KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL AYDIN (Bursa) - Sayın Başkanım, öncelikle böyle bir toplantıyı düzenlediğiniz için teşekkür ediyorum. Kıymetli Ombudsmanımıza da verdiği bilgiler için teşekkür ediyorum.

Şimdi, bir sorum olacak, gerçi siz sordunuz Sayın Başkanım ama BİMER ve Dilekçe Komisyonuna başvurulara kıyasladığımızda gerçekten kuruma çok az müracaat var. Şimdi, ben şeyi incelediğimde, en fazla müracaat edilen il Ankara ve bölge de İç Anadolu Bölgesi. Buradan ben şöyle bir sonuç çıkarıyorum: Aslında biraz tanınırlıkla ilgili problemimiz var galiba. Yani Ankara merkezde, Ankara bürokrasisi bunu biliyor, buraya müracaat ediyor ama biraz Ankara dışındaki taşrada daha fazla tanınırlığa ihtiyaç var gibime geldi. Sayın Başdenetçimiz bu konuda ne diyor?

Bir diğer sorumsa şimdi, bizde bir de İnsan Hakları Kurulu var. Şimdi Başdenetçiyi dinlerken çok yoğun insan haklarına atıf da yaptı ya da bu tarz, idarenin insan haklarından doğan hak ihlalleriyle ilgilendiklerini söylediler. Oysa ben "ombudsmanlık" deyince, biraz daha idarenin iş ve işlemleriyle ilgili yaptırımlarla ombudsmanlığın daha fazla ilgilenmesini beklerdim, beklentim bu açıdaydı. Çünkü İnsan Hakları Kurulu da var. Bir nevi ikisi de aynı alanda çalışmış gibi oluyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yani spesifik olarak İnsan Hakları Kurulu insan hakları ihlalleriyle ilgilense de siz biraz daha idarenin hukuka aykırı iş ve işlemleriyle ilgilenseniz.

Bir diğer şeyi de dava açma yetkisinden bahsetti işin neticesi. Dava açma yetkisi olmalı, olmamalı anlamında demiyorum ama dava açma yetkisi işin hiçbir şeyini çözmüyor. Çünkü bizim esas Türkiye'deki en büyük sıkıntılarımızdan biri mahkemelerin iyi çalışmaması belki farklı sebepleri var ama. Size gelen müracaatların kahir ekseriyeti de belki davalarla ilgilidir, hâkimlerle ilgilidir, mahkemelerle ilgilidir. Bence işin neticesini daha şey bağlamalıyız. Yani "uzlaşma" dediniz. Ben uzlaşmaya katılıyorum. Ya da mutlaka bir yaptırım olmalı. Çünkü Sayın Başkanım, geçen dönem ben Dilekçe Komisyonunda da çalıştım. Dilekçe Komisyonunda vatandaşlarımızın yaptığı müracaatları biz incelediğimizde, maalesef, Meclisin Dilekçe Komisyonunu kale almayan bürokratlarımız var. Onlara karşı da bir yaptırımımız olmadığı için, herhangi bir yaptırım olmadığı için uzun dönem sürüncemede kalan müracaatlar oldu ya da Dilekçe Komisyonumuzun talepleri sürüncemede kaldı. Ben bu konuda Sayın Başdenetçimize katılıyorum. Mutlaka ve mutlaka neticesinde yaptırım gelmesi gerektiği kanısındayım.

Teşekkür ediyorum.