ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım ve kıymetli bürokratlar; yine, evet, her zaman Genel Kurulda önümüze gelen torba yasalardan bir tanesi bugün kendi Komisyonumuzda önümüze gelmiş bulunmakta. Tabii, şimdi, bu torba yasaya baktığımızda, birçok doğru şey de var, eksik de var, yanlış da var. Şimdi, bakıyoruz, burada başka bakanlıklara ait, başka komisyonlara ait maddelerimiz varken bizim özellikle Emniyet teşkilatıyla ilgili, Emniyet mensuplarımızın çalışma şartlarının düzenlenmesiyle ilgili -işte, biraz önce bir diğer milletvekili arkadaşımız söyledi- mobbinglerle, sürekli intiharlarla ilgili, bu çalışma şartlarıyla ilgili hiçbir düzenleme getirilmemiş.

Şimdi, burada asıl sorun şu arkadaşlar: Bu torba yasalar alelacele hazırlanıyor. Maalesef yetkililer de hazırlamıyor, genellikle saray bürokratları hazırlıyor. İlgili bakanlık bürokratları hazırlasa konuya hâkim olurlar, doğru şeyleri getirirler ama her şeyi bilen saray bürokratları tüm kanunları, hepsini hazırlıyor, burada bazı arkadaşlarımız da gözden geçirip, imzasını atıp önümüze getiriyorlar. Şimdi, üç ay önce Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nda yer alması gereken maddeler bugün önümüze geliyor veya bir buçuk hafta önce Adalet Komisyonunda görüşülen noterlikle ilgili konu bugün gündeme geliyor.

Şimdi, bakıyorsunuz maddelere, özellikle bir 3'üncü madde var. Gerçekten, arkadaşlar, 3'üncü maddede tek adam rejiminin silahşoru hâline gelmiş müfettişlere yetki veriliyor. Yani böyle bir yetki yok. Bu gerçekten çok sıkıntılı, tehlikeli bir madde. Bu, demokrasiyle seçilen, seçimle seçilen özellikle belediyeler üzerinde de çok ciddi sıkıntılar doğuracaktır.

Şimdi, bir 16'ncı madde var araç kiralama, deniz aracı kiralama, gemi kiralamayla ilgili. Özel sektör beş yıl süreyle tüm verilerinizi muhafaza edecek, konum bilgilerinizi muhafaza edecek. Peki, e-devletten dahi birçok veriler çalınırken özel sektör bunu nasıl muhafaza edecek? Bu, özel hayatın gizliliğiyle ilgili veya kişisel verilerin korunmasıyla ilgili ne kadar bağdaşıyor? Ne kadar güvenebiliriz bu özel sektöre? E, bu da ayrı bir konu.

Şimdi, yine bir 33'üncü madde var. Burada diyor ki: "Kısa dönem ikamet izninin verilmesi ve bu iznin verilmesiyle ilgili taşınmazın değeri ve cinsi Bakanlığa bağlıdır." Bakanlığa veriliyor bu yetki. Peki, böyle bir muğlaklığa niye gerek duyuyoruz? Yani burada detaylı bir şekilde yazabiliriz. Şimdi, bakıyorsunuz, yıllardır toprak satışıyla, büyük arazilerin satışıyla biz vatandaşlık verdik mülk edinmeyle ilgili, ki yakın dönemde Genel Kurulda doğru bir düzenleme getirdiler, bunu değiştirip konuta çevirdiler. Şimdi, burada her önüne gelen toprak alacaksa, geçici ikamet vereceksek bunun anlamı olabilir mi? Yani, burada bir şey yaparken muğlak yapmamalıyız. Net olmalı, kanunlar net olmalı. Yani tamam, Bakana izin veriyoruz ve bunun cinsini Bakan belirleyecek. E, kardeşim, adam gidecek, arazi alacak, toprak alacak. Zaten topraklarımızı sata sata, peşkeş çeke çeke bir hâl olduk. Böyle şey olmaz.

Diğer taraftan, bir 35'inci madde var. Şimdi, yıllardan beri biz sığınmacı problemi yaşayan bir ülke olarak... Bir de çok ilginç yani maddenin tanımı. Göç yönetiminin geliştirilmesi, kısa, orta ve uzun vadeli göç politikalarının desteklenmesi için biz ne kuruyoruz? Göç Vakfı kuruyoruz. Yani biz bir taraftan sığınmacılarla, göçmenlerle boğuşurken diğer taraftan göç politikalarının desteklenmesi için vakıf kuruyoruz. Zaten sürekli vakıf kuruyoruz. Yani İçişleri Bakanlığının, Dışişlerinin, her bakanlığın vakfı var. Şimdi, bir de göç politikalarıyla ilgili vakıf kuruyoruz. Böyle bir şey olur mu arkadaşlar?

Yani sonuç itibarıyla maddeler üzerine geçildiğinde tabii ki detaylı yine konuşacağız ama konuşmamın başında da söyledim; gerçekten çok doğru, çok güzel, bizim de onay verdiğimiz birçok hazırlanmış madde var. Ben sadece kendim ve partim adına hoşuma gitmeyen, yanlış gördüğüm konulara değindim ama tabii ki 46 maddelik bir torba yasanın içerisinde gerçekten düzgün şeyler de var.

Emeği geçen arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.