KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Sayın Başkanım, tabii, ben burada kendi görüşlerimi beyan edeceğim, öncelikle onu söyleyeyim, belki farklı düzenlemeler olabilir. Özellikle Anayasa'nın 41'inci maddesine göre "Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar." yani bizim anlayışımızda aile millî ve manevi değerlerin taşıyıcısı, tarihsel ve toplumsal bilincin aktarılmasında köprü vazifesi gören, yerine ikamesi mümkün olmayan önemli bir müessese. Burada birlik, beraberlik duygusu, aidiyet duygusu, hayat arkadaşlığı, problemlerle daha etkin başa çıkmanın sağlanması yönleriyle aslında aile kurumunun sağlıklı olması toplumun da sağlıklı olması anlamına geliyor. Tabii, aile kurumu küresel değişimler, dönüşümler, birtakım toplumsal sorunların çeşitlenmesiyle de aslında ciddi tehdit ve risklerle de karşı karşıya kalıyor. Özellikle küresel eğilimler, kültürel değerlerdeki aşınmalar, küresel cinsiyetsizleştirme projeleri, aile ve evlilik kurumunu hedef alan zararlı akımlar ve bireyselleşme, ailenin karşılaştığı riskli konulardan bir tanesi.

Tabii, bu aile bağlarının zayıflaması ailenin yakın çevresiyle, toplumla kurduğu bağların da zayıflamasına, nesiller arası etkileşimin azalmasına ve insanın yalnızlaşmasına da aslında sebep oluyor. Yani kuşaklar arası kültürel kimliğin, deneyim ve değerlerin aktarılmasını olumlu buluyorum. Tabii, aile bireylerinin aslında bu noktada aynı soyadına sahip olmalarının aile bağlarını korumak suretiyle ailenin toplumsal işlevini yerine getirmesine de katkı sağlayacağını düşünüyorum. Mesela, şimdi, az önce aslında sizin söylediğiniz şey, aileyi temsil eden ortak bir soyadının olmasını anlamlı buluyorum. Bu kadının soyadı da olabilir, erkeğin soyadı da olabilir. Neden gelenekten bahsediyoruz? Bugüne kadar erkeğin soyadıyla gelmiş, nasıl bir düzenleme yapmışız? Onun önünde kızlık soyadını da kullanma hakkını getirmişiz. Belki burada biraz espri olacak ama mesela benim soyadım "Yavuz Gözgeç". "Yavuz" babamdan gelen bir soy isim, nihayetinde bir erkekten gelen soy isim; eşim "Gözgeç" bir erkekten gelen soy isim. Yani 2 erkekten gelen soy isim arasında bir tercih gibi bir durum oluyor aslında bu bahsettiğimiz. Yani şimdi ben şöyle düşünüyorum: Kadın, erkek, çocuk hem bir birey hem de ailenin bir parçası. Bir yandan birey olma hakkımız var ama bir yandan da aidiyet duygusu, aidiyet ihtiyacı hissediyoruz. Yani biz kadınız, anneyiz, eşiz, ablayız, kardeşiz, çocuğuz ama ben olarak da biz kalmayı başarabilmeyi de önemli görüyorum. Bir aile kurumunu da sanki bir ticari şirket gibi görmenin de çok doğru olmadığı düşüncesindeyim. Çünkü bir ömrü birlikte paylaşıyorsunuz, sevdiğiniz bir insanla berabersiniz. Yani Yavuz Gözgeç, benim soy ismimle beraber onun soy ismini taşımanın gerçekten o ailevi bağlarımızı daha kuvvetlendirdiğini düşünüyorum. Açıkçası, çünkü kadın ve erkeğin, evet, eşler arasında eşitlik var ama biz aynı değiliz yani kadın-erkek bire bir aynı değil, hem fizyolojik farklılıklarımız var hem psikolojik farklılıklarımız var. Bu noktada, çocukların hem anneye hem babaya ihtiyacı var. Biz o yüzden tek ebeveynli ailelerin aslında çok da sağlıklı olmadığını da düşünüyoruz çünkü psikologlar da bunu söylüyor; çocuk anneyle de vakit geçirmeli, babayla da vakit geçirmeli çünkü her ikisinin de ona vereceği şeyler var. Biz aslında sağlıklı ailenin toplumdaki birçok sorunun oluşmasını önleyici bir rolü olacağına da inanıyoruz çünkü bizim en güçlü yanımız aile yapımız.

"Kadını aileye hapsetme" gibi tabirler kullanıldı, bunu da kabul etmiyorum yani kadın ve aile birbirlerinin alternatifi değil. Size bir akademik araştırmadan bahsetmek istiyorum: "Kültür taşıyıcısı olarak Türk ailesinden örnekler" diye yapılan bir araştırma psikoloji bölümünden. Orada mesela, Bulgaristan'da "Türklerin Bulgarlaştırılması" çalışmalarında Bulgarlaştırılamayan Türklerin yani bu asimileden kurtulanların aslında başarısız kılınmasında en önemli faktörün Türk aile düzeni olduğu ifade edilmiş yani ailenin kültür taşıyıcısı rolüyle bu kültürünü aktarmasının millî özelliklerin korunmasında Türk aile düzeninin çok önemli bir etki olduğu ifade edilmiş.

Yine bu araştırmada, aile yapısının yeni şartlara göre değişime uğramasına rağmen çekirdek ailenin yine de geniş aile bireyleriyle, akrabalarıyla ilişkilerin devam ettiği... Yani bizde, evet, çekirdek bir aile var ama eşimizin ailesiyle de kendi ailemizle de dayıyla da teyzeyle de bir arada yaşamasak bile ilişkilerimiz devam ediyor yani bizim yapımızda böyle bir sağlam çekirdek ağı diyebileceğimiz bir ilişkisi var. Bunu niye anlatıyorum ben? Aslında soyadı da aileyi temsil eden bir unsur. Az önce dediğim gibi, bu, kadının soyadı da olabilir, erkeğin soyadı da olabilir ancak bugüne kadar kocanın soyadıyla temsil edilme süregelmiş, biz buna bir uygulama getirmişiz. Hayır, kadın kızlık soyadını da kocasının soyadı yanında kullanabiliyor. Yani burada aile birliğinin korunması, nüfus kayıtlarının düzenli tutulması, soyadının kuşaktan kuşağa geçmesi, birtakım kamu düzeni gerekleri var. Aslında burada kişisel haklar ile kamu düzeni gerekleri arasında bir denge kurma çalışması var. Aslında Anayasa Mahkemesi kararında da 6 tane muhalefet şerhi var yani bir karar var ama 6 tane de muhalefet şerhi var. Yani kadının kendi soyadını kullanması, kocanın farklı soyadı kullanması, belki daha sonra çocuğun farklı soyadı kullanması; bunların ailenin birlik ruhuna aykırı olduğu düşüncesindeyim. Aslında daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin soyadı kullanımıyla ilgili bir kararı da var. Özel hayatın ve aile hayatının korunması ilkesi kapsamında inceliyor soyadı kullanımıyla ilgili başvuruları. O kararda şöyle diyor Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi; nüfusun eksiksiz ve doğru olarak kaydedilmesi, aile haklarının istikrarına verilen önem, kişisel kimlik saptaması veya belli bir ismi taşıyanların belli bir aileyle bağlantılarının kurulabilmesi gibi kamu yararının gerekleri uyarınca soyadı değiştirme imkânına yasal sınırlamalar getirilebileceği, yasa koyucunun da bu sınırlamaları kendi devletiyle ilgili tarihî ve siyasal yapısına bağlı kalarak seçmesinde takdir hakkı bulunduğunu belirtiyor. Yani soyadıyla ilgili bir düzenleme yapılmasının direkt kişisel hakka müdahale olmadığını...

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Hangi karar ama?

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Onu yine, bilahare bildiririm size. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin soyadıyla ilgili bir kararı ama daha sonra bulayım.

Şimdi, şunu da söyleyeyim: Bir kadının kızlık soyadını tek başına kullanmayıp eşinin soyadıyla beraber kullanması ya da kullanmamasını sanki kadınların hayatın her alanında etkin olmasının önünde engelmiş gibi, kadınların kazanımlarını ortadan kaldırıyormuş gibi ortaya konulmasını ve bugüne kadar bizim kadınlarla ilgili, aileyle ilgili, erkeklerle, çocuklarla ilgili yaptığımız özgürleştirici düzenlemelerin yok sayılmasını da doğrusu yanlış buluyorum.

Özellikle şunu söylemek istiyorum: Kadınları eğitim hakkından, çalışma hakkından mahrum bırakan yasakları bizler kaldırdık. Yine, aslında tüm kadınlara hiçbir ayrımcılığa maruz kalmaksızın seçilme hakkını yine biz getirdik.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Bari "bir kısım kadınlar" deyin.

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - "Bir kısım kadınlar" demiyorum, öyle bir ayrılış... Bak, şu an ayrımcı bir yaklaşım, ayrımcı bir yaklaşım... Ben diyorum ki...

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Böyle bir şey olabilir mi yani? Bu ayrımı siz yapıyorsunuz ama.

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Bak, şu sözü kullanıyorum. Bak, hayır...

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - "Biz verdik seçme ve seçilme hakkını" deyip...

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Ama bakın Sibel Hanım, cümlemi dinler misiniz? Cümlemde diyorum ki...

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Sibel Hanım, sizin dediğiniz bir kısım kadınlara seçilme hakkı veriyordu. Tüm kadınlara, doğru söylüyor, bak doğru söylüyor, AK PARTİ tüm kadınlara seçilme hakkı verdi.

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Hayır, lütfen, ben cümlemi şöyle kullanıyorum, diyorum ki: Tüm kadınlar hiçbir ayrımcılığa maruz kalmaksızın seçilme hakkını seksen bir yıl sonra AK PARTİ'yle kazandı, bu bir gerçek ve ben bunu söylüyorum.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Arkadaşlar, yıl 2024, Şanlıurfa'da kadınlar oy kullanamıyor hâlâ. Yıl 2024 bakın, seçimlerde Urfa'da kadınlar oy kullanamıyor.

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Yine, biliyorsunuz, Anayasa Mahkemesinin başörtüsüne dair kararları gerekçe gösterilerek başörtülü kadınlara ikinci sınıf bir rol biçildi, "Siz kamusal alanda olamazsınız." dendi ve özellikle o zaman kadın haklarından bahsedenler bunları hararetle savundu. Bunu da söylemek istiyorum.

Yine, biz aslında neler yaptık? Bugüne kadar kadın girişimcilere destekler, kadın istihdamının artışı için çalışma hayatında yapılan düzenlemeler. Bunları niye söylüyorum? Yani çünkü kadınlarla ilgili biz bir şey yapmıyoruz gibi sabahtan beri öyle bir ifade var, o yüzden. Bugün eğer kadın istihdamındaki artıştan, sanatta, sporda kadınların başarılarından, mühendis kızlardan bahsediyorsak bu hayata geçirdiğimiz kadın politikaları sayesinde. Biz kadınları politikalarımızın merkezine alıyoruz. Bugün bakın kırsal alanda, mahallede kadın kooperatifleri kurulsun, kadınlar üretsin diye ciddi hibe destekleri veriyoruz.

Yine, kadın ve çocuk bence hassas konular ve burada iki anlayış var; birincisi, kadınlar üzerinden, çocuklar üzerinden, samimiyetsizce -sizi kastetmiyorum -genelde kendilerine yol açmak isteyenler yani bir kadını ya da çocuğu... "Bu konuları kullanalım, siyaseten kendimize biz yol açalım." Diğer bir anlayış ki bu anlayış da "Kadınların önündeki engelleri kaldıralım, kadınlara yol açalım." Yani burada iki anlayıştan doğru olanın da "Kadınların önündeki engelleri kaldıralım ve onlara yol açalım." anlayışı olduğunu düşünüyorum.

Biz yine ne yaptık? Mağdurun kadın olmasını tek başına ağırlaştırıcı sebep saydık, bu çok radikal bir düzenleme yani mağdur kadınsa tek başına bu, ağırlaştırıcı sebep için yeterli. Bu düzenlemeyi biz yaptık yine.

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Mağdur olarak kalırsa evet, genelde öldürüyorlar.

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Kalmasın, o ayrı bir şey, ben yasal düzenlemeyi söylüyorum.

Yine, boşanmış eşe karşı işlenen şiddet suçunun da ağırlaştırılmış suç kapsamına alınmasını, ısrarlı takip fiilinin suç sayılmasını...

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - "Biz yaptık." diyerek kadın mücadelesini yok sayıyorsunuz. Bir kadının kullanmaması gereken cümleler.

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Yani şunu, bak, biz yaptık... Sibel Hanım, bunları...

SEVDA ERDAN KILIÇ (İzmir) - Mücadele olmadı, mücadele olmadan mı yaptınız?

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Mücadele olmadı demiyorum yani biz AK PARTİ...

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - "Biz yaptık." derken...

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Ama neden diyorum bunu? "AK PARTİ Hükûmeti olarak siz kadın politikalarından yana değilsiniz, kadını dışlıyorsunuz, kadını eve hapsediyorsunuz." dendiği için söylüyorum.

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Bizim söylemlerimizde yok.

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Sizi demiyorum ama sabahtan beri bu tür şeyler söylendi, ben de AK PARTİ Hükûmeti olarak, Cumhur İttifakı'yla beraber hangi düzenlemeleri hayata geçirdik, onu söylüyorum.

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Bunların hepsi cumhuriyetin kazanımı, siz de bu cumhuriyetin bir iktidarısınız, bu yönüyle doğru.

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Bunu tartışmıyoruz, ben şunu söylüyorum... Bu ayrı bir konu. Ben diyorum ki neler yaptık, onu anlatıyorum.

Yine, kadına karşı kasten yaralama suçunu, tutuklamayı gerektiren katalog suç kapsamına aldık.

FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - Sizin idarenizdeki cumhuriyetin yaptıklarını da biliyoruz biz 28 Şubatta.

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Kadınların siyasette, eğitimde, çalışma hayatında var olması için önündeki engelleri kaldırdık.

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Bu söylediğimi niye kötü anladınız? Cumhuriyetin kazanımları güzel bir şey işte.

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Bir şey demiyorum ben, anlatıyorum.

FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - Sizin idarenizdeki cumhuriyetin yaptıklarını da biliyoruz biz yani.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Bu kininiz bir bitmedi ya, bu kininiz bir bitmedi ya!

SEVDA ERDAN KILIÇ (İzmir) - Ne yapmışlar! Allah aşkına ne yapmışlar ya!

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Kininiz bir bitmedi ya!

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Başkanım, devam etmek istiyorum.

Yine, KADES uygulaması ödül alan bir uygulama.

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - "Cumhuriyetin kazanımları" dememden mi rahatsız oldunuz?

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Gizem Hanım, devam etmek istiyorum, lütfen, evet.

Yine KADES uygulaması ödül alan bir uygulama. Şiddet mağduru kadınlara ücretsiz avukat verilmesi, GAMER, Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi, bunlar yani hayata geçirdiğimiz somut adımlardan birkaçı. Birçok...

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Olacak tabii bunlar doğal olarak.

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Olacak ayrı bir konu yani "Hiçbir şey yapmadınız."a demek istiyorum yani.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Keşke bir erkek söyleseydi bunları.

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Yine dün -dün diyorum artık- Meral Hanım buraya geldi, bize "faşist" dedi, "beceriksiz" dedi, hakaret etti, kadın haklarından bahsetti. Şimdi ben soruyorum, bu konuyu buraya getiriyorum tabii: Şimdi PKK'nın katlettiği kadınlarla ilgili bir söz var mı? Yok. 22 yaşında Aybüke Öğretmen, 25 yaşında Nurcan Karakaya, 31 yaşında Mizgin Doğru, canlı bomba olarak kullanılan kadın teröristi engellemek isterken şehit olan 4 çocuk annesi Hatice Belgin; bunları katleden PKK terör örgütünü lanetliyorlar mı? Bırakın lanetlemeyi "PKK bir terör örgütü; kadınları, kız çocuklarını katlediyor." deme cesaretini gösteriyorlar mı? Hayır, şimdi tüm insanlığı hedef alan bu en kapsamlı şiddet hareketiyle mücadeleye dair de Meral Hanım tek bir söz etmedi. Burada olmadığı için... Tabii, onunla ilgili söylüyorum.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Bunun kadının soyadıyla ilgisi ne? Ben o bağlamı kuramadım ya.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Sizin konuşmalarınızın ilgisi neyse o kadar.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Vallahi kuramadım, özür diliyorum.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Sizinkileri de biz hiç kuramıyoruz. Şanlıurfa'nın elektriğinden başlıyorsunuz, gidiyor.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Ben bir şey demedim, kuramadım; özür dilerim, kadının soyadıyla bunun bağlantısını kuramadım.

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Sonuç olarak, kadın, kadınları hedef alıyor. Yani sonuç olarak şunu ifade etmek istiyorum: Biz kadını ve aileyi birbirinin alternatifi görmüyoruz. Uyuşturucuyla mücadelenin de istismarla mücadelenin de şiddetle mücadelenin de ancak sağlıklı, huzurlu, güçlü bağların olduğu, kişinin kendisini yalnız hissetmediği; dayanışmanın, iletişimin olduğu aileyle mümkün olacağına inanıyoruz. Yani birçok sorunun aslında önleyici tedbiri; güçlü, sağlıklı aileden geçer diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.