KOMİSYON KONUŞMASI

KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli milletvekillerimiz, Sayın Bakanım, kıymetli Bakan Yardımcılarımız, değerli bürokratlarımız, kıymetli basın mensupları, sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve üretici birliklerinin değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

2025 yılı bütçemizin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.

Sayın Bakanım, ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk 20 Haziran 1927'de tarım okulları yasasını çıkarıp kabul etmiş ve 1936 yılında Tokat'tan 2 kişi bu okula gidiyor. Biri, Türkiye'de ilk defa şişe içerisine meyve suyunu koyan merhum Vasfi Diren; hepinizin de bildiği, şu anda bir kurumsal yapı olan Diren Holding, kıymetli bir müessese. Bir diğeri Abdulvahap Sebati Gürgünoğlu; o da orman lisesini bitiriyor, orman okulunu bitiriyor, bitirdikten sonra Tokat'ta büyük bir sel oluyor, Tokatlı askerler terhis ediliyor ama o vadinin ağaçlandırma projesini yapıyor, daha sonra orman ürünlerinden çok kıymetli ürünler üretiyor. Devamında, 1934-1936'da Tokat'ta, benim de köyüm olan Kemalpaşa köyünde bir miktar arazi istimlak edilip "Meyvecilik Üretme İstasyonu" sonraki adı ama araştırdığımda, o zamanki adıyla "Meyve Veren Ağaçlar Üretme Merkezi" kuruluyor. Daha sonra, bu, AK PARTİ iktidarlarının özelleştirme politikası sırasında maalesef, özelleştiriliyor. Satışıyla ilgili Bakanlığımızdan olumlu görüş verildiğini duyduk. Daha sonra da Sayın Bakanımızın müdahalesiyle durdurulduğunu öğrendik. Buna son derece sevindik çünkü o müessesede, o yıllarda civar köylerden, tarıma müsait köylerden insanlar toplanıp çalıştırılmış, öğretilmiş. Rahmetli babam söylerdi, on yıl sonra o kurumsal müessese müdürü bizim köyün meydanına gelip 11'inci ayda durmuş, "Olmadı Muhtar, bu köyün içi türül türül meyve kokmalıydı." demiş. Yani bizim üretimi öncelememiz lazım. Bunun için de elinizde satamadığınız, az kalan kurum ve kuruluşlara da sahip çıkmamız lazım.

Daha sonra, tabii, yönetici atamaları... Az önce de konuştuk bu ülkede eğer biz üretmek istiyorsak vali konseptimizi değiştirmemiz lazım yani şöyle diyeyim: Ziraat fakültesini ya da tarım ekonomisi bitirmiş -hangi bölüm ise- işte, finans yönetiminde ya da özel bir alanda uzmanlık almış, Şanlıurfa gibi, Balıkesir gibi, Tokat gibi yerlere böyle üretimleri öneren bir vali ya da sanayi bölgelerimize -nereye- Gaziantep, Konya, Kocaeli, Bursa, Çorum gibi illere makina mühendisi olmuş, yine finans yönetimi dalında yüksek lisans yapmış böyle bir vali... Biz bunu planlayabiliriz. Yani, sayın valileri sadece kurum amirlerinden aldığı bilgilerle karar veren, planlayan değil, bir değişim yaparak işin ehli olan insanlardan seçerek bu ülkede toprakla, üretimle insanları barıştırabiliriz.

Ve ÇED... Sayın Bakanım, Tokat 3 büyük ovaya sahip ve Hükümetin de yaptığı önemli işlerden birinin büyük ova kanunu olduğuna inanıyorum. Fakat o kadar kolay bir "ÇED gerekli değildir." yazısı veriliyor ki inanın, şaşkınlık geçiriyoruz ama bunun içerisinde Bakanlığınıza bağlı 3 kurum var. Mutlaka bu kurumların o tarım arazilerini koruma noktasında özel hassasiyet göstermeleri gerekirken maalesef, böyle çok kolay geçiyor. Bu konuda özellikle pozitif ayrımcılık bekliyoruz. Tokat’ın büyük ovalarının yüzde 13’ü, tarım alanlarının yüzde 27s'i, doğal alanların yüzde 30'u, korunması gereken alanların yüzde 38'i, ormanların yüzde 44'ü, meraların yüzde 56’sı ruhsatlandırılmış durumda. Tokat gibi her vadisinden bir akarsu geçen, devamında da Amasya, Çarşamba, Terme, Bafra Ovalarını sulayan, su kaynaklarının geçtiği bir il olunca Tokat'ın bu anlamda daha özel bir ayrıcalığının olması gerekiyor.

Bakın, Dünya Bankası projeleriyle Çekerek havzasında belli şeyler yapılıyor ama Sayın Bakanım, bu havzadaki bizim hiçbir ilçemizin, hiç bir beldenin, hiç bir köyün arıtma sistemleri maalesef yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum Sayın Durmaz.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Toparlıyorum.

Yine, Ordu için bir kıymet ifade eden Bolaman Çayı'nın başlangıcı Tokat ili Reşadiye ilçesinden geçer, Selemen Yaylası'ndan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Durmaz, Ali Bey bekliyor.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Mikrofona gerek yok ki zaten size.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Gerek yok evet, o yüzden…

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Yahu, müsaade edin, sayın milletvekili bekliyor.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Yani mikrofon işgal etmeyeceğim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Yani tamam da sayın milletvekili bekliyor.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Bolaman Çayı’nın çıktığı merkez Reşadiye’de Selemen Yaylası ve bu yayladan şu anda oraya da ruhsat verilmiş durumda, tarihî dokusu…

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Durmaz, ben sizi Sayın Bakanla özel görüşteyim.

Teşekkür ediyorum.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.