KOMİSYON KONUŞMASI

AYHAN BARUT (Adana) - Sayın Başkan, evet, ben de bu çalışma ortamının sağlıksız olduğuna, artık sabahladığımızı... On beş, on altı saattir çalışıyoruz. Bu, artık randımanlı bir çalışma olmuyor, bu çalışmanın önümüzdeki hafta salı gününe ertelenmesini talep ediyorum. Üstelik bir de 4-5 tane kanun teklifi var Genel Kurulda görüşülmesi gereken, bu kanun teklifi daha sonraya da kalabilir ama Mecliste de apar topar getirip bu ay sonuna kadar... Biliyorsunuz değerli arkadaşlar, kanunda Meclisin 1 Temmuzda kapanması gerekiyor, 1 Ekimde açılması gerekiyor. Dolayısıyla, 30 Temmuza geleceğimiz şu haftada 4-5 tane maddeye apar topar, özellikle de bu Hayvan Koruma Kanunu'nun apar topar geçirilmesini ve taşkalaya getirilmesini doğru bulmuyorum. Bu nedenle, biz bir dönem boyunca Mecliste çok uzun süreler, uluslararası ilişkiler konuştuk. Hafta sonları, perşembeleri, çarşambaları çoğu dönem çalışmadık ama ne hikmetse -altı senedir milletvekilliği hayatımızda gördüğümüz- temmuz zamanına geldiğinde iktidarınıza, AK PARTİ'ye bir şeyler oluyor ve son anda temmuz ayında gaza basıyor ve her dönemin sonunda da Tarım Komisyonuna bir kanun teklifi geliyor.

İktidarınız bir kanun çıkarıyor, kanunun sorumluluğunu da uygulamasını da ayrıca üzerine almıyor. Buradan şu akıllara geliyor, birçok konuşmada da arkadaşlarımızın laf atmalarında da duyduğumuz: 31 Mart yerel seçimlerinden çok etkilenilmiş olmalı ki belediyelerimiz ile yurttaşlarımızı karşı karşıya getirme ve belediyelere uygulatma sorumluluğu gibi bir sorumluluk görev yükleniyor. Madem kanununu çıkarıyorsunuz o zaman sorumluluğunu da uygulayıcılığını da üstünüze almanız gerekiyor ama hiç merak etmeyin, grup sözcümüz de açıkladı, Cumhuriyet Halk Partisi belediyeleri bu ötanazi uygulamasını asla gerçekleştirmeyecek, sizin bu çıkarmış olduğunuz itlaf kurallarına uymayacak. Ayrıca, şunu da belirtmek isterim: Burada birçok bilim insanı, demokratik kitle örgütleri, meslek örgütleri konuştu; bunun yolu belli, bilimin yolunu uygulamak gerekiyor. Amaç, doğanı öldürmek değil, onları korumak, yeni doğmaları engellemek. Bunun yolu da işte kısırlaştırmadan, yerinde yaşatmaktan geçiyor ama her ne hikmetse, gördüğümüz, bilim insanlarının ve bütün toplumun, tüm hayvanseverlerin fikirlerine ısrarla karşı geliniyor. Niye ona da karşı geliniyor, ona da niye karşı geliniyor? Bilmiyorum tamamen bu fikrin karşında bir fikir üretiliyor. Biraz önce söylediğim, belediyelerle ilgili şunu da eklemek istiyorum: "Hem belediyelere sorumluluk yüklüyorsunuz hem de 25 binin üstü belediyelerin gelirlerinden yüzde 5, büyükşehir belediyelerinden de binde 3." diyorsunuz ama hiçbir fon ya da belediyelere devletten bir katkı ve destek olarak bir şey sunulmuyor. Tamamıyla belediyelerin üzerine yıkma bir çalışmanız var mı? Herhâlde bu, artık önümüzdeki iktidarın, genel seçimlerin hesabını yapıyor olmanız gerekiyor. Korkunun ecele faydası yok, yolcudur abbas, bağlasan durmaz. Dolayısıyla, bunun öneminin altını bir kez daha çizmek istedim. Hayvanı seven, hayvan sever olan, insanı da çocukları da daha çok sever. Hayvanları sevelim, onları koruyalım, onların bakımını sağlayalım. Belediyelerimize iktidarımızdan, devletimizden, yeterince katkı, destek vererek onların yeterli barınak edinmesini sağlayalım.

Ayrıca, şunu da söylemek istiyorum: Bu kanunda istenilen değişiklikler, sahipsiz, sahibi olmayan, sahibi tarafından terk edilen tüm hayvanların yaşam ortamlarından kopartılarak bakım evlerine aslında yetersiz bakım evlerine, şartları uygun olmayan bakım evlerine kapatılması gibi kanun değişikliğiyle genişletilen durumların gerçekleşmesi durumunda işte, hayvanların aslında burada öldürülmesi hedeflenmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYHAN BARUT (Adana) - Bu her fırsatta "toplumsal barış" dediğiniz bir dönemde toplumsal gerginliği artıracak ve huzursuzluğa yol açacak bir durumdur. Kanun teklifiyle hayvan sahipleri ve sahipsiz kategorize de edilecek, bunlara fırsat vermemiz gerekiyor. Sahibi olan hayvanları koruma ve refahlarını sağlama görevi, hayvan sahiplerine, gerçek ve tüzel kişilere devredilirken sahipsiz hayvanlar sahiplendirilinceye kadar bakım evlerinde bırakılacak gibi şeyler içeriyor. Bunların tekrar altını çizerek söylemek istediğim son olarak şey şudur: Gelin, yasa teklifini yol yakınken geri çekin, Komisyon toplantısını öteleyelim ve belki önümüzdeki hafta oluşan yeni kanaatler, yeni fikirler, yeni önerilerle birlikte tüm hayvanseverlerin, tüm kitle örgütlerinin, tüm sivil toplum örgütlerinin öneriyle belki de önümüzdeki döneme kalma şeyi olabilir.