Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 22 .07.2024 |
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - İyi akşamlar.
Ben de katılıyorum vekilime, insanlık dışı bir ortamda çalıştığımızı, hatta ilkel köleci topluma döndüğümüzü görmüş oluyoruz. Bir yıldırma operasyonu var ama AKP vekilleri yok şu anda yani bu yıldırma operasyonuyla bizi biraz zor yıldırırsınız çünkü gerçekten sokakta da mücadele ediyoruz ve mücadele etmeye devam edeceğiz.
Ben şunu söylemek istiyorum: Demin bir vekilimiz "güvenli sokaklar" dedi, burada hiç tartışılmadı ama yani bu saati ileri alma geri alma meselelerinde bile kışın o karanlık sokaklarda çocuklar yürüyor, hiç böyle bir derdiniz olmuyor, bugüne kadar hiç tartışılmıyor, bunu bir enerji tasarrufu olarak yaptığınızı iddia ediyorsunuz ve ama işte o sokakları aydınlatırsanız, çocukların yürüyebileceği ışıklı olduğu ortamları yaratırsanız... Hani Ensar'ı konuştuk, Hiranur'u konuştuk, onları geçiyorum, o yüzden de yani bu şeyi söylemek istiyorum.
Şimdi, benim anneme yaşadığı mahallede Ankara'da vallahi köpekleri önce istemiyorlardı komşular -böyle hayvanseverlik zor bir şey bence, hayvan haklarını savunmak da- evlere hırsız girmeye başlayınca öyle güzel beslediler ki o sokak köpeklerini "Aman evimizi korusun, aman hanemize kimse gelip hırsızlık yapmasın, altınlarımızı çalmasın." diye. Orada da bir çıkar var da insanlar kendilerini, çıkarlarını düşünüyorlar, genelde kullanım maddesi olarak görüyorlar ya da bir eşya olarak görüyorlar. O yüzden yani bu kadar sokakları koruyan, hırsızdan koruyan bu hayvanlara bazen böyle bakmak lazım. Ben çocukken Alevilik kültürüyle büyümüş biriyim, vallahi köpekler dostu da anlıyor, düşmanı da anlıyor. Pir Sultan Abdal, Hızır Paşa'nın kendine nasıl ihanet ettiğini görmüştü, bence köpekleri buraya getirsek, konuştursak vallahi sizin bu ihanetinizi, katliamcı yanınızı dilleri gelse söylese gerçekten anlatmaya çalışırlardı. Biz hani böyle çocukken... Siz "Ali baba" diyorsunuz da ben pek sevmiyorum böyle erkek egemenliğiyle kurulmuş şarkıları ama yani o çiftlikte hayvanları sevmeyi öğretti o şarkılar ya da çizgi filmleri, Pembe Panter'i, Mickey Mouse'u bile bize fareleri sevmeyi öğretmişti ama AKP rejiminin, iktidarının hayvanları sevmediğini, hayvanları katletmeye çalıştığını görüyoruz. Vallahi, maddeler geçiyor böyle, biz duvara konuşuyoruz gibi bir durum var yani halkımız da bunu görüyor, bence gördükçe de... Sizin biraz böyle bu tarz yasaları çıkarmaya çalışmanızın bir nedeni de bu yani hayvan mamalarını yükseltiyorsunuz, vallahi en çok yoksullar paylaşıyor. Üç kap yemek yiyordu, şimdi iki kaba düşmüş, kabın birini de can dostlarına vermeye hazır herkes. O yüzden de AKP'nin böyle hayvansevermiş gibi "can dostlarımız" laflarının kesinlikle riyakâr olduğunu söyleyeyim.
Başkanımız buraya geldi, ben sözümü tamamlayacağım. Başkan tutanaklar yeni gelmiş bakıp cevap vermek istiyorum size. Ama deminden beri hayvanları X gören, bizi de X görmeye başladı yani "ex" görüyorsunuz onları, X görüyorsunuz bizi. Bir türlü ismimizi söylemiyorsunuz. Benim ismimi de söylememe yönünde bir tutumunuz olmuş, ben burada yoktum.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - İsminizi söyler misiniz, not edeceğim, söyleyeceğim bundan sonra.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Çiçek Otlu ismim de. Demin "İsmini söylersem." diye, o cümleye bakıp size cevap vermek isterim, bunu da söylemek isterim.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Nasıl takdir ederseniz:
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Bir diğer şey de ikide bir AKP masalarından "Sen sus!" diyerek erkek erilliğiyle bana laf söylenmesini kabul etmiyorum çünkü erkeklik burada üretiliyor ve pompalanıyor, dizilerinizde, sokakta, her gün buna müsaade edilmesini de buradaki, özellikle de erkek vekillerin bu tarzı mahkûm etmemesini de bir kadın olarak eleştiriyorum. Bana kimse "Sus!" diyemez. Biz sokaklarda "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!" diyerek mücadele eden kadınlarız. O yüzden de bu tarzın mahkûm edilmesi ve eleştirilmesi gerekiyor. Burada kadınlara bunu yapanın, dışarıda sokak hayvanlarına ne yapacağını hiç düşünmek istemiyorum.