CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Sayın Başkan, ocak ayında Sayın Hükûmet Sözcüsü Numan Kurtulmuş'un ifadesiyle Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun kurulması hakkındaki kararlarını o zaman basınla paylaşmıştı ve bu kurumun bir paket içinde görüşüldüğünü, vize muafiyeti koşulu olarak tasarlandığını ifade etmişti. Gerçekten, aslında amacımız bizim ayrımcılıkla mücadele etmek ve bu kurulun gerçekten bağımsız, özerk, insan hakları ve eşitliği sağlayıcı hükümleri olsaydı ve gerçek anlamda ayrımcılıkla mücadeleyi amaçlasaydı, sadece, vize muafiyeti koşulu, işte, Avrupa Birliği müktesebatıyla uyum olmasaydı bu tasarının içinde sanırım cinsel kimlikleri, tercihleri yüzünden ayrımcılığa maruz kalan bireyler de, vatandaşlar da olurdu. Bu bir gerçek, bu toplumun gerçeği, her ne kadar biz yok sayalım, öyle diyelim, böyle diyelim ama bu toplumun bir gerçeği, hepimizin bildiği bir gerçeği. Eğer niyetimiz gerçekten bu olsaydı bu tasarının içinde bu da olurdu ve gerçekten, bağımsız, özerk bir yapı içinde çalışacak bir kurumu... Ama, bizim amacımız burada işte, müktesebat uyumu ve vize muafiyeti koşulu olunca ortaya böyle bir kurul çıkıyor işin açıkçası, bunu da ifade etmek lazım. Gerçi 7'nci maddedeki özellikle istihdam konusunda, "belli bir cinsiyetin istihdamını zorunlu kılan durumlar" demek, oraya o maddeyi, o fıkrayı eklemek başlı başına bir ayrımcılık ve bundan sonra da gerçekten bizi zora sokacak bir ayrımcılık, bunu da tabii ki madde gelince tekrar değerlendireceğiz, bununla ilgili çekincelerimizi ifade edeceğim.

Teşekkür ederim.