| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 17 .07.2024 |
SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Hem usulle ilgili hem Anayasa'ya aykırılıkla ilgili söyleyeceğim.
Sayın Başkan, sesim kısıldı, hiç istemiyordum böyle bir şey olmasını, bağırıp çağırmak istemiyorum. Burada milletvekilliğinde altıncı senemiz ve ben şuna inanıyorum: Çok güçlü bizim bu konuda elimiz, hayvan hakları savunucularının, yaşam hakkı savunucularının şu anda çok güçlü eli ve burayı bir mahkeme olarak değerlendiriyorum. Esasa hiç girmeyeceğim, çok uzun zamanımız var, esas üzerine ayrıca söz talep edeceğim, maddelerde ayrıca söz talep edeceğim, bunu da müthiş bir sakinlikle yapacağım çünkü birçok AKP'li ve MHP'li milletvekilinin gözünde de o tereddüdü ve utancı görüyorum, buradan bakınca görüyorum çünkü şu an yaptığımız şey arkadaşlar, herhangi bir kanun teklifi değişikliği değil, herhangi bir şey yapmıyoruz. MHP'li milletvekilinin tabiriyle konuşacağım, biz şu anda bin yıllık Türk töresini ortadan kaldırıyoruz. AKP'li geçen dönem milletvekilinin deyimiyle söyleyeceğim, biz şu anda bin yıllık İslam kültürünü terk ediyoruz. Bakın, getirdiğiniz teklif öyle bir teklif, alelade bir şey konuşmuyoruz.
Usule ilişkin söz aldım Sayın Başkan. İki şey söyleyeceğim, bir, sesim niye kısıldı? Az önceki salonda size meramımı duyurmaya çalışırken şuydu: Bu salon çok küçük, bize de yazık, size de yazık, Plan ve Bütçeye geçelim. Bunu size duyurabilmek için bağırdık, bağırdık, bağırdık, duyuramadık sesimizi, bir saat ara verdiniz, geldik, neredeyiz? Plan ve Bütçedeyiz değil mi sevgili arkadaşlar? Demek ki mantıklı bir katkı sunmaya çalışıyormuşuz. Az önce burada dalga geçti vekil arkadaşlarım Sayın Başkan, Sayın Başkan, Sayın Başkan, Sayın Başkan... Terörize etmeye falan sizin deyiminizle çalışmıyorum ortalığı, tek bir amacım vardı, şuradan girerken bakın efendim, siz görmediniz, tekerlekli sandalyedeki bir hayvan hakları savunucusu bile Meclis personelimiz memurlar tarafından hakikaten tartaklandı yani böyle görüntüleri yaşadık. Bunun sebebi de şuydu: İlk girerken arkadaşları şöyle sakinleştirmeye çalıştım, az önce de arz ettim "Komisyon karar aldı, hiçbir STK temsilcisi içeri girmeyecek. Sakin olun arkadaşlar." ben kendi arkadaşlarıma dedim. Buraya girdiğimde ne gördük? Şu anda hâlâ buradalar. Farklı kurumlardan yani bu yasanın geçmesinin gerektiğini düşünen kurumlardan STK temsilcileri burada, kurum avukatları burada. Bu adaletsizliğe haklı değil mi insanlar dışarıda itiraz etmeye? Ve bunun için de size geldim, bir liste sundum, yasama uzmanımıza sundum, dedim ki: "Bakın, bunlar içerideymiş." değil mi efendim? Yalan söylemiyorum ben şu anda, sizin de yüzünüz burada ve bu şekilde bir çalışma yapmak zorunda değiliz. Usule ilişkin ilk itirazım buydu. Hepimiz milletvekiliyiz arkadaşlar, ben bu konuda on iki yıldır çalışıyorum, sizlere anlatmak istiyorum yapacağınız şeylerin tehlikelerini, öngörmediğiniz riskleri anlatmak istiyorum. 4 milyon hayvanın öldürülmesine dair bir kanun teklifi sundunuz. Bunu birazdan delilleriyle açıklayacağım vekilim hepinize. Ve bunun esası, usulü bu olmamalı. Usul faslında diyeceklerim buydu.
Anayasa'ya aykırılık kısmında da bizim de iddiamız vardır. Getirilen teklif, Anayasa'nın 45'inci ve 56'ncı maddesine ama özellikle 63'üncü maddesine aykırılık teşkil etmektedir çünkü devlete tabiat varlıklarını ve değerlerini koruma yükümlülüğü yüklemiştir. Aynı şekilde, bir önceki arz ettiğim maddede de devlete kamu sağlığını ve ekolojik dengeyi koruma yükümlülüğü yüklemiştir. Bu teklif bu hâliyle yasalaşırsa ki bu teklifin gerekliliği tekrar tekrar söyleyeceğim bunu, yirmi yıldır mevcut kanunu uygulamayan, buna bütçe ayırmayan AKP yönetimidir. Şimdi "Biz bunu çözemiyoruz, ortadan kaldırıp kaldıralım." gibi bir yaklaşımla gelinmesi bizim töremize aykırıdır, kültürümüze aykırıdır, Anayasa'mıza da aykırıdır. Bu kadar dediğim gibi esasa ilişkin. Bilahare söz alacağım ama sizden istirham ediyorum. Bakın, iki kere bağırmak durumunda kaldım, ikisinde de haklı çıktım. Ne gerek var böyle bir şeye? Bizler milletvekiliyiz, Sayın Vekilimden de rica ediyorum, birbirimize saygı gösterelim yani konuşurken birbirimizi dinleyelim, bakalım ne çıkacak günün sonunda?
Teşekkür ediyorum.