KOMİSYON KONUŞMASI

FATMA BENLİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkanım.

Aslında ben İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi olduğum için söze girmeyecektim, herhangi bir söz almayı düşünmemiştim ancak çok minik bir şeyi açıklığa kavuşturmak için ifade etmek istedim.

Şimdi, bir yanlış anlaşılma oldu. Türkiye İnsan Hakları Kurumu fiilî anlamda iyi çalışmadığı için ya da eksiklikleri olduğu için bugün karşımıza yeni bir yasa çıkmış değil. Şu an, Türkiye İnsan Hakları Kurumunun hâlihazırdaki yasası, onun sadece genel insan hakları üzerinde çalışması imkânı tanıyor. İkinci olarak, Bakanlar Kurulunun kendisine verdiği ulusal önleme mekanizması görevini ifa etmesi için verilen bir düzenleme söz konusu. Yani işte cezaevleri, sığınmaevleri ya da işte diğer geri gönderme merkezleri gibi kurumları inceleme, denetleme yetkisi var ama üçüncü olarak, Türkiye'nin asıl problemi ayrımcılıkla mücadele edecek ayrı bir mekanizmaya ihtiyaç duyması. Şimdi, ayrımcılıkla mücadele için çok uzun süren yasa taslakları esnasında sivil toplum kuruluşlarından da görüşler alınmıştı, belli bir noktaya gelinmişti ama Türkiye'de işte Kamu Denetçiliği gibi, Türkiye İnsan Hakları Kurumu gibi çok fazla kurum olduğu için ayrımcılıkla mücadele için de ayrıca bir kurum oluşturmayalım, bunları tek bir çatı altında toplayalım. Bu nedenle Türkiye İnsan Hakları Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu oluşturalım düşüncesiyle yasaların birleştirilmesi söz konusu. Yani bu, Türkiye İnsan Hakları Kurumunun zayıf olduğunu göstermiyor, aksine; kendisine verilecek yeni ek görevlerle daha da güçlendirilmesi amacını taşıyor ama güçlenebilmesi için, insan hakları konusunda daha iyi çalışmalar yapabilmesi için hepimizin destekte bulunması gerekiyor. Sonuçta, ayrımcılık, her bireyin karşı karşıya kalabileceği bir durum. Ben bunu o yüzden çok fazla önemsiyorum çünkü biliyorsunuz, daha önceki ayrımcılıkla ilgili mevzuatımız, işte Türk Ceza Kanunu'nda birkaç maddeyi içeriyordu, İş Kanunu'nda eşit muameleyi içeriyordu, genelgelerimiz vardı mobbingi engellemeye çalışan ama çok derli toplu bir çalışmamız yoktu. Bu anlamda, bizim şu an üzerinde tartışma yaptığımız yasa çok güzel ve inşallah uygulamaya girdiği zaman, fiilî anlamda iyi uygulandığı zaman insanların hayatında somut değişiklikler gerçekleştirebilecek bir yasa tasarısı anlamına geliyor.

Yani içerisinde biliyorsunuz, şu an yaşlı ve engellileri de ilave etmiş durumda ama buradaki yaşlı ve engelli olması bence iyi, çünkü çoklu ayrımcılık örneklerinden bir tanesidir, genelde kadınlar yaşlı olduğu için ayrıca bir ayrımcılığa tabi tutulurlar ama bu yasa tasarısı koymasaydı, bu yaşlılar için yapılan bir ayrımcılık durumunda bu kurula müracaat edilmeyeceği anlamına gelmezdi.

O noktada, olanlar üzerinden gitmenin ben daha doğru olduğu kanaatindeyim. Şu an sadece doğrudan ayrımcılık değil, eşit muamele olmasına rağmen, uygulamada ayrımcılığa sebebiyet veren dolaylı ayrımcılık da bu yasa kapsamı içerisinde, hatta mobbing bunun içerisinde ki özellikle kadınların iş hayatında ne kadar çok mobbinge maruz kaldığını hepimiz biliyoruz. Eskiden, Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenmeyen pek çok ayrımcı muamele, bundan sonra bu yasa tasarısının hayata geçmesiyle beraber değiştirilecek. İşte, İş Kanunu, biliyorsunuz, eşit muamele yasağı vardı ama işe alım bunun içerisinde değildi. Burada işe alım da dâhil ayrımcılığın engellenmesi için çalışmalar gerçekleştirilecek. Ayrıca, sadece kamuya değil, özel kuruluşlara da ayrımcı davranışlarda bulunmama sorumluluğu getirdiği için özellikle para cezaları verdi. Hatta, kamu kurumlarında bunu gerçekleştiren kişilere rücu etme zorunluluğu getirdiği için toplumsal hayatımıza da etki edecek. Elbette, daha iyi düzenlemeler olabilir ama bunu da hep beraber gerçekleştirebiliriz.

Ben çok fazla zamanınızı almak istemiyorum sadece çok minik bir not söyleyeceğim. Kamu Denetçiliği ile Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun ortak görev alanına giren hususlar olabilir ama bu aynı durum Türkiye İnsan Hakları Kurumu mevcutken de söz konusuydu. Şu an, zaten insan hakları konusunda başvuru alamayacak, sadece ayrımcılık konusunda hem başvuru hem resen alınacak. Dolayısıyla, her iki kurumun yönetmelikle düzenlemek suretiyle iki kuruma da müracaat etmesi engellenebilir ama ayrımcılık ciddi anlamda çalışma yapılmasını gerektiren bir kurum. Özellikle mobbingi tespit etmek çok zordur. Bunun için zaten 150 kişilik bir kadro getirildi. Bu yetkilerin bu kurumda kalması çok daha faydalı olacaktır.

Meclisin seçme konusunda ise anayasal bir engelimiz var çünkü kamu denetçiliği için de önce Meclis seçtiğinde Anayasa Mahkemesi iptal etmişti, bunun için tekrar Anayasa'da bir değişiklik yapılma zorunluluğu hissedildi.

Son olarak, bu yasayı gerçekten ayrımcılıkla mücadele etme amacıyla gerçekleştirdiğimiz zaman zaten orada atanacak kişilerin şartları var, kamuda, özelde on sene çalışmış olmak, bu alanda ilgili olmak gibi. Biz iyiye uygulanması için Mecliste olan bütün bireyler çaba gösterdiğimizde ben hayatın içerisinde de çok olumlu değişiklikler yapacağına inanıyorum çünkü esnek bir düzenlemesi var yani yönetmeliklerde düzenlenebilecek pek çok husus yasaya konmamış. Dolayısıyla, uygulama bizimle beraber gerçekleşecek.

Söz verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum.