Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 22 .07.2024 |
ERKAN BAŞ (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Oldukça kısa konuşmaya çalışacağım.
Geçen Komisyon toplantısında burada değildim, dışarıdan takip ettim ve açıkçası, dışarıdan takip edince de bugün buraya gelme ihtiyacı hissettim çünkü galiba biz bazen içindeyken ne yaşadığımızı, nasıl yaşadığımızı pek fark edemiyoruz. Dışarıdan bakıldığında gerçekten memlekete en küçük bir faydası olmayan, insanların kendilerini "Ne oluyor? Ben nerede yaşıyorum? Nasıl bir ülke hâline geldik?" diye sorgulamasına neden olan görüntülerin ortaya çıktığı ve hiçbirimize fayda sağlamadığı bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu burada hepinizle paylaşmak istiyorum değerli arkadaşlar.
Şimdi, düşünün, neden biz böyle gerilimli bir tartışma yapıyoruz? Bu nereden çıktı? Normalde Anayasa'ya göre Meclisin kapalı olması gerekiyor değil mi? Meclisin şu anda tatilde olması gerekiyor ama çoğunluk sizde olduğu için bir kararla dediniz ki: "Çalışacağız." Peki, çalışalım yani ülkeye, halkımıza, yurttaşlarımıza faydalı bir yasa yapacaksak üç yüz altmış beş gün çalışalım, sorun yok ama apar topar getirdiğiniz yasa teklifi paketleri var şu anda. Yani belli ki bir şeyler hızlıca olsun bitsin, ondan sonra da Meclis kapansın, unutulsun isteniyor; bu, bizde bir kaygı uyandırıyor; bu, insanları rahatsız ediyor.
Şimdi, neyi tartışıyoruz değerli arkadaşlar? Bakın, adını koyalım. 2021 yılında -ben o dönemde Meclisteydim- belki de Mecliste 27'nci Yasama Döneminde oy birliğiyle çıkmış tek karar var. Hayvanlarla ilgili bir Komisyon kuruldu, o Komisyonda bulunan herkes o raporun altına imza attı. Şimdi, bugün o metnin altına imza atan iktidar sıralarındaki arkadaşlar tam tersini yapıyor. Bir kere, başlı başına tartışmaya neden bir durum değil mi bu? Yani iki yıl önce, üç yıl önce hep beraber yaptığımız bir şeyi 180 derece değiştiriyorsunuz. "Neden?" diye sorulduğunda da kızıyorsunuz.
Bir: Bu değişikliğin ayrıntılı bir biçimde açıklanması gerekirdi yani o raporun altına imza atıp bu kanun teklifinin altına imza atan arkadaşlar bir açıklama yapsınlar?
İki: Değerli arkadaşlar, bakın, ben, maalesef, milletvekilimiz cezaevinde olduğu için sık sık Silivri Cezaevine gidiyorum. Bakın, yemin ediyorum, Silivri Cezaevine daha kolay giriyorum. Bugün Meclisin ta Çankaya Kapısı'ndan başlayın, şu Komisyon odasına kadar bir milletvekili olarak girmem Silivri Cezaevini ziyaret etmemden daha zor hâle gelmiş. Vatandaş sormayacak mı "Ya, siz ne saklıyorsunuz?" "Bu önlemler nedir?" diye. Yani memlekette o kadar "güvenlik sorunu" "güvenlik sorunu" "güvenlik sorunu" diyoruz, işçi ölümlerini konuşuyoruz, kadın cinayetlerini konuşuyoruz, Meclisin kapısından başlayın, buraya kadar; insanlar içeri giremiyor, bu bir kaygı yaratıyor.
Şimdi, teklif görüşülürken geçen oturumda muhalefetin biraz direnişiyle konunun uzmanları davet edildiler, geldiler, dinlendiler, dinlenmeye çalışıldı diyelim; bugün onlar yok.
Şimdi, Sevgili Başkanım, açık söyleyeyim, gerçekten ben üzülüyorum arkadaşlar "Televizyon bozuldu." ne demek ya! Yakışıyor mu ya! Koskoca Türkiye Büyük Millet Meclisine "Televizyon bozuldu." demek yakışıyor mu! Ben yakıştıramıyorum, bakın, açıkçası ben yakıştıramıyorum. Ya, olacak iş değil arkadaşlar ya!
Şimdi, Sevgili Başkanım diyorsunuz ki: "Genel Kurulun da bütün saatleri yayınlanmıyor." Arkadaşlar, Genel Kurul internet üzerinden anbean yayınlanıyor. Bak, şu anda Meclis TV'yi açalım, muhtemelen belgesel gösteriyordur. O belgeselin yerine şu Komisyonu yayınlasak ne olur? Zaten Komisyonda muhalefet de "Bütün televizyonlar canlı yayınlasın." demiyor ki. Vatandaşlar bilsin neyi tartıştığımızı, anlamıyorlar dışarıdan. şu Meclis koridorlarında bu Komisyonu izlemek için buraya kadar belki şehirler arası yolculuk yapıp gelmiş yurttaşlarımız var, kurum temsilcilerimiz var; onlar Meclis koridorlarındaki televizyondan bir iç yayınla bunu izlesinler istiyoruz. Şimdi, siz bunu yapmadığınız da bende şu duygu oluşuyor: Ha, demek ki bir şeyleri göstermek istemiyorlar. Demek ki bir şeyleri sadece kendi TRT'leriyle, kendi İletişim Başkanlıklarıyla, kendi A Haber'leriyle istedikleri gibi yayınlayıp bu tartışmayı toplumun onların istediği gibi yürütmesini istiyorlar. Arkadaşlar ya, hayvan hakları savunucularını düşman ettiniz. Yani günlerdir -ben dışarıdan izliyorum- hayvan haklarını savunan insanlar sanki bunlar çocuk düşmanı, bunlar vatan düşmanı, bunlar millet düşmanı, bunlar terörist her şeyi yaptınız. Vallahi biraz vicdan demek gerekiyor, gene de biraz vicdan demek gerekiyor. Ne istiyoruz değerli arkadaşlar? Çok basit, bu yasa teklifini geri çekmek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Toparlayalım lütfen.
ERKAN BAŞ (İstanbul) - Burada yapılacak şey çok basit. Bu toplumsal gerilimi de ortadan kaldıracak, akılla, bilimle, mantıkla, vicdanla bir çözüm bulmak için yapılacak şey bu yasanın geri çekilmesidir. Bunu makul bir tartışmasıyla zaten ortada bir zemin var Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmış, bir zemin kurmuş, bunun üzerine yeniden çalışılabilir, daha gelişkin, daha doğru bir şeye hep beraber ulaşabiliriz. Ama şunu da ekleyip öyle bitireyim: Bakın, bazen çoğunluk olmak, kalabalık olmak, size bazı şeyleri yapma şansı tanır. Yani, evet, üzülerek ifade ediyorum ki daha önce çok örneğini gördük, inanmasanız da parti disiplini edeceksiniz, devlet böyle istedi diyeceksiniz, Sayın Cumhurbaşkanımız böyle istedi diyeceksiniz, bu yasa teklifine "evet" oyu vereceksiniz, biz sonuna kadar direneceğiz ama belki çoğunluk sizde olduğu için bugün an itibarıyla çoğunluk sizde olduğu için bu kanun teklifini geçirirsiniz ama emin olun, tarih önünde çok kötü bir sınav vermiş olursunuz. Ben inanmıyorum, beş yıl sonra, on yıl sonra çocuklarınız, torunlarınız karşınıza gelip "Ya babacığım, annecim, dedeciğim, nineciğim bu kanuna nasıl 'evet' oyu verdin, nasıl bu kadar hayvanın katledilmesine onay verdin ve senin oyunla bu gerçekleşti." dediğinde inanıyorum ki söyleyecek hiçbir şeyiniz olmayacak. O yüzden herkesi tekrar tarih önünde sorumlu davranmaya çağırıyorum, bu yasa teklifini geri çekin diyorum.