Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Tarım ve Orman Bakanlığı b) Orman Genel Müdürlüğü c) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ç) Türkiye Su Enstitüsü d) Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 06 .11.2024 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Bakan, öncelikle şahsım ve Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi arkadaşlarım adına çok teşekkür ederim size, hakikaten güzel bir hediye, şık bir hediye.
TARIM VE ORMAN BAKANI İBRAHİM YUMAKLI - Ara ara ziyaret edersiniz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ederim inşallah, şimdi Google'dan baktım adresinize. İnşallah hep böyle olumlu şeyler yaparsınız, arada böyle olumlu şeyler de yapıyorsunuz.
Şimdi, ben, bizim Malatyalıların ciğerini yakan, böyle hakikaten çok acı veren bir durumu sizlerle paylaşmak istiyorum ve birazdan da kayısı dağıtılacak hem kayısı yerken de Malatya kayısısının ne anlama geldiğini inşallah görürüz hep beraber.
Malatya, hepinizin bildiği gibi kayısıyla ismi özdeşleşmiş bir şehrimiz. "Kayısı" deyince akla Malatya geliyor "Malatya" deyince akla kayısı geliyor. Dünya kuru kayısı üretimini neredeyse tek başına Malatya karşılıyor; kimi rakamlara göre yaklaşık yüzde 80'ini, kimi rakamlara göre yüzde 85'ini Malatya karşılıyor ama bu yıl hem depremde yaşadığımız sorunlar ve hem de düşen fiyatlar nedeniyle çok büyük problem yaşıyoruz. Geçen yıl dalında yaş kayısı ortalama 40 TL'ye satılırken bu yıl 20 TL'ye satıldı, ıskarta kayısı iki yıl önce 45 liraya alınırken bu yıl 15 liraya düşmüş durumda ve 3 numara sarı kayısı 90 lira, 2 numara sarı kayısı 110 lira, 1 numara sarı kayısı 125'e kadar düşmüş durumda. Maalesef Malatyalılar "Kayısımız ayakaltı oldu." diyorlar. Deprem felaketini yaşayan Malatya kayısı üreticilerini depremden sonra da birçok bölgede don, dolu, fazla yağış ve bu yıl da don, yağış ve fırtına vurdu ve maalesef yeni yeni hastalık türleriyle de kayısı üreticisi karşı karşıya. Üreticilerin tek derdi bu yılki maliyetlerini çıkarmak. Kayısı üreticileri depreme dayanarak ayakta kalmaya, köylerini terk etmemeye çalışıyorlar. Yaklaşık 250 bin kişi Malatya kayısısından ekmek yiyor. Geçen yıl sarı kayısı 160 TL, günkurusu 200 TL'ye alıcı bulurken bu yıl, şu an pazarda, sarı kayısının fiyatı ortalama 100 lira, gün kurusu ise 130 lira civarında alıcı buluyor. TÜİK enflasyonlarına göre baktığımız zaman bile bu rakamın çok kötü olduğunu görebiliriz. Geçen yıl mazotun litresi 20 liraydı bu yıl 43 lira, geçen yıl işçilik 450 lira civarındaydı bu yıl sezon başında 800 liraya, 900 liraya, hatta 1.200 liraya kadar çıktı ve geçen yıl 1 ton gübre 7.800 lirayken bu yıl 14.500 lira, 1 ton çiçek ilacı 300 lirayken bu yıl 1.000 lira ve şöyle bir rakam söyleyeyim ki ne anlama geldiğini anlayabilelim: 1 kilo kayısıyla 8 litre mazot alınırken şu anda 1 kilo kayısıyla 3 litre mazot bile alınamıyor, geçen yıl 10 kilo kayısıyla 6 ton çiçek ilacı alınırken bu yıl 10 kilo kayısıyla, geçen yıl 17 kilo kayısıyla 1 çeyrek altın alınırken bu yıl 50 kiloyla 1 çeyrek altın alınabiliyor.
Bir de Sayın Bakan, yurt dışı menşeli bazı kayısı ürünlerinin, kayısılarının serbest bölgeden yurda sokulduğuyla ilgili ciddi bir şehir efsanesi var; doğru mu, değil mi bilmiyorum.
TARIM VE ORMAN BAKANI İBRAHİM YUMAKLI - 4-5 kere baktım, doğru değil.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Yine de bilginiz olsun, bir şehir efsanesi, sanki dışarıdan ithal ediliyormuş gibi, öyle bir şey var.
Tabii, bizim dünyayla rekabet etme şartlarımız da zorlaştı, şu anda Özbekistan gibi ülkelerde kayısı 2,5-3 dolara kadar düşmüş durumda; dolayısıyla biz, rekabet edemiyoruz. Dünya pazarına yoğun olarak girmek için yeterli derecede reklam, bilgilendirme, afiş, pazarlama çalışması yapılıyor; bunlarda Bakanlığımızın öncülüğünde ilgili kurum ve kuruluşların STK’lere destek vermesini sizden rica ediyoruz.
Malatyalının ayakta kalması, hayatın normalleşmesi ve insanlarımızı Malatya’da tutabilmek için üreticinin sorunlarının çözülmesi gerekiyor. Kayısı, hakikaten bizim için çok önemli; kayısı sadece kayısı üreticisinin yani 250 bin kişinin değil, tüm Malatya'nın problemi, lokantacısından müteahhidine herkesin problemi. Bu konuda gereken desteği görmek istiyoruz.
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü burada, ona çok yüklenmek istemiyoruz; o, Malatya'ya hizmet etti, uzunca yıllar il müdürlüğü yaptı, çok da sevdiğimiz bir bürokrattır ancak Toprak Mahsulleri Ofisi, maalesef Bakanlık depremde Malatya'ya sahip çıkmadı. Ben kendi kişisel imkânlarımla, bizim Cumhuriyet Halk Partili bazı belediyeler vasıtasıyla, çeşitli belediyeler vasıtasıyla enkaz altında kalan kayısıların 1 tonunu satın aldık ama Toprak Mahsulleri Ofisinin maalesef kayısıda Malatya'ya destek olmadığını size ifade etmek istiyorum.
Bizim kayısıyla ilgili bir diğer problemimiz TARSİM; biliyorsunuz, çok yeni hastalıklar çıkıyor ve bu hastalıklar TARSİM kapsamına alınmıyor, dökülen ürünü "Tekrar islime gönderin.” diyorlar ve tabii, hastalıklı olmuş oluyor. Maalesef TARSİM’le ilgili çiftçilerin genel bir memnuniyetsizliği var, bunun da araştırılmasını sizden rica ediyoruz.
Hayvancılıkla ilgili ben şunu dile getirmek istiyorum: Ben sık sık yaylalara gidiyorum, hakikaten yaylada hayvancılık yapanlar çok kutsal iş yapıyorlar. Tarım Bakanlığınca bu hayvancılık yapanların, özellikle yaylada hayvancılık yapanların sorunlarının çözülmesi lazım; yolları yok, yol problemleri var, su problemleri var; bu konuda aslında Tarım Bakanlığının çaba göstermesi de lazım.
Yine, Malatya'da tabii, çok çeşitli ürünler üretiliyor, neredeyse üretilmeyen ürün yok bizde; çileğinden elmasına, tütününden kirazına kadar çok ürünümüz var. Ancak biraz önce arkadaşlar tartıştı, buğday ve arpa fiyatlarında hakikaten geçen yıla göre fiyat artmadığı gibi… Örneğin, buğday fiyatı 9,25 lira olarak açıklandı, ben geçtiğimiz yaz ayında yani Meclis açılmadan önce çiftçiye sorduğumda 6,5 liraya buğday sattılar. Bu, bütün hepimizin problemi, burada ifade etmek istiyorum ve tarım ve hayvancılık kredilerinde faizler çok yüksek olduğu için maalesef çeşitli problemler yaşıyorlar.
Bir de bir önemli konuyu aslında sizinle paylaşmak istiyorum: Bakın, suyun sahibi aslında hepimiziz ama en çok Tarım Bakanlığının bu su konusunda dikkatli olması lazım. Maalesef bizim -şimdi fotoğrafını da göstereceğim- Malatya'da Tepeköy, Suluköy, Sütlüce, Şahnahan, Topraktepe, Dilek, Hatunsuyu gibi bölgelerde organize sanayi yıllardan beri atık suyu kirli olarak akıtıyor ve simsiyah akıyor su. Buna Tarım Bakanlığının müdahale etmesi lazım, buraya arıtma yapmak sizin göreviniz değil ama yani buna mutlaka bir müdahale edilmesi lazım. Hakikaten insanlar artık bostan ekemiyorlar; domates, salatalık ekemiyorlar bahçelerinde. Şimdi, bu görüntüyü sizlere gösteriyorum. Bu, Şahnahan’da çektiğimiz, geçen ay çektiğimiz fotoğraf.
Bir de yine, Tohma diye bir Çayı'mız var bizim; Sivas Sarıca Köyü’nde doğuyor, Kuluncak, Darende vesaire geliyor. Maalesef, Sarıca’dan başlamak üzere tüm köylüler kanalizasyonlarını Tohma Çayı’na döküyorlar; buna da dikkatinizi çekmek istiyorum.
Bir diğer önemli problemimiz de bizim sulama. Biliyorsunuz, Malatya, tarım kenti. Bakın, 1994 yılında ihale edilen Yoncalı Barajı’mız var, Devlet Su İşleri Genel Müdürümüz çok yakından bilir konuyu; 94'te ihale edildi, henüz tamamlanamadı. Yoncalı Projesi sulama tünellerinde çalışmalar durmuş durumda, Yoncalı sulaması 2024 yılında ihale edildi, çalışmalar devam ediyor. Bölgede yapılacak sulu tarımla birlikte hem tarladaki verim artacak hem de yöredeki ürün çeşitliği sağlanacak. Tünelin bitimine 700 metre kala yüklenici firma ortakları arasında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle beş aydır bir santimetre ilerlemiyor; ne baraj göletinde ne de sulama tüneliyle ilgili bir metre iş yapılabilmiş değil. 23 mahallenin sulu tarıma geçişiyle 2024 birim fiyatlarıyla millî ekonomiye 698 milyon gelir artışı, 17.400 kişiye tarımsal istihdam sağlayan proje meydana gelen aksamalardan dolayı maalesef bir türlü bitirilemiyor. Otuz beş yıldır bir metrekarelik sulama yapamayan Yoncalı Barajı’nın bir an önce bitirilmesini, 2025 yılında en az 1 milyar lira bütçeden ödenek ayrılmasını sizlerden rica ediyoruz.
Biliyorsunuz, yine, Sultansuyu Barajı'mız var. Bu Sultansuyu Barajı'mız 6 Şubat 2023 depreminde hasar gördü, gövdesi hasar gördü, depremin üzerinden yirmi ay geçmesine rağmen hâlâ tamir edilemedi. Sultansuyu Barajı sulama göletinde oluşan hasarın yaklaşık 600 metre uzunluğunda, 3 metre derinliğinde, 3 metre genişliğinde olduğu, baraj gövdesinin göletin havzasına doğru çökme şeklinde olduğunu geçtiğimiz ay dile getirmiştim. Maalesef, depremin ardından baraj kapasitesinin yüzde 48'lik kısmında su depolanamadığı, sulamanın geri kalan yüzde 52'lik kısmından yettiği kadar yapıldığı açıklamanızın ardından on gün önce Sultansuyu Barajı'nın deprem hasarlarının rehabilitasyonu için ihale süreci tamamlandığı, iş yapım sözleşmesi imzalamak için işe başlandığı açıklandı. 16 mahalle ve bu mahallede yaşayan yaklaşık 4 bin çiftçimiz bu konuda çok mağdur. Devlet Su işleri Genel Müdürümüz Sayın Mehmet Akif Balta yaptığı açıklamada bu mağduriyetin giderileceğini söyledi. Bu konuda sizden çok hızlı bir şekilde destek almak istiyoruz ve 2025 sulama sezonuna hiç olmazsa yetişmesini sizden rica ediyoruz.
Erkenek Göleti'miz var, şimdiye kadar herhâlde en az 200 milyon lira harcanmıştır ama daha ne 1 metre su tutabildiler ne sulama yapabildiler; her dönem maalesef Erkenek'e gidiyorlar "Bu dönem göletinizi yapacağız." diyorlar. Gölet bitti aslında, depremden önce maalesef su tutamadılar çünkü çeşitli çatlaklar vardı. Söğüt Göleti var, Doğanşehir Söğüt Göleti'nde de gölet yapılmış ama su tutamıyor. Lütfen, bunun sorumlusu kimse bunlardan da hesap sorulsun, yani bu sonuçta hepimizin parası, fakir fukaranın parası.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun, toparlayın Sayın Ağbaba.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sağ olun Sayın Başkanım.
Ayrıca, kapalı sistem sulama talebi çok yoğun şekilde var. Maalesef Boztepe Barajı hariç diğer baraj ve göletlerde hâlen vahşi sulamayla sulama yapılıyor. Malatya gibi bir tarım şehrinde kapalı sistem sulamaya geçilmesini talep ediyoruz. 6 Şubat depreminden etkilenen Malatya, depremin neden olduğu maddi kayıplarla boğuşurken sulama birlikleri depremden sonra sulama ücretine yüzde 400 zam yaptı. Bunu da niye yaptılar? Önce, depremden sonra yüzde 50'lik bir indirim yapıldı, bu Malatyalılara çok önemli katkıda bulundu ama hakikaten yüzde 400 zam yapılması niye yapıldı, hangi maliyet bu kadar arttı insan hesap edemiyor, onu da söylemek istiyorum.
Yine, bu sulamayla ilgili birkaç şeyi daha dikkatlerinize sunmak istiyorum: Şilan Barajı yatırımda planlama aşamasında, Elâzığ Bölge Müdürlüğü tarafından ihlale edilmesi bekliyoruz, Genel Müdürümüzün bu konuda desteklerini bekliyoruz.
Malatya Yarımcahan Projesi pompaj sulaması revize planlama raporu yapının ihale edilmesini bekliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Toparlıyorum, bu Malatya'yla ilgili, çok önemli biliyorsun Malatya.
Bölge Müdürlüğü tarafından Malatya merkez, Yenice Gölet sulaması için ihale edilmesini talep ediyoruz. Malatya Doğanyol Kutan Göleti, Malatya Hekimhan İğdir Göleti, Malatya Hekimhan Hasançelebi Karapınar Göleti, Malatya Kuluncak Kızılhisar Göleti, Malatya Beypınarı Göleti'nin bir an önce yapılmasını istiyoruz. Ayrıca, Kuluncak Alvar ve Yazıhan Epreme'de de çok önemli göletlerimiz var, bu konuda da sizden destek bekliyoruz.
Ayrıca, bir de bir tütün meselesine gireyim. Bu tütün meselesi Adıyaman'ın, Malatya'nın, fakirin fukaranın ekmek parası. Maalesef, yabancı tütün baronları daha çok kazansın diye tütüne kota getirildi; yetmedi yüksek para cezaları getirildi, hapis cezası getirildi; yetmedi bandrol satışı, tütünde paketleme şartı getirilerek, doğal tütün satışı engellenerek damak tadını değiştirme yoluyla bölgedeki tütünün ölüm fermanı imzalanıyor. Bu konuda lütfen Ticaret Bakanlığına karşı Tarım Bakanlığı hiç olmazsa...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye, arkadaşlar, tütün konusu önemli. Orada bir yasamız da var bizim, yüzde 30 yerli tütün şartımız da var, bir yasa da yapmıştık.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ticaret Bakanı olduğu için Sayın Başkan üzerine alındı.
Çin'den vesaire gelen tütünlere yüzde 30 Türk tütünü koyuyorsunuz. Hakikaten bizim tütün ile o tütünleri karşılaştırın, insan yüzüne bakmaz ama maalesef bizim tütünümüz yabancı tütünün altında ezilmeye devam ediyor.
Biraz önce bir teşekkür yaptım, şimdi bir teşekkür daha yapmak istiyorum. Bu şeker fabrikalarının özelleştirilmemesi için çok mücadele ettik ve bu depremde de gördük ki şeker fabrikaları ne kadar önemli. Hem Şeker Fabrikası Genel Müdürüne hem sizlere teşekkür ediyoruz, depremde Şeker Fabrikası Malatyalılara ev sahipliği yaptı, o sıcak, güzelim Şeker Fabrikası tesislerini deprem sonuna kadar Malatyalılara açtı, onu da ifade etmek istiyorum.
Şimdi, sayın milletvekilleri, AK PARTİ milletvekilleri, başta Nilgün Hanım -burada yok ama- dediler ki: "Tarımda problem yok." Ya, tarım iyi diyorsunuz da bu çiftçi niye sokağa çıkıyor? Diyor ki: "CHP'liler çıkıyor." Şimdi, domatesci mi CHP'li? Allah aşkına, sorunu olmayan bir tarım ürünü var mı? Kayısıda da bu sorun yok mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sorunsuz bir alan var mı ya?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Kayısısı, fıstığı, fındığı, çayı, üzümü, tütünü... Herkes sokağa çıktı yani tarımda iyi bir şey olduğunu kimse iddia edemez; ya ithalata bakıyorum, eylemlere bakıyorum, hakikaten tarımda maalesef çok kötü bir dönemi bütün çiftçiler yaşıyor, yaşamaya da devam ediyor.
Şimdi, çok çeşitli veriler var. İşte "Çiftçi sayısı arttı." deniliyor; bizim verilerimize göre 2009'da 1 milyon 14 bin kişiyken 2024'te 413 bin kişiye düşmüş, bunu ifade etmek istiyorum.
Daha fazla Sayın Başkanın tahammülünü zorlamak istemiyorum ancak bir konuyu da söyleyeyim ondan sonra... Ben, burada genelde AK PARTİ'lilerle polemiği çok severim ama misafirlerle polemiğe girmekten çok sakınırım. Ama şimdi, Tarım Bakanı, Sayın Bakan, az çok meslektaş sayılırız, boya sektöründe çok uzunca yıllar çalışmış, iktisat mezunu, Sayın Abdülkadir Polat Bey siyasal mezunu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, bitiyor.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Ebubekir Gizligider, kendisi eski siyasetçi, dönemdaşım milletvekili ve avukat, içlerinde Profesör Doktor Ahmet Hocamız var, o veteriner yani Tarım Bakanlığında tarımla ilgili çok kimse yok yani en azından bakanlarda yok. Siz uzunca yıllar bizim de çalıştığımız firmalarda görev yapmışsınız, bir şey demiyorum sizin gayretinize ama tarımla çok ilginiz yok, arkadaşların da çok ilgisi yok, sayın milletvekilimizin de çok ilgisi yok onu da sizlere ifade etmiş olayım.
Ben, tekrar bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum Sayın Ağbaba.