SALİHA SERA KADIGİL - Teşekkürler Sayın Başkan.

Bu öyle bir madde ki birincisi arkadaşlar, yaptığınız şey şu anda çok komik, komik bir değişiklik yapıyorsunuz ama kanuna şu an 1'inci maddede şöyle başlıyorsunuz: "Bu kanunun amacı hayvan sağlığı gözetilmek kaydıyla hayvanların rahat yaşamalarını." diye devam ettiriyorsunuz şu anda. 5'inci maddesinde de nasıl bütün sokak hayvanlarını toplayıp katledeceğinizi açık açık yazmışsınız. Ve buraya girmeyeceğim bile çünkü hakikaten ben artık ne yaptığınızdan emin olmadığınızı düşünüyorum, az önceki rakam tartışmasından, başka bir şeye girecektim, buna gireceğim şimdi. Rakam konuşuluyor değil mi? Kaç tane sahipsiz hayvan var? Az önce teklife imza atan milletvekillerinden biri dedi ki: "Bakın, 4 milyon olduğunu hocamız da teyit etti." Şimdi, arkadaşlar, biraz ciddiyete davet ediyorum hepinizi. 4 milyon rakamını çıkaran kim biliyor musunuz? Bu teklifin altına imza atan milletvekilleri. Kendi yazdığınız kanunun gerekçesinde -açın okuyun ya yazdığınız şeyi- demişsiniz ki: "Yaklaşık 4 milyon popülasyon." Bu rakamı Türkiye'de kimse bilmiyor, bu Komisyonun Başkanı Bakanlık yaptı, o da bilmiyor. Aranızda bu teklife imza atan hiç kimse de bilmiyor, buradaki hiçbir STK de bilmiyor. Niye bilmiyor biliyor musunuz? Çünkü başka bir şeyi daha okumadınız siz, bu Mecliste oy birliğiyle kabul edilen Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu Raporu'nu da okumadınız siz. O komisyon raporunu okusaydınız 1'inci maddesinde Türkiye'deki hayvan popülasyonunu bilmediğimizi ve uygun bir kısırlaştırma seferberliği başlatabilmek için bunu bilmek zorunda olduğumuzu 1'inci maddeye AKP'li ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla yazdığımızı bilirdiniz. Yazılan araştırma komisyonu raporunu okumamışsınız, 4 milyon rakamını kendiniz uyduruyorsunuz. Hocanın, veteriner hekimin az önce ifade ettiği şey şu: Sizin tabirinizle 4 milyon hayvan olsa bile bunlardan dişileri kısırlaştırmak gerekir, takriben 2 milyona tekabül eder, zaten 1 milyonunu kısırlaştırdık, hepi topu 1 milyon hayvanın kısırlaştırılmasından konuşuyoruz. Bunu anlamayacak kapasitede olduğunuzu düşünmüyorum, bilerek çarpıtıyorsunuz. Yaptığınız şeyin ağırlığının, vahametinin bence farkına varmış durumdasınız ve bilerek çarpıtıyorsunuz arkadaşlar. Yani burada alt komisyon kurulsun diyoruz "İstemezük." Adalet Komisyonu görüşsün diyoruz, "İstemezük." Çevre Komisyonuna gitsin, Sağlık Komisyonuna gitsin, "İstemezük." Ya, saat sabah dört buçuk olmuş, dört buçuk saat şu anda. Kaç saattir çalışıyoruz biz? Ne için çalışıyoruz biz? Emeklinin maaşı 25 bin lira mı olacak biz buradan çıkınca? Domatesin fiyatı kilosu 5 liraya mı inecek biz buradan çıkınca? Artık "MESEM" adı altında peşkeş çektiğiniz sermayeye çocuklar ölmeyecek mi biz buradan çıkınca? Bunların hiçbiri olmayacak. Toplumsal barışı dinamitlemek için bu Meclisi son dakikasında sabah dörde kadar çalıştırıyorsunuz, yaptığınız şey bu.

Gerekçenize döneceğim. Gerçekten içler acısı, cahil cesaretiyle yazılmış bu gerekçe. İtiraf, itiraf etmişsiniz, kendi gerekçenizde, kanun teklifinin gerekçesinde diyorsunuz ki: "Popülasyonun kontrol altına alınamaması." "Biz beceremedik işimizi." demek bu. "Kanunun uygulanamaması." Böyle edilgen yazınca biz yemiyoruz, beceremediğinizi yazmışsınız buraya. "Gerekli denetim mekanizmalarının tesis edilememesi." Keşke yirmi yıldır Türkiye İşçi Partisi tek başına iktidarda olsaydı da ben bunları denetleseydim ya. Bir de benden, bizden çok mağdur çıktınız konudan yemin ediyorum. "Kontrolsüz bağış kampanyalarının denetlenememesi." Bir SMA hastası çocuk için yardım kampanyası açıldığında peşine düşen valilik bunları denetlemekten âciz, işinize gelmiyor.

Başka bir şey daha yok bu gerekçede, bu sorunun kaynağı olan şeylerde ne yok biliyor musunuz? Üretim yok, kaçakçılık yok, merdiven altı üretim yok ve bunlar böyle gizli saklı falan değil. Şimdi ne diyorsunuz? Daha önce de dediniz, yasaklı ırklar... Bugün çıkardım bunu, bugün, bakar mısınız, bugün; girin Facebook'a "satılık pitbull yavrusu" yazın, burada duruyor bunlar. Getirdiğiniz kanun teklifinde ne var? Biriniz cevap vermiyorsunuz, on iki saattir soruyorum, üretimle ilgili ne var, kaçakçılıkla ilgili ne var, siz bu hayvanları nasıl sahiplendireceksiniz? Geçiyorum, sizin tabirinizle 4 milyon hayvan yaşıyorsa yenileri üretilirken ve kaçırılırken siz kime neyi sahiplendireceksiniz? Bununla ilgili nasıl bir çalışmanız olmaz ve hangi "pet shop" lobisiyle, hangi kaçakçılarla, hangi üreticilerle iş tutuluyor, bunu açıklayın o zaman. Ya da biriniz, imza atan biriniz ayağa kalkın ve deyin ki: "Kardeşim, ben buraya üretimi, kaçakçılığı yazmadım çünkü..." Var mı? Yok. Bir AKP'li konuştu, on iki saattir bir AKP'li konuştu. Ne anlattı? Afyon'da barınak açtırmış, 8 veteriner hekim atatmış, ormandan arazi almış. Ne güzel ya, ne güzelmiş AKP vekilliği ya. Ha, biz de yapsaydık keşke. Bir de köpeklere spiral takacakmış, tövbe Ya Rabb'im.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Sizin tabirinizle 4 milyon canı ant içmiş gibi öldürmeye davranıyorsunuz bari bunun sebebini anlatın da hakikaten insanlığınızdan şüphe etmeyelim.