını kaybetti, şehrin üçte 1'inin binaları yıkılmış durumda. Malatya'ya gitmeyenler depremin ne olduğunu bilmiyorlar -yani kötü niyetle söylemiyorum- çünkü Malatya'ya gittiğinizde şehir merkezinin tamamen yok olduğunu düşünün; işte, Ankara'nın Kızılay'ının, Ulus'unun komple yok olduğunu düşünün, Malatya da aynı şekilde; maalesef, camisi, iş yeri, her taraf yerle bir olmuş durumda. Sadece Malatya merkez mi? Hayır. Doğanşehir ilçemiz, Akçadağ ilçemizin bir kısmı, Doğanşehir'deki tüm beldelerimiz -Erkenek'i, Kurucaova'sı, Polat'ı- yerle bir olmuş durumda. Bu depremin Malatya'ya nasıl bir yıkım yaşattığını sizlere anlatmak için söylüyorum.
Şimdi, tabii, biz çok çeşitli problemler yaşadık, çok büyük sıkıntılar yaşadık. Konteyner kentlerimiz var şimdi, yaklaşık 32.279 aile 74 konteyner kentte yaşıyor. Siz de mutlaka gidiyorsunuzdur konteyner kentlere... Allah, kimseyi -7 çarpı 3- 21 metrekarede yıllarca yaşatmasın; bakın, özellikle çocuklar için çok zor. 3 kişi, 4 kişi, 5 kişi bir konteynerde kalıyor ve çocukların faydalanabileceği hiçbir alan yok. İnternette sıkıntı var. Çocukların top oynayacağı, deşarj olacağı hiçbir alan yok. Bir de bizim Malatya'da -bütün Anadolu'da öyle- erkekler sabahtan çıkıyor gidiyor; Malatya merkezde, parası varsa çay ocağında çayını içiyor -çay ocağında oturmak mümkün değil ya- ya da parklarda oturuyor ama kadınların dışarı çıkma şansı yok; bu konuya da dikkatinizi çekmek istiyorum. Hem ulaşım anlamında destek verilirse hem çocukların sosyalleşmesi anlamında destek verilirse hayat biraz daha kolaylaşır.
6 Şubattaki depremin büyük yıkıma sebep olduğunu söyledim. Maalesef, özellikle Bostanbaşı, Zaviye bölgesinin de yıkılmasıyla konut alanlarını kaybettik. Gündüzbey, Çırmıhtı dediğimiz bölgelerin yıkılmasıyla kültür ve turizm alanlarını kaybettik. Doğanşehir merkez, Polat, Ören gibi bölgelerin yıkılmasıyla kırsal alanlarımız yok oldu.
Bir konuya daha dikkatinizi çekmek istiyorum: Bizim bu Bostanbaşı -adı üzerinde, Bostanbaşı- tarım arazisinin çok yoğun olduğu bir yer. Buraya ruhsatlar verildi; maalesef, o ruhsat verilen inşaatların, 12 katlı, 15 katlı binaların tamamı ağır hasarlı oldu. Yine, dikkatinizi çekmek istiyorum: Bizim Malatya'da bu ruhsatı veren bir Allah'ın kulu cezalandırılmadı. Bir trafik kazasına karışsanız, birisini yaralarsanız yargılanırsınız ama maalesef, Malatya'da hem bu ağır hasarlılara "hafif hasar" verenler hem de bir yerel yönetici, bu ruhsatları veren, orayı imara açan hiç kimse yargılanmadı Sayın Bakan; onu da belirtmek istiyorum.
Malatya hibelerden yeterince faydalanmıyor; örneğin, su, kanalizasyon idarelerinin üzerinden verilen hibelere baktığımız zaman, Malatya en az hibeyi alan şehirlerin başında geliyor; oysa Hatay'dan sonra en fazla hasar alan illerden biri. Hatay'a 380 milyon euro, Kahramanmaraş'a 260 milyon euro, Malatya'ya ise 155 milyon euro hibe verilmiş durumda. Bunu da sizin dikkatinize sunmak istiyorum.
Şimdi, bu rezerv alan aslında önemli bir şey, eğer anlatılabilirse önemli bir şey. Hem belediyeyi bir yükten kurtarıyoruz... Ki sağ olun, sizlere teşekkür ediyoruz, Malatya Büyükşehir Belediyesine hiç bir iş bırakmadınız, hepsini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapıyor, Allah sizden razı olsun ama bu rezerv alanlarda insanların kuşkusu var. Bakın, geçmişte yaşananlar var, doğru demiyorum ama insanlarda "Benim işte torpil olacak mı? Benim dükkânımın -bir ömür çalışmış, bir dükkânı var- konumu değişecek mi? Evimin konumu değişecek mi?" diye kuşku var, bunu keşke anlatabilseniz. O rezerv alanlarla ilgili ne yapılacağı tablolar hâlde billboardlara asılabilir, farklı bölgelere asılabilir, hatta toplantılar yapılabilir; bu, maalesef, yapılmıyor ve Malatya bir büyük belirsizlikle karşı karşıya. Belki siz biliyorsunuz ama vatandaş bunu bilmiyor.
Yeşilyurt merkez, Gündüzbey, Konak, Yakınca, Bostanbaşı Mahallelerinde insanlar da birbirine girmiş durumda; bir kısmı rezerv alan istiyor, bir kısmı istemiyor ama eğer iyi anlatılabilse bu sorunun da çözüleceğine inanıyorum.
Yine, geçtiğimiz yıl Sayın TOKİ Başkanımız Ömer Bey geldiğinde bir serzenişimizi dile getirmiştik, o da birkaç Malatyalı müteahhidin ismini vermişti sağ olsun ama maalesef, insanlar, yerel esnaf korunmuyor, yerel müteahhitler korunmuyor. Şimdi, ihaleyi Ankara'da alıyor -özellikle KÖİ'lerle ilgili söylüyorum- Malatya'daki taşeronlara paylaştırıyor ve Ankara'dan hiç gelmeden, yeri görmeden Malatyalı taşeronlar yapıyor. Keşke biraz daha yerel müteahhitlere, Malatya'da Malatyalılara, Adıyaman'da Adıyamanlılara iş verilebilse Malatya'nın ekonomisi de kalkınır. Bu konuyu, size, Sayın Bakan Yardımcısına da bir yıl sonra tekrar iletmek istiyorum; daha önce iletmiştim.
Yine, bu rezerv alanlar ve yıkımla ilgili çok büyük bir sağlıksız ortam var, bunu da belirtmek istiyorum. Çabuk, hemen, hızlı hızlı birkaç mahalleyi gündeme getirmek istiyorum. Çavuşoğlu Mahallesi daha önce, Sayın Özhaseki döneminde rezerv alan ilan edilmişti ama daha sonra mahallede bazı alanlar rezerv alanından çıkarıldı, tekrar alınmasını istiyor Çavuşoğlu Mahallesi. Tam tersi bir uygulama var Kiltepe Mahallesi'nde; bu insanların bir kısmı -sizinle de görüştüler Kiltepe Mahallesindekiler- istiyor, bir kısmı istemiyor ama bu insanlara anlatılsa aslında sonuç çözülecek.
Şimdi, bir önemli konu da yerinde dönüşüm meselesi. Maalesef, yerinde dönüşümde Malatya'da işler...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkanım...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Bir dakika uzatıyorum. Lütfen hızlıca bitirin.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Evet, hemen toparlayacağım.
Yerinde dönüşüm meselesi... Bizde 32 bin yerinde dönüşüm başvurusu bulunuyor ancak dönüşen bina yok denecek kadar az. On dokuz ay sonunda Yeşilyurt ilçesinde yerinde dönüşüm için yapı ruhsatı verilen sayı 35, Battalgazi ilçesinde yerinde dönüşüm yapı ruhsatı verilme sayısı 21. Adıyaman'a baktığımızda -aynı rakam- Adıyaman'da yerinde dönüşüm 10 bin civarında yapılıyor.
Yine, biliyorsunuz, bu hibe meselesi... "750+750" geçen yıl verildi ama bu rakam yeterli değil. Burada sizin dikkatinize sunmak istiyoruz bu konuyu da. Bu yerinde dönüşümle ilgili, maalesef, belediyede, AFAD'da, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğünde acayip bir yoğunluk var. Çevre Şehircilik personelinin de yeterli olmadığı gözüküyor; bu da bürokrasiyi çok aksatıyor.
Yine, açılacak davalar var. Aslında, bu müteahhitle, biliyorsunuz, çok problem yaşanacak gibi gözüküyor. Keşke bununla ilgili, müteahhitle, ev sahibiyle ilgili verilirken buna bir garanti verilebilse.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Toparlayın lütfen.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Teşekkür ederim Başkanım.
Yine, bu 150 metrekare altındaki konutlarda KDV oranının yüzde 20'den yüzde 1'e düşürülmesi hiç olmazsa büyük bir katkı sağlar.
Yine, orta hasarlı binaların güçlendirilmesiyle ilgili maalesef paralar geç yatıyor ve hâlâ çok ciddi şekilde hız alınamadı. Sayın Bakan, sizin farklı sesler duymaya da ihtiyacınız olduğuna inanıyorum, siyasetçilerin farklı sesleri duymaya ihtiyacı var. Bakın, bu rezerv alanıyla ilgili Malatya'da çeşitli işler yapılıyor deprem bölgesi olan diğer illerde olduğu gibi. Keşke mimar odalarından bilgi alabilseniz, keşke şehrin aktörleriyle konuşabilseniz, onların da fikri alınsa kent daha sağlıklı hâle getirilir diye düşünüyorum.
"Bizim Malatya'ya il müdürü dayanmıyor." diye arkadaşlar not göndermişler. Şu anda da 3 müdür atamışsınız...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Ağbaba, çok sayfa var, selamlarsak...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Evet, peki, hemen.
Şimdi, bir Söğütlü Camisi meselemiz var değerli arkadaşlar. Söğütlü Camimiz ile bizim Teze Cami, Yeni Cami hemen yan yana. Söğütlü Camisi yıkıldı, ağır hasarlı; Yeni Cami de yıkıldı. 2 hayır sahibi yapıyor...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, hemen... Bu Malatya'yla ilgili, deprem önemli.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Ama selamlayalım, arkadaşlarımız bekliyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tabii, tamam, hemen hızlıca...
Bu Söğütlü Camisi alındı, getirildi, daha önce belediye binası olan kentin meydanına, göbeğine yapılıyor. Madem yerini değiştiriyorsunuz, keşke daha büyük bir yere, daha büyük bir cami yapsanız. Hakikaten... Bu kent meydanına -ben söylemeye çalıştım ama maalesef sesimizi çok duyuramadık, şu andaki Belediye Başkanı Sami Bey de hem seçimden önce hem seçimden sonra buraya asla bir cami yapılmayacağını söyledi ama- kentin göbeğine bir cami yapılıyor hemen Kapalı Çarşı'nın yanına; siz de biliyorsunuz, temeli atıldı.
TOKİ konutlarında eksiklerimiz çok. TOKİ konutlarında hâlâ iş yeri yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Ağbaba, teşekkür ediniz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hemen Başkan, bitiriyorum.
Yine, kira ve kiracı problemleri var. Maalesef, kiralar 4-5 kat artmış ama biraz önce siz sunum yaparken söylediniz "Sosyal konut yapacağız." diye. Kiracıları kimse görmüyor, kiracıların da başlarını sokacakları bir ev lazım. Kiracılara da kira yardımı yapılmıyor.
Son olarak, bizim, Hekimhan ve Kuluncak depremlerinden dokuz yıl geçmesine rağmen, hâlâ konutlarımız teslim edilemedi. Hekimhan'da 500 konut yapıldı, önce kuralar çekildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, hemen bitiriyorum.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Bitirin artık lütfen, öyle bitirin.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Lütfen, iki dakika daha...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Olmaz o kadar, 3 kere uzattım. Veli Bey, ama arkadaşların hakkı var, bekliyorlar. Selamlamanızı yapın.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hekimhan depreminde 500 konut yapıldı, önce kura çekimi gerçekleştirildi ama Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı hak sahipliğini iptal etti; bunu söylemek istiyorum.
Kendi Evini Kendin Yap Projesi'nin desteklenmesi lazım. İkizce var, bu TOKİ'lerin yapıldığı yer, oradaki köylüler yoldan çok sıkıntı çekiyorlar.
Bir de son olarak, Adıyaman'dan kimse yok, Adıyaman hakkında bir otuz saniye söz almak istiyorum.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Ya, lütfen ama... Şimdi, Bakan Bey'e özelde verin o notu da olur mu?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Özelde vermeyeyim de bir cümleyle söyleyeyim: Adıyaman'ın çevre yolu yok. O yapılan konutlar eğer işleyecekse, insanlar oturacaksa mutlaka çevre yolunun yapılması lazım.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Peki, teşekkür ediyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ben teşekkür ediyorum.
Bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Çok sağ olun.