KOMİSYON KONUŞMASI

VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi, hakikaten Orhan Bey, hiç yakıştıramadım size.

Şimdi, burada masal okuyorsunuz, hikâye anlatıyorsunuz. Yani siz kendi söylediklerinize kendiniz de inanmıyorsunuz, diyor ki: "Efendim, STK'lerden gelen değerlendirme, sendikalardan gelen değerlendirme..." Allah aşkına... Örneğin, emekli dernekleri... Hangi emekli derneği 2.500 lira zam istediyse ismini söyleyin ya da hangi esnaf odası ya da hangi esnaf derneği başkanı kendi emeklilikle ilgili ne laf söylemişse onu söyleyin siz. Şimdi diyor ki: "Sendikalarla görüştük." Ya, Bakan hangi sendikayla görüştü? Bakan hangi esnaf odasıyla görüştü? Bakan hangi fakir fukarayla görüştü? Biz diyoruz ki, bakın, bu maalesef... Ben Sayın Nilgün Ök'ün şahsına demiyorum. Maalesef bu yapıdaki yani anayasa referandumundan sonraki yapıdaki kanun tekliflerinin tamamı böyle geliyor. Maalesef hazırlanıyor bir yerlerden. İşte geçtiğimiz günlerde Millî Eğitim yasası geçti, Meclise, Genel Kurula getirilmedi. Sayın Bakan açıklama yapıyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

VELİ AĞBABA (Malatya) - "Bunu Külliyede hazırladık. Grup Başkan Vekilleri, Grup Başkanı imza sürecini takip edecek." diyor. Birisi de çıkıp "Ben senin hamalın mıyım? Ben senin imza sürecini mi takip edeceğim?" diye Bakana cevap veremiyorlar. Bizim burada yapmaya çalıştığımız şey sizin de itibarınızı korumak, milletvekillerinin itibarını korumak yani. Böyle bir şey olur mu? Şimdi, Allah aşkına...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Ağbaba, biz kimin ne dediğini takip etmiyoruz. Biz süreçlerle ilgili...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya vallahi, onu söylüyorum ben de. Ben Nilgün Ök'ün veya sizin şahsınıza bir şey demiyorum.

ORHAN YEGİN (Ankara) - O öyle demiş, bu böyle demiş...

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ama işleyen süreç doğru değil. Allah aşkına hangi meslek örgütü ya da hangi sendika ya da hangi dernek bu teklifi sizden istedi? Verin ki biz de onlardan hesap soralım hangisi istediyse. Yani, dolayısıyla bu kanun yapma şekli de doğru değil, süreç de doğru değil.

Şimdi, gerçekten bihabersiniz ben size söyleyeyim. Sokaktan da haberiniz yok. Sokaktan haberiniz olsa, gerçekten haberiniz olsa emekliye 2.500 TL zammı layık görür müsünüz? Teklif eder misiniz? Yok bir şeyiniz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, onu konuşacağız.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Vallahi yok yani yok. Hangi ihtiyaçtan hangi şeyden gerekti onu da merak ediyoruz.

Bir de değerli arkadaşlar, biz ağustosta da ekim de de çalışmaya hazırız, eylülde de yarın da çalışmaya hazırız, pazar da...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, süreniz doldu.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, bitiriyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Yani daha çok süreniz var, çok konuşmanız var. Bak ben de çok konuştum sesim gitti.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, usulle ilgili konuşuyoruz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Usulün dışında her şeyi konuşuyoruz şu an.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne diyelim yani şimdi...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Türeli usulle alakalı söyledi zaten.

Bir dakika, toparlayın lütfen.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Tamam, hemen bitiriyorum.

Yani bu kanun yapma tekniği de doğru değil. Tartışacağız, konuşacağız hakikaten.

Bakın değerli arkadaşlar, geçen hafta konuştuk tasarruf tedbirlerinde kanun tekliflerinin birçoğu Anayasa Mahkemesinden geri dönüyor, biz tekrar yapıyoruz. Yani haftaya başka şeyler gelecek, biz yapıyoruz, Anayasa Mahkemesi bozuyor. Niye? Çünkü muhalefeti dinlemiyorsunuz, muhalefetin sözleri ciddiye alınmıyor maalesef. Sadece oradan kanun teklifi geliyor, Bakanlık milletvekillerine talimatı veriyor, buradan geçiriyorsunuz. Ya, parmak sayısına dayalı bir müzakere yürüyor; bu doğru değil.