Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 17 .07.2024 |
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Teşekkür ederim Başkanım.
Saat 12'yi geçti, dikkatinize sunarım. Artık çok fazla yasalardan bahsetmenin de bir anlamı yok çünkü konuşulacak her şey aslında konuşuldu, söylendi. Ben birkaç şey söylemek istiyorum: Niye bunu bugün gündeme getirdiniz? Acil bir ihtiyaç mıydı? Niye bunu yapıyorsunuz? Bence siz gündemi gizlemek, gündemi saptırmak için bugün bu yasayı Meclise getirdiniz. Bugün de burada aslında Meclisin içerisinde olmadığımız kadar sayıda milletvekiliyle bu saatte görüşüyoruz.
Sayın Başkanım, başında şunu söylemek istiyorum: Bir itirazi kayıt koyuyorum; bu saatte yapılan Meclis çalışmasının insan haklarına aykırı olduğunun, sağlıklı bir ortamda bu çalışmanın yapılmadığının, bu saatlerin aslında uyku saati olduğunun altını çiziyorum ileride belki başka makamlara müracaat etmek durumunda kalırız diye.
Şimdi, halkın gerçek gündemi bu değil. Halk açlığı, işsizliği, umutsuzluğu konuşmamızı istiyor, bunlara çare üretmemizi istiyor ama siz bunların üstünü örtmek için sürekli olarak tartışma yaratacak kanun tekliflerini son dakikalarda Meclise getirme yöntemini izliyorsunuz; bunun farkındayız, bunu takip ediyoruz. Nasıl getiriyorsunuz peki? Bütün sene durup durup Meclisin tatile gireceği ay, peş peşe, kamuoyunun tüm dikkatini çeken bu tartışmalı kanunları Meclise sevk ediyorsunuz; tali komisyonlara ya sevk ediyorsunuz ya da tali komisyon başkanlarıyla anlaşmalı bir şekilde onların da bu görüşmeleri yapmalarını reddetmesini sağlıyorsunuz. Uygunsuz koşullarda, saatler süren süreçlerde karşıtlıklar üzerinden bir çalışma düzeniyle burada çalışma yapmaya çalışıyoruz. Evrensel hukuk kurallarına, Anayasa'mıza aykırı bir teklifin buradan sağlıklı bir şekilde çıkması da bu şartlarda mevcut değil. Tüm bunlara rağmen teklifi buraya getirdiniz ve biz sabahtan beri, bu saatlere kadar görüşüyoruz, belli bir süreci de söylemediğiniz için sabaha kadar -yine dokuzuncu yargı paketinde yaptığınız gibi- bir yasa teklifini buradan geçireceksiniz.
Peki, ne yapmak istiyorsunuz? Meslek kurum ve kuruluşlarını, sivil toplum örgütlerini çağırmadan bir tartışma yürütüyoruz. Onların da çoğu dayanabilir mi bilmiyorum bu kadar görüşmeden sonra, biraz sonra muhakkak terk edip gideceklerdir, kalan sağlar bizimdir deyip yola devam edeceğiz.
Şimdi, bakın arkadaşlar, oyun oynamıyoruz. Bugün burada yaptığımız bu; bir kısım gelmiş karşıda bunları sunuyor, bir kısım da gelmiş bunu sunuyor. Bu mudur bizim burada yapmak istediğimiz, böyle bir şey olabilir mi? Hepimiz biliyoruz ki ortada bir problem var, bu problemin çözümü için zaten daha öncesinden yapılmış bir yasa var. Bu getirdiğiniz yasa bunların hiçbirine çözüm üretmeyecek. Tam tersi -çok açıkça söyleyeyim Sayın Başkanım- bu yasa teklifi geçerse hiç merak etmeyin, "barınaklar" dediğiniz o rehabilite merkezleri falan kurulmayacak, sokakta insanlar tüfekleriyle bu köpek, kedi -bir sınırlama da yapmamışsınız- hepsini öldürmeye başlayacak, çok açık ve net söylüyorum bunu. Karşıtlık yaratıyorsunuz, çok açık ve net. Burada kimse çocuğunu kaybeden ya da kendisi yaralanan bir annenin acısını anlamamazlıktan gelmedi, kimse onları buradan çıkartmadı ama sizin onların acısı üzerinden bir suistimal yapmanıza "hayır" dedi, hâlâ "hayır" diyoruz. O anneler de bizim anneler, yaralanan çocuklar, ölen çocuklar da bizim annelerimiz. Oradan "Onlar bizim, bunlar sizin; köpekler sizin, öldürülenler bizim." gibi bir tavır doğru değildir, bizi doğru sonuca vardırtmaz. Bölme her zaman yaptığınız iş; böl, parçala, istediğini çıkar. Şimdi, bakın arkadaşlar..
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Sayın Suiçmez, toparlayalım lütfen.
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Toparlıyorum Başkanım
Şimdi, Başkanım, buradan bizim amacımız toplumun sorunlarını çözecek yasa tekliflerini yapmak. Bu teklifle, bu teknikle mümkün değil, bu durumumuzla da mümkün değil. Şimdi, dedim az önce, çıkarsa ne olur? Ya, adı bile ironi. Hayvanları koruma yasası, bu şimdi getirdiğiniz tekliflerle hayvanları öldürme yasasına çevriliyor. Şimdi, artık hayvan hakları kanunu değildir bu, hayvanları koruma kanunu teklifi değildir bu. Çok açık net söylüyorum: Bir, millet hayvanları öldürmeye başlayacak, sokaktaki hayvanları. İki, millet birbiriyle de savaşmaya başlayacak sokakta yani vatandaşları da siz birbirine düşüreceksiniz. Çatışmaya yol açacaktır. Ya, yasama görevi verilen milletvekilinin görevi çatışma yaratmak mıdır yoksa bu çatışmayı ortadan kaldırmak mıdır?
Şimdi, Sayın Başkanım, kesiyorum. Sizin hiç köpeğiniz zehirlendi mi? Zehirlenen bir köpeği hiç izlediniz mi? Benim köpeğim zehirlendi ikisi birden, birini kurtardık ama birinin ölürken çektiği -hayvanlık dışı mı desem, insanlık dışı mı desem, ben de şaşırdım şimdi de- durumu görseniz oturur eminim hepiniz ağlarsınız. Ben şuradaki çoğunluk milletvekillerinin köy çocuğu olduğunu düşünüyorum. Kedilerin nasıl evlerinizin içerisinde baş köşede olduğunu çok iyi biliyorum. Köpekler de hiçbir zaman düşman olmamıştır. Şimdi baktığımız zaman, sizin yaptığınız bu teklif üzerine HPV B aşısını karşılayamayan bir iktidar gelecek 3 bin lira verecekmiş, bunları bu iğnelerle öldürecek. Arkadaşlar, bu mümkün değil. Bu aynen dediğim gibi, can çekişerek öldürülmeye neden olacak metotlarla uygulanacak. İçine girmek için toprakları böyle tırmıklayacaklar, buralardan salyaları akacak, gözleri aşağıya düşecek, titreyecekler; bunun yapılmasına nasıl izin vereceksiniz?
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Sayın Suiçmez...
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Hemen toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - "Toparlıyorum." diyorsunuz ama tekrar toparlayalım lütfen.
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Hemen toparlıyorum Başkanım.
Şimdi, şimdi bize yazan doktor arkadaşlarımız var, Sağlık Bakanlığıyla bir proje yürütüyorlar; terapi köpekleri. Şimdi, daha önce cins terapi köpekleri olmuş, Teo adı, şimdi de "Acaba sokak köpeğinden terapi köpeği olabilir mi?" diye çalışma yürütmüşler, ne mutlu ki Tina adlı sokak köpeğinden de terapi köpeği ortaya çıkmış durumda. Şimdi, köpekleri "sokak köpeği" diye "öldürülmeye namzet köpek" diye ayıramayız arkadaşlar. Şimdi kapıyorum konuşmamı, az önce de söyledim, ben sizin hiçbirinizin vicdanının böyle bir yasa teklifine, yasa değişikliği teklifine "evet" demeyeceğinize inanıyorum. O zaman niye bunu yapıyorsunuz? Hangi ihtiyaçtan? Otururuz. Elbette ortada bir sorun olduğunu hepimiz kabul ettik. "Bir üreme problemi, popülasyon problemi var, bunun kısırlaştırılması gerekiyor." dedik, bir noktaya geldik. E bundan sonra öldürelim. Hayır, öldürmeden yapabiliriz. Bunların, hiçbir acı yaşayan annenin, çocuğun, büyüğün, kendisinin de öldürülmeden yana olduğunu düşünmüyorum çünkü bunun sorumlusu o hayvanlar değil, sorumlusu yıllardan beri gereğini yapmayan iktidar, kamu kurum ve kuruluşlarıdır. Dolayısıyla hayvanlara bunun suçunu yükletmek, bir de "ötanazi" adı altında hukuka aykırı bir terim kullanarak bunu "uyutmak" "ötanazi" diyerek yumuşatmaktan hiçbir sonuç alamayız.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Teşekkür ediyoruz.
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Bir kez daha Sayın Başkanım, bu teklifin geri çekilmesi için siz de Komisyon Başkanı olarak elinizden geleni yapmalısınız; biz de yasama görevini her iki taraf gibi görünenlerin ortak noktada buluşmasını sağlayacak şekilde yerine getirmeliyiz diyor, hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.