ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Aynı cümleyle başlıyorum: Bu yasa zorbalıkla geçirilmeye çalışılıyor burada, zorbalık yaparak. Ne kastediyorum burada? Bir kere koridorlar güvenlik görevlileriyle dolu. Bu yasayı başından beri izleyen, bu yasadaki katliamı engellemeye çalışan gönüllüler, hayvan severler, bu yasaya gözünü kulağını açmış olanlar zorla mekândan uzaklaştırılıyor.

Şimdi, aynı zamanda, Komisyon Başkanı görevini kötüye kullanıyor, yetkiyi kötüye kullanıyor. Burada söz haklarımız gasbediliyor ve bir katliam yasasının parçası yapılmak isteniyoruz. Buna karşı engellemek bizim görevimiz, sorumluluğumuz. Sonra burada tuhaf tuhaf örnekler veriliyor. "Tuhaf" diyeceğim çünkü argüman değil. Neden bunu söylüyorum? Bir kere "sahipli-sahipsiz" hayvan ayrımı ortadan kalkmak zorunda. "Evimde kedim var, evimde köpeğim var." argüman değil. Niye argüman değil biliyor musunuz? O Nazi Almanyası'nda, o Nazi subayları kendi çocukları çok seviyordu ama çocukları gaz odasında yakmaktan hiç vazgeçmemişti. Bugün İsrailliler kendi çocukları çok seviyorlar ama Filistinli çocukları katletmekte hiçbir beis görmüyorlar; sizin argümanlarınız buna benziyor. Nitekim, çok gurur duyabilirsiniz kendinizle, bu çağrılarınız karşılık buldu. Şimdi, sokakta sokak köpeklerini katleden insanlar türedi, çeteler türedi ve gücünü sizden alıyorlar; bunu engellemek gerekiyor. Dünden beri söylüyoruz: Çözüm çok basit, çözüm çok basit. Geçen dönem Hayvanları Koruma Kanunu'yla ilgili araştırma önergesi buraya atıldı Sera tarafından, biliyorsunuz, "Çözüm burada." diye; aynen öyle, çözüm orada. "Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat." diyoruz. Siz bu maddede "kısırlaştır" sözcüğünü bile çıkartıyorsunuz çünkü aklınızda sadece öldürmek var, çünkü aklınızda sadece kan dökmek var. Gerçekten, eğer böyle olmasa kaç saattir buradaki konuşmalarda bir tek argüman kullanırsınız, tek bir argümanınız yok. Zaten öldürmeye karar verildiği için bütün maddeler alelacele, tutarsız bir şekilde hazırlanmış vaziyette. Şimdi, bir de kurnazlık yapıyorsunuz her zaman yaptığınız gibi, sanki insan sağlığını çok önemsiyormuşsunuz gibi. İnsan sağlığına zararı en çok AKP Hükûmeti verdi. Bugün sağlık hizmetlerinin, bugün sağlık emekçilerinin çalışma koşullarına dair tek bir düzenleme yapmadınız. Aksine hekimler ülkeyi terk ediyor, sağlık emekçileri ülkeyi terk ediyor, siz ise hastaneleri satmanın peşindesiniz, pazarlık yapıyorsunuz uluslararası şirketlerle.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Buyurun.

ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Evet, zorbalıkla yetkiyi kötüye kullanarak bu kanunu geçirmek istiyorsunuz. Bu kanun uygulanamayacak, uygulatmayacağız, elimizden geleni yapacağız ve hiç kimse hayvanları katledemeyecek; izin vermeyeceğiz.