Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
Konu | : | Kamu Denetçiliği Kurumunun faaliyetleri ve görev alanları ile 6328 Sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu yürürlüğe girdikten sonra ortaya çıkan sorunlara ilişkin görüşmeler |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 11 .02.2016 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ben de sunumdan dolayı teşekkür ediyorum.
Son konuşmacı olduğum için soru sormayayım, biraz değerlendirme yapayım birkaç konuda.
Şimdi, doğrusu ombudsmanın yetkisi, hani hangi konularda daha fazla yetki verilmesi konusu -kendileri de ifade ettiler- şüphesiz Anayasa değişiklikleri meselesinde değerlendirilecek bir husustur ama hani dava açma yetkisi olabilir fakat mevcut yargılamalarda yargı erkinin şu anda tarafsızlığı, bağımsızlığı yani kararlarının ne kadar uygulandığı da ayrıca bir vakıa olarak ortada duruyor zaten. Şimdi bu nedenle, hani bu bilahare Anayasa'da tartışılacak bir mesele.
Ben birkaç hususta... Yani ombudsmana, doğru, başvuru gerekiyor, şikâyet gerekiyor ama Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nda da görüldüğü üzere, özellikle doğu illerinde, güneydoğuda, Kürt illerinde yaşanan çok yoğun, ağır insan hakları ihlalleri var ve bunlar, sadece Türkiye'de Anayasa Mahkemesinin önüne giden vakalar değil, aynı zamanda İnsan Hakları Komisyonunun da ilgi alanında olan bir mesele. Yani Hükûmet ve siyaset kurumu dışında bunları söylüyorum, aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin önüne giden ve onlarca tedbir kararının alındığı ağır yaşam hakkı ihlalleri ve benzeri ihlaller söz konusuyken gerçekten Kamu Denetçiliğinin kurum olarak bu konuya eğilmemesini -nasıl ifade edeyim- yani çok talihsiz buluyoruz. Yani Türkiye'de bir yangın var ve şu anda bile Cizre'de 62 yaralının yanarak öldüğüne dair kesin bilgiler var. Avukat arkadaşlar şu anda morglarda ve bunların teşhisini yapıyor. Buna benzer birçok ağır insan hakları ihlalleri var. Bunun Kamu Denetçiliği Kurumunun bilgisi dışında olması söz konusu değil. Türkiye vatandaşı olan herkes bu konuda ama yakından ama uzaktan bir şekilde bilgi sahibidir. Bu nedenle, rapor niye hazırlamadığınızı hani ifade ettiniz ama biz bunun -ben en azından, şahsen- yeterli bir gerekçe olmadığı kanaatindeyim. Yani ivedi bir şekilde Kamu Denetçiliği Kurumunun bu meseleye dair ayrıntılı bir rapor çalışması olması gerektiğini düşünüyorum.
Yine, Diyarbakır'da ya da Şırnak'ta ya da Mardin'de yani herhangi bir ilde bu kadar yoğun ve sizin alanınıza giren hani ağır insan hakları ihlallerinin... Ve ombudsman, dünyada da daha çok halkın avukatı yani gerçekten halkı devlete karşı koruyan, devletin uygulamalarına karşı koruyan bir kurum olması hasebiyle bu konuda görevini layıkıyla yerine getirmesi de çok hayati bir önem arz ediyor. Önemli olan, siyaset erkinin, Meclisin ombudsmanı seçmesi değil, sadece, bu kurumun layıkıyla ve uluslararası standartlarda görevini de yapmasıdır. Yani bizim halkın vekili olarak bu konudaki görüşlerimizi sizlerle paylaşmak istedim.
Diğer bir mesele: Büro, bir temsilcilik, inceleme, mutlaka, ivedi bir şekilde olması gerekiyor. Bu bir taleptir aynı zamanda. Gerekirse biz de başvururuz yani halk adına, sonuçta ağır insan hakları ihlallerinde kişinin bizzat zarar görmesi gerekmiyor. Ben böyle bir başvuru yapacağım en ivedi şekilde, bugün ya da yarın yapmayı düşünüyordum zaten, bugün biraz tetiklemiş oldu.
Son olarak bu kadın meselesi, kadın hakları meselesi. Gerçekten konuşmanızda sıklıkla ifade ettiniz: "Dezavantajlı grup." Yani kadının insan haklarını savunan dünyadaki bütün kurumlar, yapılar -ben de bir kadın insan hakları savunucusu olarak aynı zamanda- kadınların asla engellilerle, çocuklarla, yaşlılarla, dezavantajlı gruplarla birlikte değerlendirilmemesi gerektiğini, bunun çok önemli olduğunu, kadınların toplumun yarısı olduğunu... Ve biz kadınlar olarak bu ülkenin dezavantajlı grubu değiliz. Biz bu ülkenin -tırnak içinde söylüyorum- sahibi varsa sahiplerinden yarısıyız yani. Ve Kamu Denetçiliğinde, bildiğim kadarıyla -yanılıyorsam düzeltin lütfen- bir kadın kamu denetçisi de yok. Bu da birçok kurumdaki, birçok organdaki, mekanizmadaki kadın temsilîyetinin, "halkın avukatı" olarak bilinen bir mekanizmada kadınların olmamasının da çok büyük bir eksiklik olduğunu ve bunun kamuya ve halka yansımasında da bize yansımasında da, kadınlara yansımasında da çok negatif bir etki yarattığını da ifade etmek istiyorum.
Ve yani kamu denetçiliği mekanizmasının, kurumunun aranızdaki hukuki anlaşmazlığı dikkate alarak, yorum farkını dikkate alarak söylüyorum -çünkü sadece size hitap etmem haksızlık olur yani bir mekanizma olarak çalışıyorsunuz kamu denetçileriyle birlikte- tarafsızlık ve bağımsızlığınız da yine işin aslıdır yani hani tartışma dışıdır.
Demin konuşmanızda sadece dikkatimi çekti, bu Skorsky meselesinde mesela şey dediniz: "Ankara merkezde ve maalesef kimseyi de bulamamışlar." gibi bir yani onu nasıl yorumlayayım bilmiyorum. Bulsalar o hak ihlalini şey mi yapar yani hani, nasıl anlatayım, bitirir mi, ortadan mı kaldırır? Kaldırmaz, ihlal ihlaldir. Yani hani bizim ve sizin -ben öyle not almışım sadece- kastınızı sorgulamadan bunu objektif olarak söylüyorum.
Yani özetle, bu değerlendirmeleri yapmak istedim çünkü kurumunuzun oynayacağı rol, Türkiye'de insan hakları standartlarının gelişmesinde halkın devlete karşı kendisini güvende hissetmesi için ve bu mekanizmaların etkin kullanımı açısından önemli bir yerde duruyor. Başta da ifade ettiğim gibi, kurumun varlığı önemlidir ama bu kurumun hak edilen şekilde işleyiş içinde olması daha da önemlidir. Yani sadece göstermelik değil, gerçekten etkin bir mekanizma olarak kullanımını önemsiyoruz.
Teşekkür ediyorum.