Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 30 .10.2024 |
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Bütçe Başkanımız, Maliye Bakan Yardımcımız, değerli bürokratlarımız ve basın mensuplarımız; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle sözlerime başlamadan önce geçtiğimiz günlerde TUSAŞ'ta hain PKK terör örgütü tarafından yapılan saldırıyı nefretle kınıyor, burada hayatını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Diğer taraftan, cumhuriyetimizin ilanının 101’inci yılını hep beraber idrak ettik ve başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile bu ülke için şehit olan tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Tabii, şunu da ifade etmek istiyorum: Cumhuriyet kimsenin tekelinde değildir, aslında cumhuriyet rejimine kimse de karşı değildir. Hele hele Müslümanlar sanki karşıymış gibi bir algı uyandırarak cumhuriyeti kendi tekellerinde görenlerin tamamen yanıldığını ifade etmek istiyorum. İnsanlar neye karşıdır? Cumhuriyete karşı değil, insanlar "cumhuriyet" adı altında bazı dayatmalara ve birtakım zorbalıklara karşıdır ve dolayısıyla da… Tabii ki vatandaşlarımız kendini yönetecek kişinin halk tarafından seçilmesini arzu eder ve bunu ister, bunda bir sorun yok fakat geçmiş dönemlerde yaşadığımız "cumhuriyet" adı altındaki bazı yanlışları da burada vurgulamak istiyorum.
Tabii, 2025 yılı bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını ben temenni ediyorum. AK PARTİ iktidarlarında bu 23'üncü tabii ki bütçemiz ve gerçekten de cumhuriyet tarihinde hiçbir partiye nasip olmamış bir imkân bize nasip oldu ve bu süre zarfında geriye dönüp baktığımızda bu bütçelerle biz neler yaptık, acaba vatandaşın lehine neler yaptık diye ve Türkiye ekonomisini nereden nereye getirdik diye geriye doğru dönüp baktığımız zaman 2002-2023 yılları arasında yani 2002'yi "100" alırsak ve bu dönemde dünya ne yapmış, biz ne yapmış, buna baktığımız zaman reel büyüme bakımından dünya 210 büyürken, Avrupa Birliği 136 büyürken, gelişmekte olan ülkeler 290, Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkeler 217 büyürken reel anlamda Türkiye tam 301 olarak büyümüştür ve gayrisafi millî hasılasını da 238 milyar dolardan tam 4,7 kat artırarak 2023 sonu itibarıyla 1 trilyon 130 milyar dolara çıkarmış. Cari fiyatlarla dünyadaki 17'nci büyük ekonomi, Satın Alma Gücü Paritesi bakımından baktığım zaman -esas vatandaşı ilgilendiren de Satın Alma Gücü Paritesi'dir- 5,9 kat büyüyerek dünyanın 11'inci en büyük ekonomisi olmuştur. Küresel ekonomideki payımız binde 7'lerden binde 11'lere çıkmış, küresel ticaretteki payımız da binde 6'dan binde 11'lere çıkmış. Bu süre zarfında istihdam ne olmuş derseniz istihdam 19,4 milyondan 32,8 milyona çıkmıştır.
Tabii, burada milletvekillerimizden bazı arkadaşlar şunu ifade etti: Burada işe katılım oranının Türkiye'de az olduğunu, yüzde 54 civarında, istihdam oranının da yüzde 49 olduğunu, bazı ülkelerde işe katılım oranının daha yüksek olduğunu yani çalışabilecek yaştaki kişilerin kaç kişinin çalışmak istediğini... Tabii ki Türkiye'deki bu oranların düşük olmasının sebebi de kayıt dışılığın aslında fazla olması ve dolayısıyla da bazı insanlar bazı yerlerde kendi namına veya başka yerde çalışıyor ama kayıtlı olmadığı için bu oran düşük görülebiliyor.
2005-2023 yılları arasında istihdamdaki artış ortalama 682 bin kişi olmuştur. İşsizlik oranları: Tabii ki işsizlik oranlarında çok önemli derecede bir düşüş olmuş, 2012'deki yakaladığımız en düşük seviye olan yüzde 8'lerin seviyesine gelerek yüzde 8,5 seviyelerine inmiştir. Tabii ki yine, 1993 ile 2002 yılları arasında Türkiye ortalama 3,1 büyürken on yıllık periyotlar hâlinde 2003 ile 2013 arasında ortalama 5,7 büyümüş, 2013 ile 2024 yılları arasında da ortalama 5,1 büyümüştür.
Tabii, diğer taraftan, bu süre zarfında biz bu bütçelerle ne yaptık derseniz... Yani işte muhalefet söylüyor ya, birtakım zenginlere bunu peşkeş çektiğiniz anlamına gelebilecek, tamamen yanlış ifadeler kullanıyorlar. Şimdi, biz Türkiye'de sulanabilir alanın, 8,5 milyon hektar arazinin 2023 yılı itibarıyla 7,1 milyon hektarını sulanabilir hâle getirmişiz, bu önemli bir aşama. Yine, aynı şekilde, 23.419 kilometre bölünmüş yol yaparak bölünmüş yol ağımızı 29.520 kilometreye çıkarmışız ve böylece eskiden 6 olan bölünmüş yolla birbirine bağlı olan il sayımızı da 77'ye çıkarmışız ve daha önceden Türkiye'mizde olmayan hızlı tren seferlerini başlatarak 2.251 kilometre hızlı tren yolu yapmışız. Bu dönemde de önümüzdeki dönemde de hızlı trenlere daha çok ağırlık vererek, yatırımdaki payını artırarak bunların uzunluğunu daha fazla artıracağız.
Yine aynı şekilde, "Bu bütçede siz gariban gurebaya ne yaptınız?" diyorlar ve tarihinde görülmemiş bir şekilde, daha önce rahmetli Özal döneminde kurulan TOKİ atıl bir vaziyetteydi ve TOKİ'yi etkin bir hâle getirerek, işte, yirmi bir yılda 1 milyon 437 bin konut yapmışız. Dile kolay yani 1 milyon 437 bin. Bundan kim faydalanmış? Daha çok ekonomik anlamda dar gelirli vatandaşlarımız tabii ki bundan faydalanmış. Yine, aynı şekilde, tabii ki 350 binden fazla derslik yapmışız. Tabii, bazı arkadaşlar, "İşte bazı yerlerde çifte eğitim görüyorsunuz." diyorlar; doğru, haklı. Eğer bizden önceki yapılan okullar depreme dayanıklı olsaydı bugün bu sorunumuz olmayacaktı, belki de “ikili eğitim” diye bir sorunumuz olmayacaktı. Tabii ki daha önceki dönemlerde, özellikle 99 yılında yaşadığımız depremden sonra çıkan yönetmelik Türkiye'de pek çok şeyi değiştirmiş, önceden yapılan yapıların -ben sadece örnek vereyim- Uşak'taki yapılan tüm hastanelerin yani deprem yönetmeliğinden önce yapılan hastanelerin hepsi depreme dayanıksız çıktı, hepsini yıktık ve hepsini yeniden yaptık yani Türkiye'yi yeniden inşa eder hâle geldik.
Diğer taraftan, gençlerimize gerçekten de çok değer verdiğimiz gibi, bunların kaldıkları yurtların hem niteliklerini artırdığımız gibi hem de sayısını artırdık. Bunları 180 binden aşağı yukarı 900 bine çıkardık.
Diğer taraftan, tabii ki şunu da ifade etmek istiyorum: Burada, son dönemlerde, ülkemizde enflasyonda aşırı bir artış oldu. Şimdi, muhalefetteki arkadaşlar diyor ki: "Siz işte Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtiniz, ondan oldu." Yok, Cumhurbaşkanımız için güya -yani bunlar tamamen yanlış olan bir düşünce- işte, uyguladığı politikalardan kaynaklandığını söyleyerek, işte, 2021’den sonra tabii ki enflasyonda önemli bir artış oldu. Peki, biz buraya neden geldik arkadaşlar? O dönemde işte Covid yaşadık ve arkasından tabii ki hızlı bir şekilde emtia fiyatları arttı, navlun fiyatları arttı ve dolayısıyla da…
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Dünyada artmadı mı?
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sabırlı olun biraz, insicamı bozmayın.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Dur, bir dakika, bir dakika kardeşim. Acele etme, acele etme.
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Öyle anlatıyorsunuz ki yani bütün dünyada artmış da bizde artmış, yok öyle bir şey!
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Arttı ve arkasından Ukrayna savaşı çıktı, arkasından bizde diyelim ki deprem 11 ili…
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Yağmur yağdı böyle oldu.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, bakın arkadaşlar, bizdeki…
HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Faiz-enflasyon meselesi ne oldu İsmail Bey?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Diyelim ki 19 olan enflasyon en yüksek 85'e çıktı. Kaç kat artmış? 4 kat artmış, değil mi? 4 kat artmış.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Az mı 4 kat?
CAVİT ARI (Antalya) - Hiç mazeretin bitmiyor İsmail Bey. Her sene bir mazeret buluyorsun.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bir dakika… Az değil, fazla. Bizim esas problemimiz bu fakat şöyle bir şey arkadaşlar…
CAVİT ARI (Antalya) - Bırak Almanya’yı, sen Türkiye'den bahset.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Biraz sabırlı olun arkadaşlar, bekleyin yani.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, bakın, arkadaşlar, Almanya'da enflasyon 2021 yılında eksi 0,5’miş.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Değerli arkadaşlar, karşılıklı sataşmayı bırakalım.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Cavit Bey, kaç dakika konuştun, hiç müdahale etmedik. Yüzde 80 yanlıştı konuşmalarınız.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Peki 2022'de enflasyon kaç olmuş?
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Hatibi dinleyelim.
Yaşar Bey, lütfen…
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Enflasyon kaç olmuş arkadaşlar? Almanya’da 10,8 olmuş. Peki, İspanya’da binde eksi 6’ymış ve binde 76’ya yani yüzde 7,6’ya çıkmış. Kaç kat artmış arkadaşlar?
(AK PARTİ ve CHP milletvekilleri arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
CAVİT ARI (Antalya) - Sen kendine bak, Avrupa'da yaşamıyoruz, Türkiye'de yaşıyoruz, Türkiye'de.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - İsmail Bey, karşılıklı konuşmayın lütfen.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - İngiltere'de binde 6’ymış ve binde 105’e çıkmış. Arkadaşlar, Amerika Birleşik Devletleri'nde yüzde 1,6'ymış, orada da yüzde 7,4'e çıkmış. Ya, bu Cumhurbaşkanımız o kadar etkili ki sadece Türkiye’yi değil, aynı zamanda tüm dünya ülkelerini de hepsini etkilemiş, kasıp kavurmuş arkadaşlar. Dolayısıyla da nereden başladığınız önemli.
(AK PARTİ ve CHP milletvekilleri arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, onu da söyleyeceğim.
Bizim, tabii, arkadaşlar, Türkiye olarak en önemli problemimiz, birincisi, bütçe açığımız, cari açığımız ve faize ödediğimiz para; tamam mı? Bu bütçede de baktığımız zaman beni de rahatsız eden bütçeden faize ödenen para 1 trilyon 950 milyon lira. Keşke bu olmasaydı ama enflasyon olan ülkelerde bu başımızın belası. Bunu en büyük, en şiddetli yaşayan ülke Birinci Dünya Savaşı’nda Almanya arkadaşlar. Tabii, Almanya'da Birinci Dünya Savaşı’nda yani savaş bittiğinde 1 dolar…
(AK PARTİ ve CHP milletvekilleri arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Arkadaşlar, ben size bir anlatacağım, bir dinle ya, bir dinle. 1 dolar 7,9 markmış ve enflasyon, öyle bir enflasyon olmuş ki tam, 2023'te 1 dolar 4,2 trilyon marka eşit olmuş.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - 2002'de 1 dolar kaç TL'ydi bugün kaç TL?
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Dünya savaşına mı girdik?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yani böyle bir… Bir dakika, bir dakika arkadaşlar, bir dakika... Yani bu enflasyon çok kötü bir şey, çok kötü bir şey. Buradan kurtulmak lazım, buradan kurtulmak lazım. Bunun için tedbirleri almış mıyız biz? Tedbirler almışız arkadaşlar.
Şimdi, bizim önceden uyguladığımız politikalar gerekliydi çünkü ekonomimizi durdurmamak için o dönemde ekonomiye destek verdik ve büyümeyi sağladık, işte, 2021'de yüzde 11 mi büyüdük? O civarlarda bir büyüme oldu. Dolayısıyla da son üç yılda dünya 10,3 büyürken biz 21 büyüdük arkadaşlar. Her şeyin bir bedeli olabiliyor.
Şimdi, son dönemde aldığımız tedbirler var. Arkadaşlar, işte, diyorlar ki: Biz aldığımız tedbirlerle önemli mesafeler katettik. Şimdi, bakıyorsunuz, diyelim ki cari açığımızı 55 milyar dolardan 11 milyar dolarlara düşürdük, brüt rezervimizi 98 milyar dolardan 157 milyara, net rezervimizi arkadaşlar, eksi 60 milyardan 37 milyara, risk primimizi 703'ten 266’ya ve dolayısıyla da kur korumalı mevduat oranımızda... Tabii ki Türkiye'nin yapısal problemleri var arkadaşlar.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Vatandaşın cebine ne girdi İsmail Bey, onu söyleyin.
CAVİT ARI (Antalya) - Kur korumalı mevduatın maliyetini de bir söyleyiver de herkes öğrensin.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, bakın, ben sizden şunu beklerdim: Muhalefet olarak arkadaşlardan -sizi istisna ediyorum- “Ya, ben Türkiye'yi daha iyi yöneteceğim arkadaşlar, sizin bu vergi politikalarınız ve harcamalarınız yanlış; ben işte şunları şunları ortaya koyuyorum ve Türkiye'yi daha iyi idare edeceğim.” diye hiçbir öneriniz olmadı. Sadece... Biz biliyoruz ki siz bize inanıyorsunuz, bize güveniyorsunuz, bizim Türkiye'yi daha iyi yöneteceğimize inanıyorsunuz arkadaşlar.
CAVİT ARI (Antalya) - Sizin yaptıklarınızı yapmazsak bu ülke düzelir.
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Söyledik ya! Konuşmalarımızı dinlememişsiniz, önerilerimiz var.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ve dolayısıyla da arkadaşlar, bu bakımdan, baktığınız zaman, mesela, Türkiye'de yeni bir vergi reformuna ihtiyaç var mı? Tamamıyla var, tamamıyla var. Ben isterim ki tamamen denk bütçe oluşsun.
Burada dediler ki: “Ya, siz harcamalarınız için daha çok zenginlerden vergi almıyorsunuz.” Arkadaşlar, bizim 2023 yılında attığımız adımlar var. Bunlarla ne yaptık? Şirketlerin vergi matrahını azaltan bazı giderleri ortadan kaldırdık, kurumlar vergisini yüzde 5 artırdık, banka ve finans kurumları için kurumlar vergisini yüzde 30'a biz çıkardık. Yine, aynı şekilde şirketlerin taşınmaz satış kazançlarının istisnasını kaldırdık. 2024 yılında attığımız adımlarla çok uluslu devletlere minimum yüzde 15 asgari kurumlar vergisi getirdik. Yurt içi kurumlara minimum yüzde 10 kurumlar vergisi getirdik. Yine, yap-işlet-devret veya kamu-özel iş birliğiyle kurumlar vergisini yüzde 30'a biz çıkardık. Yine, diğer taraftan, işte, faiz ve fon gelirine vergi oranlarını artırdık. Serbest bölgelerdeki kazanç istisnalarını sadece ihracatla sınırlı kıldık.
Şimdi, sürem kısıtlı. Tabii, “Bu bütçe kimin?” diyorlar. Arkadaşlar, bu bütçe 85 milyonun.
Şimdi, tabii, Erhan Usta da burada yok. Bakın, arkadaşlar, bütçe içindeki Millî Eğitime ayrılan pay 1 trilyon 452 milyar lira. Diyor ki: “Siz reel fiyatlarla konuşarak durumu yüksekmiş gibi gösteriyorsunuz.” Öyle değil arkadaşlar, bütçe içindeki paya bakalım. Şimdi, bütçe içindeki pay, Millî Eğitimin aldığı pay 2002 yılında 9,4; 2025 yılında 14,8 arkadaşlar.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Okullarda sabun yok, okullarda temizlik görevlisi yok; okullarda sabun yok, sabun.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bir dakika Tanal… Onun bütçesi var.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Tanal, lütfen…
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sağlık Bakanlığının 1 trilyon 106 milyon TL’ymiş ve bütçe içindeki payı 2002 yılında yüzde 2,5 iken bugün 7,5. Gayrisafi millî hasılaya oranlarını veriyorum ben, gayrisafi millî hasılaya göre Millî Eğitime ne kadar kaynak aktarırız?
Bir de şunu söyleyeyim ben: Gayrisafi millî hasılaya göre bizim bütçe giderlerimiz, diyelim ki 2002'de gayrisafi millî hasılanın yüzde 33'ü civarlarındayken bugün bizim bütçemiz gayrisafi millî hasılanın yüzde 24'leri civarında. Bak, bir de orada düşüş olduğu hâlde buradaki pay gayrisafi millî hasılaya göre daha fazla artmış arkadaşlar.
Diğer taraftan, şimdi, Sayın Oluç dedi ki: "Doğu illerine az yatırım yapıyorsunuz." Gerçekten de herhâlde gitmiyorsunuz yani ben oralara gittiğinizi düşünmüyorum. Sadece sağlıktan bir örnek vereceğim: AK PARTİ iktidarlarında özellikle doğu illerine pozitif ayrımcılık yapılarak yatırımlardaki önemli seviye farkının ortadan kalkması için önemli bir çaba sarf edilmiş.
Arkadaşlar, bakın, hekim başına düşen nüfusa bakıldığı zaman, doğu ile batı arasındaki fark bizden önceki dönemde en yüksek 13 kat; bu dönemde en kötü ile en iyi iller arasındaki fark 2,8; bu düzelme nereden geldi?
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Biraz da bebek ölümlerini karşılaştır beyefendi, bebek ölümlerini!
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, sosyal yardımlara ayrılan pay... Arkadaşlar, 650 milyar TL bütçe ayrılmış. Bak, sosyal yardımlara ayrılan pay nedir arkadaşlar? Bütçe içinde yüzde 4,4 pay ayırmaktayız. Peki, gayrisafi millî hasılaya göre 2002'de neymiş bu? Aşağı yukarı binde 4. Peki, bugün kaç? Binde 11, binde 11; gayrisafi millî hasılaya göre bunu yaklaşık 2,5 kat artırmışız.
Peki, yatırım bütçesi nedir, arkadaşlar? Yatırım bütçesine 1 trilyon 102 milyar TL ayırmışız. Buna da gayrisafi millî hasılaya göre bakalım: 2002'de gayrisafi millî hasılaya göre yatırım bütçesi yüzde 6,6'yken -bütçe içindeki payı olarak söylüyorum, bugün bütçe içindeki pay bu- 2025 yılında yüzde 10,7 arkadaşlar; 10,7.
Tabii ki, son dönemlerde tarıma verdiğimiz desteklerin bir kısmına "Niye burada sayıyorsunuz? Doğrudan destek veriyorsunuz, işte, o 135 milyar, onu sayın, diğerlerini saymayın." diyorlar. Diyelim vatandaşımız ahır yaptı, diyelim ki buna destek verdik; traktör aldı, buna destek verdik; diyelim ki hayvan aldı, buna destek verdik yani bunları saymayacağız mı? Diyelim ki fiyatlar düştü, Toprak Mahsulleri Ofisine dedik ki: "Ürünleri alın." Bunları saymayacak mıyız, bunlar çiftçiye giden destekler değil mi arkadaşlar? Niye saymayacağız biz bunları?
RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Başka yerde sayıyoruz biz onları.
CAVİT ARI (Antalya) - Onları da saysan yine yetmiyor.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Dolayısıyla da artakadaşlar, baktığımız zaman, bu bütçe 85 milyonun hepsini kapsayan, özellikle de dar gelirlerinin lehine olan ve aynı zamanda gazilerimizin, şehit yakınlarımızın, dul ve yetimlerimizin, yaşlılarımızın, engellilerimizin ve herkesin bütçesi bu bütçe. Dolayısıyla da inşallah önümüzdeki dönemlerde bütçe rakamlarımızı daha da iyileştireceğiz, bu depremin etkisinden daha da kurtulacağız ve bütçe açığımızı o Maastricht Kriterlerine göre yüzde 3'ün de altına düşürerek yolumuza devam edeceğiz.
2025 yılı bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.