Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 22 .07.2024 |
İBRAHİM AKIN (İzmir) - Değerli milletvekillerimiz, bizleri izleyenlere de buradan selamlarımızı iletmek isteriz.
Öncelikle, şunu söyleyeyim: Gerçekten, geçen yaptığımız çarşamba günkü toplantı sonrası bugün daha aklıselim, daha sakin bir toplantı ve aynı zamanda Meclisin temayüllerine uygun, demokratik bir ortamın yaratılmasını arzu ediyorduk ancak, maalesef, bunu tekrar görmedik. Görülen şu aslına bakarsanız: Bu ülkede eğer Mecliste bile bu kadar polis ve zor yoluyla antidemokratik şekilde bir tartışma yapılabiliyorsa ülkenin hâline "Vay!" demek lazım ki öyle bir durumla karşı karşıyayız. O nedenle, bu yönteminizi gerçekten kınıyorum ve o şekilde toplantıya devam etmek istiyorum.
Birincisi, geçen yapmış olduğumuz toplantılar sırasında hiç arzu etmediğimiz, özellikle çocuklarımızın ve mağdur olan bazı kadınların ve insanlarımız üzerinden yapılan manipülasyonları kabul etmiyoruz, böyle bir şey doğru değil. Biz bütün canlı yaşamın mağduriyetinin giderilmesi için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz ancak özellikle Twitter'da yapılan paylaşımların birçoğunun hem ülkemiz gerçekliğine uygun olmadığını, bazı ülkelerde yaşanmış olan olayların görüntülendiğini, bazılarının da tamamen yalan olduğunu söylemek isterim. Birkaç konuya değinmek istiyorum, sözümü buraya hapsetmek istemiyorum. Mesela şu anda Semra Işık diye bir kadın arkadaşımızın Ankara'da köpekler tarafından öldürüldüğüne dair bir haber var. Semra Işık Twitter'da diyor ki: "Bu konuyla ilgili hep benim üzerimden laf ediliyor, ben yaşıyorum, canlıyım; bunu yapmayın." diye Twitter'da paylaşıyor. Yine, arkasında başka bir olay var, gerçeklerin olmadığını söylemek için söylüyorum. Mesela köpekler yüzünden bir çocuğun öldüğü söyleniyor ama bu tırın çarpması sonrası ölen bir çocuk. Yine başka bir yerde şurada bir ilginç durum var, görüntüler var. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bir dakika arkadaşlar, tamam, siz de sözlerinizi söyleyebilirsiniz.
BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Neden tahammülünüz yok?
İBRAHİM AKIN (İzmir) - Ya, şöyle bir şey söyleyeyim: Bakın, çocuklarla ilgili çocuk hakları savunucuları diyor ki "Çocukların görüntülerini paylaşmak, onlar üzerinden manipülasyon...
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - A Haber, Akit sizde diye...
İBRAHİM AKIN (İzmir) - ...yapmak, kullanmak doğru değildir." ve onun üzerinden diyor ki arkadaşlar, yapılan bütün açıklamalar, yaklaşık 48 tane çocuk hakları örgütü açıklama yaptı: "Bunun kullanılması doğru değil." diye.
Şimdi ben asıl konuya geleceğim, sorun şu: Bununla ilgili eğer çocukları eğer savunacaksak şu anda bu Hükûmetin 2023 yılında çocuk ölümleriyle ilgili farklı farklı nedenlere bağlı olarak, ihmallere bağlı olarak -2023 yılında- 2.084 çocuk ölmüş. Bizim çocuklarımızın, bütün bu sonuçları görmeden sadece mağdur üzerinden, birkaç mağdur üzerinden yapılan manipülasyon gerçeği kapatmak, gerçeği örtmek için yapılmış bir durumdur. Bunun resmen süreci tartışmak bakımından doğru olmadığını, kabul etmediğimizi ifade etmek istiyorum.
Şimdi sizlere birkaç konuya değineceğim. Özellikle Orhan Sarıbal'ın açıklamaları üzerinden birkaç konu daha var. Şimdi, birincisi, elimizdeki yapılmış olan araştırmalarda ve tartışmalarda ciddi maddi hatalar var. Şunu söyleyebiliriz ki bu araştırmalar, bu çalışmalar bence ne Bakanlıkla ne araştırmalarla ne Tarım Bakanlığının verileriyle uygun değil. Örneğin bu araştırmalar o kadar uygun değil ki mesela örnek verdiler, ben başka bir örnek de vereyim: Aynı şeyi düşünmek zorunda değiliz, aynı şeyi paylaşmak zorunda değiliz ama gelen durum karşısında doğruları, hakkı, hakikati bulmak zorundayız. Örneğin yine örnek vereyim: Gaziantep Belediye Başkanı -eski bakanınız- diyor ki "Ben şu anda 100 dönümlük yer ayırdım, her türlü tedbiri aldım, mevcut yasa koşullarında bu sorunu çözüyorum, pekâlâ mümkündür." Bak, geçenki konuşmamda da söylemiştim, yine Düzce Belediye Başkanınız, bizim belediye başkanımız değil, AKP'li Belediye Başkanı, bakanlık yapmış arkadaşlarımız yine bununla ilgili açıklamalar yapıyorlar basına ve kamuoyuna, diyorlar ki: "6 tane yerde yaptığımız çalışmalar sonrası biz Düzce'de bu mevcut yasa koşullarında bu sorunu çözdük." Biz şunu istiyoruz: Pekâlâ bu yasa uygulanabilirken, uygulanmamışken sonuçlarıyla ve mağduriyetleriyle ilgili uğraşmak yerine o sonuçların ve mağduriyetlerin sorumlusu olan sizler niye bizi suçluyorsunuz, niye zamanında yirmi yıldır bu işleri yerine getirmediniz? Ve dolayısıyla suçlu olan suçsuz hâle geliyor, asıl savunması olan, hakkı savunanlar da suçlu hâle getirilmek isteniyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil.
Keza, yine söyledi, şunun altını çizmek istiyorum: Şu anda bu yasanın mevcut koşullarda bir hayvanın haklarını korumaktan çok hayvan katletmeye dönük bir girişim olduğunu çok net görüyoruz. Bakın, yine manipülasyon olduğunu çok net söyleyeyim: 2 milyon 700 civarında dört yılda ama son iki yılda çok ciddi bir şekilde hayvan ithalatı yapılmış. Bu hayvanların üretimi ve aynı zamanda devamlı bakımı da düşünüldüğünde kamuoyunda insanların sorduğu soru şu: Bu 2.700 sokaklarda olmayan, evlerde olan süs hayvanları...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM AKIN (İzmir) - ...vesaire diye değerlendirilen hayvanların aynı zamanda...
Başkan...
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Sayın Akın, toparlayalım çünkü Komisyon üyesi olmayan arkadaşlarımızla ilgili tahdidimiz var.
İBRAHİM AKIN (İzmir) - Toparlayacağım.
Aynı zamanda bu meseleyle ilgili yani hayvanların bakımı ve aynı zamanda giderleriyle ilgili korkunç bir maliyet var. Şu anda örneğin Hayvan Hakları diyor ki: "1 kiloluk yem 250 lirayken şu anda 800 liraya doğru çıkmış durumda ve bunlardan yüzde 20 KDV alıyor." Açıkçası bu noktadan doğru düşünüldüğünde AKP Hükûmeti buradan bir ticari hesap mı yapıyor diye düşünülüyor. Dolayısıyla örneğin barınak meselesine geldiğimizde biz barınaklarla ilgili korkunç sorunlar olduğunu biliyoruz. Mesela yine sizin Belediyenizde 2022 yılında Konya'da bir uygulama yapıldı biliyorsunuz: Konya'da 4 bin civarında hayvanı topladılar ve bu toplanan hayvanlar kısa sürede korkunç bir sıkıntı yaşadı, her türlü bulaşıcı hastalık ortaya çıktı ve Konya Belediyesi; Hayvan Hakları gitti, yerinde inceledi, bunu biliyorsunuz siz ve gitti, yerinde incelemesi sonrasında Hayvan Hakları; sonrasında Belediye bu köpekleri parça parça farklı yerlere dağıttı çünkü çözüm bulamadı, bir kısmını öldürdüler ama kalan kısmını da yine Konya'nın farklı yerine dağıttılar. Bak, ben Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Komisyonundayım. Orada AKP'li bir milletvekili "Daha önce ben Belediye Başkanlığı yaptım." dedi. Ayrıca Murat Kurum'a da anlattı bunu, gözümüzün önünde anlattı, diyor ki: "Biz bu konuyla ilgili yaptığımız çalışmada istersek bu yasa çerçevesinde bu sorunu çözebiliriz; gelin, getirmeyin+1." dedi. Bak, bunu iki ay önce konuştuk biz ama bizim umudumuz şuydu: "Bu sorun herhâlde aklıselim bir şekilde çözülür ve bu sorun giderilebilir." diye düşünüyorduk ama maalesef, böyle bir durum yok. Biz de şunu söylüyoruz: Gelin, bu tartışmadan, toplumsal huzuru bozmaktan, kutuplaşmayı geliştirmekten, insanları komşularıyla birbirine düşman etmekten vazgeçin. Bu yasayı çekin, bu yasayla ilgili gerekli müzakereyi tekrar yapalım, demokratik katılımlı şekilde bu tartışma yapalım ve çözüm üretelim, biz çözümden yanayız.