KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlar, 4'üncü maddeyi konuşuyoruz. Sokak hayvanlarının tümünün toplanmasını, belediyelerin organize edeceği bakımevlerinde, barınaklarda tutulmasını; orada kısırlaştırılıp ya da sahiplendirilip daha sonra eğer sahiplendirme olmaz ise ölüme terk edileceğinin ilk aşaması olan bütün hayvanların sokaktan toplanıp rehabilitasyona tabi tutulacağı barınaklardan bahseden bir kanun teklifi maddesi. Ondan önceki kanundaki yani mevcut 5199'daki karşılığı "Toplanır, kısırlaştırılır, yerine bırakılır."dı, şimdi tamamen önemli bir değişiklik; zaten bu, ölüme giden yolun ilk taşlarından biri.

Bugüne dair bir değerlendirme yapalım; değerlendirme şu: 105 bin hayvan kapasiteli 322 barınak yani bakım alanı olduğu var kayıtlarda. 105 bin kapasiteden, 4 milyon hayvandan bahsediyoruz, üç yıl süre vereceğiz ve daha sonra bütün bunların altyapısı hazırlanacak; yirmi yılda olan 322, kapasite 105. Buna dair şu salonda bu süreci biraz bilen, anlayan, gören herkesin çok net bir şekilde şunu görmesi lazım ki ne dört yıl sonra ne beş yıl sonra belediyelerin barınaklar yaparak sokak hayvanlarını toplayıp ve daha sonra bunları kayıt altına alıp Bakanlığın kayıt sistemine dâhil edip buradan bakıp sahiplendirme yoluna gideceğini herhâlde hiç kimse düşünmüyor Başkanım; bu kadar net, bunun olmayacağını hepimiz biliyoruz. Verileriyle diğer maddelerde gelecek; büyükşehirlerde binde 3; küçük il ve ilçelerde binde 5 bütçeden ayrılan paylar bunları karşılayabilme şansına sahip değil. Sadece belediyelere gelecek cezalar üzerinden bir modelleme.

Bu açıkça şunu gösteriyor şu anda: Bu hayvanlar toplandığında barınaklarda olmadığına göre ne olacak bu hayvanlar? Bunun cevabını veren var mı bu salonda? Yarın kanun çıktı ve toplamaya başladınız. Veri -resmî veri- 105 bin hayvan kapasiteli ki onlar dolu, ortada 4 milyon hayvandan bahsediliyor; hiçbir gerçekliği yok o 4 milyonun da. Daha önce söyledim, tekrar edeceğim: Bir Bakanlık düşünün -Tarım ve Orman Bakanlığı- 2001'den bugüne kadar tarımsal sayım yapılmıyor, Sayın Başkan bunun tanığı, biliyor; 2001'den önce her on yılda bir tarım sayımı yapılırdı ve ne olduğu belli olurdu. Son yaşanan kurban bayramında bile biz ne kadar büyükbaş, ne kadar küçükbaş hayvanın kurban bayramında kesildiğini bile bilmiyorken, damdaki sahipli hayvanlarımızın sayısını bilmiyorken, merada, yaylada koyunlarımızın sayısını bilmiyorken, elimizde yeterli veri yokken sokak hayvanlarının kaydını kim yapacak, nasıl yapacak? Kimsenin inanmadığını hepimiz biliyoruz.

Dolayısıyla bu, şu: Bu madde geçerse, bu teklif de onaylanırsa ertesi gün açık bir katliamın adı onaylanmış olacak, bu kadar açık. Çünkü zaten, şu anda, değerli arkadaşlar, barınaklar toplu katliamların olduğu yerler. Ne kadar gezdiniz bilmiyorum, çok istisnai, çok özel şeylerden bahsediyoruz. İncelemedik, gitmedik ama onların buraya göndermiş olduğu belgeleri doğru kabul ederek söylüyoruz. Çok istisna, 5'i mi geçer, 10'u mu geçer, 20'yi mi geçer bilemem ama şu anda barınaklar gerçekten ölüm kampları arkadaşlar, ölüm kampları. Açlıktan ölüyorlar, birbirlerini yiyerek ölüyorlar, bakıcıların zulmüne maruz kalıyorlar; birçok sebebi var. Yani, bu madde geçerse ötanaziyi zaten aşağı yukarı onaylamış oluyorsunuz. Biz biliyoruz ki bu hayvanları toplamak bile başlı başına bir sorun. Hangi yöntemle, nasıl toplayacaksınız? Herhâlde, toplarken zaten yarısını orada öldüreceksiniz, en az yani en az yarısını öldüreceksiniz. Dolayısıyla bunun hiçbir karşılığı yok ve doğru bir madde değil.

Bakın, son beş yılda -kendi verileriniz- öyle enteresan veriler var ki arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Sayın Sarıbal, toparlayalım lütfen.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Birkaç dakika Sayın Başkanım.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Buyurun.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Tarım Bakanlığının faaliyet raporuyla teklifin gerekçesine koyduğunuz rakamlar arasındaki çelişkiyi paylaşmak isteriz. Herhâlde, buna birilerinin cevap vermesi gerekir. Örneğin, kısırlaştırılan hayvan sayısı meselesi üzerinden, Tarım Orman Bakanlığı Faaliyet Raporu verileri 2019'da 189 bin kısırlaştırma gerçekleşmiş, yasa taslağı üzerinden verilen rakam 176.186. 2020'de 304 bin Tarım Orman Bakanlığı Faaliyet Raporu kısırlaştırma rakamı, yasa taslağı 181.688, hemen hemen 2 kat bir farklılık var. 2021'de Tarım Orman Bakanlığı Faaliyet Raporu 434.250, yasa taslağına koyduğunuz rakam 267.091. 2022'de Tarım Orman Bakanlığı Faaliyet Raporu 583.576, yasa taslağı gerekçesinde 342.879 ve son, 2023 rakamı, Tarım Orman Bakanlığı Faaliyet Raporu 744.236, yasa taslağı gerekçesi 538.365. Demek ki Tarım Bakanlığı bir şey yapmaya çalışıyor ama kanun gerekçesinde, Sayın Başkan, hemen hemen rakamlar yarı yarıya. Ya, bunun 2 adı var, ya Tarım Bakanlığında sorun var ya da kanunu hazırlayanlarda sorun var. Yani demek ki daha fazla kısırlaştırma gerçekleşebiliyor.

Yine, önemli bir veriyi sizinle paylaşmak isterim: Değerli arkadaşlar, bakın, ithalat, ihracat rakamları; bu rakamları da paylaşmak isterim: Beş yılda ev ve süs hayvanları ithalatı 2 milyon 714 bin. Peki, bu ithalatla ilgili, bu 17 maddenin içerisinde bir tek kelime var mı arkadaşlar? Bu hayvanların akıbetini bilen var mı? Mesela, örneğin, Covid-19 döneminde bu hayvanlar ne oldu? Daha sonra, ekonomik kriz nedeniyle mamanın 10 kilosunun 250 liradan 1.500 liraya çıktığı tarihsel dönemde ne olduğunu bilen var mı? 2 milyon 714 bin ithalat arkadaşlar; bak, büyükbaştan, küçükbaştan, koyundan, keçiden, inekten, düveden, kesim hayvanından bahsetmiyorum ben, süs hayvanından bahsediyorum. 2 milyon 700 bin. Bugün neyi konuşuyoruz biz? 4 milyonu konuşuyoruz.

Değerli arkadaşlar, yani, meseleleri gerçekten görmüyoruz, görmek istemiyoruz meselelerin özünü. Bu mesele, sadece buranın meselesi değil, hakikaten, evrenin meselesi. Elimde 2 rapor var; biri Aksoyun biri Kondanın. Bakın, daha yeni, bugün, araştırma: Yüzde 63 kesinlikle ölümü reddeden 2.500 kişi üzerinde Kondanın yaptığı bir araştırma, daha yeni, taptaze. Oysa ben bilirim, iktidar, araştırmaları çok sever. Çok sever de işini gelenleri kamuoyuyla paylaşır, işine gelmeyenleri de kamuoyuyla paylaşmaz; bu kadar net.

Aksoyun bir araştırması var, yüzde 91 -ben yapmadım arkadaşlar, araştırma kuruluşları yaptı- hayvanların ötanazi yöntemiyle ölmesine ya da öldürülmesine itiraz ediyor. İşte kamuoyu, işte toplum, bu kadar açık. Şimdi, bu maddeyle biz eğer buna izin verirsek yani hayvanların toplatılması, barınaklara alınması, orada belirli süre tutulup rehabilite edildikten sonra sahiplendirilmesi, sahiplenilmezse -bir sonraki maddede- öldürülmeye tabi tutulmasının alt zeminidir; yapamazsınız arkadaşlar, Bakın, daha toplatılırken bu hayvanların yarısını öldüreceksiniz, başka şekilde toplatamazsınız. Ne buna yetecek iş gücünüz var ne buna yetecek teknik personeliniz var ne buna yetecek altyapınız var. Daha önce söylemiştim, yine söylüyorum: Vallahi, polisler bizle uğraşmaktan, jandarmalar bizle uğraşmaktan... Artık, herhâlde onları salacaksınız, piyasada köpek, kedi toplayacaklar; başka çare yok. Bu doğru değil arkadaşlar. Bakın, gerçekten, bu 2 maddeyi, hem bu maddeyi hem bir sonraki maddeyi çıkaralım bu işten; oturalım, konuşalım Sayın Başkan.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Bitiriyorum Başkan.

Bakın, istesek de istemesek de biz bunları kapıya da almasak, bu oturumu onların izlemesine engel de olsak, bütün televizyonları kapatsak, hiç kimse duymasın, bütün telefonları da toplatsak bu kanunun toplumda yarattığı sorunu gideremeyeceğiz, bu sorun apaçık ortada kalacak, sokakta insanlar birbirine girecek. Bakın, o kadar çok enteresan işler var ki düzenlenmesi gereken bir sürü kanun var. Örneğin, apartmanlarda bir komşu bir komşuyu şikâyet edebiliyor arkadaşlar; ev sahibi kanuna dayanarak evinde hayvan bakıyor diye o insana tahliye davası açabiliyor yani aslında onlarca kanunun gözden geçirilip ona göre bir yol yürünmesi gereken bir kanunda biz çok sığ, çok yapay, sadece gücü kullanarak "Hadi bu hayvanları öldürelim, bu meseleyi çözelim." diyerek bu sorunu çözemeyeceğimizi bir kez daha ifade etmek isterim. Lütfen 4'üncü ve 5'inci maddeyi çekelim, oturalım, konuşalım, gidelim, konuşalım, bir ortak nokta, bir çözüm üretelim.

Son sözüm olsun Başkanım, arkadaşım söyledi ama Abdullah Güler Beyefendi "Muhalefetin önermesi yok." diyor. Çok açık söyleyeyim, netiz arkadaşlar:

1) Kesinlikle ve kesinlikle biz hayvanların, özellikle dişi hayvanların kısırlaştırılmasını, belirli bir günde tedavi edilmesini, daha sonra yapılabiliyorsa kısırlaştırmanın mobil olarak o bölgede yapılmasını ve tekrar yerine bırakılmasını istiyoruz.

2) Hayvan ticaretinin derhâl durdurulmasını istiyoruz. Merdiven altı üretim, resmî üretimin tümünün durdurulmasını istiyoruz.

BAŞKAN VAHİT KİLERCİ - Teşekkür ederiz Sayın Sarıbal.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Bitiriyorum Başkanım.

BAŞKAN VAHİT KİLERCİ - Bitmiyor.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Bitiyor, bitiyor, Başkanım.

İthalatın bitirilmesini istiyoruz ve mutlaka belirli kaynak aktarılarak bu işin ortak akılla ve bilimle çözülmesinden yanayız. Öldürülmesini açıkça reddediyoruz.