ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Teşekkürler.

Şimdi, gerçekten, çok uzun saatlerdir bu yasa teklifini konuşuyoruz. Çok somut argümanlar... Sadece burada milletvekillerinin değil, işte, hayvan dostlarının, veteriner hekimleri örgütlerinin, baroların ve aynı zamanda Meclisin bir önceki dönem araştırma komisyonunun raporlarından çok somut bilgiler var. Bunlar "Bu yasa bu hâliyle bir ölüm yasasıdır."ı kanıtlıyor ve kendi iddialarını da çürüten, kendi taleplerinin de uygulanamaz olduğunu gösteren bir durumdayız ama inat ediyorsunuz. Neden inat ediyorsunuz? Çünkü burada, bu yasanın arkasında gerçekten bir öldürmeyi meşrulaştırma, şiddeti tekeline alma meselesinde çok ısrarcısınız çünkü bir kere, şiddeti tek elinize aldığınızda, canlılara uygulamaya başladığınızda savaş sizin için normalleşecek; bunun toplumsal hayat için de normalleşmesini istiyorsunuz. Hayvan öldürmek, canlı öldürmek, insan öldürmek olağan hâle gelsin istiyorsunuz. Zaten bu toplumda kadın öldürmek olağan hâle geldi, gerçekten olağan hâle geldi ve bununla ilgili hiçbir şey yapmıyorsunuz.

Gelelim bu yasaya. Şimdi, bu yasada ne oluyor? Bakın, teker teker anlatmak istiyoruz ama dinlemediğinizi biliyoruz çünkü bu yasayı ne pahasına olursa olsun geçirmek istiyorsunuz; ellerinize kan bulaşacak. Bakın, bunun sorumluluğunu gerçekten taşıyamayacaksınız, bunun tekrar altını çizmek istiyorum.

Bakın, ne yapıyorsunuz siz? Sizin için yaşam önemli değil, meta olarak alınıp satılan, kâr edilen şey önemli sadece. O yüzden, yeni müfredat değişikliği yaptınız. Mesela, müfredat değişikliğinde "çevremizi tanıyalım" bölümünü çıkardınız. Neden? Çocuklarda, gençlerde "ekolojik denge" "biyoçeşitlilik" gibi kavramlar zihinlerden silinsin, ekolojiyi korumak için yeni bir hareket oluşmasın diye. Sonra Evrim Kuramı'nı çıkardınız müfredattan. Neden çıkardınız? Şimdi, mesela, liseden mezun olanlar Darwin'in Türlerin Kökeni'ni bilmiyor. Türlerin Kökeni'ni bilse, aslında insanın hayvan olduğunu bilecek; hayvan öldürmek demek, insan öldürmek demektir, onun özdeş olduğunu bilecek yani küçücük, bir tık fark olduğunu görecek hayvan ile insan arasında. İnsan toplumsal hayvandır, insan düşünen hayvandır; bunu öğrenecek ve bunu öğrendiği için de bu yasaya topyekûn itiraz edecek ama siz bile isteye, bu olmasın diye... "Biz dağı, taşı, toprağı, hayvanı, canlıyı, insanı, her şeyi meta yapmak istiyoruz." Bunu yaparken...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Toparlıyorum.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Evet, lütfen...

ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Şimdi, tek çözüm... Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat; barınak değil çözüm. Bakın, insan-hayvan özdeşliği yaptım. Burada, insan-hayvan yaşamının gerçekten eşitçe, özgürce yaşaması mümkün ama siz bunu istemiyorsunuz. Bırakın, insanı ayrıcalıklı konuma getirdiğinizi söylüyorsunuz, geri gönderme merkezlerinde insanların yaşadığı ortada, hapishanelerde insanların ne yaşadığı ortada. Şimdi, bir başka canlıyı kitlesel hâlde barınaklara, katliam alanlarına hapsetmek istiyorsunuz. Biz, elimizden geldiğince buna itiraz edeceğiz.

Evet, tekrar söylüyorum: Gezi direnişi gibi, bu coğrafyada bütün illerde bu yasanın geçmemesi için elimizden geleni yapacağız.