ORHAN SARIBAL (Bursa) - Sayın Başkan, değerli katılımcılar, değerli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında buradaki tutum şu: Bu yasanın şeffaf, katılımcı tarafların dinlenip kamuoyunu bu kadar meşgul eden ama ne yazık ki çok sığ bir şekilde bir dayatmayla geldiğinin açık bir göstergesidir çünkü burada gerçekten onlarca hatta yüzlerce sivil toplum örgütleri var, bunun her tarafında insanlar var yani bu kanuna destek verenler de var ama büyük çoğunlukla destek vermeyenler de var. Aslında belli ki bu kanun çok net bir şekilde toplumun geniş kesimleri tarafından tartışılmadı, bundan öncekilerde olduğu gibi bir yerlerden çıktı, milletvekilleri tarafından imzalandı, önlerine kondu ve bugün çok kısa bir süre içerisinde geldi Komisyona ve bugün bu manzarayla karşı karşıyayız. Sayın Başkan, sizler daha önce bakanlık yaptınız, Tarım Orman Bakanlığından geliyorsunuz, ekolojiyi biliyorsunuz, doğal dengeyi biliyorsunuz, 2020 yılında çıkan bir Hayvanları Koruma Kanunu'nun ilgili maddelerini biliyorsunuz, 2004 yılında çıkan kanunda yine buradaydınız, onu da biliyorsunuz. Dolayısıyla, ortada sadece bir hukuk meselesi üzerinden değil, vicdan, sosyal yaşam ve ekosistemin içerisindeki birazdan belki konuşacağımız bu kanuna koyduğunuz çevre, insan meselesi üzerinden de meseleye bakmak gerektiği çok açık. Dolayısıyla, bu kadar önemli bir konuya eğer zamanında toplumun geniş kesimleri tarafından konuşulmasına müsaade etmiş olsaydınız, bunu kamuoyunda tartışma noktasına getirebilseydik, sivil toplum örgütlerinin bütününün öngörülerini ve görüşlerini alabilseydik, bunu geniş bir şekilde tartışıp gerçekten kamuoyunun vicdanını rahatlatan bir mekanizma olarak buraya sunsaydık bugün bu tartışmayı da burada yapmamış olurduk. Dolayısıyla, sorunu yaratan da sizsiniz, sorunu çözmekle sorumlu olan da yine sizsiniz Komisyon Başkanı olarak. Bu ortamda tarafların vicdanına sığmayan, hukuk tarafından hiçbir şekilde kabul edilmeyen bir yasa teklifini zorla ve dayatmayla, kapalı bir odada, bunca sivil toplum örgütünü dışarıda tutarak, zorlayarak götürebilmeniz çok mümkün görünmüyor.

Bu konuda size bir sorumluluk düşüyor. Olabildiğince geniş bir alanda ve bütün sivil toplum örgütlerinin konuşabileceği, düşüncelerini aktarabileceği bir konuyu mutlaka ve mutlaka tartışmaya açmalısınız, bu olanağı sağlamalısınız yoksa bu Komisyonda buradan çıkacak sonuç meşru olmayacaktır, bir dayatma olacaktır.