Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2660) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 07 .11.2024 |
EVRİM KARAKOZ (Aydın) - Sayın Başkan, Sayın Komisyon üyeleri, kıymetli bürokratlar; öncelikle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Yine, bir torba yasayla karşı karşıyayız. Yasama faaliyetinin yasama gibi olmadığı bir süreci yaşıyoruz ama AK PARTİ iktidarında artık bunun olağanlaştığını, olağanlaştırılmaya çalıştığını da gözlemliyoruz. Sözcümüz de açık bir şekilde belirtti, bu gelen teklifte pek çok komisyonu ilgilendiren hüküm olmasına rağmen sadece İçişleri Komisyonunda görüşülüyor olması, tartışılıyor olmasının yasa yapım sürecinde bizi çok doğruya götüreceğini düşünmüyorum. Burada daha önce karar verilmiş ama Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş hükümler var. Anayasa Mahkemesi kararlarını karşılayan bir düzenlemeyle karşı karşıya değiliz.
Yine, başta belirttiğim gibi kanun yapma süreçleri kanun yapma süreci gibi ilerlemediği için burada çıkartılan kanunların pek çoğu yine Anayasa Mahkemesinden dönecektir. Maalesef, bu sistemde, bu iktidar döneminde "kervan yolda düzülür" mantığıyla kanun yapılmaktadır. Kanunlar gerekli hazırlıklar olmaksızın, muhalefetin, sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınmaksızın, onlardan faydalanmaksızın yapıldığı için sadece “indir, kaldır; evet, kabul edelim” mantığıyla yapıldığı için maalesef Anayasa Mahkemesinden geri dönmektedir.
Bu kanunda en önemli sıkıntılı maddeler -sözcümüz de söyledi- 1’inci, 2’nci ve 3’üncü maddeler. Sayın Bakanımız, Bakanlığı döneminde 3’üncü maddeyi çok iyi bilir, soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesi noktasında. Bakın, mülkiye müfettişlerinin görevi soruşturma izni vermek, verilmesini önermek ya da verilmemesini önermektir. Soruşturma yapma yetkisi cumhuriyet savcılarına aittir ancak yapılan bu düzenlemeyle mülkiye müfettişlerine neredeyse savcılara verilen imkânlar ve yetkiler tanınmaktadır. Bu husus Anayasa’ya kesinlikle aykırıdır. Bakın, mesela, arama, el koyma meselesinden bahsediliyor kanunda. Oysa, CMK 134’üncü maddede örneğin, bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerde arama, kopyalama ve el koyma yapma hâkim iznine tabidir, acil olan hallerde cumhuriyet savcısı bu kararı verir ve sonrasında mahkemeden onay almak zorundadır. Biz bugün, cumhuriyet savcılarına mahkeme kararı olmaksızın işlem yapmama yetkisi verilmiş olmasına rağmen mülkiye müfettişlerine bu yetkiyi veriyoruz. Bu madde sakıncalıdır, bu madde çok tehlikeli bir maddedir, bu madde ya geri çekilmelidir ya da üzerinde saatlerce, detaylı bir şekilde tartışılmalı ve Anayasa’ya uygun hâle getirilmelidir.
Noterlik Kanunu’yla alakalı bir düzenleme var. Oysa, şu anda Noterlik Kanunu’yla alakalı görüşmeler devam ediyor, daha öncesinde de yapıldı. Orada unutulmuş sanırım, buraya eklenmiş, bu da yine, kanun yapma süreçlerinin planlı ve programlı olmadığının da en önemli göstergesi olarak bu teklifte yer almaktadır.
Mesela, şahsi olarak merak ettiğim bir konu var, kaymakam olmak için mezuniyette sınırlı sayıda bölümler sayılmış. İşte, mühendislik, sosyoloji, psikoloji, hakla ilişkiler gibi bölümlerde okursanız, sonrasında yüksek lisans yaparsanız kaymakam olabileceğiniz söyleniyor. Mesela, burada -merak ettiğim için soruyorum- doktorlar niye yok, diş hekimleri niye yok, tarih öğretmenleri niye yok? Neden sadece bu bölümler, mesela, mühendisler sayılmış, diğerleri sayılmamış? Burada neden böyle bir eşitsizlik var? Bu çok büyük bir eksiklik ki toplumda da bu yönde çok ciddi bir beklenti var.
Genel itibarıyla görüşlerim bu şekilde. Yine, maddelerde daha detaylı olarak görüşlerimi sunacağım. Diğer Komisyon üyesi arkadaşların sürelerinden çalmak istemiyorum. İyi bir çalışma olmasını diliyorum, saygılar sunuyorum.