KOMİSYON KONUŞMASI

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Bakanlığımızın değerli bürokratları; İçişleri Komisyonu toplantımıza hepiniz hoşgeldiniz.

Malumunuz olduğu üzere, bu dönem gerçek anlamda ilk defa İçişleri Komisyonu toplantısı düzenliyoruz. Ve bu teklif Komisyona sevk edilmeden önce önceki dönemlerde görev yapan zannediyorum bir tek ben varım, bir de Kemal Çelik Bey var.

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Ben yokum, geçen dönem yoktum. Ben KİT Komisyonundaydım, Bakanım geldiği için geldim.

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Şu an Komisyon üyesi değil misiniz?

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Hayır, geçen dönem yoktum.

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Tamam, geçen dönem yoktunuz, şu anda birlikteyiz, onu söylemek istiyorum. Geçen dönemde İçişleri Komisyon toplantılarına katılıyordunuz, bu konudaki fikirlerinizi biz de burada alıyorduk.

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Katılıyordum ama Komisyon üyesi değildim.

YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Evet, Komisyon üyesi değildiniz.

Dolayısıyla, birbirimizi tanıma ve birbirimizle tanışma sürecini maalesef gerçekleştiremedik. 28'inci Dönem süreci yaklaşık yirmi aydır devam ediyor. Bu süre içerisinde de gerçek anlamda Komisyonumuz ilk defa toplanıyor. Bu yönüyle baktığımız zaman, geçtiğimiz 27'nci Dönem Parlamentosunda İçişleri Komisyonu veya Komisyon Başkanı, diğer siyasi partilerin temsilcileri yani benim gibi Cumhuriyet Halk Partisinin Grup Başkanı, Sözcüsü olarak istişare edilirdi, tarih konulurdu ve Komisyonun gündemi, Komisyona gelmeden önce müzakereler yapılırdı, saati ve yeri ona göre belirlenirdi. Ama bu dönem gördük ki salı günü yani geçtiğimiz iki gün önce ilgili bürokratın "mail" atmasıyla ve Komisyon Başkanının bizlere yazılı tebligatıyla gündem, teklif, elimize geçmiş oldu. Çok kısa sürede değerlendirme ve müzakere etme şansımızın da olmadığını belirtmek isterim.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, elbette kamuoyunda, basında, Adalet ve Kalkınma Partisinin kendi partisi içerisindeki bir tartışmaya, kendi içerisindeki mücadeleye bizim müdahil olmamız söz konusu değildir. Ancak Türkiye'nin en önemli bakanlıklarından biri olan İçişleri Bakanlığının hâlef-selef Bakanının kendi iç çekişmelerinin Komisyonumuza yansıması, kendi mücadelelerinin bu anlamda Komisyona getirilmesinin de doğru olmadığını söylemek isterim.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu kanun teklifi, elbette 46 maddeden oluşuyor, torba bir kanun olarak geliyor; zannediyorum, Genel Kurulda da temel kanun olarak görüşülecek yani geneli hakkında bir müzakere yapılmayacak, maddeler üzerinde bir müzakere yapılmayacak, maddeler üzerinde parti gruplarının sözleri olmayacak ve son söz milletvekilinin şeklindeki konuşma şekli de Genel Kurulda olmayacak. Tahminimiz, yine, Genel Kurulda bu kanun teklifini temel kanun olarak görüşeceğiz. Dolayısıyla, sadece temel kanuna baktığımızda yani Anayasa'mızda ve İç Tüzüğü'müzde belirtildiği gibi, o maddede vereceğimiz önergelerin lehinde konuşma şansımız olacak. Dolayısıyla, bu müzakerelerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinin mümkün olmadığını tespit etmiş bulunuyoruz.

Bu teklifte, evet, 17 kanun, 1 tane de kanun hükmünde kararname var. 18 farklı kanunu toplayıp bir araya getirmişsiniz. Birbiriyle ilgisi ve alakası olmayan konular bir araya getirilip İçişleri Komisyonunda görüşülmek isteniyor.

Değerli arkadaşlarım, bakınız, bu teklifin içerisinde Adalet Komisyonunu ilgilendiren maddeler var. Yine, bu teklifin içerisinde Plan ve Bütçe Komisyonunu ilgilendiren maddeler var. Yine, bu teklifin içerisinde Millî Savunma Komisyonunu ilgilendiren maddeler var. Yine, bu teklifin içerisinde Dışişleri Komisyonunu ilgilendiren maddeler var. Zaten bugün buraya gelen bürokrat listesine baktığımda da İçişleri Bakanlığının dışında farklı bakanlıkların bürokratları da burada bulunuyor. Yani bir teklif hazırlıyorsunuz, bunu Komisyona sevk ediyorsunuz ama hiçbir ön hazırlığının olmadığını hepiniz benden daha iyi biliyorsunuz. Eğer geçmiş yıllarda bu tür kanunlar gerçek anlamda görüşülmüş olsaydı Anayasa Mahkemesinden geri dönmezdi değerli arkadaşlarım. Bakınız, bu teklifteki toplam 13 maddeyi AYM'den geri gönderildiği, iptal edildiği için konuşuyoruz bugün. Yine, geçmişteki Komisyon toplantılarımızda muhalefet partilerinin temsilcilerinin sözleri, konuşmaları dikkate alınsaydı bugün bu teklifteki bu 13 maddeyi görüşmeyecektik. Yani neden ve niçin Anayasa Mahkemesi bu 13 maddeyi iade etti, geri gönderdi? Demek ki usule, tekniğe ve yasaya uygun bir düzenleme yapılmadığı için gönderdi. Bu maddelerin ne olduğuna bakacak olursak en önemlileri kuşkusuz 1'inci madde, 3'üncü madde, 27'nci madde, 28'inci madde, 29'uncu madde, 30'uncu madde, 31, 37, 38, 39, 40, 41 ve 43'üncü maddelerdir. Eğer bu maddeler gerçekten teknik olarak, siyaseten de hazırlanmış olsaydı, yasaya ve Anayasa'ya uygun düzenlenmiş olsaydı bugün burada bunları konuşmuyor olacaktık ve Türkiye'nin gündemini de meşgul etmeyecektik, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kaynaklarını da boşa savurmayacaktık.

Değerli arkadaşlarım, özellikle 1'inci madde, 2'nci madde ve 3'üncü madde ve yine 31'inci ve 44'üncü maddeler açıkça Anayasa'ya aykırı maddelerdir. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili olarak bizlerin özellikle Komisyonda ve Genel Kurulda yaptığımız uyarılarını dikkate almadınız ve bugün tekrar bu maddeleri Komisyonumuzun gündemine getirdiniz.

Teklifimizin 1'inci maddesine bakacak olursak Anayasa Mahkemesi kararları doğrultusunda kaymakamlık sınavlarına giriş için aranan adayların mezun olabileceği bölümlere ilişkin bir düzenleme içeriyor. Bu madde en temel mülki idare amirliğine giriş şartını düzenlediğinden, bir kariyer mesleği olan kaymakamlık sistemini kökten etkileyeceğinden, ilgisiz bazı bölümlerden -bunun altını çizerek belirtmek istiyorum- mezun olanların kaymakamlık sınavına girebilmesine imkân sağlayacağından bu maddenin mutlak surette kanun teklifinden çıkarılmasını önümüzdeki süreçte bir önergeyle talep edeceğiz.

Yine, önemli maddelerden 2'nci maddede: "Üç yıl kaymakamlık yapmış olanlardan Cumhurbaşkanlığınca üst kademe kadrolarına atananların hizmet süreleri mülki idare amirliği hizmetleri sınıfına geçmiş sayılır." Bu madde kurum içi deneyim sistemini de mutlaka bozacaktır. İkincisi ise daha siyasi olarak bu üst düzey yöneticiler tepeden inme olarak birinci sınıf mülki idare amiri ve mülkiye müfettişi yapılmaya çalışılacaktır. Kamuda yeni bir siyasi kadro açılacaktır. Bugün Cumhur İttifakı’nın kadroları söz konusudur. İleride başka bir ittifakın, başka bir partinin iktidarında aynı sistemin önünü açmış olacaksınız.

Bu teklifin en önemli maddesi, değerli arkadaşlarım, 3'üncü madde. Mülkiye müfettişlerinin atanma koşulları ile görev ve yetkilerini tanımlarken yetki aşımlarına yönelik kanuni düzenleme yapılmaktadır ve mahkeme kararı olmaksızın kamu kurum ve kuruluşlarının çalışmalarını ve hizmetlerini aksatabilecek yetkiler verilmektedir mülkiye müfettişlerine. Yani CMK'de savcıya verilmeyen yetki bu maddeyle müfettişe verilmektedir; bu çok tehlikelidir arkadaşlar. Bu, başta yerel yönetimler için çok tehlikelidir, bürokratik yönetimler açısından çok tehlikelidir. Böyle bir yetkiyi müfettişe vermenin doğru olmadığını ifade etmek istiyorum. Hatta ve hatta mülkiye müfettişleri kayyum yetkisine dahi kavuşmuş oluyorlar. Bu, son derece yanlış bir maddedir, bu maddenin Komisyonumuzda gerçek anlamda müzakere edilmesini talep edeceğiz.

Biz, tabii, Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olarak 31 Mart seçimlerinde Türkiye'nin 1'inci partisi olduk. Türkiye nüfusunun yüzde 65'ini yöneten belediyeler Cumhuriyet Halk Partisinden olduğu için belki de bu amaçla, mülkiye müfettişlerine verilen bu yetkiyle bir tünel kazarak Cumhuriyet Halk Partili belediyelere ulaşılmak mı isteniyor diye kaygımız olmadığını, kaygılarımızın olmayacağını belirtmek isterim ancak mülkiye başmüfettişlerine bu yetkiyi vererek amacınızın ve niyetinizin de bunlara ulaşmak olduğunu tahmin ediyoruz. Operasyon amaçlı bir madde olduğunu düşünüyoruz. Belki de sizler bunun böyle olmadığını söyleyeceksiniz ama bu tekliften bu maddenin mutlak suretle çıkarılmasını talep edeceğiz.

Yine, aynı zamanda, belediyelerin hizmet vermesini engelleyecek şekilde taraflı müfettişlere de yetki verilebilir. Bugün siz iktidardasınız, belki "Biz böyle bir şey vermiyoruz." diyorsunuz ama sizden sonra gelecek iktidar bu yetkiyi müfettişlere devrettiğinde yerel yönetimler noktasında her türlü yetkiye sahip olacak, belki de kayyum atama yetkisine dahi indirgemiş olacak.

Değerli arkadaşlarım, bu teklifin 31'inci maddesi dernek kayıtlarının tutulmasına ve bu işlemlerin elektronik ortamda yapılabilmesine ilişkin düzenlemeyi içeriyor. Gerekçesi Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yerine getirilmesi olarak görülüyor ancak söz konusu teklifle getirilen üçüncü fıkrayla -burası yine önemli- Türk vatandaşları tarafından yurt dışında kurulan dernek ve diğer kâr amacı gütmeyen kuruluşlara yurt içinde ve yurt dışında ilgili makamlarla iş birliği dâhilinde idari ve mali -altını çizmek istiyorum, idari ve mali- teknik destek sağlanmasına ilişkin düzenlemeyi buraya getirmiş bulunuyorsunuz. Bu kuruluşların hangi kuruluşlar olduğunu bilmediğimiz gibi, birtakım dernek, cemaat, vakıf gibi yerlere mali ve teknik destek sağlanması söz konusu olacağından 31'inci maddenin de Anayasa'ya aykırı olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum.

İçişleri Bakanlığı çalışanlarının, polislerimizin, uzman çavuşlarımızın, astsubaylarımızın bu kanundan büyük beklenti içerisinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Son kampanyada özellikle uzman çavuşlarımıza sözleşme sözü verdiniz yani iktidar partisi, Cumhur İttifakı’nın bileşenleri her gittiği mitingde uzman çavuşlarımıza sözleşmesinin iptali, kadrolu olma sözünü verdi ama baktığımız zaman, bu teklifte uzman çavuşlarımızın kadroları yok, kıdemleri rütbeden sayılmıyor, sağlık yönetmeliği yok, çalışma yönetmeliği yok, sicil yönetmeliği hiç yok; sözleşme çilesi hâlâ devam edecek gibi gözüküyor.

Yine, bu kanun teklifine baktığımızda, polislerimizin özlük haklarına yönelik hiçbir girişim söz konusu değil değerli arkadaşlar. Yine, astsubaylarımızın özlük haklarının düzenlenmesi konusundaki beklentileri bu teklifte hiçbir şekilde görülmemektedir.

Netice itibarıyla, kamuoyunda belki de beklentileri karşılayacak bazı maddeler vardır, Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz de bu maddelere destek vereceğiz ama Anayasa'ya aykırı 4 maddenin tekliften geri çekilmesi ve bazı maddelerin değiştirilmesi noktasında önergelerimiz olacak, bu önergelerde tekrar konuşacağız.

Birinci aşamada geneli üzerindeki konuşmalarım bundan ibarettir, dinlediğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.