KOMİSYON KONUŞMASI

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın vekiller ve değerli bürokratlar; evet, uzunca zamandır tartışılan, kamuoyunda konuşulan, Mecliste de sık sık gündeme gelen mesele vergi meselesi. Çok doğal bu konunun bu kadar çok tartışılıyor olması çünkü Türkiye'deki vergi sistemi çok adaletsiz yani vergide adalet yok, bunu hep biliyoruz, hep söylüyoruz ve bu gelen teklifte vergide adaletin sağlanması konusunda doğrusu herhangi bir adım atılmamış oluyor. Biraz sonra söyleyeceğim neden olduğunu ama maddelere geçtiğimizde de orada da konuşacağız. Kusura bakmasın iktidar tarafı ama ben bu konuyu ciddiye almadığınızı düşünüyorum biraz yani konunun yakıcılığını ciddiye almıyorsunuz gerçekten. Bütçe açığı açısından baktığımızda, şu anda ekonomiyle ilgili yaşanan kriz açısından baktığımızda ve bütün dünya da yaşanan konjonktür açısından baktığımızda hakikaten bu konuyu ciddiye almıyorsunuz gibi bir hisse kapılıyorum. Yani, çok güzel söylüyoruz sık sık konuşurken, işte "Az kazanandan az, çok kazanandan çok." Hâlbuki Türkiye'deki vergi sistemi nasıl? Az kazanandan çok, çok kazanandan az alan bir vergi sistemi. Ben şimdi bunu ideolojik nedenlerle söylemiyorum, konjonktürel olarak söylüyorum ve öyle ciddi bir durumla karşı karşıya ki şu anda Türkiye'deki ekonomik ilişkiler. Eğer gerçekten bu meseleye, vergide adaletin sağlanması meselesine ve bütçe açıklarının giderilmesi meselesine ciddiyetle eğilinmezse daha sıkıntılı günler yaşamaktan kaçınamayacağız. Usul tartışmasını da biraz bunun için dile getirdik yani bu kadar kamuoyunda konuşulan, herkesin beklentisi olduğu bir konuda bize alelacele geldi ve kırk sekiz saatte, hızla baktık maddelere; aylardır tartışıyor iktidar tarafı, biz hızla bakmak zorunda kaldık ve şimdi bunu, burada tartışıyoruz ve haftaya da Genel Kurula gelecek. Yine, alelacele, işte Meclis temposu açısından yaz tatili nedeniyle alelacele geçecek yani bu ciddiye alınmadığınızı gösteriyor gerçekten.

İkincisi, biraz evvel de söyledim, tekrar dile getireceğim örnekleriyle. Şimdi, gelen kurumlar açısından -biraz evvel tanıttılar kendilerini ve sendika temsilcileri var, gerçekten güzel- burada olmaları elbette ki önemli, Sayın Başkana bu konuda teşekkür ederiz fakat mesele burada olmaları değil çünkü burada ne olacak? Bitmiş bir şey, biz bile burada tartışıp virgül oynattıramıyoruz gelen kanun teklifinde. Onlar ne olacak; iki dakika, üç dakika görüşlerini ifade edecekler, o da görüşlerinin bir kısmını ifade edecekler, bizim söylediğimiz bu. Vergide adaletin sağlanması meselesini bu iktidar ciddiye alıyorsa o zaman işçilerle, emekçilerle, onların temsilcileriyle, sendikalarla, meslek birlikleriyle, ayni sermaye gruplarıyla yaptığı gibi ciddi toplantılar yapıp onların önerilerini dinlemek, almak ve gerçekleştirilebiliyorsa onları gerçekleştirme doğrultusunda adım atması gerekirdi ama yok. Yani arkadaşlarımızın -sendika temsilcilerinin- burada bulunması, görüşlerini söylemesi açısından elbette ki önemli ama bu bir şeyi ifade etmiyor, sonuç alma açısından iyi bir şeyi ifade etmiyor, onu söylemek istiyorum.

Şimdi, Nilgün Hanım, çok güzel söylediniz, hani toplumda şöyle bir şey var: "Ya, yine bize bir vergi gelecek galiba." diye çünkü vergide adalet olmadığı için ve gerçekten Türkiye'de -biraz sonra verilerle de söyleyeceğim- az kazanandan çok vergi alındığı için ne zaman vergi konuşulmaya başlansa toplumda büyük bir tedirginlik ve telaş ortaya çıkıyor "Yine, acaba ne vergisi getirecekler bize?" diye çünkü sizin iktidarınızda maalesef şimdi bir kez daha gördük. Çok kazanandan çok vergi alma konusunda siyasi cesarete ve öngörüye sahip değil. Net. Bunu söyleyelim.

Şimdi neden bunu söylüyorum? Etki analizine baktığınız zaman, hani tam olarak ortaya çıkartılamıyor çünkü bazı düzenlemelerin 2025 yılı itibarıyla süreleri sınırlı. Peki ama kaba hatlarıyla baktığımızda etki analizi açısından yani 150 milyar civarında bir rakam, 150 milyar Türk lirası; 100 milyar da tasarruf paketinden görmüştük, etki analizinde aşağı yukarı hedefleniyordu; etti 250 milyar. Peki, 2024 bütçe açığı öngörülen bütçe kanununda 2 trilyon 700 milyar. Yani bu her iki paket, tasarruf paketi ve bu vergi paketi öngörülen bütçe açığının yüzde 10'unu bile karşılamıyor. Yani bu nedenle diyorum ciddiye almıyorsunuz durumu belli ki diye çünkü öngörülenin çok üstüne çıkmış vaziyette bütçe açığı. Yani şimdi, işte son haziran ayındaki gerçekleşen rakamlara baktığımızda da bunu görüyoruz. Büyük ihtimalle, hani düz hesaplama yapacak olursak yıl sonundaki bütçe açığı 3,5 civarında bir şey olacak yani öngörülenin epey üstüne çıkmış olacak. Hani ben matematiksel olarak düz hesaplama yaptığımızda elbette ki aşağı yukarı oynar bu ama durum bu.

Şimdi, dolayısıyla, hani ben bu etki analizinde de ortaya çıkan sonucu görünce dedim yani çok kazanandan çok vergi alan bir vergi paketiyle karşı karşıya değiliz. Biraz sonra detaylarına da gireceğim.

Şimdi, şimdi Sayın Türeli dedi "Dağ fare doğurdu." Vallahi doğru, dağ fare doğurdu. Bu muydu yani bu kadar aydır tartıştığımız şey? Yaraya pansuman bile olmayacak bir durumla karşı karşıyayız maalesef. Bunu söyleyeyim.

Şimdi, nedir olması gereken yani bu kadar tartışma neden oldu, birçok manipülasyonla mı karşı karşıya kaldık aslında son bir aya baktığımızda? Evet, doğru. Yani Mehmet Şimşek'in önerilerini geriye püskürtmek için mi bu manipülasyonlar yapıldı ya da bürokrasiden gelen doğru önerilerin gerçekleşmemesi için mi bu manipülasyonlar yapıldı? Sızdırmalar, basına sızdırmalar, tartışmalar vesaire, bütün bunlar yapıldı, bunları bilemiyoruz elbette. Bunun da çok önemi şu anda yok ama karşımıza gelen tablo, aslında hakikaten bu püskürtme hadisesinin, kamuoyundaki tartışmalarla püskürtme hadisesinin çok kazanandan çok vergi alma konusunda başarılı olduğunu, bu operasyonun başarılı olduğunu gösteriyor. Vergide adalet sağlanmıyor bu açıdan baktığımızda.

Ben, geçen bu tasarruf paketini konuşurken de değinmiştim, değerli bürokratlar da buradaydı, hatırlarlar mı -bir kısım buradaydı, hepsi burada değildi elbette ki- bilmiyorum ama yani şimdi, siz vergide adaleti konuşmaya başladığınızda Türkiye'de kayıt dışı gelirleri tartışmadığınızda ve buna ilişkin önlemler geliştirmediğinizde vergide adaleti sağlamanız diye bir şey söz konusu değil. Bakın, kayıt dışı gelirlere baktığımızda tahmini olarak söylüyorum. Gayrisafi yurt içi hasılanın yaklaşık üçte 1'i kadar kayıt dışı bir gelir olduğu hep yazılır, söylenir. Bu konudaki uzmanların da tartıştıkları bir meseledir. Yani işte nedir bu baktığımızda, rakamsal olarak baktığımızda neye denk geliyor bu? Aşağı yukarı 300 milyar dolar civarında bir kayıt dışı ekonomi olduğu Türkiye'de hep tartışılan bir şeydir. Şimdi, bu 300 milyar dolarlık kayıt dışı ekonominin, kaçırılan vergilerin en kaba hesapla bile -yani gerçekten kaba bir hesapla- 50 milyar dolar civarında bir vergi olması gerekiyor. Yani bugünkü kura bakacak olursak 1,6 trilyon lira bu. Kayıt dışı meseleye dair bu pakette en ufak bir şey yok, göremiyoruz. Yani dolayısıyla kayıt dışı ekonomiyi ve kayıt dışı geliri herhangi bir şekilde içeren, öngören bir paketle karşı karşıya değiliz. Bu mesele hâlbuki çok önemli, hepimiz bunu biliyoruz, konuşuyoruz.

Şimdi, sadece bu değil tabii ki, başka şeyler de var. Yani şimdi, dedim ya, az kazanandan çok alan bir paket bu. Neden bunu söylüyorum? Bakın, bütün veriler şunu gösteriyor: Yani bu ülkede ücretli çalışanların ödedikleri vergiye baktığımızda, hani ücretlerinden, maaşlarından kesilen vergilere baktığımızda çok ciddi bir rakam olduğunu bütün Hazine ve Maliye Bakanlığının verileri ortaya koyuyor yani bunu benim hani size haddimi aşarak anlatmam bile gerekmez buradaki bürokrasiden gelen değerli arkadaşlara. Ama bu durum böyleyken bu pakette az kazananın yani ücretli çalışanın vergilerinin azaltılması doğrultusunda herhangi bir adım var mı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Yok, en ufak bir şey yok yani vergi dilimleriyle ilgili herhangi bir adım var mı? En ufak bir şey yok.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Oluç, süreyi uzattım, tamamlayın lütfen.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Biraz sonra sendika temsilcileri de konuşacaklar, bu vergi dilimleri meselesine de büyük ihtimalle değineceklerdir. Gerçekten büyük bir adaletsizlik söz konusu ücretli çalışanlar açısından baktığımızda. Önümde Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonunun raporu var. Şöyle bir hızlı göz attığımızda görüyoruz, yani raporda birçok şey var, önemli bir çalışma yapmışlar vergi adaletiyle ilgili hangi adımların atılması gereken. Vergi dilimi meselesi çok açık. Yani, bakın, bu yılın başında ilk vergi dilimi 110 bin lira olarak belirlenmişti, asgari ücretin 6,4 katı, şu anda ki asgari ücretin. E, milyonlarca emekçi altı aydan önce ikinci vergi dilimine girdi yani durum bu emekçiler açısından baktığımızda. Birçoğu da 230 bin liralık sınırı da aşıp yüzde 27'lik vergi diliminin kapsamına girecekler. Şimdi, buna ilişkin burada herhangi bir adım var mı vergi dilimlerine ilişkin? Hayır, yok, hiçbir adım yok ve bu konuda sendikaların talepleri, işçilerin, emekçilerin talepleri çok açık. Yani yıllardır patronlara teşvikler yağdırılır, vergi toplanmaz, çok kazanandan alınmaz ama kısa sürede bir üst vergi dilimine giriyor işçiler, emekçiler kimsenin kılı kıpırdamıyor, bir tek onlar çekiyor bunun derdini. Ödedikleri vergilere baktığımızda da rakamlara baktığımızda da bunu görüyoruz yani Hazine ve Maliye Bakanlığının verilerine göre de bu ortada. Ücret ve maaşlardan alınan kümülatif vergi bir yılda neredeyse yüzde 125 civarında artmış vaziyette. Şirketlerden alınan kurumlar vergisinde artış oranı yüzde 61; aha, işte, buyurun, burada görünüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Şimdi, dolayısıyla bu paketin geneli açısından baktığımızda işçileri, emekçileri, ücretli çalışanları herhangi bir şekilde, olumlu şekilde etkileyecek bir adım olmadığını bir kez daha burada da görüyoruz. Bu talepleri biraz sonra diye getireceklerdir, biz de maddelerde bunları konuşacağız elbette ki ama sendikaların bu konudaki yaklaşımları çok önemli.

Şimdi, emekli meselesi... Yani bunu çok konuştuk, burada da konuştuk, Genel Kurulda da konuştuk, konuşmaya devam edeceğiz, kanayan bir yara gerçekten. Ya, emeklilerin yani bu iktidardan böyle bir bahşiş ya da bir kıyak beklemesi filan söz konusu değil haklarını istiyor emekliler, haklarını istiyor. 10.000 lira, şimdi 12.500 oluyor yani "Çok önemli yük getiriyor bütçeye." Etmeyin. Şimdi, ben bazı rakamlar vereceğim. Hani bütçedeki ciddi yükler nereden kaynaklanıyor, onlara baktığınızda... Hani emeklilerin hak ettiklerini almamaları için ortada hiçbir neden yok, bu tamamen tercih meselesi. Açlığa mahkûm edelim, açlıkla terbiye edelim. "10.000 liradan 12.500 liraya çıkardık." Bu da çok büyük bir şeymiş gibi anlatılıyor, yapmayın değerli vekiller. Yani böyle bir şey gerçekten söz konusu değil. Rakamlara boğmak istemediğim için söylemiyorum. Yani emeklilerin maaşlarının asgari ücret karşılaştırması, son yirmi yılda nereden nereye geldiler; bunların hepsi biliniyor, sizin elinizde de var bu veriler. Yani bilmiyorsunuz da böyle yapıyorsunuz değil tercihiniz bu doğrultuda, tercihiniz bu doğrultuda. "Emeklilere 2.500 lira verip işi geçiştirelim." diye bakıyorsunuz, sorun buradan kaynaklanıyor ve yani gerçekten insani açıdan da baktığımızda, politik açıdan da baktığımızda çok kabul edilebilir bir durum değil emeklilerin karşı karşıya kaldıkları bu ağır, rencide edici durum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Bir kez daha vurgulamak istiyorum doğrusu.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Oluç, lütfen toparlayalım.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Biraz daha zamana ihtiyacım var ama toparlamaya çalışıyorum, maddelerden biraz azaltırız.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Tabii, maddelerden azaltırsınız.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Yani kısaca diyecek olursam emekçilerin bu iktidardan bahşiş ya da harçlık talebi yok. Gerçekten yıllarca döktükleri alın terinin karşılığını istiyorlar çünkü yaşadıkları durum yani bu yüksek enflasyon, büyük hayat pahalılığı, derinleşen ekonomik kriz karşısında aldıkları paranın bir anlamı kalmamış sonuç olarak. Bunu sizler de biliyorsunuz, görüyorsunuz ama tercihlerinizi bu doğrultuda değiştirmiyorsunuz esas itibarıyla.

Şimdi, yani bu pakette dolaylı vergilerle ilgili de hiçbir şey yok. Yani dolaylı vergilerde gerçekten -biraz evvel Sayın Türeli de söyledi- yüzde 65-70 arasında salınan bir durum var. Kolayınıza geliyor ama bu çok büyük bir adaletsizlik, vergide en büyük adaletsizlik bu. Yani bir şirketin CEO'suyla o şirketin kapısındaki güvenlik görevlisi dolaylı vergide aynı şeyi ödüyor. Bu kadar büyük adaletsizlik olabilir mi? Bu, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki bir hastalıklı bir durum vergi konusunda. Vergide adaletsizliği inanılmaz ölçüde büyüten bir şey. Yüzde 65 ila 70 arasında dolaylı vergi yani ekmekten, sudan, gıdadan, her şeyden dolaylı vergi alınıyor ve sonuç olarak bunu kim ödüyor? Ücretli çalışan, emekçi, emekli, işçi ağırlıklı olarak buradan ödüyorlar ve burada KDV meselesiyle ilgili, ÖTV meselesiyle ilgili en ufak bir kalem oynatma var mı? En ufak bir kalem oynatma yok. Bir de yani vakit olmadığı için maddelerde bunu verilerle konuşacağım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen toparlayın.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Yani KDV toplanması konusunda da yaşanan bir sorun var üstelik. Yani işçi, emekçi aldığı hizmetin ya da malın KDV'sini ödüyor fakat o KDV dönüp dolaşıp Hazine ve Maliye Bakanlığının kasasına girmiyor. Yani burada sizin açıkladığınız veriler gösteriyor bunu, vahim bir durum bu ve bayağı yüksek bir eksik var bu konuda. Bu nereden kaynaklanıyor, elbette bunu da tartışmamız gerekiyor.

Şimdi, yani bu dolaylı vergilerin oranının çok yüksek olduğunu... İşte, Nilgün Hanım onun için ahali, halk "vergi" dendiği zaman "Eyvah, yine bize bir şey geliyor." diye korkuyor. Bu, dolaylı vergilerin yüksekliğinden kaynaklanıyor esas itibarıyla. Şimdi neden bu dolaylı vergiler böyle? Biliyoruz, sermayenin çıkarlarını korumak için, bu vergilerin tahsili kolay olduğu için, mali anesteziye uygun olduğu için bunlardan kaynaklanıyor esas itibarıyla ve doğru bir şey değil fakat en ufak bir adım bu konuda atılmıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen toparlayın.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Tam tersi adımlar atılıyor.

Şimdi, bakın, en başında meseleleri ciddiye almıyorsunuz diye neden dedim; birkaç tane konu var, zamanımı da tasarruflu kullanayım diye çok kısaca onlara da değinmek istiyorum. Şimdi, bu vergi meselelerini konuşurken -belki sizlerde de olmuştur, ben de oldu- işte, çeşitli mali müşavir olarak tanıdığım, bildiğim insanlar, muhasebeciler filan telefon açtılar "Vergi affı geliyor mu?" diye. İktidarın ne yapacağını bilmiyoruz ama umarım böyle bir şey yapmaya kalkışmazlar dedim. Neden insanlar sürekli bunu bekliyorlar, vergilerini ödemiyorlar? Mesela, biraz evvel KDV meselesinde olduğu gibi, başka şeyler de var, onları da verilerle maddelerde tartışacağız. Çünkü ben 11 diye biliyordum, Sayın Türeli "14" dedi -demek ki 3 tanesi gözümden kaçmış- sürekli "vergi barışı" filan diye vergi affı yaptınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Oluç, lütfen toparlayın, son kez açıyorum.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Tabii, toparlıyorum, bu son konumdu zaten, toparlayacağım.

Yani ödeyenler ödemiş oldular, ödemeyenler avantajlı duruma geldiler ama sonunda ne oldu? Bu, yıllardan beri birike, birike -biraz sonra maddelerde verilerini de koyacağım ortaya ama siz zaten verilere sahipsiniz- bu açıklara gelmiş vaziyette. Bu meseleyi artık bir seferde neşterle kesip atmak lazım. Yani daha kaç sene bu açıklar, bu şekilde, böyle devam edecek? İşte, o neşteri vurma cesaretine sahip değilsiniz; esas mesele buradan kaynaklanıyor.

Şimdi, bakın, bu pakette kamu-özel projeleriyle ilgili herhangi bir şey var mı?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Var.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - İyi ki söylediniz var diye. Etki analizine baktığınız zaman ne kadarlık? 500 milyon TL, bu. Yani kamu-özel iş birliği projelerindeki sizin o vergi oranındaki ufak oynamadan elde edeceğiniz şey 500 milyon TL, bu kadar yani bütçe açığıyla karşılaştırılabilir mi Allah aşkına? Ciddi alınabilir bir şey mi ya?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Oluç, maddelerde de zaten uzun konuşacağız.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Başlıklarını söyleyip bırakacağım Sayın Başkan, izin verirseniz.

Kamu-özel iş birliği projelerinde herhangi bir adım atılmıyor ama sadece bu değil. Borsa vergilendirmesini burada konuştuk, borsa kazançları; yine yok. Kripto varlıkları burada konuştuk, o zaman dedi ki gelen bürokratlar: "Kripto varlıklar vergilendirilmesi meselesini değerlendiriyoruz." Yok yine burada kripto varlıklar, borsa yok. Peki, nereden buldun yasasıyla ilgili herhangi bir hazırlık var mı? O da yok. Bütçedeki ünlü vergi harcaması -biraz evvel Sayın Türeli de değindi- kalemi... Ya, büyük felaket, 2,2 trilyon; bunun hadi 600 milyarı gerekli olan şeyler, 1,5 trilyon bu vergi harcamalarından; el insaf! Yani vergi istisnaları, muafiyetleri, her türlü şey bunun içinde var, buradan da herhangi bir adım yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Son cümlem efendim.

Yani toparlayacak olursak, yapılması gereken hiçbir şeyi yapmayan, önemli bir meblağ taşıması açısından yapılması gereken hiçbir şeyi yapmayan ama buna karşılık ufak tefek, palyatif tedbirlerle bu dönemi atlatabileceğini düşünen bir anlayışla karşı karşıyayız, iktidarın anlayışı bu. Ben size söyleyeyim, siz eğer cesur davranırsanız, siyasi cesaret gösterirseniz, gerçekten çok kazanandan çok vergi alma konusunda ciddi adımlar ve önerilerle buraya gelirse bu siyasi iktidar muhalefetten ciddi destek alır, en azından biz ciddi destek veririz ama bu tür palyatif tedbirlerle gelip de "Biz vergide adaleti sağlayacağız." derseniz biz bu oyunu anlarız, görürüz, bu oyunu da yutmayız; size onu söyleyeyim.

Elbette ki burada önemli maddeler var, bazı maddeler, teknik maddeler, düzenlemeler; o konuda konuşacağız, görüşlerimizi de söyleyeceğiz ama geneli açısından bakarsak yaraya pansuman olmayacak bir paket. Gerçekten dağ fare doğurdu, bu sorunlarımızı aşmaya yeterli olan bir paket değil, vergide adaleti sağlayan bir paket değil; bunu kısaca belirtmiş olayım.

Teşekkür ediyorum.