İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Teşekkür ederim Başkanım.

Düzenlemede sahipsiz hayvanlar ile sahipsiz köpek karışık olarak geçiyor. Özne köpekler olarak gösteriliyor ama sahipsiz hayvan olarak da kedilerin de geçtiği aşikâr yani neyi ne yaptığınızı yine burada anlıyoruz yani sapla samanı gene karıştırdınız. Bütün hayvanları sahipsiz olarak alacaksınız ve onları ondan sonra barınaklara koyacağız, sahiplendiremezsek de ondan sonra da ölümlerinin fermanını hazırlayacağız. Değerli arkadaşlar, inşallah saat beşi beş geçe aklınız başınıza gelir, bu fermanlardan vazgeçersiniz. Bakınız, geldiğiniz noktada kanun teklifiyle hayvanları sahipli ve sahipsiz olarak sınıflandırıyorsunuz. Sahibi olan hayvanları koruma ve refahını sağlama görevini hayvan sahiplerinden gerçek ve tüzel kişilere devrediyorsunuz, sahipsiz hayvanlar sahipleninceye kadar da sözde bakımevlerinde bakacaksınız. Siz bu yazdığınıza acaba inanıyor musunuz? Bugüne kadar neden yapmadınız veya yaptırmadınız? Ben onu merak ediyorum, elinizi tutan mı vardı, yirmi iki yıldan beri sizin elinizi tutan biri mi vardı. İktidardınız, güçlüydünüz, tek başınıza iktidardınız ama bunu başaramadınız. Covid döneminde yattınız, uyudunuz, kısırlaştırmaları orada yaptırtmadınız, şimdi gelmişiniz "Popülasyon çok, popülasyon çok, popülasyon çok." Ya arkadaşlar, bu iş aynı neyi hatırlatıyor biliyor musunuz, ağustos böceğini. Koca Covid döneminde şarkı söylediniz, yattınız, uyudunuz, çıkardığınız kanuna sahip çıkmadınız ve elinizde güç varken, iktidarken bunu yapmadınız, birden aklınız başınıza geldi ülkedeki, sokaklardaki hayvan sayısının arttığı, günaydın. O zaman ben soruyorum milletvekili arkadaşlara ve imzacı, birinci arkadaşıma soruyorum, buradan da onu kesiyorum ben, direkt onu kesiyorum zaten, hareketlerini, tavırlarını çünkü vurdumduymazlık var. Diyor ki "Benim için, görevim neydi: Ben bu gelen kanun teklifini birinci olarak imzaladım, ben görevimi yapıyorum." Kime karşı? Cumhurbaşkanına karşı. Merak etme, az önce Sayın Deniz Yavuzyılmaz açıklama yaptı, Araştırma Komisyonundaki hiçbir AK PARTİ milletvekili bu dönemi göremedi. Sayın Vekilim, ne yapsanız ne etseniz ne olacağını Allah bilir, Allah bilir, Allah bilir.

HARUN MERTOĞLU (Rize) - Sen merak etme. Sen kendine bak.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Ben kendime bakıyorum, ben çok rahatım. Ben kendime bakıyorum...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - "Sen" diye hitap etme. Saygılı ol.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Benim mesleğimin milletvekilliği olmadığını herkes biliyor ama sizin mesleğiniz milletvekilliği, ona göre bakarsınız. Siz bakın, benim mesleğim milletvekilliği değil, ben burada 1 milyon 200 bin Tekirdağlı hemşehrilerimin vermiş olduğu görevi burada addediyorum. Benim için... Oyun oynuyoruz arkadaşlar, oyun oynuyoruz, bugüne kadar çıkarılan kanunları sahiplenmeyen ve tekrar tekrar başa dönüyoruz. Ben geldiğimden beri Maden Kanunu kaç defa değişti, bilir misiniz çünkü rant var. Ormanları talan ediyoruz, ormanları; bugün gene bakınız, az önce İYİ Parti, hangisi bilmiyorum, bir arkadaşımız ifade etti, Cumhurbaşkanlığı yine Resmî Gazete'de 6-7 ildeki ormanları ormandan çıkarıyor, ne oluyor, ranta açılıyor; ya işiniz gücünüz rant, rant, rant, rant, doymadınız. Kıyıları açtınız, ormanları kestiniz, meraları yok ettiniz, şimdi yine doğal varlıklarımız olan hayvanlarımızı yok ediyorsunuz. Daha önce ifade ettik, dedik ki bak, süne ilaçlamasında, havadan yapılan ilaçlamada yılanları öldürdünüz, yılanlar öldü ve her tarafı fareler bastı. Şimdi de kedi, köpeği yok edeceksiniz ve yine ekolojiyi bozacaksınız. Bak, hiç düşündünüz mü, hiç düşündünüz mü diye soruyorum? Bakınız, geldiğiniz noktada, haklısınız, sayıyoruz az önce sayıyı işte 11-12 vekil, bazı arkadaşlar gitmiş buradan, bazıları yok. Göreviniz indir, kaldır. Merak etmeyin, Genel Kurula geldiği zaman da yine parmak sayınız üstün ama bir de öteki dünya var. Katledilen bu hayvanların vebali size ağır olacak arkadaşlar. Aynı şekilde, bakınız, o sokaklardaki hayvanlardan dolayı, köpeklerden zarar gören vatandaşların çocuklarının vebali de gene sizlerde çünkü çıkarılan yasayı uygulatmadınız, gerekeni yapmadınız; yapsaydınız şu anda bunları tartışmayacaktık, bunları konuşmayacaktık diyorum.

Teşekkür ediyorum.