KOMİSYON KONUŞMASI

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Hocam, öyle bir konuştunuz ki dedim herhâlde biri bana böyle konuşsa çok uzun süre çok üzülür ve hayatımı sorguladım.

SEVİLAY ÇELENK ÖZEN (Diyarbakır) - Ama ben kimseyi de üzmek de istemiyorum, buna da söyledim.

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Yani Sevilay Hocayı da çıldırtmayı becerdik, tebrik ediyorum.

Arkadaşlar, ben bir şey söyleyeceğim, ben bizden geçtim. İnatsa inat! Oyunuz var, geçireceksiniz değil mi? Geçireceksiniz, perişan olun barı. Bizde "Tarihin doğru tarafında durduk." deriz, "Biz milyonlarca hayvanın katlini engellemek için, sizlerin de bu günaha girmenizi engellemek için biz elimizden geleni yaptık." deriz. Çok üzülürüz ama biraz vicdanımız rahat olur. Bize acımıyorsunuz belli, içeride arkadaşlarla konuşuyorum Sayın Başkan, polis memurları sabah 08.00'den beri görevdeler, yirmi dört saat; çay ocağına girdiniz mi? Ne zaman girdiniz, bilmiyorum, çocuklar uyuyor, sabah 08.00'den beri görevdeler. Bu arada da hani biz gideceğiz bir on saat sonra belki buradan ama Plan ve Bütçede devam edecek o çaycılar. Yani biz birbirimize eziyet edebiliriz de bu insanlara eziyet etmeye kimsenin hakkı yok. Arayın, İdare Amirliği arayın, personel çağırın, bu insanlara yazıktır, günahtır.

3'üncü madde üzerinde konuşacağım ama az önce sayın vekil, üzülerek söyleyeceğim, benim üstadım yerinedir, hukukçuyuz çünkü benden sicili yüksek, kendi yazdığı teklifi gerçekten ben anlamadığı kanaatine vardım artık. Bakın, bir vekile "yalancı" diyemem, yalan söylediğini düşünmüyorum, anlamamış ne yazdığını çünkü az önceki tartışmamızda dedim ki: "Bu teklifle kedileri de toplayacaksınız ve kedileri de isteyen belediye öldürebilecek." Kendisi bana bir açıklama yaptı, dedi ki: "Saldırgan olma şartı arıyoruz biz. Kedilerle bu konunun hiçbir ilgisi yok. Sayın vekil, yazdığınız kanunun 5'inci maddesine bakmanızı istirham edeceğim. Sahipsiz hayvanlardan bahsediyorsunuz; bir, kamu güvenliği; iki, hayvandan hayvana bulaşan hastalık; üç, su kaynaklarının, yaban hayatının, biyolojik çeşitliliğin zarara uğramasına sebep vermesi. Şimdi, bu maddedeki sahipsiz hayvanlar da evcil hayvan olduğu için kedi girer mi? Girer. Kediyi toplamak gerekiyor mu sokaklardan ki üstüne konuştuğumuz 3'üncü maddede açık açık bunu gerekçesinde ifade ediyorsunuz, "Sokaklarda hayvan olmaması sebebiyle artık onun yasal sorumluluğu alarak sahipleneceğim ben." diyorsunuz. Bu ne demek? Sokakta kedi de olmayacak demek ve kedileri bir barınağa -en iyi senaryoda- öldürmediğiniz senaryoda barınağa tıkacaksınız, her kedide Corona var, bulaşıcı hastalıklı mı hayvandan hayvana? Bulaştı kediden kedide diye kediyi öldürme hakkınız var mı? Var, bir. Topladığınız sadece bir ilçeden 20 bin tane kedi, küçücük bir yere tıktınız. Bu kamu sağlığına zarar oluşturur mu? Oluşturur. Al sana 2'nci gerekçe. 3'üncü gerekçeyi söyleyeyim size: Biyoçeşitliliğin zarar görmesi. Bir türün bir yerde aşırı derecede yoğunlaşırken normalde olduğu bir yerden alınması. Ortalığı fare bastığında mı çıkıp özür dileyeceksiniz ben kendi yazdığım maddeyi anlamamışım diye? Ya, bir hukukçu olarak ciddiyetinin konunun ciddiyetinin farkına varın, "Evet, haklısınız vekilim." deyin, "Burada bir eksiklik yapılmış." deyin ya da bana şunu demeyin Sayın Vekilim: "Hayır kedilerle ya da böyle ilgili bir düzenleme yok." demeyin, ben de avukatım, yirmi yıllık avukatlığım var, aha burada da maddesi var!

Maddeye geleceğim, son bir buçuk dakikam. Bu maddenin gerekçesinde diyorsunuz ki: "Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların hayvan bakımevlerine toplanması, burada rehabilite ederek sahiplendirilinceye kadar bakılacak olması sebebiyle bakımevleri dışında bir hayvan bakmanın onun sahiplenilmesi suretiyle mümkün olabileceği." "Kanun yürürlük tarihinde girecek." yazmışsınız, siz şu anda olmayan bakım evlerine bu hayvanları toplayacağınızı söylüyorsunuz, artı bir şey daha da söylüyorsunuz, yürürlük tarihinden itibaren bana diyorsunuz ki: "Benim görevimi yapmadığım, belediyeye besletmediğim bu kediye, köpeğe sen de bakamazsın kardeşim, bakamazsın." diyorsunuz. Aç bir köpek gördüm ben orada, aç bir kedi gördüm "Allah rızası için bir lokmaya ekmek veremezsin." diyorsunuz, bu maddede diyorsunuz. Ya, biz burada bu kadar konuşuyoruz ya valla keyfimizden değil ha, keyfimizden değil, hiçbir çıkarımız yok. Kimse beni zorlamıyor, Erkan bana talimat vermedi "Gideceksin orda sabaha kadar oturacaksın." diye. Hayvanlar için yapıyorum ben bunu, insaniyet namına yapıyorum ben bunu, bin yıllık kültürümüzü korumak için yapıyorum ben bunu. Siz anlatıyorsunuz ya "Biz Osmanlı torunuyuz, ecdadımız şöyle, Selçuklu böyle, o öyle, bu böyle..." Ne oldu? Fransız torunu mu olmaya karar verdiniz Fransa'dan örnek veriyorsunuz? Hakikaten ya merak ediyorum artık. Ve bu insanlık dışı çalışma biçimini de hakikaten kendimi geçtim biraz olsun Meclis personelinin dikkate alınmasını, çay ocağındaki arkadaşlarımızın, polis memurlarımızın en azından nöbetlerinin değiştirilmesini...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Siz bari buradaki insanları önceleyin.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Çok teşekkür ederim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Başkanım, cevap hakkı doğdu, arkadaşlar cevap versin.

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Veremiyorlar.

Ya, bu bir dava olsa ben kapandım ya, ikimizde avukatız ya. Dilekçeniz boş, beyanlarınız boş, savunmanız boş, hiçbir soruma cevap vermiyorsunuz. Bitti bu dava şu an.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Ama yargının yetkisi onlarda olduğu için suçlu sen olursun, hapse girersin.

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Bari bir avukata yaptırmasaydınız...