KOMİSYON KONUŞMASI

İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Teşekkür ediyorum.

Fizik tedavi uzmanıyım, DEVA Partisi milletvekiliyim. Öncelikle, hayırlı olsun diyorum.

İstişare, adalet, ortak akıl, olumlu eleştiri, çok güzel sözler... İlk ziyaretinizi memleketim Kahramanmaraş'a yaptınız. Özel Kalem Müdürünüz "Ben Maraş'tayım, deprem bölgesinin tek tıp doktoru muhalefet milletvekiliyim, katılabilirim." şeklindeki mesajıma geri dönmedi. Valiliğe ulaştım, oradan da bir cevap alamadım. Onlar dediler ki: "Valilik ayarlamıyor, Bakanlık ayarlıyor." Bakanlığa sorduğumuzda -bu diğer bakanlıklarda da olur- Valiliğin ayarladığını söylerler, bize bir "fake" atarlar; hayırlısı olsun.

Otuz üç yıllık doktorluk hayatımda beş yıl Urfa'da, beş yıl Malatya'da, yirmi yıl Maraş'ta, bir buçuk yıl Kütahya'da bir buçuk yıl da Erzurum'da çalıştım. O bölgenin partimin deprem bölgesi koordinatörüm, aynı zamanda sağlık politikaları koordinatörüyüm. İnşallah, vekil arkadaşımın dediği gibi, o bölgeye gittiğinizde farklı bakış açılarını da değerlendirme açısından bizlerle irtibat kurulur; bu, bir temenni tabii ki. Niye kurulur? 2006 yılında Kahramanmaraş'ta çalışırken yalvardım şu birinci sınıf tarım arazisine ve fay hattına Necip Fazıl'ı yapmayın diye -şahidi vardır, Hakkı Yeşilyurt, o zaman Başdanışmandı- ama maalesef fay hattının ortasına büyük bir hastaneyi kurdular ve depremde yakın arkadaşımı saat on birde çıkardım, bir Doblo'ya attım, hastane gezdim, üç özel hastane devre dışıydı, Necip Fazıl devre dışıydı ve serumları buldum, arkadaşımı bir çiftlikte tedavi etme yoluna gittim, sadece üniversite hastanesi ayakta kalmıştı, böyle bir sağlık sorunu vardı Kahramanmaraş'ta depremin hemen akabinde. O kadar uyarmamıza rağmen bugün hâlen daha birinci sınıf tarım arazisine 400 yataklıyı yaptılar, hemen yanı başına, 20 kilometre öteye 120 yataklı acil durum Türkoğlu'ya yapılıyor, yine, hemen yanına, on kilometre öteye, bir acil durum hastanesi Necip Fazıl'a yapılıyor, o bölgeye yığılıyor ve kuzey bölgesi hastanesiz kalıyor. Bunu ısrarla vekillerimize belirtiyorum, iktidar vekillerine ama dediğim gibi, sakalımız olmaması sebebiyle dinlenilmiyoruz; canları sağ olsun. Kahramanmaraş için raporumu ben size ulaştırırım. Teşekkür ediyorum, tabii ki raporlarımızın kale alınacağını düşünüyorum.

Otuz üç yıllık bir hekim olarak artık bu devre dışı kalan Umumi Hıfzıssıhha Kurulunun bir il sağlık politikaları kuruluyla aktif hâle getirilmesinin zamanı geldiğine inanıyorum çünkü ildeki yerel yönetimler bu işte karar mekanizmasında ama bu da sayın valinin kontrolünde "Ali kıran baş kesen, ben ne yaparsam olur." Niye? Çünkü ben 1994 yılında Urfa'da Sağlık Müdür Yardımcısı iken çok kıymetli Dünya Bankası kredisiyle Hacettepe Üniversitesinde bir yılda bir aylık epidemiyolojik ınformation kurs aldım. Halk sağlıkçı Sabahat Hoca, Nazmi Hoca... Deprem epidemiyolojisi diye bir ders aldım orada bir gün. Depremde nasıl o bölgenin yöneticilerinin devre dışı kalıp yerine yenilerinin atanacağını ve devamında onların işleri yapacağını öğrendim. Ama biliyor musunuz Kahramanmaraş'ta depremi yaşayan başhekim akabinde siyasiler tarafından sağlık müdürü olarak atandı. Sayın Fahrettin Koca çok doğruydu, iyi bir sağlık müdürü gönderdi ama yerel iktidar milletvekili arkadaşlarımız onun yerine bu yıpranmış arkadaşı oraya koydular; bize öğretilen buydu, doğrusu buydu ama biz bunu da yaşadık.

Mecburi hizmet konuşuldu, çok doğrudur, hep kafa yorduk buna. doğrudur, bize bir şey verilmediği için, bir karşılığı olmadığı için bu mecburi hizmet ahlaki ve yasal değil aslında ama yine de ülkenin ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Ben bu işe kafa yorduğumda bölgesel hizmet alımının bu işi çözeceğine inanıyorum. Kahramanmaraş'ın Çağlayancerit'i vardır, Nurhak'ı vardır; buralar uzak bölgelerdir. Bu bölgelerde hizmet tanımlanır, personel tanımlanır ve o bölgelerde bir yıllık, iki yıllık bölgesel hizmet alımlarıyla bunun çözülebileceğine inanıyorum.

Şimdilik teşekkür ediyorum, saygılar.