Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 23 .07.2024 |
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Sayın Başkanım, çok kıymetli milletvekilleri; on üç saati devirdik Bakanlık sunumuyla beraber. Güzel şeyler konuştuk, anlattık ama on üç saatin sonunda ben şöyle bir bakıyorum, Komisyondaki bütün milletvekillerimizin sanki içine sinmeyen bir şey var gibi görüyorum. Yani burada Sayın Bakanlığa, Bakan Yardımcımız ve bürokratlara da bakıyorum, onların çoğu tahmin ediyorum ki bu yasayı yapan ekipten olabilirler, eski Ticaret Bakanıyla çalışmış olabilirler ve bu yasanın o dönemki savunucularıydılar belki de, bilmiyorum yani yeni atanan var mı? Şimdi de tam tersini burada çok da fazla savunamıyor gibiler. Bu benim görüşüm. Biraz önce kızdınız ama gerçekten de biraz da haklıydı, yasayı burada sanki bir tek savunan siz varsınız Sayın Başkanım yani öyle gözüküyor...
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - O benim çok konuşmamdan kaynaklanıyor.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Hayır, sözcümüz değil çünkü ilk imzacı Şahin Ağabey biraz destek verdi ama ben diğer vekilimizin hiç daha bir kelime ettiğini de duymadım.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Ben sonuna kadar arkasındayım. Hiç öyle bir şey yok.
TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Biz hissetmedik.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Yok, öyle, öyle; seni tenzih ediyorum ama diğer arkadaşımızla...
ÖMER ÖZMEN (Aydın) - Biz de sonuna kadar arkasındayız.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Ben şimdi duyuyorum sesini.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Komisyon üyesi değil ya, onun için.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Yok, yasanın ilk imzacısı olarak bence eminim savunması gereken onlardı ama bu görev de size düştü Sayın Bakanım, öyle görüyorum, öyle anlıyorum.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Buraya konuşmuyorsunuz, Başkana konuşuyorsunuz.
ŞEREF ARPACI (Denizli) - Yok, ben kurula hitap ediyorum.
Şimdi, tabii, çokça konuşulan, söylenen şeylerden bir tanesi de "Böyle bir gelir yok, böyle bir gelir kaybı yok, daha henüz oluşmadı." sözcüğüdür ama çok yakın zamanda biz yaklaşık iki ay yurt dışı çıkış harçlarını konuştuk, yurt dışı çıkış harçlarında da en nihayetinde bir rakam belirlendi ve 4 milyar TL'lik bir gelir olacağı tahmini edildi. Yani aslında gelecekle ilgili rakamlar vermek bu işin içinde var, bunu da siz yapıyorsunuz zaten. Şimdi de çok net bir şekilde aslında hesaplamalar var. Burada sizin şaşırdığınız nokta aslında sanki bu rakamların iki sene önce buraya ulaşacağını hiç tahmin etmemişsiniz, buraya ulaşınca şaşırmışsınız gibi bir algı var ama bence öyle değil. Bence bilerek ve isteyerek, öngörülü bir şekilde o dönem Bakanlık yetkilileri ve Komisyon üyeleri aslında bu rakamların katlanarak çoğalacağını ve çok da büyük rakamlara ulaşacağını tahmin ederek zaten haksız rekabeti, tekelleşmeyi ve monopolleşmeyi önlemek için bu barajı oralarda koymuşlar. Yani tabloya baktığınızda belli bir noktadan sonra ara açılıyor. İşte, o "belli nokta" dediğimiz nokta zaten... Hani "balık" diye ifade ediyoruz ya, büyük balık küçük balığı yer, büyük balığın iyice büyüyüp şişmanlayıp diğerlerini yok etmeye başladığı aşamalar. Yani yüzde 20 barajı, evet, olumlu, inşallah, bu yüzde 20 barajını 2-3 tane firma elde eder de birbiriyle rekabet edebilir. Ama siz 2024'te, 2025'te, 2026'da bu imtiyazları verdiğiniz zaman -çarpı 3, çarpı 4 dediğimiz imtiyazları- işte o başka balıklar yüzde 20'ye ulaşamadan yok olup gidecekler. Ben bunu böyle görüyorum, bunu da çok net ifade edeyim.
Şimdi, tabii, bir ikilem içindeyiz, birçok arkadaşımız söyledi. Genel Kurulda vergi ve tasarruf tedbirleri konuşuluyor, sürekli bir şeylere vergi geliyor. Bu Komisyonda en son tartışmalarda -en son geçen yasada- ciddi yasalar çıkardık ama biraz önce dediğim gibi, şimdi birden bire siz kabul etmeseniz de bir gelirden vazgeçiyoruz; bu bir gerçek.
Bu kanun, dediğim gibi, çok öngörülü ve düzgün çıkarılmış; tekrar ediyorum, şu anda Avrupa Birliği ve Amerika ülkeleri bu kanuna benzer bir kanun çıkarmak için uğraşıyorlar Amazon için, kendi şirketleri için; bunu biliyorsunuz, biz önden gitmişiz tabiri caizse ve şimdi bunlarda bir değişiklik yapmak, inanın, zaten çok istediğimiz ve gelmeyen yabancı sermayeyi de ürküten bir şey. Biraz önce Grup Başkan Vekilimiz söyledi, evet, şu anda bazı şeyleri bilmiyoruz ama biz burada kanun yapıyoruz yani gelecekte oluşabilecek her ihtimali tartmalıyız, ölçmeliyiz. Diyorum ya, ihracat artarsa... "Nereden biliyorsun ihracatın artacağını, nereden biliyorsun ihracatın düşeceğini?" Ya, tabii ki bilmiyorum ama biz her ihtimali göz önüne alalım, önlemimizi alalım, yasayı burada bağlayalım, yapılması gerekenleri yapalım, sonra bir daha değişiklik yapmayalım; zaten amacımız bu, zaten acele etmeyelim dediğimiz nokta bu; bu konuşulsun, sindirilsin dediğimiz nokta bu. Bu saat oldu, sektör temsilcileri burada yok, sivil toplum kuruluşları yok; bu konuyla ilgili görüş bildirecek insanların görüşlerini dinleyemedik, keşke aslında onları dinlesek daha iyi olurdu.
Dediğim gibi burada şöyle bir gerçek var Sayın Bakanım, bunu biraz sizi de eleştirerek söylüyorum: Ne diyorduk? İhracat ve yatırımı artıracağız diyorduk, bunun için çıkardık diyorduk. 2021 yılında, sizin Bakanlığınız döneminde "Türkiye ekonomisi" adı altında yatırımı, istihdamı, ihracatı ve üretimi artıracak bir Türkiye ekonomi modeline geçtik. Doğru mu Sayın Bakanım? Bakın, bugünkü enflasyonun en büyük sebeplerinden biri, o dönem Bakanlığınızda enerji fiyatlarına "dur" diyememenizdir, Rusya ve Ukrayna savaşının bütün sonuçlarına sanayici katlanmıştır. Bu, bu konuşmanın şeyi değil ama şunu söylemeye çalışıyorum: 2021'de üretimi, ihracatı, yatırımı artırmak üzere çıkılan bu yolda, bu 4 maddenin 4'ü de düşmüştür; bunu biliyorsunuz yani o gün yapılan hatalarının ceremesini hâlâ çekiyoruz. Dolayısıyla ben diyorum ki: Bugün de evet, iyi niyetli olarak yatırımı ve ihracatı artırmaya yönelik bir adım atıyorsunuz ama inanın, ben bunun bu sonuçları doğurmayacağını biliyorum; siz de bu ihtimali birazcık düşünün, bu ihtimali biraz düşünün. Ben eminim, diğer milletvekili arkadaşlarımız da düşünüyorlar ve bunu, bu ihtimali görüyorlar. Dolayısıyla biz bunda acele etmeyelim, zaten pakette ihracatı arttırmaya yönelik bir şey var, ihracatı net işlem hacmini hesap ederken düşüyoruz. Bu kritik üç sene içinde, bunu -ciroların- büyüğün daha büyüyeceği bir dönemde, büyüğe daha fazla teşvik vererek, çarpı 4, çarpı 3 yaparak gerçekten rekabette haksızlık oluşturuyoruz, haksız bir rekabet oluşturuyoruz; bunun farkına varalım ve içimize sinmeyen en küçük bir şeyde de -ben sizden talep ediyorum- bir değişikliğe gidelim.
Bu kanun teklifi için acele etmeyin, en azından yaz dönemini geçirelim, eğer içinize siniyorsa güz döneminde getirin ama ben eminim ki bu kanun teklifi hakkında enine boyuna düşündüğünüzde... Devlette sürdürülebilirlik esastır, eski bakanlar ile şu anda milletvekili olan bakanlarla bu konuyu değerlendirip... Hatta ben çok istemiştim ama talep etmediniz, burada da görüş bildirseler eminim hepimizi de ikna ederlerdi, sizleri de ikna ederlerdi, bizleri de ikna ederlerdi; daha farklı sonuçlar olabileceğine inanıyorum. Yine, sizden bu konuda özel bir hassasiyet göstermenizi rica ediyorum.
Teşekkür ederim.