Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2660) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 07 .11.2024 |
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Şimdi, aslında, ben, geneli üzerinde yaptığım değerlendirme konuşmasında bunların saraydan, saray bürokrasisinden geldiğini söylediğimde Sayın Bakan Yardımcım bunun böyle olmadığını ifade eden bir konuşma yapmıştı. Ancak bakıyoruz bürokratlarımızın yaptığı açıklamalara, diğer arkadaşların yaptığı açıklamalara "Efendim, işte, şu getirdiğimiz madde 2018'den beri kanun hükmünde kararnameyle beraber zaten yürütülüyordu." "Efendim, öbürü işte 2020'de çıkan kanun hükmünde kararnameyle zaten vardı." "Öbürü şundan itibaren vardı." Ya, arkadaşlar, sorun şu zaten: Bugüne kadar kanun hükmünde kararnamelerle getirmişsiniz, yönetmişsiniz, yapmışsınız. Bunu yapan kim? Saray bürokrasisi işte. Arkasından Anayasa Mahkemesi "Ya, kardeşim, bunu kanun hükmünde kararnameyle yapmaya devam edemezsin. Artık bunu kanunlaştır." demiş. Siz de bu kanunu getirdiniz yani "saray bürokrasisi" derken yanlış söylemiyorum arkadaşlar. Zaten kanun hükmünde kararnamelerle devam etmiş.
Şimdi, özellikle 3'üncü maddeyle ilgili konu, gerçekten inanılmaz yetkiler var; ya, savcıda yok, hiçbir şeyde yok. Eğer bu 3'üncü madde bu şekliyle geçerse gerçekten bakın, konuşmanın başında da söyledim, bizim müfettişlerimiz yani mevcut sistemdeki tek adam rejiminin silahşorları hâline gelecek.
BAŞKAN SÜLEYMAN SOYLU - Öyle değil işte ya.
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Şimdi, bakınız, maddede yazan bir şey, diyor ki: "Talep etmeleri hâlinde bu talep valiler, kaymakamlar tarafından ivedilikle gecikmeksizin hemen yerine getirilmeli." Ya, bu bir defa, bakın, cümleyi okudum. Ya, arkadaşlar, bu cümle benim valim, kaymakamım için bir züldür yani öyle bir talimat ki bu yani sanki oraya giden müfettiş benim valime, kaymakamıma talimat verircesine "Gecikmeksizin yerine getireceksin hemen." Böyle bir cümle olmaz. O benim valim, kaymakamım.
BAŞKAN SÜLEYMAN SOYLU - Olur, olur. Neden olmasın?
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Arkadaşlar, şimdi, biraz önce arkadaşlarımız da söyledi yani biz gerçekten bu ülkede kozmik oda hadisesini yaşadık. Biraz önce sayın bürokratım dedi ki: "Ya, şu an müfettişler İstihbaratı denetliyor."
BAŞKAN SÜLEYMAN SOYLU - Doğru. Şimdi, şöyle: İstihbarattaki dinlemeleri denetliyorlar, eksik söyledi yani İstihbarattaki dinlemeler -bilgi olarak söylüyorum- her gün denetlenir, log kayıtları denetlenir.
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Sayın Bakanım, İstihbaratta bu ülkenin her vatandaşına ait bilgiler, belgeler vardır. Şimdi, benim müfettişim gidecek her türlü bilgi, belgeye el koyacak. Ya, böyle bir şey olur mu arkadaşlar?
BAŞKAN SÜLEYMAN SOYLU - Böyle, bu devlet hukuk devleti bu ya.
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Ya, biz hukuk devletindeyiz. Böyle hukuk devleti mi olur? Yani kurumlar arasında gizliliğin, hassasiyetin olduğu şeyler vardır. Nasıl ki biz FETÖ'cü bir savcının kozmik odaya girmesini eleştiriyorsak... O da o zaman baktığınız zaman devletin savcısı, orası da devletin bir kurumu değil mi? Gitti, girdi, tüm gizli bilgileri aldı, gönderdi gerekli yerlere. Şimdi, aynı yetkiyi biz müfettişlere verdiğimiz zaman, o zaman devletin bir ciddiyeti, bir gizliliği, bir bilmem neyi olmaz arkadaşlar. Yani savcıda olmayan yetki, savcı bile yani mahkeme kararıyla bir şeyi elde ediyorsun, burada talep ettiği üzerine her şey elde edilir. Gerçekten bu çok yanlış, sıkıntımız şu: Yanlışı yapıyoruz, sonra ya, pardon diyoruz, geri dönüyoruz. Ya, arkadaşlar, bu yanlışı yapmadan, pardon demeden, bu ülkeye yazık etmeden yanlıştan ortak akılla birlikte dönelim. Yani, şimdi, Sayın Bakan Yardımcım çok güzel dedi, dedi ki: "Muhalefetin önerileri olursa tabii ki bunu da değerlendiririz."
İÇİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI BÜLENT TURAN - Her maddede yaptık Başkanım. 3 maddenin 3'ünde de önergenizi kabul ettik.
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Şimdi, biraz önce bir milletvekili arkadaşım dedi ki: "Ya, uzman çavuşların özlük haklarıyla ilgili eğitim süresi de hizmetten sayılsın." Ya, bundan daha güzel bir şey olamaz ki yani eşitlikten bahsediyoruz, hakkaniyetten bahsediyoruz. Doğruydu da ama bugünün konusu değil, geçtik.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Eklenir, eklenebilir.
BAŞKAN SÜLEYMAN SOYLU - Onunla ilgili bir çalışma yapıyorlar herhâlde, genel bir çalışma.
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Şimdi, Sayın Başkanım, tabii ki çalışma yapıyorlardır ama biz de burada Komisyon üyesi milletvekilleriyiz, konuya da hâkimiz yani şimdi, herkesin vicdanına şurada sorsanız, oradaki eğitim süresinin hizmete eklenmesi herkesin vicdanında olumlu bulacaktır. Diyorsunuz ki: "Ekleyebiliriz." Niye eklemiyoruz o zaman. "Muhalefetin görüşünü de dikkate alırız." Niye almıyorsunuz o zaman?
Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.