KOMİSYON KONUŞMASI

OKAN KONURALP (Ankara) - Teşekkür ederim, sağ olun.

Geçtiğimiz günlerde bir sağlık problemi yaşadığını öğrendiğim Sayın Avcı'ya da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum buradan.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Vekilim, siz bu konuyu açtınız, biz de sayın vekilimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Aynı biçimde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel Bey'in de bir sıkıntı yaşadığını, sağlık sorunu yaşadığını öğrendik; kendisine de Komisyonumuz aracılığıyla geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

MUAMMER AVCI (Zonguldak) - Sağ olun.

OKAN KONURALP (Ankara) - Çok teşekkürler.

Sayın Tuncay Özkan son derece geniş bir çerçevede konuyu ele alınca tekrara düşmek istemem, çok da vaktinizi almadan, şimdi şöyle bir tabloyla karşı karşıyayız: Benzer konuları, başka konuları Genel Kurulda komisyonlarda tartışırken de yaşıyoruz, biz örneğin Instagram'ın ya da örneğin Roblox'un ya da örneğin Wattpad'in burada avukatları değiliz; elbette onların -az önce Sayın Başkanın da ifade ettiği gibi- ulus devletleri de aşan, son derece kibirli, son derece...

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Üsttenci...

OKAN KONURALP (Ankara) - Üsttenci... Bulundukları her alanda bir hegemonya kurmaya çalışan ve bu iddiadan da vazgeçmeyen küresel gruplar, güçler olduğunu biliyoruz fakat kendi adımıza konuşalım bu toplantının olağanüstü toplanmasını sağlamak konusunda imza veren vekiller olarak -elbette sizleri de dışlamadan- fikir ve ifade özgürlüğü çerçevesinde bakıyoruz meseleye, düşünsel ve sanatsal özgürlükler çerçevesinde bakıyoruz. Yoksa örneğin Instagram'ın geçtiğimiz haftalarda Hükûmetle yapmış olduğu açık toplantılarının ardından kamuoyuna tek bir cümlelik doğru dürüst bir bilgilendirme dahi yapmıyor oluşundan elbette rahatsızız ya da nezaketen muhalefet milletvekillerinin herhangi biriyle bir diyalog kurma ihtiyacında bulunmamasının da nasıl bir kibre denk olduğunu da biliyoruz fakat dediğim gibi çok ilkesel olarak duruyor ve durmaya çalışıyoruz, fikir ve ifade özgürlüğü kapsamında bakıyoruz. Örneğin bundan yaklaşık iki yüz, iki yüz elli yıl öncesine gitsek -Sayın Bursalı da bu konuları gayet iyi bilir- basın tarihi üzerinden baksak dünyanın çeşitli yerlerinde iki yüz yıl önce de gazeteler hakkında da benzer şeyleri yapıp konuşanlar vardı. Nasıl ki biz bugün sosyal medya ve sosyal medyadaki çeşitli örnekler üzerinden sosyal medyanın hayatımıza yönelik olumlu ya da olumsuz etkilerini değerlendiriyorsak birileri de yaklaşık iki yüz, iki yüz elli yıl önce o dönem için "Ya bu gazeteler yok mu... Siyasi iktidarlara karşı son derece pervasızlar; gençleri zehirliyorlar; çocukların, kadınların, erkeklerin, emekçilerin, liberallerin ya da demokratların istek ve arzularını dile getiriyorlar." ve bunun üzerinden "Düzen bozucular." diyorlardı. Yani Meclis-i Mebusan tutanakları açık, bakın, Osmanlı Meclis-i Mebusan ve Meclis-i Ayan oturumlarında basın üzerine getirilmek istenen birtakım engellemelerin nasıl tartışıldığını da görürsünüz. Hâliyle şunu demek istiyorum -az önce Tuncay Bey ifade etti- ya bir karar alınıyor, bilmiyoruz arkadaşlar, mesela siz de bilmiyorsunuz eğer özel olarak birtakım ilişkileriniz nedeniyle birtakım bilgilere sahip değilseniz kurumsal olarak bilmiyorsunuz. Instagram neden kapandı, bilmiyoruz. "Katalog." Peki, neden? Neden açıldı bilmiyoruz. Wattpad neden kapandı bilmiyoruz, açılacak mı bilmiyoruz. Roblox kapandı. İşte, az önce dediğim gibi, sıklıkla Tuncay Bey'e referans vermek durumundayım -keyifle- ya bir fayda, zarar... İşte, mesela teknik olarak neden tamamen kapatıyoruz? Elbette çocuklarımız çok önemli, elbette ülkemiz çok önemli, elbette ülkenin demokrasisi, fikir ve ifade özgürlüğü konusundaki toplumun büyük bir kısmının olmasa da belli bir kısmının göstermiş olduğu kararlılık ve mücadele çok önemli, onları korumak çok önemli ama neden, ne oluyor, BTK Başkanı ne oluyor kapatıyor ve ne oluyor da açıyor, bilmiyoruz arkadaşlar; ya, Dijital Mecralar Komisyonu üyesi olarak bilmiyoruz -hadi bu Komisyon üyesi olmayalım- herhangi bir vatandaş olarak bilmiyoruz. Bir Haniye metaforu dolaşıyor, doğru mu, yanlış mı? Büyük bir ihtimalle doğru. "İletişim Başkanlığı" denen bir makam var, İletişim Başkanlığının başında da bir zat var -o zatın- birtakım hezeyanlar üzerinden atıldığı iddia edilen bir adım var; bunun bile doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Ardından, iki gün sonra, Tayyip Bey bir yerde bir konuşuyor, yine İsrail, Hamas, Haniye çerçevesinde birtakım değerlendirmelerde bulunuyor ve anlıyoruz ki büyük bir ihtimalle bu yüzden ama bilmiyoruz, somut bilgilere sahip değiliz arkadaşlar, parlamenteriz ve bilmiyoruz. Sorduğumuz soru önergelerine yanıt gelmiyor. Sorduğumuz soru önergelerine... Ben bu önergelerin örneklerini sizinle burada paylaşmak istemem, vaktinizi almak istemem, bilmiyoruz. Dolayısıyla, bilgi eksikliği üzerinden, bilginin esirgendiği, muhataplarından esirgendiği bir durum üzerinden de karanlıkta el yordamıyla fikir ve ifade özgürlüğünün evrensel ilkeleri çerçevesinde düşünce özgürlüğünün, sanatsal özgürlüklerin savunuculuğunu yapıyor ya da yapmaya çalışıyoruz.

Bu bilgilerin kamuoyundan bu şekilde kaçırılıyor olması da başka bir soruyu aklımıza getiriyor aslında. Örneğin, iktidar kanadı tarafından ya da örneğin, yönetim erki tarafından ortaya konulan gerekçelerin hiçbirinin belki de ayakları yere basmıyor çünkü olsa der ki: "Şu nedenden dolayı kapattık." Ya da "Şu nedenden dolayı kısıtlama getiremedik ama erişim engeli getirdik." Bilmiyoruz, açıklama yapılmıyor. Bu, kibrinizden mi -sizi tenzih ediyorum- arkadaşların kibirlerinden mi ya da işte dediğim gibi, aklımıza gelen birtakım sorulara istinaden başka başka nedenlerden mi, onu da bilmiyoruz ama bilmek istiyoruz, kamuoyu da bilmek istiyor; Wattpad neden kapandı, bilmek istiyor, somut olarak bilmek istiyor; Roblox neden kapatıldı, somut olarak bilmek istiyor; Instagram neden kapatıldı, neden açıldı, bilmiyoruz, bunları bilmediğimiz için de el yordamıyla -dediğim gibi- iğneyle kuyu kazar gibi anlamaya çalışıyoruz ama ne olursa olsun fikir ve ifade özgürlüğünün, düşünsel özgürlüklerin, evrensel kriterlerin uygulanması konusunda da mücadelemizden vazgeçmiyoruz.

Şimdi, çok uzatmayacağım. Dediğim gibi, bu Wattpad, Roblox, Instagram tartışması bağlamında, aynı zamanda, az önce ifade edildiği üzere sokak röportajları... Dilruba adında bir kızımız düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında bir değerlendirmede bulunuyor, tutuklanıyor, cezaevinde. Geldiğimiz nokta bence hepinizi üzmeli, hepinizi rahatsız etmeli, kabul edilebilir değil.

Bir başka konu; bakın, onu da söyleyeyim. Ben burada Genel Kurulda da bunu ifade ettim, üstelik kimseyi ayırmadan ifade ettim, hatta buradaki ifademe istinaden benden sonra söz alan Sayın Komisyon Başkanımız Sayın Yayman da bu konuda destek verdi. Arkadaşlar, trol meselesinden daha öncelikli bir durumla karşı karşıya değiliz ama trollükten kastım da gerçek kimlikleriyle de trollük yapanlara karşı da bir mücadeleyi hep beraber sürdürmezsek bu bizi, hepimizi yakıp bitirecek. Herkes herkesin trolü, herkes herkese karşı trolleşti. Bu trol zihniyetini, bu trol anlayışını bir şekilde yerle yeksan etmezsek, en azından bunun niyetini hep beraber ortaya koymazsak iyice kendi alanlarımıza, kendi yaşam alanlarımıza çekileceğiz ve iyice birbirimize karşı kör, sağır, dilsiz olma hâlimiz hızla artacak, daha da kökleşecek, esas tehlike de budur. Birbirimize sesimiz ulaşmıyor. Bakın, gün geçtikçe daha da ve daha da kendi -tırnak içerisinde- mahallelerimize çekiliyoruz, yaşam alanımıza çekiliyoruz, birbirimize sesimiz, sözümüz ulaşmıyor. Bu konuda da bence, dediğiniz gibi, bu trol meselesini de Dijital Mecralar Komisyonu ilerleyen haftalarda gündemine almalı.

Genel çerçevesiyle düşüncelerim böyle. Yeniden söz almam gerekirse alırım.

Teşekkür ederim. Sevgiler saygılar sunuyorum.