GÖKÇE GÖKÇEN GÖL (İzmir) - Hızlıca bütün bu süreçte neler yaşadığımızdan bahsetmek istiyorum son bir kez.

Çok uzun çalışma saatleriyle çalıştık, birkaç güne yayılan bir çalışma oldu ama işin sonunda çok da sağlıklı bir iş yapmadık. Bu, sadece bu Komisyonla ilgili değildi, şu anda Genel Kurula gelmeyi bekleyen -hatta bazıları da geldi, gelmek üzere- yargı sorunlarını çözmeyen bir yargı paketi yine benzer bir yöntemle görüşüldü, öğretmenlik mesleğine hakaret olarak gördüğümüz Öğretmenlik Meslek Kanunu aynı şekilde getirildi, vergide adalet getirmeyen bir vergi paketi getirildi, aynı yoğunlukta görüşüldü, "Saraydan tasarruf olmaz." diyen ama tasarruf sorumluluğunu vatandaşa yükleyen tasarruf tedbirleri geldi ve en son hayvanları katletme yasasını biz burada böyle bir yoğunlukla, bir aciliyetle görüştük. Keşke ülkenin sorunlarını çözmek için bu kadar yoğunlukla çalışmış olsaydık fakat hiçbir soruna çözüm getirmeyen ve sokak köpekleri meselesine de çözüm getirmeyen bir kanun teklifini görüştük.

İkincisi, bütün bu süreçte sorularımıza cevap vermediniz, sadece teknik konularda yani teknik gibi görünen konularda bir şeyler söylediniz ama o da yeterli değildi. Aynı zamanda, kadın milletvekillerine laf atmak, onların sözünü kesmek haricinde konunun özüne girerek bir tek cümle kurmadınız tutanaklara geçmesin, tarihe not düşülmesin diye.

Üçüncü olarak, kanun tekniği açısından anlaşılmaz bir kanun yapmışsınız, kanun teklifi getirmişsiniz. Biraz önce 14'üncü maddeyle ilgili söylediğim gibi, 14'üncü maddeye bakıyorsunuz anlamak için 2'nci maddeye de bakmanız lazım, orada ne olacağını anlamak için 5'inci maddeye bakmanız lazım. İnsanlar bu kanun sistematiğini böyle takip etmek zorunda mı? Yani kendi hayvanlarının nasıl öldürüleceğini öğrenebilmek için kanunların bu kadar ayrıntısına girmek zorunda mı bu insanlar? Değiller.

Dördüncüsü, kanunun gerekçesindeki referanslar... Bakın, veterinerlerin söylediğini söylüyoruz, referanslarda bilimsel gibi görünsün diye referanslar yapmışsınız kanunun gerekçesinde, genel gerekçesinde, veterinerler diyorlar ki: "Bu referanslar eski, artık bilimsel güncelliğini korumuyor, bunlar eskiden veteriner sayısı azken, kısırlaştırma şu an, bugün yapıldığı gibi yapılmıyorken yazılmış olan eserler." Siz onlara atıf yapıp bilimsel gibi göstermeye çalışıyorsunuz. Kimi kandırıyorsunuz?

Beşincisi, çocuklara zarar verecek vahşi hayvanların şehirlere ve köylere inmesine nasıl engel olacağımıza dair hiçbir şey söylemediniz. Bugün köpeklerin ısırdığı çocuklar varsa yarın ormandan gelen, dışarıdan gelen, şehre inmiş olan vahşi hayvanların çok daha ciddi saldırılarıyla, daha fazla kuduz vakalarıyla uğraşıyor olacağız.

Altıncı olarak ve son olarak yürürlüğe hemen giriyor diye şu anki maddeden bahsediyorum. Yürürlüğe derhâl giriyor ama ne oluyor? Belediyeler için barınak konusunda 2028'de giriyor, vatandaşlar için 2025'te giriyor, gönüllüler için hemen giriyor. Sanki sorun zaten çözülmüş, ortada hiçbir şekilde hayvan da kalmamış gibi bir kanun yapmışsınız bir tarafıyla, diğer tarafıyla da "Hepsini öldürelim." diyorsunuz.