KOMİSYON KONUŞMASI

BESİME KONCA (Siirt) - Sayın Başkan, Değerli Bakan ve değerli basın emekçileri; çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Şimdi, bugün biz birkaç saat önce KEFEK'te de bazı konuları, bazı komisyonların ve alt komisyonların oluşturulması çalışmasını yürüttük. Fakat ortaya çıkan şudur, Genel Kurulda da burada da tartışılan: Aslında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı... Sosyal olmayan bir Hükûmetin çok sağlıklı sosyal politikalar geliştirmesinin problemli bir durum olduğunu düşünüyorum. Yine "Aile Bakanlığı" kavramı da böyledir. Aslında, bugün burada kadın bakanlığının olması gerekiyordu. Kadın bakanlığını... Biz de evet, kanun teklifi verdik. Umarım Genel Kurula gelebilir. Gelirse bütün partilerin bu konuda bizi destekleyeceğini ve gerçekten köklü anlamda, toplumun yarısı olan kadının kendi sorunlarını, kendi bütçesini, kendi eğitimini kendi bakış açısıyla toplumsal cinsiyete karşı mücadele ederek geliştireceğini ve bütün bu sorunların köklü çözüleceğini düşünüyoruz. Sadece Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı değil, kurulacak kadın bakanlığının bütün bakanlıklarla da eş koordineli çalışarak mevcut bütçelerinin de aslında yarı yarıya kadın projelerine, kadın çalışmalarına ve bu eşitsizliklerin giderilmesine dair kullanılabileceğini düşünüyorum. Umarım böyle olur.

Şimdi, bizim de KEFEK'te önerdiğimiz bir durum söz konusuydu. Evet, bugün engelliler, şiddete maruz kalan kadınlar, katledilen kadınlar çocuklar... Ve ben önerimde şunu söylemiştim: Diyarbakır'da, Mardin'de, Hakkâri'de, Şırnak'ta, Cizre'de ciddi bir durum söz konusudur. Binlerce kadın göç ettirildi, evlerinden çıkarıldı, yüzlerce kadın katledildi, çocuklar katledildi. Cizre'de 2 engelli genç panzere alındı ve götürüldü, sonra sokakta katledilmiş hâlde bulundu. Bütün bunların da araştırılması için ve bu mağduriyetlerin giderilmesi için bir alt komisyonun kurulması önerisi getirdik. Fakat iktidarı temsil eden arkadaşlarımız "Orada terörle mücadele var. Biz bu önergeyi kabul etmiyoruz. Gündeme gelmemeli." tarzında tepkilerini koydular. Fakat kendi tabirleriyle "terörle mücadele" sürdüğünü söyledikleri hâlde Sur'a ilişkin, oradaki duruma ilişkin master planlarını çoktan hazırladıklarını biliyoruz. Bunun için demediler "Orada farklı bir durum var. Süreç bitsin, biz sonra bunları planlayalım." Biz "Kadının orada yaşadıkları, çocukların yaşadıkları mağduriyetleri araştıralım, komisyon kuralım, her partiden arkadaşlarımız yer alsın." dediğimiz takdirde de tutumları farklı oldu.

Şimdi, ben bütün bu durumlar karşısında, gerçekten Bakanlığınızın özellikle o 2 engelli gencin niçin katledildiğini, nasıl katledildiğini araştırması gerektiğini ve merak etmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü uluslararası sözleşmelere göre, durum ne olursa olsun, en öncelikli, orada savaş da olsa başka bir durum, çatışma da olsa, doğal bir felaket durumu da olsa engellilere öncelik verilir, engelliler korunur ve onların hakları savunulur. Böyle bir durum söz konusu olmamıştır.

Mevcut yaklaşımlarımız açısından da söylüyorum: Bugün Sayın Bakanın programında aile ve boşanma sürecinin danışmanlığı, aile eğitim programı, aile içi iletişim, okul ve aile, evlilik öncesi eğitim, aile danışmanlığı sertifika programı, Türkiye aile yapısının araştırılması, birçok şeyi yapıyoruz.

Şimdi, mevcut yapımızda, mevcut siyasetimizde, mevcut iktidar anlayışımızda yıllardır -bunu sadece bugünkü Hükûmet için söylemiyorum- sağlıklı bir eğitim sistemimiz yoksa, toplumsal cinsiyetçi bir eğitim anlayışımız varsa; kültürlere, inançlara, kimliklere, farklılıklara açık olan bir eğitim anlayışımız yoksa; ekonomimiz üretim ve tüketim ilişkisinin dengesine dayalı değilse, farklılıklara yaklaşımımızda problem varsa, doğru bir siyaset, doğru bir düşünce anlayışımızla bu toplum yönetilmiyorsa bizim temel eğitimimizi... Bütün insanlar eğitim görüyor, değil m? Ama bugün tekrar tekrar eğitim programları oluşturmak, tekrar tekrar tedbirler almaya çalışmak gerçekten siyaseten doğru bir yaklaşım değil. Burada yıllardır aslında yapılan, raflarda kalan kararlar alınıyor ya da istatistik veri toplayan... Kaç kadın şiddete uğramış, kaç çocuk istismar edilmiş? Şunu nasıl yaşıyoruz? Bütün bunların köklü dönüşmesi gerekiyor. Eğer bugün toplumsal cinsiyet bu Parlamentoda çok yaygınsa, eril zihniyet, şiddet anlayışı, demokrasi kültürü bu Parlamentoda yoksa temsil ettiğimiz yerel yönetimlerde yoksa, bürokraside yoksa bizim gidip hangi köyün, hangi ilçenin, hangi kırsalında projeler üretip topluma "Biz böyle değiliz ama siz böyle olun." ve o toplum yirmi dört saat bizi seyrederek toplumu siyasallaştırıyorsak, politikleştiriyorsak, kendi siyasal çıkarlarımızın arka bahçesi hâline getirmek için...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Konca, ek süre veriyorum.

BESİME KONCA (Siirt) - İki dakika...

BAŞKAN - Devam edin.

BESİME KONCA (Siirt) - Bütün bunların tekrar gözden geçirilmesi, kadın bakanlığı çerçevesinde, Türkiye'de siyasetin öncelikle Parlamentoda demokratikleşmesi, eşit temsiliyetin önce Parlamentoda geliştirilmesi gerektiğini, ekonominin de bu temelde, engelliler açısından... Sayın Bakana şunu söylemek istiyorum: İş alanlarında 20 bin engelli kontenjanı var. Bunları doldurmayı düşünüyorlar mı? Yine, İŞ-KUR üzerinde 111 bin insan başvurmuş, engelliler başvurmuş eğitim almak için, 6 bini yararlanmış. Bunu daha fazla güçlendirmeyi düşünüyorlar mı? Ciddi anlamda üretmeyen bir toplum, hazır parayla değişmez. Biz hayır kurumu değiliz, bu Parlamento hayır kurumu değil. "Şuna 3 kuruş, buna 5 kuruş, şu kuyrukta beklesin, kadın şu hakkı alsın, bu parayı verelim." değil.

Türkiye, sadece Türkiye'ye değil birkaç ülkeye yetecek kadar üretimi, zenginliği, tüketim değerleri, üretim değerleri olan bir ülkedir. Siyaseten politikalarımızın değişmesi gerekiyor; yasakların, çatışmanın, savaş bütçesinin değiştirilmesi gerekiyor. Savaşa harcadığımız bütçeyi kadının sorunlarına harcadığımız, engellilerin sorunlarına harcadığımız takdirde insanlar bize el avuç açmayacak, üretime kendileri katacak, kendileri tüketecek ve siyaseten de siyaset yapacak, topluma daha aktif katılacak. Aile üzerinde birçok kurumlaşmanın tanımının yapılması doğru değildir. İnsan olarak önce bireyiz, toplumuz, sonra aileyiz. Aileyi uzlaştırma, aile içi iletişim... İnsanlar iletişimde olduğu için evleniyorlar, evlilik kararı alıyorlar. Yeniden gidip bir iletişim ilişkisi kurmak, buna müdahil olmak ya da evlilik öncesi eğitim vermek... Eğer biz 4+4+4'le eğitim veriyorsak, üniversiteye gidiyorsak tekrar evlenmek için bir eğitime ihtiyacımız yoktur, evlilik öncesi eğitime ihtiyacımız yoktur. Bunlar yanlış yerden bakış açılarıdır, yanlış politikalardır ve gelecekte bunun çok daha ciddi zararları olacak. Bunu bilip düşünebiliriz. Biz toplumu değiştiriyoruz, biz toplumun birey olmasını, kadının özgür ve eşit olmasını...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BESİME KONCA (Siirt) - ...erkeğin değişmesinin önünde en büyük engelin de...

BAŞKAN - Sayın Konca, lütfen...

BESİME KONCA (Siirt) - Biz siyaset yürütüyoruz. Önce Parlamentoda değişmeli diye düşünüyorum.