MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; tatlı bir konuyu açacağız ama çok tatsız şeyler konuşacağız. Türkiye bal üretiminde dünya da 2'nci ama bu sizin sayenizde olmadı, sizden önce de böyleydi. Sizin sayenizde şöyle bir şey oldu: Türkiye sahte bal cenneti oldu. Piyasadan toplanan, alınan örneklerde 124 numuneden 111'i sakat, sadece 13 tanesi sağlam. Bu yüzde 89,5 bir sahte bala tekabül ediyor. Arkadaşlar, numunelerin örnekleri elimde var, isteyene gösteririm, Sayın Bakan size de takdim edebilirim. Şu yeşiller 13 tane sağlam olan numune, bu kırmızıların tamamı bitmedi, burada daha devamı var ve arkasında devamı var, 124 numuneden yüzde 89,5'u sahte. Maalesef zehir yiyoruz, sizler bir Türk Gıda Kodeksi yayınladınız, Resmî Gazete'de bal tebliği 24 Kasım 2023 Cuma günü yayımlandı. Bunun son maddesinde der ki: "Karar ölçütünün resmî kontrollerde uygulanmasına bu karar ölçütünün Bakanlık resmî internet sitesinde yayımlanması tarihinden itibaren üç ay sonra başlanır. Şimdi, aynı gün Tarım Bakanlığının sitesinde bu yayınlanmış Sayın Bakan fakat bu, kasım ayında yayımlanmasına rağmen aradan bir sene geçmiş "Üç ay." denilmesine rağmen hâlâ bu işlemi yapmıyorsunuz. İki tane NMR cihazı alındı sahte balı tespit etmek için fakat tam üç sene geçti, bu cihazlar çalıştırılmıyor arkadaşlar. Ya, üç yıldır bir cihaz çalıştırılamaz mı?

TARIM VE ORMAN BAKANI İBRAHİM YUMAKLI - Onlar o cihazlarla yapılıyor Sayın Vekilim.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - S-400 alıyorsunuz, kullanamıyoruz; F-35'in parasını ödüyoruz, alamıyoruz. Arkadaşlar, bu şekilde sahte balla her gün çocuklarımız, gençlerimiz, askerlerimiz zehirleniyor. Ya, hepimiz zehirleniyoruz, hepiniz yiyorsunuz. Şimdi, devletin gözü önünde resmen bir nesil zehirlendiriliyor, sesiniz çıkmıyor. Bu firmalar belli. Bakın, geçtiğimiz günlerde Ankara'da bir depoya baskın düzenlendi, tam 100 bin bal etiketi ile tam 8 bin ton şeker şurubu elde edildi. Bu, 1 milyar liralık bir sahte bal malzemesiydi. Ya arkadaşlar, bunların hepsinin yerini biliyorsunuz, bu sahte balların, şu kadar analiz yapılan balın hepsinin yerini biliyorsunuz. Peki, neden siz bunlara operasyon yapmıyorsunuz? Kardeşim, bu suç değil de nedir? Bu cinayet değil mi? Bu, ülkeye ve insan sağlığına ihanet değil mi? O yüzden, buradan bir suç duyurusunda bulunuyorum. Bu tebliğlere rağmen bu işin gereğini yapmayan Bakan ve bütün bürokrasisi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuyorum.

Şimdi, bir konu da... Fındık üretiminde de dünyada 1'inciyiz ama sizin sayenizde hem fındık hem de fındıkçı zulüm görüyor. Bir üretici olarak 1.200 metre yükseklikteki fındık bahçemden sahile kadar tam 100 kilometre yolu beş günde yürüdüm. Bir fındık kanunu teklifi verdik, burada dört başı mamur 33 madde duruyor fakat buna rağmen dikkate almadınız. Şu anda fındık açıklanan fındık taban fiyatının altından satılıyor çünkü fındık politikasını da Tarım Bakanlığı yönetmiyor, uluslararası fındık kartelleri, onun saraydaki uzantıları tarafından yönetiliyor. Bu Ferrero maalesef Sayın Erdoğan'a da meydan okuyor. Her yıl açıklanan fındık taban fiyatının altından fındık almaya devam ediyor. Kasım 2022'de Rekabet Kurumuna şikâyette bulunduk, yeterli delil bulunarak Ferrero takibe alındı, soruşturmaya alındı ve bu soruşturmanın neticesinde Nisan 2024'te suçunu kabul ederek dedi ki: "Ben teminat veriyorum." 3 tane teminat verdi, teminatın sadece biri açık arkadaşlar, ikisi saklı nedense. Buna rağmen bu teminatın birinde "Piyasa fiyatının altından fındık almayacağım." demesine rağmen almaya devam ediyor. O yüzden, arkadaşlar, fındıkçının yanında değilsiniz, fındığın yanında değilsiniz. Bölge bir kokarca felaketiyle karşı karşıya, üreticiyi yalnız başına bıraktınız. Şu anda bir kokarca yemiş fındığın tamamını satsa, o maliyetinin yarısını bile karşılamıyor. Ya "Bölge afet bölgesi ilan edilsin." diyoruz, dinlemiyorsunuz. İnsanlar artık fındık üretmekten vazgeçecek. Fındığı yedi, sıra bize geldi. Ya, yatak odamızdan çıkıyor, çocuklarımızın koynundan çıkıyor, mutfaktan çıkıyor. Bakın, bütün güney bölgelerinde, İstanbul'da, bugün Ankara'da, her tarafta var. Fındık üretimi perişan olacak. Fındıkta desteklemeye tam on yıldır 170 lira veriyorsunuz, on yıldır bir kuruş artmadı arkadaşlar. Mazot hesabıyla bugün o 170 TL tam 1.770 TL; altın hesabıyla 5.800 lira; ekmek hesabıyla tam 2.125 lira yapıyor.

Sayın Bakan, bir de aynı zamanda Orman Bakanı da olduğunuz için, bütün çevreyle ilgili, çevre cinayeti işlenen her yerde ilk başta orman izni veriyorsunuz. Bakın, burada elimde evraklar var, hiçbir izin alınmadan, sadece Orman Bakanlığından alınan izinle oralara dalıyorlar. Arkadaş, hiçbir evrakı, izni yok; burada var, elimde. Mesudiye yaylalarına sadece Orman Genel Müdürlüğünden...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Adıgüzel, teşekkür ediyorum.

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - O yüzden, eskiden devlet vatandaştan ormanı korurdu, şimdi de vatandaş devletten ormanı koruyor sizin sayenizde.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Adıgüzel, teşekkür ediyorum, sağ olun.