KOMİSYON KONUŞMASI

HASAN UFUK ÇAKIR (Mersin) - Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; Mersin Milletvekili olarak bir çiftçi çocuğuyum, çiftçilik yapan bir ailenin oğluyum.

"Mayer limon" dediğimiz limon 2 TL, dikenli limon 7-8 TL "kırmızı kabuklu" dediğimiz portakal 12-13 TL; rekolte düşük olmadığından. Gübrenin tonu 1.250 lira, o da 25 kiloluk, 50 kiloluk kalktı artık, bir tek amonyakta kaldı.

"Akdeniz sineği" dediğimiz... Sayın Bakanım, hatırlarsanız, yazın sizinle telefonda görüşmüştük, Tepeköy köyünden çiftçilerle görüştürmüştüm sizi. Bu "tuzak" dediğimiz hadise 250 TL. Bu tuzakları biz ağaçlara bağlarsak bu Akdeniz sineği illetinden kurtuluyoruz ama ne yazık ki o zaman da söylediniz "Bütçede şu yok, bu yok." diye verilmedi. Ya bunu uçakla ilaçlayın, bu dertten kurtulalım veyahut da bu tuzağı bir an evvel bu çiftçilere dağıtalım. Devamlı gübre veriyoruz, devamlı ilaç veriyoruz; bu da İsrail'i zengin ediyor. Yani biz bunların hepsini İsrail'den alıyoruz. Geçen sene 100 beyanname yaptığımız Mersin gümrüğünde bu sene 500 beyanname yaptık. Adı "İsrail'e gitmiyor.", 624 koduyla işgal altındaki Filistin topraklarına gidiyor, alıcısı İsrail, yani bunu daha büyütebiliriz ama sorunun çözümü bizim için daha önemli. 350 dönümlük ÇKS'm var şahsen benim, 1 milyonluk masraf ediyorum, 2 milyona satıyorum; her sene bir daire mi satalım, bir arsa mı satalım?

Salatalık 5 lira, burada 90 lira; Allah'ınızı severseniz, domates 14 lira, burada fiyatını biliyorsunuz. Yani, bu 20 kat, 5 kat olmaz, 1-2 kat olduğunda anlarız. Şimdi, sera dersek seranın yanına yaklaşılmıyor yani seracılar bitmiş vaziyette. Bu işin emin olun tabanı benim benden tabanı taştır.

Yani, bir de sizi burada bulmuşken efendim, bu ormanla ilgili... Adamın tarlasında 55 yaşında limon ağacı var. Daha önce bu tapuluydu, orman vasfına aldınız. Şimdi, 80 yaşındaki karıpaşaların, kadının eline kelepçe vuruyorsunuz. Diyorsunuz ki: "Yahu, ne hâl edeceğiz bunu." Şimdi, 55 yaşında limon ağaçları kesiliyor Sayın Bakanım, buna bir çare bulun. Yani orman memurları güle oynaya oraya gidip bir iş yapmış oluyorlar. "Bize verilen görev bu." diyorlar.

Bir de kivi... Benim de kivim var. Kiviyi adam ekmiş, darak gibi olmuş, 40 lira kivi, ihracata gidiyor, ya sekiz sene olmuş, ormana girmişsiniz "Kiviyi sökeceğiz." diyorsunuz. Ya başında mal var. Sekiz sene önce bu orman muhafaza memurunun gözü neredeydi? Allah aşkına, bir kanunla... Bak, ben burada politika falan yapmıyorum Sayın Bakanım, çiftçinin ta kendisi olarak konuşuyorum. Lütfen, yapıcı olarak konuşuyorum. Şu ormanla ilgili milletin arazisinden, limonunu kesmekten, eline kelepçe vurmaktan bir vazgeçelim. Bakın, bundan bir ay önce çarşamba günü burada Sayın Cumhurbaşkanın önüne çıktım. Dedim ki: "Buna bir çare bulun." Yani kanun... Kanunu Hazreti Allah Cebrail(AS)'la mı gönderir? Milletin içi yanmış. Yani, ben açık söylüyorum, vallahi billahi particilik yapmıyorum, milletvekilliği bana babamdan miras kalmadı.

Bir de Sayın Bakanım, bunun kanununu, metnini pek bilmem ama bizim bu Mut'un hal tahsisatı var. Yani Mersin Büyükşehire tahsisat yapılacakmış. Ticaret Bakanlığına bunu önerir misiniz? Yani, Ticaret Bakanına şunu önerin: Mersin'de Mut halinde biz bir yapalım; el de beğensin, bey de beğensin.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.

Sağ olun, var olun.

OTURUM BAŞKANI İSMAİL FARUK AKSU - Evet, teşekkür ediyorum Sayın Çakır; Sayın Bakanımız dikkate alacaktır eminim bunları.