| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 17 .07.2024 |
ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli misafirlerimiz ve şu anda burada olamayan, dışarıda bizleri takip eden kıymetli basın mensupları; görüşmelerini yapmakta olduğumuz Hayvan Haklarını Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında Grubumuz adına söz aldım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Toplantımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Öncelikle bazı temennilerimi ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. Öyle temenni ediyorum ki bugün, burada, bulunan herkes sorunlara yönelik hem vicdanları yaralamayacak...
(Uğultular)
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Arkadaşlar, helal sessiz olalım lütfen, hatibi dinleyelim.
Buyurun.
ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - ...sorunlara yönelik hem vicdanları yaralamayacak hem de kalıcı çözümler getirecek kıymetli katkılar sunmak amacıyla bulunmaktadır. Burada teklifin taslağını oluşturan siz iktidar bileşenlerine düşen vazife, inancımızın da bizlere önerdiği şekilde bütün sözleri, katkıları dinlemek ve kimden gelirse gelsin bunların en güzeline uymak olmalıdır.
Torba yasa yapma sürecinde olduğu gibi bu aşamada özellikle farklı seslere kayıtsız kalmanız, sürecin herhangi bir paydaşını dışarıda bırakmanız durumunda bu teklif yasalaşsa bile sorunları çözme noktasında yetersiz kalacak, bir süre sonra yeni bir düzenleme yapma ihtiyacı doğacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, kıymetli misafirler; Millî Görüş hareketinin mensupları, Saadet Partililer olarak bizler için siyaset, yaşanabilir şehirler, yaşanabilir bir ülke ve yaşanabilir yeni bir dünyanın kurulabilmesi için kullanılabilecek yegâne araçtır. İktidar mücadelesi yolunda her şeyi araçsallaştıran anlayışı kabul etmediğimiz gibi iktidara gelmek için her yolu mübah sayan zihniyeti de reddediyoruz. Zira böyle bir anlayışın uzun vadede yaşanabilir ortamları tesis etmesi mümkün olmaz. Bugün hem insanlar hem de diğer bütün canlılar için yaşanabilir şehirlere ihtiyaç vardır. Söz gelimi, günün beş saati trafikte harcanan bir şehir, sakinleri açısından yaşanabilir olmaktan çıkmıştır. Diğer yandan, insan dışındaki herhangi bir canlıya soluk alıp verme imkânı tanımayan bir mahalle yaşanabilir bir mahalle değildir. Değişen şartlar ve artan nüfusla birlikte bugün çok çeşitli sorunlarla karşı karşıyayız. Bu sorunlara yönelik kapsayıcı, akılcı ve vicdani çözümler sunabilmek için siyasetüstü bir yaklaşımın ortaya konması şarttır. Siyasetüstü yaklaşım, toplumun ihtiyaçlarını gözeten hem aklın hem de vicdanın gözetildiği, kişisel veya partisel hırsların ve hedeflerin bir kenara bırakıldığı, toplum yararına fedakârlıktan kaçınmayan bir tavrı ifade eder. Bu yaklaşım ortaya konduğu sürece siyaset, sorunların gerçek çözümlere kavuşturulduğu, toplumun yararına çalışarak gerçek niteliğine kavuştuğu bir merci olabilecektir.
Bakınız, bugün çözüm aradığımız sahipsiz sokak köpekleri sorunu, bugün ortaya çıkmış değildir. Bugün çözülmesi zor, yükü ağır olarak karşımızda duran bu sorun, daha küçük sorunların ihmal edilmesi sonucunda oluşmuştur. Daha önce konuyla ilgili bu Meclis çatısı altında birçok düzenleme yapıldı ancak ne hazindir ki ne mevcut yasaların ne de yeni yapılan düzenlemelerin gereği yapıldı. Denetlemediniz, yürürlükteki kanunları uygulamadınız, hem merkezî hem de yerel yönetimler sorunun çözümü noktasında gerekli hassasiyeti ve çalışmayı ortaya koymadı. Özellikle seçim öncesi süreçlerde bazı cılız vaatlerle gündeme getirmekten başka bir çalışma yapmadınız ne yazık ki ve işte, bugün yeni bir yasa teklifini konuşuyoruz fakat çözüm olabileceği noktasında çoğumuz emin değiliz. Bu ve bunun gibi birçok sorunun kaynağı yasa eksikliği değil, uygulamadaki eksikliklerdir. Biz evvela diyoruz ki: Sorunlara çözüm ararken gündelik bazı hesaplar ve dengeleri gözeterek değil, uzun vadede kalıcı çözümler getirmek için samimiyetle yaklaşın.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, kıymetli misafirler; biz Saadet Partisi olarak, hem insanların hem de hayvanların güvende olacağı, bütün taraflar için kabul edilebilir çözümlerin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bizler, giderek büyüyen bir soruna dair çözümü geciktiren kısır tartışmalara dâhil olmak yerine, sorunu çözen somut adımlar tavsiye ediyoruz. Bu anlamda, daha önce birçok çalışma ortaya koyduk, parti olarak ilk kez sokak köpekleri raporunu oluşturduk. Ankara Milletvekilimiz Sayın Mesut Doğan'ın ilk imzasıyla konuya dair kapsamlı kanun teklifimizi geçtiğimiz şubat ayında Meclise sunduk. Getirdiğiniz bu teklifi incelediğimizde kanun teklifimizin birçok açıdan yol gösterici olduğunu görebiliyoruz ancak temel bazı farklılıklar var. Bizler "Karıncayı yaşat ki devlet yaşasın." hassasiyetiyle hareket etmeyi inancımızın bir gereği olarak görürüz ancak şunu da kabul ederiz ki: Belli bir aşamadan sonra sahipsiz sokak köpeklerinin uyutulması istemesek de zorunlu hâle gelebiliyor ancak getirdiğiniz teklifte "ötanazi" olarak ifade ettiğiniz yöntem birçok infiale yol açabilecek, çerçevesi geniş tutulmuş olması nedeniyle kabul edilebilir değildir. Üstelik, bunu belediyelere verdiğiniz bir imkân olarak tanımlamanız asla vicdani değildir, son derece kusurlu ifadelerdir. Kaldı ki hayvanların gerektiğinde uyutulması 5199 sayılı Kanun'un 13'üncü maddesinde belirtilmiş, Bakanlığın bir yönetmelikle bunun çerçevesini oluşturma yetkisi hâlihazırda bulunmaktadır. Burada Bakanlığın görevini ihmal ettiğini görüyoruz. İhmal edilen aynı görev şimdi belediyelere veriliyor ancak Bakanlığın yine bu doğrultuda yönetmelik çıkartıp çıkartmayacağı da meçhul. Mevcut kanun teklifiyle yükü belediyelere yıkıyorsunuz.
"Gerekli denetim mekanizmaları tesis edilemedi." diyorsunuz. Yirmi yıldır iktidarda olan sizler denetim mekanizmalarını neden tesis edemediniz? Bu kadar sürede kuramadığınız mekanizmaları bundan sonra nasıl kuracaksınız? Bu konunun siyasi saiklerle yerel yönetimler üzerinde bir baskı unsuru hâline gelebilecek düzenlemelerinden kaçınmak gerekir. Merkezî yönetim sadece denetim kısmında değil, uygulama kısmında da sorumluluk almalıdır. Bunun yanında, hayvan hakları kuruluşları ve veterinerlerimiz de sürece mutlaka dâhil edilmelidir.
Kontrolsüz bağış kampanyalarını teklifin gerekçesinde sorun olarak ifade ettiğiniz hâlde teklife sorunu çözecek bir madde koymamışsınız. Bağışları yasaklayacak mısınız, denetleyecek misiniz? Bunun mutlaka açıklığa kavuşturulması gerekir. SMA hastası bir bebek için nasıl ki izin dâhilinde bağış toplanıyorsa, sahipsiz hayvanlar için toplanacak bağışlar da mutlaka izinler dâhilinde olmalıdır. Bu bağışlar bireylere değil, belediyelere veya oluşturulan tüzel kişilere yapılmalıdır.
Kamusal alanlar olan sokaklarda, parklarda ve kaldırımlarda hayvanların rastgele beslenmesi birçok tartışmaya yol açıyorken aynı zamanda bu ortamlara bırakılan sağlıksız besinler hastalık yayabiliyor; teklifinizde bu durumu düzenleyen bir hüküm konulmamış. Şunu kabul etmeliyiz ki: "Sahipsiz sokak köpekleri" diye bir sorun var ve sokaklarımız özellikle çocuk ve yaşlılarımız gibi zayıf bireyler için güvenli değil.
Bunun yanında, hayvanlara kötü muamele, şiddetle birlikte barınaklarda çok kötü şartların olduğu da kabul etmemiz gereken bir gerçektir. Türkiye genelinde yapılan saha çalışmaları sonucunda ortaya çıkan rakamlar bu gerçekleri ortaya koymaktadır. Biz parti olarak ortaya koyduğumuz raporlar ve kanun teklifimizle özetle diyoruz ki: "Sokaklar güvenli, hayvanlar güvende olacak." Bunun için özetle önerilerimiz şunlardır:
1) Sokak köpekleri kısırlaştırıldıktan sonra tekrar sokağa bırakılmamalıdır. Köpeklerin alındıkları ortama geri bırakılması popülasyonun kontrolünü imkânsız hâle getirmektedir.
2) Barınak ve bakımevlerinin yanı sıra yaşam alanları kurulmalıdır. Uygun bulunan açık alanlar sahipsiz sokak köpekleri için yaşam alanına dönüştürülmeli, daha doğal ve özgür bir ortamda yaşamaları sağlanmalı, gerekli görüldüğü hâlde yaşam alanı içerisinde de barınak kurulması sağlanmalıdır.
3) Barınak ve bakımevlerinin şartları iyileştirilmeli, kamera sistemleriyle 7/24 izlenebilmelidir.
4) Bağış toplayan hayvansever kuruluşlar, barınak ve bakımevleri kurmakla yükümlü olmalıdır. Böylece belediyeler ve Bakanlık üzerindeki mali yük paylaştırılmalıdır. Bağış yapmak isteyen hayvanseverler hem yaptığı bağışın karşılığını görebilmeli hem de çalışmaları bizzat denetleyebilmelidir.
5) Barınak, bakımevi ve yaşam alanlarında çalışan personellere yönelik eğitim zorunlu hâle getirilmelidir.
6) Gönüllülerin barınak ve bakımevlerini ziyaret etmesi ve aktif görev almaları kolaylaştırılmalıdır.
7) Evcil hayvan satışı kontrol altında olmalıdır. Hayvan sahiplendirme esas alınmalı, merdiven altı üretim ve satışa izin verilmemelidir.
8) Tüm evcil hayvanlar mikroçiple kayıt altına alınmalıdır. Hayvanların sokağa bırakılması, kaybolması, hastalık bulaştırması gibi olumsuzlukların önüne geçilmelidir.
9) Tehlikeli ırklara izin verilmemeli; tehlikeli ve yasak ırkların saldırılarından sahipleri sorumlu tutulmalıdır. Yasak ırk köpeğin bir insana zarar vermesi durumunda sahibine Türk Ceza Kanunu uyarınca ceza verilmelidir.
10) Cezalar daha caydırıcı hâle getirilmeli, hayvanlara yönelik şiddet ve işkence uygulayanlara, hayvanları sokağa terk edenlere daha caydırıcı cezalar uygulanmalıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, kıymetli misafirler; insan hayatını merkeze alan ve hayvan refahını gözeten bir bakış açısıyla sahipsiz sokak köpekleri sorununun çözülmesi için gayret ediyoruz. Arzu ederdik ki daha önce verdiğimiz teklifimiz için de Komisyonumuz toplanmış ve bu teklifimizi gündeme almış olsaydı ancak bu yapılmadı. Muhalefet tarafından gelen her teklifin peşin hükümle dikkate alınmaması kabul edilebilir bir tavır değildir. Bunu sadece tek başına kanun teklifleri değil, maddeler üzerine verilen değişiklik önergeleri için de ifade ediyorum.
Getirdiğiniz teklif birçok açıdan bilimsellikten uzak bir şekilde hazırlanmıştır. "Sokak hayvanları" gibi genel bir kavram kullanmışsınız. Kazalara ve ölümlere sebep olan hayvanların mutlaka tasnif edilmesi gerekir. Bu hayvanlardan kaçının sahipsiz sokak köpeği olduğu açık bir şekilde ortaya konulmalıdır. Bu Komisyon çalışması oldubittiye getirilmemeli, hayırseverler ve veteriner hekimler, mağduriyet yaşayan vatandaşlar dâhil olmak üzere, bütün paydaşların etkin katılımı sağlanmalıdır. Gerekirse Komisyonun çalışması, teklifin Genel Kurula getirileceği yeni yasama yılına kadar sürdürülebilir.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi sonlandırırken buradan çıkacak neticenin hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Siz değerli katılımcılara teşrifleriniz ve katkılarınız dolayısıyla grubumuz adına teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.