KOMİSYON KONUŞMASI

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Komisyonun toplanmış olmasından duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum.

Evet, Instagram'ın yaptığı, işte, Haniye'yle ilgili taziyeleri, duygu düşüncelerin yasaklanması, sansür edilmesi doğru bir yaklaşım değil ancak buna kızıp topyekûn bir platformu kapatmanın da hiç doğru olmadığı zaten daha önce ifade edildi ama bir kere daha kayda geçirmek isterim. Instagram'a yönelik bu sansürü, kapatmayı eleştirdi diye ve ağır eleştirdi diye bir vatandaşın özgürlüğünden mahrum ediliyor olması ise aslına bakarsanız bir kere daha bu konuyu -defalarca gelen bir konunun yani ifadesi nedeniyle, düşüncesi nedeniyle insanların özgürlüklerinden mahrum edilmesi konusunun- Türkiye'nin bir ayıbı olarak kaldığını ifade etmek isterim ve İzmir'deki "Dilruba" isimli yurttaşımızın bir an önce bu hatadan vazgeçilerek özgürlüğüne kavuşması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Benim söz alma sebeplerinden biri de dikkatinize şunu getirmek istiyorum. Belki Instagram'ın hemen yasaklanması konusunda bir ortada keyfiyet var yani "katalog suçlar" dediğiniz maddelerin hiçbirinde işte, "Türkiye Cumhuriyeti'nde bazı kişilerin ifade özgürlüğü elinden alındı diye biz platformu kapatabiliriz." diye bir madde yok, kanunda böyle bir yetki yok, o yüzden ortada büyük bir keyfiyet var. Değerli milletvekillerim sordu "Bunun gerekçesi nedir, açıklaması var mıdır?" diye. Sekiz gün boyunca kapalı kaldı, hiçbir açıklama yapılmadı, sonrasında yapılan açıklamalar ise yine aslına bakarsanız zevahiri kurtarmaktan başka bir şey değil. İnşallah, Sayın Başkanın dediği gibi burada da kısa süre içinde eğer olabilirse -tabii, yaz döneminde olduğumuz için bu ne kadar mümkün olur bilmiyorum- bu kararı alan BTK'nin ve ilgili Bakanlığın ve tabii ki ifade özgüne yönelik tutumu nedeniyle eleştirdiğimiz Metanın yetkilileri gelip dinlenebilirse faydası olur.

Ben dikkatinizi şuna çekmek istiyorum: Doğrudan bununla ilgili değil ama Türkiye'nin erişim engellerinin getirdiği bir karartma diye bir sorunu var yani biz bu odadaki fili görmemeye devam edersek maalesef Türkiye özgürlükler bağlamında, demokrasi bağlamında dünyada daha da geri gitmeye devam edecek. Hani diyoruz ya...

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Bir soru sorabilir miyim efendim size?

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Bitireyim izninizle. Hemen birkaç cümle içinde bitireyim ben.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Bir de ben -müsaade edin- soru sorayım, hep siz konuştunuz.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Bitireyim ben.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Şimdi, bu TikTok'ta Mustafa Kemal Atatürk'ün yapay zekâyla çıkıp bir hanımı dansa kaldırması normal mi ya?

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Tabii ki normal diyemeyiz ama bunun üzerine çıkıp Dijital Mecralar Komisyonu Başkanının "Halkımdan bana talep geliyor, TikTok kapatılsın diyorlar." demesi de çok anormaldir.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Evet, ben de tekrar kayıtlara girsin diyorum. Yani "TikTok'un kapatılması meselesi Türkiye'de bir ulusal güvenlik meselesidir." dedim, demeye devam ediyorum. Sizinle uzlaşmadığımız nokta şu...

Değerli Vekilim, sözünüzü kesmek istemezdim ama buyurun, siz tamamlayın da sonra fikrimi söyleyeyim.

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Şundan bahsediyorum: Anayasa Mahkemesi, 2015'te, 2017'de, 2022'de 2024'te erişim engellemelerine ilişkin yani bu 5651 sayılı Kanun'un özellikle 9'uncu maddesinin keyfî kullanımına ilişkin ihlal kararları verdi. Sonuncusunda Meclisimize -biliyorsunuz- dokuz aylık bir süre verdi. 10 Ekim itibarıyla bu 9'uncu madde artık yürürlükten kalkacak. O yüzden, bu konuda bizim mutlak surette erişim engellerinin çok çok sınırlı olması gerekiyor. Tabii ki kişisel hakların korunması önemlidir ama "Kişisel hakkımı koruyorum." diye yaptığınız yolsuzluğu, yaptığınız usulsüzlüğü, görevi kötüye kullanmayı, tacizi, işte, ne bileyim, her türlü çeteyle iş birliğini örten bir anlayış var ise buna da bizim "Dur." dememiz gerekiyor, bunun bu kanunun içinde kullanılmasını engellememiz gerekiyor. Bu mesele Anayasa Mahkemesi kararlarıyla 4 kez üst üste tespit edilmiş bir meseledir. Önümüzdeki süreçte muhtemelen bu konu da Türkiye Büyük Millet Meclisinden özellikle muhtemelen bu Komisyondan geçeceği için söylüyorum, burada yapılacak düzenlemenin kısıtlı olması yani "Hiç düzenleme yapılmasın." diyenler de var, "Tamam, erişim engeli diye bir şey hiç olmasın." diyenler de var ama kişisel haklar, işte, mahremiyet gibi haklı gerekçelerle kısıtlanacaksa bunun gerçekten hukuki güvenceler altına alınması lazım. Şu anda ortada büyük bir keyfiyet var ve Türkiye'nin ortak hafızası -biz hani gazeteciler burada hep konuşuluyor, Sevgili Tuncay ağabeyin, Sevgili Okan'ın, Şebnem Hanım'ın, Hüseyin hocamın da bileceği- Türkiye'nin tarihine geçmiş bir sürü önemli yolsuzluk operasyonu şu anda bastığınızda internette çıkmıyor, gelmiyor önünüze çünkü erişim engeli kararı aldırmış birisi, o davada ismi geçen birileri. O yüzden bu konuyu da dikkatinize getirmek istedim.

Şu anda burada değil ama Değerli Başkan Vekili milletvekilimiz "Yani gayet rahat talep edebiliriz bağımsız bir ülke olarak." dedi. Evet, verdiği örnekler ve muhtemelen önündeki listedeki örneklerin hepsinde ki şey şuydu, bir kere daha altını çizmek istiyorum: "İşte, şunlar yasaklandı." bunların hepsi, yasaklanan yerler yani kamu görevlileri yani askerinin TikTok kullanılmasını. İşte, ne bileyim, istihbarat görevlisinin, milletvekilinin bunların kullanmasını engelleyebilir. İsterse Türkiye Cumhuriyeti de bunu yapabilir ama -yani o listede ben sanmıyorum, eğer gösterirse tabii ki öğrenmiş oluruz, topyekûn Instagram'ı yasaklayan bir ülke en azından saydı hani "Belçika" dedi, "Kanada" dedi, "Norveç" dedi, "Avrupa Birliği" dedi, "Ukrayna" dedi, "Birleşik Krallık" dedi, "Hollanda" dedi- hiçbirinde topyekûn yasaklama yok. O yüzden bu şekilde bunlara bakarak gayet rahat "Biz de talep ederiz." doğru olmadığını düşünüyorum. Ahmet Bey'in uluslararası bir inisiyatif şeyini önemli buluyorum, orada da yine Tuncay Bey'in vurgusuna katılıyorum. Bu uluslararası inisiyatifin Avrupa Birliği normlarından kopuk olmaması lazım. Yani doğrudur, bu arayış Amerika'da var, Avrupa Birliğinde var, dünyanın her yerinde var ama bu arayışın hiçbir yerinde "Topyekûn kapatalım, kimse Instagram'a girmesin." yok. Bu arayışta özellikle -belki faydası olur diye söylüyorum- maddi yaptırımlarla zorlamak var bu şirketleri yani aslında bizim de değerli milletvekilimiz söylemişti, daha önce bu platform sağlayıcılara burada hani temsilci bulundurma vesaire zorunluluğu getirdiğimiz, sanırım, 2020 yılı düzenlemesiydi. Orada, hatırlarsanız, onları nasıl ikna ettik? Maddi yükümlülüklerle özellikle ikna etmiştik çok büyük... O yüzden yine burada da maddi yükümlülükler getirilebilirdi.

Yine, bu son müzakerede de topyekûn kapatmak yerine maddi yükümlülükleri gündeme sokabilirdin, nasıl olsa keyfî bir müzakere vardı, bu keyfî müzakereyi yani direkt kapatmaya gitmek yerine, oradaki kanunun içinde olan maddi yükümlülüklerle zorlanabilirdi diye düşünüyorum.

Anlayışınız için çok teşekkür ediyorum. Ama bu konunun da gerek Türkiye'de gerek dünyada yerli yerine oturması için BTK'nin, Meta'nın "Burada ne yaşandı?"yı kamuoyuna daha ayrıntılı açıklama zaruretleri olduğunu düşünüyorum.

Sağ olun.