| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 17 .07.2024 |
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Söz sırası bekleyen vekil arkadaşlarımdan özür diliyorum, biraz sonra Genel Kurulda bir konuşma yapmam gerektiği için söz sıralarını bana devrettikleri için de teşekkür ediyorum gerçekten.
Şimdi biz bu yasa teklifi konuşulmaya başladığından beri utanç verici bir gerçekle karşı karşıyayız. Bu utanç verici gerçek Komisyonda da zuhur etti. Bu teklifin sahipleri aynı zamanda yaşanan bütün o acıların sorumluları, kendi sorumluluklarını gizleyip üstünü örtüp insanların acılarını burada tepe tepe kullanmaya çalışıyor, size yazıklar olsun diyerek başlamak istiyorum öncelikle. Acılı ailelerin kayıpları...
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Bu sözü söyleyene yazıklar olsun!
FARUK KILIÇ (Mardin) - Edeple ilgili bir şey ya! Herkes kendine yakışanı söyler.
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Siz sorumlu olduğunuzun üstünü gizliyorsunuz, katilin eli mağdurun sırtında âdeta burada, utanmanız gerekiyor gerçekten de. Siz her şeyi, her meseleyi, bütün meseleleri kutuplaştırmanın bir vesilesi, bir aracı hâline getiriyorsunuz; burada da insanların acısını kutuplaştırmanın bir vesilesi hâline getiriyorsunuz, öncelikli olarak o insanlardan utanmanız lazım. Cumhurbaşkanlığı, AKP, işbirlikçi siyasi partiler, Tarım Bakanlığı el ele verip sözde sahipsiz köpek sorununu tecrit ve katliamla çözmeye çalışıyorsunuz. Siz yaptığınız her kanunla doğanın, insanların haklarının ketline ferman yazıyorsunuz, şimdi de bir fermanı önümüze koymuş durumdasınız. Sokakta yaşayan hayvanların öldürülmesinin fermanını bize imzalatmaya çalışıyorsunuz burada utanmadan. Sizin kan dökmeye ve öldürmeye odaklı bu siyasetiniz, halkı birbirine düşürüp aradan sıyrılma siyasetiniz âdeta bir motta hâline geldi, her kanunda bunu yapıyorsunuz, bu katliam kanun teklifine de yaptığınız bu.
Şimdi, sizin çıkarmakla övündüğünüz ve yirmi yıldır asla uygulamadığınız yasanın 1'inci maddesini size hatırlatmak zorundayız burada, yazdığınız yasayı bile bize hatırlattırıyorsunuz gerçekten de diyor ki: "Bu Kanunun amacı hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıztırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır." 6'ncı maddede de kentlerde yaşayan hayvanlarla ilgili kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat ilkesi temel alınmış durumda. Peki, siz şimdi ne yapıyorsunuz? Öldürme üzerine kurulu hükümler, hazırlıklar içeren bu kanun teklifiyle yani en basit şeyi bile, en küçük şeyi bile yerel hayvan koruma gönülleri uygulamasını bile kaldırarak hayvanları korumaya yönelik son bu kırıntıları dahi yok ediyorsunuz.
Şimdi, size iktidarınıza yayılan iki yüzlülüğünüzü burada takvim takvim hatırlatmak zorundayız. Bakın, 2019 yılında Binali Yıldırım ve 36 AKP'li vekilin imzasıyla sunulan araştırma önergesinde hayvanlara kötü muamelenin arttığını bizzat siz belirtmişsiniz, hayvan sevgisinin çocukluktan itibaren kazandırılması gerektiğini bizzat siz söylemişsiniz, sahipli sahipsiz hayvan ayrımının kaldırılması ve şiddete karşı caydırıcı cezai yaptırımların getirilmesi gibi taleplerden siz bahsetmişsiniz. 2019'da hazırlanan Rapor'da bu Komisyon Başkanı AKP'li vekil bakın ne diyor, hatırlatalım size: "Gelişmiş ülkelerde sokaklarda hiç hayvan bulunmadığı gerekçesinden yola çıkarak sokak hayvanlarının itlaf edilmesine yol açacak bir düzenleme ya da uygulama yapılması hayvanların yaşam hakkını ortadan kaldırmak demektir. İnsanın hiçbir gerekçeyle bir türü ortadan kaldırma kararına ya da yetkisine sahip olmadığı kabul edilmelidir." Bugün ne yapıyorsunuz peki? "Ötenazi, uyutma" gibi yumuşak ifadelerle ama kelimenin tam anlamıyla ölüme göndermenin yasasını aynı AKP yazıyor. Bu teklifin her bir harfinde sizin iki yüzlülüğünüz akıyor, bu fışkırıyor resmen, burada Komisyonda da bunu görüyoruz. Soruyoruz size cevap istiyoruz aynı zamanda: Dün siz hayvanları öldürmenin suç kapsamına alınması gerektiğini söylerken ne oldu da bugün ölüm fermanı yazmaya bir de bizi ortak etmeye, bu Meclisi ortak etmeye çalışıyorsunuz? Yıllardır iktidarda olanlar kendi koyduğu yasanın gereğini neden yerine getirmedi de şimdi iki yüzlüce bu fotoğraflarla karşımıza çıkıyor. Bakın, on yıl boyunca toplum hayvanlara şiddeti engellemek istiyor tartışmasını sürdüren sizdiniz. Şimdi "Başıboş sokak hayvanları toplumun can güvenliğini tehdit ediyor." diyerek açık bir kirli operasyon yürütüyorsunuz, bunun farkında olduğumuzu buradan bir kere daha söylemek istiyorum. Üstelik bu operasyonu yalanlar ve bilimsellikten uzak argümanlarla sürdürüyorsunuz. Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı "Dünya Sağlık Örgütü Türkiye'yi yüksek kuduz riskli ilan etti." diyor, Anadolu Ajansı alıyor bu açıklamayı "Kuduz vakaları arttı." diye manipüle ediyor, Bakanın verdiği 473 bin kuduz temas rakamı sosyal medyada sizin trolleriniz tarafından köpek ısırma vakası olarak yayılıyor, bu şekilde halkı yanıltıp manipüle ediyorsunuz. Gerçekler açık bir biçimde ortada. Bakın, Türkiye'de bir kuduz sorunu yok. Türkiye'de çökmekte olan iktidarını korumak için emeklinin ve işçinin öfkesini manipüle etmeye çalışan bir iktidar sorunu var. Beş vakit yalan söylemeyi huy edinen bir tek adam iktidarı sorunu var. Bu ülkede halkı birbirine kırdırmak isteyen bir sorumsuzluk sorunu var, bu Komisyonda da aynen bunu görüyoruz işte. Bakan Yumaklı'nın açıkladığını Sağlık Bakanlığı verileri bu gerçekleri gün gibi ortaya seriyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de 2023 yılı kuduz vakası sadece 2, önceki yılda 2, son on yılda en yüksek rakam 2014'te yaşanmış da 4 vaka. Bu veriler Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Zoonotik ve Vektörel Hastalıklar Dairesi Başkanlığının web sitesinde herkesin erişimine açık, sizin de gözlerinizin önünde ama gizlemeyi, saklamayı, manipüle etmeyi, tahrip etmeyi kendinize görev bilmiş durumdasınız ve tek yalanınız da, tek manipülasyonunuz da bu değil üstelik. Bakalım gerekçeye, teklifte sahipsiz hayvanların saldırısı sonucunda valiliklere ve yerel yönetimlere açılmış birçok tazminat davası olduğundan bahsediliyor, nerede sayı? Bize bir sayı verin de görelim, bakalım nerede bu tazminat davalarının sayısı? Sahipsiz köpeklerin ceylan ve karacalara zarar verdiği söyleniyor gerekçede. Bakanlık her yıl, bu Bakanlık her yıl koyunu, keçisi, ceylanı için av ihaleleri açıyor bu ülkede, yaban hayatını koruma amacı güdülüyorsa ne oluyor da siz bu ihaleleri durdurmuyorsunuz, buna da cevap vermenizi istiyoruz.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Sayın Karaca, toparlarsanız sevinirim.
Teşekkür ederim.
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Devam edeceğim.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Buyurun.
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Tehdit ve güvenlik atmosferi yaratmaya çalışıyorsunuz açıkça. Sokakta yaşayan canlıların bir güvenlik tehlikesi oluşturduğu ve öldürülmesi gerektiği algısını bu halkın, bu toplumun bir talebiymiş gibi sunamazsınız. Çok açık söylüyoruz eğer bir güvenlik sorunu varsa bunun sorumlusu yirmi yıldır iktidarınızın çözüm bilmez yaklaşımıdır; çözemediğiniz, çözmeye niyet etmediğiniz her sorunu yok etmeyle sonlandırmak sizin zaten tarihinizin bir özeti.
Burada pek çok katliam hatırlatmaları yapıldı, ben burada tekrar hatırlatmayacağım. Bakın, zamanında sokak hayvanlarının itlafına karşı çıkanları cahil halk olarak tanımlayan sizdiniz, şimdi meseleyi bir de elitler-yoksullar çatışmasına çevirdiniz. Yürüttüğünüz kirli propaganda halkı ikiye bölüp hayvanları korumak isteyenleri marjinalleştirme, yok etme propagandasıdır. Üstelik önlem almadığınız yasanın gereğini yapmadığınız için canları yanan insanlara karşı sorumluluğunuzun da üstünü burada kapatıyorsunuz, açık bir halk düşmanlığı yapıyorsunuz burada. Bu halkı hayvanları öldürmenin gerekçesi yapamazsınız. Kendi ahlaksızlığınızı, adaletsizliğinizi, canavarlığınızı halkın talebiymiş gibi gösteremezsiniz.
(Gürültüler)
HALUK İPEK (Amasya) - Başkanım, temiz bir dil kullansın. "ahlaksız" diyemez.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Lütfen! Lütfen! Lütfen!
FARUK KILIÇ (Mardin) - Sizi terbiyeye davet ediyorum.
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Asıl sorunları tanımlamadan öldürerek...
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Lütfen, sözünüzü kesmek zorunda kalırım, o sözü tekrar geri alın.
FARUK KILIÇ (Mardin) - Gelip konuşmasını yapıp gidecek.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - "Ahlaksız" kelimesi bu yüce Meclisin hiçbir üyesine söylenemez.
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Ben "ahlaksız" demedim, "ahlaksızlık" dedim.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Lütfen! Sözünüzü...
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Burada canı yanmış aileler var. Ahlaksızlığın ne olduğunu ben size söyleyeyim.
(Gürültüler)
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Hayır, arkadaşlar...
FARUK KILIÇ (Mardin) - Ben sizi terbiyeye davet ediyorum.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Sayın Karaca... Sayın Karaca...
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Ben bu durumun kendisinin neden bir ahlaksızlık olduğunu açıklamak istiyorum.
HALUK İPEK (Amasya) - Sözünü geri alsın.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - "Ahlaksızlık" diyor "ahlaksız" demiyor.
(Gürültüler)
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Sizin ifadeleriniz bu şekilde değildi, lütfen düzeltiniz.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Tutanak istiyoruz, ara verin tutanakları getirin Başkanım.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Hayır.
İfadelerinizi söylüyorum, biz burada dinledik, lütfen... Bu herkes için geçerli. Böyle bir usul yok.
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Devam ediyorum.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Mikrofonu açarım "ahlaksız" kelimesiyle ilgili bunu kendiniz düzelteceksiniz, düzeltmezseniz açmam.
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Açın mikrofonumu.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Ara verin tutanakları inceleyin.
FARUK KILIÇ (Mardin) - Hiç öyle bir üslup yok, ara vermiyoruz efendim.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Ara vermeden devam ediyoruz.
FARUK KILIÇ (Mardin) - Siz mi yöneteceksiniz ya!
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bakın, burada canı yanmış aileler üzerinden yapılan şeyin kendisi...
HALUK İPEK (Amasya) - Sözünü düzelt!
FARUK KILIÇ (Mardin) - Sözünü düzelt!
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Önce sözünüzü düzeltin.
HALUK İPEK (Amasya) - Sözünü düzelt! İç Tüzük var, temiz dil kullanmak zorunda. İç Tüzük'e göre temiz dil kullanmak zorunda, burası öyle kahvehane değil!
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bu durumun kendisi açık bir biçimde halk düşmanlığıdır. Bu sözümü düzeltmiyorum çünkü bu bir gerçek.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - "Ahlaksızlık" diyor "ahlaksız" demiyor.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Sayın Karaca, bakın, eğer düzeltmezseniz sözünüzü keseceğim, ona göre.
HALUK İPEK (Amasya) - Sözünü kesin!
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Tekrar ediyorum, burada çocuklarını kaybetmiş sizin sorumluluklarınızı yerine getirmemeniz yüzünden, yirmi yıldır yasanın tek bir maddesini bile uygulamamanız yüzünden canı yanmış aileleri gelip burada manipüle etmenin kendisi ahlaksızlıktır.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Sayın Karaca, sözünüzü geri almadınız sözünüzü kesiyorum.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Kesemezsiniz.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Hayır, keserim.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Bir kadının sözünü kesemezsiniz.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Kusura bakmayın, kimseye "ahlaksız" diyemezsiniz. Ben size de diyemem siz de bize diyemezsiniz. Böyle bir şey yok.
(Gürültüler)
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Böyle bir hakkınız da yok. Susmayacağız, biat da etmeyeceğiz, boyun da eğmeyeceğiz!
HALUK İPEK (Amasya) - Sayın Başkanım, burada çekim yapılamaz. Burada İç Tüzük'e göre hiç kimse bu şekilde kayıt alamaz.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Yapma ya!
HALUK İPEK (Amasya) - Kayıt alamaz! Burada İç Tüzük'e göre...
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Arkadaşlar, düzeltecekseniz Sayın Karaca söz vereceğim yoksa vermem çünkü böyle bir usul yok, böyle bir usul yok.
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Video var, video.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Video var ya, çekilmiş video var!
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Kusura bakmayın! Birbirimize ahlaksız diyecek kadar artık şey yapmayalım.
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Mikrofonumu açar mısınız ya!
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Özür dile!
FARUK KILIÇ (Mardin) - Özür dile, özür dilemek de bir erdemdir, özür dile!
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Eğer biz öyle bir şey söyleseydik, söyledik derdik.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Özür dileyecekseniz açacağım.
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Mikrofonumu açar mısınız?
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Özür dileyecekseniz açacağım.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Sizin gibi değiliz, söylediğiniz sözlerin arkasında da duramıyorsunuz.
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Lütfen susar mısınız arkadaşınız konuşuyor.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Allah Allah!
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Ortada özür dileyecek tek bir kelime bile yok. Ortada canı yanmış aileleri bu yasaya manipülasyonla...
(Gürültüler)