KOMİSYON KONUŞMASI

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli hazırun; ben de tüm katılımcıları saygıyla selamlıyorum.

Sondan başlayarak bir konuyu da paylaşmak istiyorum. Sayın Gizligider'i dinlediğim zaman, bir önceki konuda otomatik refleks vermek yerine düşüncelerinizi daha detaylı olarak açıklayabilecek zamanı biraz olsun birbirimize tanıyacak bir anlayışta olmamız gerektiğine inanıyorum. Ve siz direkt olarak işte "Hacı amcayla derdiniz varsa sadece amca olsun." dediniz. Verdiğiniz örneğin içinde ben kendi ailemde yaşadım, benim de dedem bir hacı amca idi ve bakımı için de evlatları bakımını gerçekleştirmişti ama bugünkü koşullarda baktığınızda dul bir hanımın gelirinden ötürü bir evliliği mecburen tercih etmemesi yerine bence devlet ve Türkiye'yi yöneten bir iktidar partisinin üyesi olarak şunu sorgulamak da önemli. Siz biraz önce VIP hizmet olarak geriatri yani yaşlı bakım hizmetlerinin alınmasıyla ilgili kamu açısından ne çalışma yapılıyor diye sorguladınız.

Geriatri ve geriatriye bağlı özellikle Türkiye'de ortalama yaşın uzaması ve bakım hizmetleriyle ilgili taleplerin artmasından dolayı maalesef ve maalesef, hem yaşlı bakım evleri hem de geriatri merkezleri konusunda çok büyük bir açık var. Burada, yine bir kadının sosyal hayattaki yaşamsal paylaşımında mecburiyetten oluşacak... Hiçbirimiz aile birliğine karşı bir değerlendirme yapamayız ve bunu da siyaseten kullanmayı ve söylemeyi bile kendi açımızdan çok önemli bir sorun olarak görürüz ama burada önemli olan şudur: Devlet, sosyal devlet olarak... Bakın kadınla ilgili, kadının istihdamı konusunda öncelikli görevi aile içerisinde annedir, ev kadını olarak işini yapacaktır, onun için bir esnek çalışma, işte yarı zamanlı çalışma getirelim, ondan sonra istihdam ve kadının bireysel gelişimiyle ilgili düzenlemeyi gündeme getiririz gibi bir bakış açısıyla zaten tercih kullanıyoruz. Öncelikle kadın ve kadınla ilgili bu bireysel bakış açısını da hep beraber çok iyi sorgulamamız gerekir diye düşünüyorum.

Öncelikle hayırlı olsun Sayın Bakanımız. En azından kabinede 2 kadın bakan olmasından yana bir kadın milletvekili ve siyasetçi olarak yetersiz olarak görüp ama en azından 1'in 2'ye çıkmış olmasından umut duyduğumu dile getiriyorum. Ancak şöyle bir gerçek var: Biz yıllardır kadına toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçeleme ve ona bağlı bütçe çalışmaları diye dile getirdiğimizde bütçenin genelinde ve yürütmeyi ortaya koyan kamu kurum ve idarelerinde bu bütçe ve algısının yerleşmesi ki, bunu Maliye Bakanlığı sanırım üç dört yıl önce belli bir çalışmayla dile getirmişti ama sadece çalışmaların yazılı metinleri var, uygulamada bunun karşılığını göremiyoruz. Aynı şeyi burada da görüyorum yani cinsiyet eşitliğine duyarlı bir kamu veya bir bakanlık yapısı içerisinde hem yönetsel noktada sorumluluk alan kişiler açısından hem de beraber çalıştığınız ekip arkadaşlarınız açısından baktığımda -biraz önce sayın milletvekilimizin söylediği tabloyu maalesef burada göremiyorum- diğer bütçelerle ilgili biz kadın üye var mı, hangi bürokratımız kadın derken ben burada güçlü bir kadın çıkartması beklerken yine erkek egemen toplumun bir tablosunu görmüş olmanın üzüntüsünü de tekrar paylaşmak istiyorum. Ama bunlar yani...

Bugün biraz da süre istiyorum Sayın Başkan sizden. Şu an bir kadın milletvekili ve Plan Bütçe Komisyonu üyesi olarak on dakikanın üzerinde bir Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıyla ilgili konuşma süremde biraz daha eklemeler isteyerek başlamak istiyorum, baştan olarak.

BAŞKAN - Sayın Tamaylıgil, baştan pazarlık yaparak mı başlayacağız?

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Öyle başlayalım yani bakıyoruz ki...

BAŞKAN - Estağfurullah.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - ...kadınlar mücadelesinde hiçbir şekilde vazgeçmeden devam ettikçe -ki buna Sayın Bakanımız da destek olacaktır- inanıyorum, birlikte bazı şeyleri gerçekleştirdiğimizde örnek teşkil edip bundan sonraki çalışmalara zemin hazırlayacaktır. O yüzden baştan ben bu talebimi dile getiriyorum. Şimdi, Türkiye'de baktığımız zaman...

BAŞKAN - Efendim, endişe etmeyiniz, merak etmeyiniz, hoşgörü ortamı içerisinde gereken esnekliği gösteririz.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Aynı hoşgörüyü göstereceğinize, bugüne kadar olmuş olan hoşgörüyü devam ettireceğinize inanıyorum.

Şimdi, ülkemize baktığımızda, tabii bir on üç yıllık iktidar döneminde iktidar ya da bir kadın bakış açısının hangi noktalarda yoğunlaştığını gördüğümüzde hakikaten beyanlar çok önemli. Yani kadınla erkeği eşit konuma getiremezsiniz, kadın 3 çocuk doğurmalı, işte bir kürtajın cinayet olduğuyla, kadının bedeniyle ilgili kararlar, her türlü konuda kadına bir kalıp çizmek üzere tanımlar yapılması, ekonomiyle ilgili bir bakanın kadına "Ne güzel, eşleriniz iş buluyor, sizin iş aramanıza gerek yok, onun için kadınlar işsiz olabilir." bakışıyla bir değerlendirme yapması ve "Kadın herkes içinde kahkaha atmayacak, bu hareketleri cazibedar olmayacak, bu iffetini koruyacak." diye kadının toplumda gülmesini bile sorgulayan bazı bakanların gündeme gelmesi, yani yeri gelip en yüksek makamdaki kişinin "Bu kadın mıdır kız mıdır, bilmem." diye bir sorgulama içine girmesi, yani "Hanımlar bu evin süsüdür." diye bir bakış açısının olması, "kızlı erkekli eğitime karşıyım." diye bir bakış açısının olması, bugün hâlâ yine Hükûmette yer alan bir bakanın "İşte Boğaziçi Üniversitesine gittim, orada gençlerin beraberce oturuşunu gördüm, yoldan çıkarım diye korktum." diye bir beyanda bulunması, bunlar kadınlar ve toplumda kadına bakış açısında bugünkü idari, yönetsel makamda bulunan sorumluluk sahibi yönetenlerin hangi görüş içerisinde olduğunu bize çok açık olarak ortaya koyuyor. Bu toplu bakış açısı içerisinde kadın... Kadınla ilgili bugün görüştüğümüz Bakanlığın adında "kadın" vardı ve kadının adı maalesef kaldırıldı.

Şimdi, bu bütçeyle ilgili olarak baktığımda, Hükûmet olarak 14'üncü bütçe gerçekleşiyor ve çok merak ediyorum bu kadın sivil toplum... Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe dediğimizde, özellikle sizin bütçenizle ilgili sivil toplum kuruluşlarının ne kadarıyla diyalog içerisinde bu Bakanlığın bütçesi yapıldı? Şimdi, şöyle baktığınızda Sayın Bakanımızın kardeşi dâhil, Bakanlık bünyesinde görev almış, bakan olarak görev almış değerli bakanlarımız oldu. Yani bugüne kadar kadın, çocuk, engelli konularında etkin olan sivil toplum örgütlerinin kaçıyla beraber bu bütçe çalışmasında danışma ve birlikte çalışma gerçekleştirildi acaba? Bugün Bakanlığınız bünyesinde içinde "kadın" adı geçen sadece bir genel müdürlük var ve ne kadar üzücüdür ki bu genel müdürlük Bakanlık bütçesi içinde en düşük bütçeye sahip olan genel müdürlük olarak kendini gösteriyor.

Yine, Türkiye'deki duruma baktığınızda, Dünya Ekonomik Forumu'nun 2015 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Uçurumu Raporu'na bakıyoruz, 145 ülke arasında 130'uncu sıraya gelmişiz. Geçen sene 142 ülke arasında 125'inci sıradaydık ve aşağı doğru gidiyoruz. Yani kadınla ilgili nerelere doğru gidiyoruz?

Sevgili Bakanım, geçen dönem de siz siyasetin içerisindeydiniz ama bir sorumluluk alarak baktığınızda farklı bir konumdaydınız. Bakın, benim elimde bu raporlar var. Bu kadına karşı uygulanan şiddetle ilgili Mecliste kurulmuş olan komisyonun raporu. Bir raporumuz da kadın istihdamıyla ilgili kurulmuş olan komisyonun raporu ve kadın istihdamıyla ilgili kurulmuş olan komisyon raporu ve çalışmalara rağmen Meclisimize bir torba yasa geldi ve torba yasanın önceliğindeki kadın istihdamıyla ilgili olan iş ve ev arasındaki uyumlulaştırmanın ana maddelerinden biri dikkate alındı ve torba yasa hâlinde geçerken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınız dâhil, bir tali komisyon içerisinde görüş bildirecek bir çalışma bile olmadı. Yani kadınla ilgili bir çalışma yaparken birçok raporun içinden sadece ufacık bir kısmı alınarak ve başlangıcı bu mudur, değil midir, ne ile yapılmalıdır... Kadınla ilgili yapılacak eylem planları ve ona bağlı paketlerle ortaya çıkacak çalışmalarda uyum, birlikte çalışma ve dediğim gibi, yine olayın etkin sivil toplum birimleriyle beraber paylaşılması noktasında çok büyük bir eksiklik yaşanıyor.

Yine, burada şiddetle ilgili başlıkta baktığınızda, şiddet konusunda yapılan çalışmalar ve ortaya çıkan tablolarda yine bu bütün bu çalışmalara rağmen hangi konumdayız? Bakın, işte son olarak biraz önce dile getirdiğim cinsiyet eşitliğindeki uçurum ve nerede olduğumuz vahim bir tablonun ortaya çıkması.

Yine, 2015 yılı itibarıyla bu kadar araştırma, bu kadar çalıştırma, raporlar, görüşler ama bilmiyorum hatırlayanınız var mıdır, yine iktidar partisine mensup bir arkadaşımızın "Mahallenin delikanlıları oradaki şiddeti önlesin." diye bir teklifle gündeme gelmişti böyle ciddi bir çalışmada. Ama yine sayıya baktığınızda 2015 yılı itibarıyla 303 kadın maalesef hayatını kaybetmiş şiddetten bizim Türkiye'mizde. Ve bu kadınların çoğu evli ve çocuklu, ayrıca 115 kadının tecavüze uğradığı bir tabloyla karşı karşıyayız ve 330 kadın da maalesef yaralandı. Bu kadınlar öldürülüyor ve şiddete uğruyor ve yapılan ilk iş yani bu dönemde yapılan ilk iş, boşanmanın nedenlerinin araştırılması...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tamaylıgil, süreniz doldu, pozitif ayrımcılık çerçevesinde yüzde 50 artırımlı olarak veriyorum ilave süreyi.

Buyurun, lütfen.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - ...ve aileyi korumakla ama burada bir kadını korumak üzere yapılması gereken bir çalışmanın verdiği komisyonun olması şarttır diye düşünüyorum. Bunun yanında, 2015'te öldürülen kadınların 30'u devlet korumasında öldürülen kadınlar ve mağdur kadını etkin olarak korumak noktasında bir acziyet ve bir eksiklik var olduğu gözüküyor. Bu konuyu herhâlde artırmak noktasında sizin de kararlı olarak ortaya koyacağınız tedbirler vardır diye düşünüyorum.

Yine, Mart 2012'de kabul edilen Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun çerçevesinde şiddetin durdurulması noktasında özel önlemlerin alındığını tahmin ediyorum ve bu konuda bu önlemlerin hayata geçirilmesi için, madem bütçe konuşuyoruz, bütçenin detaylarında bunların hangi konular olduğunun paylaşılması gerektiğine de inanıyorum.

Diğer taraftan, kadınlar şiddete uğradıklarında ilk emniyet görevlileriyle karşılaşıyorlar. Ama emniyet personelinin yüzde 94'ünün erkek olduğu bir toplumda en azından emniyette eğitimli ve toplumsal cinsiyet duyarlılığı olanların sayısının artırılması ve belki de emniyette kadınların artırılması noktasında ne gibi bir çalışmalar ve öneriler içerisinde olduğunuzu da açıkça merak ediyorum.

Yine, kadına karşı şiddetle mücadelede etkin olunması gerekiyor. Daha dün akşam baktığınızda, İstanbul Bağdat Caddesi'nde 19 yaşındaki genç bir kızın hem gasbedildiği hem de tecavüz edildiği, -burası İstanbul, İstanbul'daki en işlek olan ve son dönemde en çok trafik kazalarıyla gündeme gelmişti ama- 19 yaşındaki bir kıza akşam gasp ve tecavüzün olduğu, artık bu kadar olayın arttığı bir dönemde yaşıyoruz ve burada şiddet önleme ve izleme merkezlerinin 14 ilde kurulduğu ve bunlara ayrılan bütçenin ne kadar olduğu ve bu konuda neler yapıldığını da aslında öğrenmek gerekiyor. Ama bu kısaca söylenen (ŞÖNİM) diye şiddet önleme ve izleme merkezlerinin ihtiyaç analizleri ve fiziki şartların araştırılması için gerekli bir çalışma ortaya konmuş mudur? Burada tabii ŞÖNİM'lerin aynı zamanda eğitimli personel eksikliği ve fiziksel şartlarının tam sağlanmadığına dair belli eleştiriler var ve sivil toplum kuruluşlarıyla bağlantılı çalışmalarında hangi noktalarda bir araya geliniyor ve bu konuyla ilgili bir ihtiyaç analizi ve buna bağlı çalışmalar gerçekleşmiş midir diye merak ediyorum.

Diğer taraftan, tabii, Avrupa Birliği, OECD ve Amerika olarak baktığınızda yüzde 65-75 arasında değişen kadın çalışması, kadının çalışma ortamına katkısı ve istihdam oranlarıyla beraber Türkiye bugün yüzde 30'lar seviyesinde, yüzde 29.5'lar seviyesinde...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tamaylıgil, sözlerinizi tamamlamanız için tekrar ilave süre veriyorum.

Buyurunuz efendim.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Çalışan kadınları da ağırlıklı olarak ya tarımda görüyoruz ya kayıt dışı sektörlerde, bir de son dönemde evde bakım hizmetlerinde kentlerde olan kadınların da istihdam rakamları içerisinde olduğunu görüyoruz yani katma değer açısından baktığınızda. Gerçek anlamda bir ülkenin büyümesinde ve büyümesinin kalıcı olup istikrarlı olmasında kadın istihdamının ve kadının iş gücüne katılımının çok büyük etkileri olduğunu görüyoruz çünkü gelişmiş ülkelerdeki rakamlara baktığımızda bunu bize net olarak gösteriyor.

Yine, tabii, İstanbul Sözleşmesi. Süremiz çok kısa, kadın konusunda diğer arkadaşlarım da görüşlerini bildirecek ama bir tarafta Avrupa Birliği projeleri, bir taraftan İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması. Bir taraftan İstanbul Sözleşmesi'ni imzaladık ama bununla ilgili uygulama bazındaki başlıkları ki -daha sonra ben aşağı inip geleceğim- kanunla ilgili böyle de bir şartımız var, bir yandan kanunumuz görüşülüyor, bir taraftan Komisyon, bununla ilgili sorguları da dile getireceğim. Bunun ötesinde iki konuyu daha paylaşıp bitirmek istiyorum ve anlayışınız için tekrar teşekkür ediyorum.

Birincisi, uyuşturucuyla ilgili. Türkiye'de uyuşturucu kullanımı, uyuşturucu yaşı. Uyuşturucuya bizde genelde gördüğümüz tablolar, olaylar gerçekleştikten sonra tepki vermek ve ona göre nasıl bir çözüm buluruz şeklinde. Ama yine sivil toplum kuruluşlarının pek çoğunun bu özellikle sentetik uyuşturucularla ilgili olarak ortaya koyduğu öngörüler ve uyarılara rağmen bugüne gelindiğinde maalesef hem yaş hem de kaybedilen canlar açısından baktığımızda çok kötü bir tablo var. Diğer taraftan da tabii, gençlerimizin bu yurtlardaki yetiştirmeyle ilgili uğradıkları kötü muameleler ve yaşadıkları psikolojik vakalarla ilgili... Bugün baktığınızda toplumumuzda gerçekten önemli problemler yaşanıyor Sayın Bakan. Bu ülkede 26 milyon kişi antidepresan kullanıyor...

BAŞKAN - Sayın Tamaylıgil, son defa olarak...

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Bitiriyorum.

Depresif olarak da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak toplumdaki gelinmiş olunan bu sorunlu... İşte, boşanmalar artıyor, sorunlar artıyor. Bir de bu konuda sosyolojik bir araştırma ve buna bağlı ön tedbirleri ortaya koyacak bir çalışmanız var mı? Onu da merak ediyorum.

Anlayışınız için size, yine, Komisyon üyesi arkadaşlarıma da bu anlayışa olumlu bakarak destek verdikleri için çok teşekkür ediyorum. Size de başarılar diliyorum.