KOMİSYON KONUŞMASI

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tam da Ersan Bey'in biraz önce bahsettiği konu burada da gene bizim Anayasa'ya aykırılık önergemizde var. Bakın, bu görüşmekte olduğumuz Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin -uzun uzun da söylüyoruz bu ismi, bu torbadan da alışığız, biliyorsunuz- 4'üncü, 28'inci ve 31'inci maddeleri Anayasaya aykırı. Neden? Çünkü Cumhurbaşkanına Anayasa'da tanınmayan yetkiler burada kullanılıyor arkadaşlar. Bakın, çok açık ve net.

4'üncü maddesi... 4'üncü maddesinde mal ve hizmet alımlarına ilişkin gerçek kişilere yapılan ödemeler üzerinden Cumhurbaşkanınca belirlenen sektör ve faaliyet konuları dikkate alınarak gelir vergisi kesintisi yapılıyor. Aynı zamanda, bu vergi kesintisine tabi ödeme için Cumhurbaşkanına faaliyet konuları, ödeme türleri, sektörler, iş grupları ve iş nevileri itibarıyla ayrı ayrı ve birlikte oran belirleme yetkileri veriliyor, bu Anayasa'ya aykırı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bakın, Anayasa'nın 73'üncü maddesi çok açık, diyor ki: "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapma yetkisi vardır." Cumhurbaşkanının yetkisi sadece oranları yukarı çıkarmak, indirmek. Onun dışında, gruplar, türler, neviler, buna ilişkin Cumhurbaşkanın bir yetkisi yok. Bunu daha önce burada bir torba kanunda gene tartıştık, Anayasa'ya aykırı bu, çok açık ve net.

Anayasa madde 28... Aynı şekilde -kısa vadeli sigorta prim oranı yüzde 2'den yüzde 2,25'e çıkmış- Cumhurbaşkanına gene bu prim oranını değiştirme yetkisi veriliyor. Bakın, eski hâlinde, normal hâlde Cumhurbaşkanı bunu yüzde 1,5'a indirebiliyor ya da yüzde 2,5'a çıkarıyor. Yüzde 1,5'a kadar indirme, 2,5'a kadar çıkarma yetkisi yok, arada oranı belirleyemez, ya indirir 1,5'a ya 2,5'a çıkarır, çok açık ve net bakın.

ERSAN AKSU (Samsun) - Yasama organı belirliyor.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Yasama organı belirliyor da Cumhurbaşkanına bu prim oranlarını değiştirme yetkisi veriyoruz, onu söylüyorum. Biz yaptık onu, onu söylemiyorum. Cumhurbaşkanının belirleme yetkisi vardı ya, Cumhurbaşkanı yüzde 2'yken isterse yüzde 1,5'a indiriyordu, diyordu ki: "Cumhurbaşkanının yetkisi ya yüzde 1,5 olur ya da yüzde 2,5 olur." Şimdi, yüzde 1,5'a kadar indirme, arada 1,75 olur 1,80 olur ya da yüzde 2,5'a kadar çıkarma, 2,30 olur, 2-40 olur; öyle bir yetkisi yok Cumhurbaşkanının, çok açık ve net. Yani bu da gene aynı şekilde Anayasa'ya aykırı. Siz "demokrasi" falan diyorsunuz, demokrasi kurallar rejimi, Anayasa elimizde, Anayasa'ya uymayacağız da neye uyacağız? Hukukun üstünlüğü, anayasa ve buna dayalı olarak yasalar. Biz burada bütün kanun yapıyoruz, bunlarla bağlıyız.

Gene, son olarak baktığımızda, bu emekliliğe getirilen, biliyorsunuz, en düşük emekli maaşı 10 bin liradan 12 bin 500 liraya çıkıyor. Gene orada Maliye Bakanlığı bütçesinin ilgili tertibine 2024 yılında ödenek ekleyebilmesi için Cumhurbaşkanına yetki veriliyor. Bu yetki verilmez. Bakın, Anayasa Mahkemesi bunu bozmuş. Şunu yapabilirsiniz: "Örneğin, yedek ödenek var. Yedek ödenekten aktarabilirsiniz bütçe içinde ödenekten ama Cumhurbaşkanının böyle bir yetkisi yok. Anayasa Mahkemesinin kararı var; 13/10/2022 tarih 2021/133 esas 2022/10 kararıyla, okuyayım: "TBMM'nin bütçe kanunlarıyla ödenek tutarlarının önceden belirlenmesini, bu doğrultuda izin verilmesini zorunlu kılan ve bütçeyle verilen ödeneğin üstünde harcama yapılamayacağını belirten anayasal hükümlere aykırılık oluşturduğu ve bütçe hakkıyla bağdaşmadığı gerekçesiyle Anayasa'nın 161'inci maddesine aykırıdır."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bunlar var yani bunlara uyalım. Cumhurbaşkanına her türlü yetkiyi verelim, onu yapsın, bunu yapsın, gelmiş, seçilmiş; öyle bir şey yok. Herkes, kim olursa olsun, burada Anayasa'yla bağlıdır, bu ülkede yaşayan herkes, Cumhurbaşkanı da buna dâhildir. Onun için, bakın, buradaki Anayasa'ya aykırılık oluyor ve burada gene bir önceki torbada da konuştuk. Cumhurbaşkanı kararnameyle normalde belirleyemeyeceği şeyleri belirliyor, Anayasa Mahkemesi bozuyor, ondan sonra gelip onu kanuna taşıyoruz. Yani bu yöntem doğru bir yöntem değil. Bu, aynı zamanda burada da ciddi anlamda hepimiz açısından bir ek bir çalışma gerektiriyor, yük getiriyor bize. Yani kanunları yapalım ama güzel yapalım, hukuk kurallarına uygun bir biçimde yapalım, nitelikli bir kanun ve kaliteli bir kanun yapma usulümüz olsun; hepimiz bunun için varız, biz de bunun için söylüyoruz. Eğer, bu Anayasa'ya aykırılıklar olmamış olsa biz bunu niye ifade edeceğiz ki? Edemeyiz ki, ne söyleyeceğiz. Doğal olarak, bakın, burada Anayasa'ya aykırılık var Sayın Başkan.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Biliyorsunuz, İç Tüzük'te de var, komisyonlar kendisine gelen tekliflerin Anayasa'ya uygun olup olmadığını araştırmak; yani aslında komisyonlarında fiiliyatta böyle bir araştırma yaptıkları falan yok öncesinde. Yani bu Anayasa'ya aykırılık önergesini vermesek biz, bunlar Anayasa'ya aykırı mı, değil mi belli olmayacak. Aslında getirilirken İç Tüzük'e mantık o. Öncesinde o kanun geldiği zaman komisyona, komisyon çalışır hep birlikte, Anayasa'ya aykırı mı değil mi gibi; sonuçta, Türkiye Büyük Millet Meclisinin ciddi bir bürokrasi var. Eğer Anayasa'ya uygunsa gelir, değilse, zaten bizim önümüze gelmemeli bunlar. Bu anlamda da bu önümüze geldi ama işte çünkü komisyonlar bunu yapmıyor, bu anayasaya uygunluk denetimini. Bu anlamda bu 3 madde Anayasa'ya aykırı. Bunların kanun teklifi metninden bu şekilde yasalaşması olmadığı için çıkarılmasının ya da buna uygun bir biçimde formüle edilmesinin veya değiştirilmesinin uygun olacağını düşünüyoruz.

Teşekkür ediyorum.