KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Çok değerli Sayın Meclis Başkanımız, Sayıştay Başkanımız, Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanımız ve çok Değerli Başkanım, milletvekillerimiz, bürokratlarımız, basın mensuplarımız; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, Meclis bütçemizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Tabii ki Büyük Millet Meclisi çok önemli görevler ifa etmekte ve zamanında da Kurtuluş Savaşı'nı yönetmiş, Gazi bir Meclis. Tabii, Meclisin, hepimizin malumu olduğu üzere, iki görevi var: Birincisi yasama, ikincisi denetleme. Tabii ki yasama kısmını gerçekten de bizler daha iyi hâle getirebilir miyiz? Getirebiliriz ve yasamayı daha kaliteli hâle getirmek için komisyonlar sürecini daha uzun tutabiliriz ve Genel Kurulda da kanunları kaliteli hâle getirmek için, bizim de hatalarımız vardır, muhalefetin de hataları var, bu hatalardan vazgeçerek, gerçekten de konunun özüne dönerek, kanunun daha çok içeriği üzerine konuşmak üzere her türlü tartışmayı yapabiliriz. Ama, tabii, ben şundan çok rahatsız oluyorum: Yani, gerçekten de burada tabii ki iktidar olarak bizler toplantı yeter sayısını sağlamak zorundayız ama iki dakikada bir yoklama istenilmesi de gerçekten çok anlamsız geliyor bana yani bunları İç Tüzük'te düzenlememiz lazım. Kanun teklifinde önerge verildiği zaman mutlaka o kanun teklifiyle ilgili konuşulması lazım; kanun teklifini sadece konuşmanın başında alıp da sonradan başka bir şeyleri konuşmak çok anlam ifade etmiyor. Dolayısıyla, belki de hiçbir anlam değişikliği olmayan önergeler veriliyor ve bu önergeler de... Sayın Başkanım, Meclis Başkan Vekillerimiz bu önergeleri kabul etmek zorunda mı? Yani, anlamı, içeriği, hiçbir şeyi değiştirmiyor; aynı kelimelerin farklı, eş anlamını kullanıyor, aynı kelimeyi kullanıyor ve maalesef biz, önergede değişiklik varmışçasına bunu yürürlüğe koyuyoruz ve onun hakkında konuşturuyoruz. Bunları biz ortadan kaldıramaz mıyız? Yani böyle bir şey olabilir mi? Hiç anlam...

AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Lütfediyorsunuz!

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yok, yok.

AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - "Konuşturuyoruz." ne demek ya?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hayır, hayır. Diyelim ki "Bu kanunu Cumhurbaşkanlığı yürütür." veya "Cumhurbaşkanlığı tarafından uygulanır." Yani önergeler bu şekilde arkadaşlar, anlamı değiştirmeyenler. Burada, bakın arkadaşlar, şöyle bir şey: Yani...

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Sizin lütfunuzla mı konuşuyoruz biz?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hayır, hayır.

Yani neticede, burada, anlamlı, sizin de istediğiniz... Kanunların kaliteli olmasını istiyorsak sizin de birtakım adımlar atmanız lazım. Tamam, bizim hatalarımız, kusurlarımız vardır ama bunun seviyesini biz karşılıklı yükseltebiliriz. Eğer biz bunun karşılıklı seviyesini yükseltemezsek o zaman sizin dediğiniz de olmaz, belki bizim dediğimiz de olmaz ve dolayısıyla da istenilen yere varamayız. Biz sizlerden faydalanamıyoruz. Bizim, bir taraftan da iktidar olarak muhalefetten de faydalanmamız lazım. Muhalefetin kalite düzeyinde -yanlış anlamayın lütfen- bir şey yok; daha da yüksek olursa, daha da kaliteli olursa bize de yol göstermiş olursunuz bazı şeylerde ama...

ERHAN USTA (Samsun) - Önergeleri hazırlayın, konuşmaları hazırlayın, bize verin.

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Saraydan gelen metinler kutsal metin hükmünde olduğu için, ona dokunamadığınız için…

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hayır, bak, öyle değil, öyle değil.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - İsmail Bey, lütfen karşılıklı bir konuşmaya mahal vermeden sözlerinizi tamamlarsanız sevinirim.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hocam, ben konuşayım, siz istediğiniz yorumu yapın.

Ya, her hafta başında başlıyoruz ne görüşeceğimize dair, tamam mı, işte, oradaki kurul karar veremediği için salı görüşüyoruz…

ERHAN USTA (Samsun) - Parlamento budur ya, Parlamento budur.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bak, Parlamento bu değildir.

ERHAN USTA (Samsun) - Budur.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bu, nitelikli bir yasama yöntemi değildir, tamam mı, bundan vazgeçmemiz lazım. Neyse…

Sayın Başkanım, ben sadece şunu demek istiyorum: Mesela, Meclise televizyonlar konuldu, televizyonlar konuldu ve en azından “Kim konuşuyor, kanunun hangi maddesi hakkında konuşuyor?” bunlarla ilgili bir bilgimiz oldu. Yani Allah razı olsun yapanlardan.

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sen saraya tabisin ama biz değiliz.

AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Biz milletin vekiliyiz.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ben diyorum ki, mesela, verilen önergeleri de önümüzdeki bilgisayarlardan bizim görebilmemiz lazım yani bunları da görebilmemiz lazım. Kim ne önerge vermiş, görmüyoruz biz ve dolayısıyla da burada hangi önergeler geldi, kanunun kaçıncı maddesinde... İşte, sadece diyoruz ki: “Şu kanun maddesinde -kaç tane- şu önergeler var.” Okunurken görüyoruz biz onu. Ve dolayısıyla da bu gibi, bu gibi, bu gibi…

ERHAN USTA (Samsun) - Ağabey, siz o sırada içeride oturmuyorsunuz ki!

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ya, Başkanlara dağıtılıyor. Ya, Allah aşkına…

ERHAN USTA (Samsun) - Siz o sırada geziyorsunuz, yoklamaya geliyorsunuz. 5 kişiye konuşuyoruz.

SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Oylamadan oylamaya geldiğiniz için…

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Herkes başkasını kendi gibi zanneder.

Neyse, ben bunu bırakıyorum, daha kaliteli bir yasama olmasını temenni ediyorum. Demek ki böyle bir muhalefetle, Başkanım, kaliteli bir yasama yapmak mümkün değil yani. Demek ki böyle devam edeceğiz.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Ayıp oluyor. Çok ayıp!

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, arkadaşlar... Ama bak, şimdi, beni konuşturuyorsunuz yani iyice sabrediyorum.

SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Bu ne kibir ya!

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, diğer taraftan, Kamu Denetçiliği Kurumu 2012 yılında kuruldu. Gerçekten de buradan Şeref Malkoç Başkanıma ve ekibine canıgönülden teşekkür ederim. Ve vatandaşların kamu kurumları karşısında uğradıkları haksızlıkların önlenmesi, onlarla ilgili problemlerin çözülmesi konusunda çok önemli adımlar attılar ve sadece iktidarın değil aynı zamanda muhalefetin de takdirini kazandınız Başkanım. 2 dönem görev yaptınız, görev süreniz de bitiyor ve bundan dolayı sizlere teşekkür ederim. Allah razı olsun, Allah yolunuzu açık etsin.

Benim burada dile getirmek istediğim sadece bir konu var. Burada, tabii, RTÜK’ün bütçesini de konuşuyoruz. Tabii, şimdi, her gün ben televizyonlara bakıyorum; ya, akşam aynı haber, sabah aynı haber, ertesi gün aynı haber ve detaylı bir haber. Ve cinayet nasıl işlenir, hırsızlık nasıl yapılır, dolandırıcılık nasıl yapılır, kardeşim, milleti yani biz bu konuda eğitemiyoruz ya. Böyle bir şey…

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Size soralım bunu ya, yirmi üç yıldır siz yönetiyorsunuz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Hiç yakışmadı sana.

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Biz mi yönetiyoruz?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ya, muhatabım siz değilsiniz hanımefendi. Yani Allah aşkına…

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, sayın hatibin…

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Sabahtan beri bize laf söylüyorsun, nasıl muhatabın değiliz?

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, bir saniye…

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi…

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Güneş... Sayın Güneş…

Değerli arkadaşlar, bir…

SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Bu nasıl üslup ya!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ama şöyle yapar mısınız...

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, hiçbir tane doğru bir şey konuşmadı. “Muhatabım değilsin.” diyemezsin. Sen Başkana konuşuyorsun. Başkan ne diyor mesela? “Siz Genel Kurula hitap edin.” diyor, değil mi? Siz Komisyona konuşuyorsunuz ya!

SALİHE AYDENİZ (Mardin) - Bu ne kibir ya!

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Arkadaşlar…

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şimdi, Sayın Güneş…

ERHAN USTA (Samsun) - İnsan bir tane doğru bir şey konuşmaz mı ya!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta, bu harareti biraz düşürmemiz lazım.

Sayın Güneş…

ERHAN USTA (Samsun) - Evet ama yani İsmail Bey’e “Uzaydan geldin.” dedim, uzaydan da gelmemiş herhâlde. Nereden geldin ya!

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Güneş…

ORHAN YEGİN (Ankara) - İsmail Bey tecrübeli bir Komisyon üyesidir, nereye konuşacağını bilir. Lütfen…

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar... AK PARTİ Grubu…

ERHAN USTA (Samsun) - Kaldı ki RTÜK’e yaptığınız eleştiriye katılıyorum. “Muhatabım değilsin." deme. Yoksa RTÜK’e yaptığın doğru bir eleştiri.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta…

(Uğultular)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, şöyle bir sükûneti sağlarsak…

Arkadaki sıra... Sakarya…

Değerli arkadaşlar, Sayın Güneş yüksek tempoda ve tansiyonda bir konuşma yapıyor. Sayın Güneş, siz de biraz tansiyonu düşürün lütfen.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Tamam, tansiyonu düşüreyim ben.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Yani bu işin bu tansiyonunu kaldırmalıyız. Bak, burada belli yaşın üstünde olan insanlar var, öldürürsün bizi. Şimdi, bir de…

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yani ben…

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye…

Değerli arkadaşlar, tabii ki biz milletvekilleri olduğumuz için hepimiz birbirimizin muhatabıyız.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Tabii, muhatabımsınız. O sözümü geri alıyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Orada başka bir şey, başka bir anlamda söyledi, bağlamda söyledi.

ERHAN USTA (Samsun) - İsmail Bey’in bugünkü konuşmasını tutanaklardan çıkaralım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Çıkaramıyoruz, girdi kayıtlara. Onu Meclis Başkanlığı da yapamaz. Girdi mi çıkmaz daha o şeyler.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Tamam, o sözümü geri alıyorum efendim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Güneş, lütfen siz görüşlerinizi ifade edin.

Değerli milletvekilleri, siz de lütfen hatibin insicamını bozacak şekilde laf atmayın.

Hepinize teşekkür ediyorum.

Sayın Güneş, buyurun.

Size ilave bir dakika süre ekleyeceğim.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Tamam.

Yani neticede, bizim, toplumumuzu kötü alışkanlıklardan uzaklaştırmamız lazım ve diyelim ki toplumun da moralini bozacak kötü görüntüleri de önlememiz lazım. Bu, RTÜK'ün görevi. Yani şimdi, ben tabii ki Avrupa'da yaşamadım, diğer ülkeleri de çok bilmiyorum ama bildiğim kadarıyla diyelim ki bu gibi haberler bir sefer veriliyor ve ayrıntılı verilmiyor ama biz gerçekten de belki 7-8 sefer aynı haberi izliyoruz. Ben bunlara üzülüyorum. Mesela, insanlar bu kötü alışkanlıkların yöntemini öğreniyor ve toplumun sanki tümü aynı şekilde kötüymüş gibi bir imaj doğuyor. RTÜK olarak siz bunları nasıl önleyebilirsiniz? Diyelim ki Avrupa'daki uygulamalara göre benzer uygulamaları getirebilir miyiz? Yani burada antidemokratik yöntem falan uygulayın demiyorum. Avrupa nasıl uyguluyorsa diyelim ki bunların bir verilme şekli var, verilme süresi var ve dolayısıyla da bunları sizinle paylaşmak istedim.

Tabii, Meclis Başkanlığı çalışanlarımız, burada yasama süreci süresinde gerçekten de bizler kaliteli yasama yapalım diye -Mecliste 6.000 çalışanımız var- bunlar hep bizim için çalışıyor ve bu çalışan arkadaşlarımıza da canıgönülden teşekkür ederim.

Meclis Başkanlığı bütçemizin de hayırlı uğurlu olmasını diler, hepinizi saygıyla selamlarım.